*

Vak�f Hakk�nda

Dat�a

Hac� Bekta� Veli

Alevilik

K�LT�REL

* G�N�N S�Z� *
* SON DAK�KA *
Allah�n Aslan� Hz. Ali 

Allah'�n aslan�yd�n karanl�klar devrinde. 
Sonra nur olup parlad�n �lemde. 
Bu g�n; 
Bitmeyen bir enerjisin 
Semah eden g�n�llerde, 
'Bar��, sevgi, karde�lik' diyen her dilde.

Mu�la Dat�a Hac� Bekta� Veli Anadolu K�lt�r Vakf� online ziyaret�i
Hac� Bekta� Veli'nin Ya�ad��� Tarihsel Ortam

Baki �z (Ara�t�rmac� Yazar)

1) Giri�:

Hac� Bekta� Veli�yi yaratan ve �Hac� Bekta� Veli�ye XIII. y. y�l�n �r�n�d�r� dedirten tarihsel ko�ullar� ve bu d�nemin Ortado�u, Anadolu ortam�n�, ya�ant�s�n� ana �izgileriyle g�relim. �una inan�yoruz; Hac� Bekta��� anlamak, ancak XIII. y. y�l Ortado�u ve Anadolu ko�ullar�n�, yap�s�n� tan�makla m�mk�n olacakt�r. Hac� Bekta��a, inan�- d���nce- eylem ba�lam�ndaki hareketine, izgisine �a�� ve ortam� g�z�n�ne al�narak bak�lmas� durumunda Hac� Bekta� olgusu bir somutluk, bir ger�eklik kazanabilecektir.

Olgunun bir ba�ka yan� da �udur: Hac� Bekta�; �a��na damgas�n� vuran, ortam�n� ya�an�labilir duruma getirmek i�in ��z�mler �reten, aray��lar i�erisine giren, ko�ullar� toplumun yarar� do�rultusunda de�i�tirmek i�in zorlayan biridir. Sulucakarah�y�k�teki k���c�k toplulu�unu yap�land�r���nda bunlar� g�r�yoruz. O, d���nd��� ideal toplum i�in Sulucakarah�y�k toplulu�unu model alm��, bu modeli Anadolu geneline yaymaya �al��m��t�r. ��te Hac� Bekta��� bir birey olmaktan ��kar�p, g�n�m�ze kadar kal�c� k�lan bu yan�d�r. ��te bu nedenler Hac� Bekta� olgusunun tarihsel d�nemini, �a��n�, ortam�n�, ko�ullar�n� �n plana ��kar�yor, bilinmesini gerekli k�l�yor. ��nk�, Hac� Bekta� Veli bir XIII. y. y�l Anadolu �r�n�d�r. Acaba nas�ld�r XIII. y. y�l Anadolusu ? . .

2) Anadolu�ya G��ler :

V. y. y�ldan itibaren Hazar denizi �evresinde yo�unla�malar olmu�, bu durum ekonomik, toplumsal ve siyasal bunal�mlara yol a�m��t�r. Avrupa�ya g��enler etkinlik kuramazlar, Avrupa topluluklar� i�erisinde erirler. Fakat Ortado�u ve Anadolu�ya g��enler bug�nlere kadar s�recek bi�imde kal�c�l�klar sa�lar ve etkinlikler kurarlar. Beylik, devlet ve imparatorluklar kurar, kurum ve kurulu�lar�n� olu�tururlar. Yer yer ve zaman zaman Ortado�u�yu, ama s�rekli olarak da Anadolu�yu yurt edinirler. T�rkler, Anadolu�yla en belirgin bi�imiyle M. S. 450�lerden sonra tan���rlar. Fakat Anadolu�yu fethetme ve yerle�me/ yerle�tirme do�rultusunda yap�lan as�l g��ler 1000�li y�llarda ba�lar. B�y�k Sel�uklular d�neminde �a�r� Bey, Tu�rul Bey, �brahim Yinal, Kutalm��, Yakuti, Anadolu�ya ak�nlar d�zenlerler, Af�in Bey�se Ege denizine ula��r. 1071�de yap�lan Malazgirt Sava���yla T�rkler�e Anadolu�nun kap�lar� a��l�r. Art�k Asya�da birikmi� ve ekonomik, toplumsal, siyasal bunal�ma d��m�� O�uz/ T�rkmen boylar�n� yerle�tirecek bakir alanlar bulunmu�tur.

Asya, s�rekli olarak askeri ve siyasal �alkant�lar ya�amaktad�r. Ayn� topraklar �zerinde yeni yeni devletler kurulmakta ve kurulmaya �al���lmakta. Bu �al��malar b�y�k sava�lara yol a�maktad�r. Sava�larsa halk�n ya�am�n� do�rudan etkilemekte, halk� �ba�ka yerlere g�� bi�iminde yeni aray��lara sokmaktad�r.

Bu siyasal ve toplumsal geli�meler sonucunda Anadolu�ya olan g��leri ve bu kat�l�mlar sonucunda olu�an Anadolu co�rafyas�ndaki toplumsal mozayi�i, bu yeni co�rafyada �zellikle Xlll. y. y�llarda toplumsal bunal�mlara neden olacak odakla�malar� ��yle toparlayabiliriz:

  • Hz. Ali�nin o�ullar�ndan Zeynel Abidin�in o�lu Zeyd�in soyu IX. y. y�l�n ilk �eyre�inde Anadolu�ya ta��n�r. Malatya y�resine yerle�ir. �nl� Battal Gazi bu topluluk i�erisinde Anadolu�da do�ar. Bu toplulu�un bir kolu daha sonralar� Isparta�ya dek da��lacak ve orada bilinen Veli Baba Oca�� do�acakt�r. Bu topluluk etnik olarak Arap, inan� olarak Alici/ Alevidir. Anadolu�da T�rkle�eceklerdir.

  • Hurremiye hareketinin �nderi Babek�in ordusu i�erisinde �nemli �l��de T�rkler vard�r. Eba M�slim�e �zenti duyuyorlar ve Ehlibeyt yanl�s�d�rlar. �ran topraklar�ndaki Arap/�slam egemenli�ine kar�� bir ba�kald�r� y�r�tmektedirler. Azerbaycan�da ortaya ��kan bu hareket, Abbasi hizmetindeki T�rk komutan Af�in taraf�ndan 833- 34�l� y�llarda bast�r�l�r. Bilindi�i kadar�yla iki bin Babeki sava���s� Anadolu�ya, Bizans topraklar�na s���n�r. Rumeli�ye ge�en gruplar da vard�r. Ba�lar�nda �nl� komutanlar� Nasr Theophobos vard�r. Divri�i, Arguvan ve Malatya dolaylar�ndaki Paulikenler aras�na yerle�ir ve onlarla Heterodoks olu�lar� nedeniyle kayna��rlar. Bu topluluklar ilerde Anadolu Alevili�inin �e�nisi olacaklard�r.

  • Ortado�u devletlerince bask� ve k�y�ma u�rayan Mazdek- Hurremi- Babeki kal�nt�lar� farkl� zaman dilimlerinde ve �e�itli gruplar bi�iminde Anadolu�ya g��er, yerle�ir, Alevi inanc�yla kar�l�p yo�rularak ve Alevi toplumu i�erisinde yerlerini al�rlar.

  • Abbasi halifeleri Harunre�it ve o�ullar� Memun, Mutas�m d�nemlerinde Ortaasya T�rkl����ne s�cak bak�lacak, T�rk boylar�ndan askeri birlikler kurulacak, komutanl�k ve valiliklere T�rkler�den atamalar yap�lacak ve Araplar�la kar��malar� istenmeyen T�rk topluluklar� Abbasiler�le Bizans aras�ndaki tampon b�lge olan Anadolu�nun do�u kentlerine yerle�tirileceklerdir. �Avas�m kentleri� denilen bu b�lgelere yerle�tirilen T�rk boylar� genellikle Abbasiler�in denetiminde kalarak S�nni �slaml��� benimseyeceklerdir. Daha sonralar� Anadolu�ya g��en bir�ok T�rk toplulu�u Avas�m b�lgesindeki etnikda�lar�n�n aras�na kolayl�kla yerle�ebileceklerdir.

  • 1015- 1070 y�llar� aras� Anadolu�ya fetih hareketi s�ras�nda kimi ak�nc� birlikleri ve onlarla birlikte hareket eden T�rkmen boylar� Anadolu�ya yerle�mi�lerdir.

  • 1071- 1079 y�llar� aras�nda Kutalm��o�ullar��n�n Anadolu Sel�uklu Devleti�ni kurmalar� s�ralar�nda Anadolu�ya b�y�k bir T�rkmen ak�n� olur. B�y�k boylardan kopan k���k �zerk gruplar Anadolu�ya gelirler. Giderek �T�rkiye�nin temellerini atacaklard�r.

  • B�y�k Sel�uklular, S�nni �slaml��� temel alan bir d�zen kurmu�lard�. Alevi- �ii T�rkmen boylar�yla aralar�nda ciddi ge�imsizlikler vard�. Alparslan bu sorunu T�rkmen boylar�n� Anadolu�ya s�rerek ��z�mlemi�tir.Ge�inilemeyen ve g�d�m alt�na al�namayan T�rkmen boylar�n�n Anadolu�ya s�r�m� t�m B�y�k Sel�uklu y�netimi boyunca s�rm��t�r. Bu, bir zoraki g���rmedir. Sel�uklular zoraki g���rmenin kapsam�na Ortado�u�daki �ii, Bat�ni- �smaili topluluklar� da sokmu�lard�r. Bu topluluklar Anadolu Alevili�inin yap�lanmas�na kat�lacaklard�r.

  • Anadolu�ya as�l toplu g��ler Asya�da ortaya ��kan Mo�ol- Cengiz olay� �zerinedir. Cengiz Han (1206- 1227) Asya�n�n t�m�ne egemen bir devlet olur. Do�u Avrupa�ya, Ortado�u�ya ve Anadolu�ya do�ru geni�lemek ister. Bu hareketi, huzursuzluklara neden olur. Kimi devletleri, beylikleri y�kar. Gidilen yerlerde sivil halka zarar verilir. K�y�m, k�r�m yap�l�r ve zul�m uygulan�r. Sel�uklu �lkeleri al�n�r. Birok toplum ve topluluk Cengiz Han�a ba�lan�r. Mo�ol istilasi T�rkistan ve Ortado�u tar�m�na ve kent uygarl���na a��r darbeler indirir. Asya ve Ortado�u�nun siyasal ve y�netsel �ehresi de�i�ir. Tedirgin olan toplumlar Cengiz ordular�n�n �n�nden ka�arak, Anadolu�ya dolu�urlar. Bu vesileyle Anadolu�ya toplu g��ler olur.

  • Muhammed Harizm�ah��n (1200- 1220) yanl�� politikas� Cengiz Han�� �zerine �eker. Yenilir ve devleti y�k�l�r. O�lu Celeleddin Harzem�ah (1220- 1231) Tebriz�i ba�kent edinerek Azerbaycan �zerinde yeniden devletini kurarsa da, Mo�ollar�ca yeniden ortadan kald�r�l�rlar ve kalabal�k Harzemli T�rk kitlesi Ortado�u�ya, oradan da Anadolu�ya gelip yerle�irler. Erzincan, Erzurum�la birlikte kimi yerler Harzemliler�e ikta olarak verilir ve y�zbinlerce Harzem halk� Anadolu�ya yerle�tirilir. Bug�n Erzincan ve Dersim b�lgesinin bir�ok a�ireti kendisini Harzemli kal�nt�s� sayar.

  • Mo�ol �mparatorlu�u topraklar�n�n Ortado�u b�l�m� H�la�� Han��n pay�na d��er. H�la�� Han, 1258�de Ba�dat�a giderek insanl��a yak�mayacak �l��de k�r�m ve zul�m uygular. Halifelik servetine el kor ve halifeyi �ld�rt�r. �ii- S�nni ayr�m�n� k�r�kler. Korku ve tedirginli�e d��en b�lge insan� Anadolu�ya s���narak k�r�mdan kurtulmaya �al���r.

  • Anadolu, XII. y. y�ldan itibaren mutasavv�f dervi� ak�m�na u�rar. XIII. y. y�l Anadolu�su ise art�k bir dervi� yata��d�r. Bilindi�i gibi Ortaasya �Horasan Melamilli�i� nin kayna��d�r. Asya�daki siyasal ve toplumsal �alkant�lar d���nce ve inan� �evrelerini yeni aray��lar i�erisine iter. �zellikle Mo�ol istilas�, yani Cengiz�in egemenlik giri�imi kitlelerle birlikte mutasavv�f �evreleri de �rk�t�r. Kimi kez bireysel, kimi kez grup olarak, kimi kez de kitlelerin �nc�leri olarak kitleleriyle Anadolu�ya g��er, Anadolu�nun yeni siyasal, toplumsal ve inan�sal yap�lanmas�na kat�l�r ve �nc�l�k ederler. Anadolu�daki da��n�k boylar�n yerle�mesinde, tar�ma ge�melerinde, �retim yapmalar�nda, disipline edilmelerinde, Sel�uklu ve daha sonralar� Osmanl� d�zeni i�erinsinde yer almalar�nda, belli bir inan� yap�s� i�erisinde yo�rulmalar�nda mutasavv�f dervi�ler temel rol oynar ve temel �nc�l�k g�revi yaparlar.

X. - XIII. y�zy�llarda Anadolu�ya olan g��lerin Hac� Bekta� Veli�ye ortam haz�rlamas� a��s�ndan karakteristik �zellikleri �unlard�r:

  • Anadolu�ya ilk gelen T�rk- T�rkmen n�fusu ve boylar� hakk�nda kesin bilgi yoktur. Mo�ol istilas�ndan �nce O�uz boylar�ndan yaln�zca K�n�k, D��er, Ya�ma, Salgur, Av�ar ve Y�va boylar�n�n Anadolu�ya g�� g�nderdi�i saptanabilmektedir. Mo�ol istilas� �zerine g�� artm�� ve di�er boylar� da kapsam��t�r. B�ylece O�uz boylar�yla birlikte K�p�ak, Pe�enek, Mo�ol, �a�atay ve Harezmli topluluklar da Anadolu�ya gelmi�lerdir. Ortaasya�dan Azerbaycan�a dolu�an T�rk topluluklar�n�n �o�u Anadolu�ya ge�mi�tir. Kaynaklar ��ekirge gibi �ok say�da T�rkmen�in Anadolu�ya geldi�ini yazarlarsa da inand�r�c� kan�tlar vermezler. Yaln�z, bu durum Anadolu�ya bir- iki y�zy�lda olduk�a yo�un bir T�rk/ T�rkmen n�fusun geldi�inin belirtisidir. Cahen; bu g��lerin �onbinlerce olduklar� kesindir, ama y�zbinlerce olduklar� biraz ��phelidir� derse de, Mo�ol istilas�na kadar 200- 300 bin dolay�nda insan�n geldi�ini yazar. Kafeso�lu, X. - XII. y. y�llarda 550- 600 bin T�rkmen�in geldi�ini savunur. M. Halil Y�nan�, daha kabar�k bir rakam vererek bu d�nem Anadolu�ya 1 milyonun �st�nde insan�n geldi�ini yazar. Ona g�re, 400 bin dolay�nda olan Melik�ah��n ordusunun ��te biri aileleriyle birlikte Anadolu�ya y�nelmi�lerdir. Ayr�ca �obanl�k ve �ift�ilik yapmak i�in 500 bin T�rk ve M�sl�man gelmi�tir. XIII. y. y�l ortalar�nda Mo�ol d�neminde Anadolu�dan ge�en Rubruck, T�rkler�in yerli n�fusa oran�n� onda bir olarak verir. S. Yerasimos, Mo�ol istilas�n�n yaratt��� g�� dalgas�n�n Anadolu�ya ��ok �nemli bir demografik katk� oldu�u� nu savunur. XIII. y. y�lda Anadolu�da bir n�fus patlamas� olmu�tur. Do�all�kla bu n�fus patlamas� ile etnik ve dinsel �eki�meler bir tak�m s�k�nt�lar� da birlikte getirmi�tir.

  • Alevilik, ilkin Ortasaya T�rkl��� i�erisinde yay�lm��t�r. Anadolu�ya T�rk g��leriyle birlikte gelir. Anadolu�ya gelen g��lerin bir b�l�m� Alevi�dir. Bir k�sm� M�sl�manl�k�la �amanl�k aras�nda bocalamaktad�r. Bir b�l�m� ise hen�z �amanl�k ve di�er Asya dinlerindedirler. Bu d�nemler Anadolu, bu nedenlerle etnik ve dinsel bak�mdan karma��kt�r. G��ebeler aras�nda ge�erli ve yayg�n olan Alevilik, �iilik ve Sofilik (tasavvuf) T�rk Anadolu�sunda giderek yayg�nla��r. T�rkmenler, toplum i�indeki etkileri ve sayg�nl�klardan dolay� B�y�k Sel�uklular��n �ba�lar�ndan att�klar�na sevindikleri� dervi�lerini, dedelerini de birlikte getirmi�lerdir. Anadolu genelinde bu �mistik liderler�, yani mutasavv�f dervi� ve dedeler, babalar kendi tarikatlar�n� kurar ve �konfederasyonlar bi�iminde� �rg�tlenirler. Giderek bu �slam ve T�rk ��eleri �T�rk Anadolu�sunda ortaya ��kan bu yeni uygarl�k bile�imine� egemen olurlar.

  • XIII. y. y�l Anadolu�su mutasavv�f dervi�, dede, baba ve d���n�rlerle doludur. Heterodoks hareket doruktad�r. K�pr�l� ba�ta olmak �zere bir�ok bilim adam�n�n kabul etti�i gibi �slaml�k eski inan�lar�n �zerinde zay�f bir �rt�d�r. Kaynaklar bu d�nem Anadolu�sunda Alevi n�fusunu �milyonlarca� s�zc���yle anlat�rlar. Bu izlenim Prof. Babinger�i �Anadolu Sel�uklular� �ii bir mezhebe mensup idiler. Yani tek kelimeyle Alevi idiler� kan�s�na g�t�r�r.

  • Anadolu�ya ilk g��ler s�ras�nda H�ristiyan halk tedirginle�ir. Bat� Anadolu�ya g��er. Seyrek n�fuslu �� Anadolu�ya Rum feodallar� egemen olur. �ki toplum b�lgeleri aras�nda �ss�z b�lgeler do�ar. T�rkmen �o�unluk g��ebelikte direnir. Sel�uklu y�netimi H�ristiyan k�yl�y� topraklar�na d�nd�rmeye �al���r. Bir yerde Rum ve H�ristiyan k�yl�n�n savunucusu ve koruyucusu olmaya �al���r. Ba�aramaz. D�nemin tarih�isi �bni Bibi�nin yazd���na g�re bu d�nem Amadolu�sunda Fars�a, Rumca, T�rk�e, Ermenice ve S�ryanice gibi be� dil konu�ulmaktad�r. Ulusal birlik ve b�t�nl�k sa�lanamam��t�r. Bu kayna�mada Alevilik temel rol oynar. XIII. y. y�l heterodoks ve Alevi yap�lanmas� Anadolu�da etnik kayna�man�n yolunu a�ar. Sel�uklu Devleti�nin beceremedi�ini Alevilik yoluyla Anadolu �ok etnikli, �ok dinli toplumu kendi dinami�iyle ��zer. Ermeniler, S�ryaniler gibi Do�u kilisesine ba�l� olan H�ristiyanlar, Paulicienler gibi H�ristiyan heterodoks e�ilimleri Sel�uklu ve Dani�mendli y�netimlerini Bizans�a ye� tutarlar. Toplumda bir kayna�ma olur. Bu ortamda olu�acak olan Bekta�ilik�se bu olu�umu ger�ekle�tirir, ya�ama ge�irir.

  • T�rkler, din ��esinden �ok, ulusal duyguya �nem vermi�lerdir. Anadolu�ya g��m�� mutasavv�f dervi�ler, dedeler, babalar �slaml��� Anadolu co�rafs�nda adeta bir ulusal dine d�n��t�rm��lerdir. Bu dedeler, babalar T�rkl��� ve ulusal ��eleri �slam potas�nda de�il, �slaml��� T�rkl�k ve ulusal ��eler potas�nda eritmi� ve yo�urmu�lard�r. XIII. y. y�l bu olu�umun dorukta oldu�u d�nemdir.

  • Asya�dan gelen n�fus Anadolu�da �nemli olaylar yaratm��t�r. 1240�larda Sel�uklular�a, 1260�larda ise Mo�ollar�a kar�� direnmi�lerdir. Halk tabakalalar� i�erisindeyse etkin bir maya g�revi yapm��lard�r. Uygun kayna�may� yaratarak �o�u kez fetih i�lerini kolayla�t�rm��lard�r. Toplumun maneviyat�na etki etmi�, yerle�melerine, �retici olmalar�na �al��m��lard�r. Ahilik �rg�t� i�erisinde kent ekonomisine girmi�lerdir. Osmanl� Devleti� nin kurulu�una kat�lm��lard�r. B�t�n bu �nemli olu�umlar XIII. y. y�lda ger�ekle�ir. Hac� Bekta� Veli ise bu etkenlerin �r�n�d�r, �nc�s�d�r.

  1. XI. - XIII. Y�zy�l Aras� Siyasal- Y�netsel

Geli�meler:

XI.- XIII. y. y�l Ortasya ve Ortado�u�nun siyasal bak�mdan en �ok bunal�ml� d�nemidir. �stikrarl� ve kal�c� bir d�zen g�r�lmez. Hazar denizini odak alan b�lge �zerinde bir�ok T�rk devleti kurulmu�tur. 1000�li y�llarda bu b�lgede O�uz Yabgu Devleti vard�r. Hazar denizinin do�usunda ve Aral g�l�n�n kuzeyinde uzanan topraklarda Mo�ol soylu Karahitay Devleti egemendir. Hazar ve Aral��n do�usuna uzanan b�lgede T�rkl�k ��eleri �slami ��elere a��r basan Karahanl� Devleti (840- 1212), Karahanl�lar��n g�neyinde Hindistan�a kadar uzanan b�lgede �slami ��eleri T�rkl�k ��elerine a��r basan Gazneli Devleti (962- 1187) vard�r. Ayn� b�lgede giderek �ran�a ve Anadolu�ya do�ru geni�leyen B�y�k Sel�uklu Devleti (1038- 1157) kurulur. Bunlar�n insan kitlesi ayn�d�r. O�uzlar ve �e�itli Asyal� boylar. O�uz boylar� bu devletler aras�nda �eki�me konusu olur. Bu durum, O�uz halk�n�n huzursuzlu�una yol a�ar. B�y�k Sel�uklu Devleti, Abbasi Halife- Devleti�ni siyasal g�d�m�ne almaya �al���r. B. Sel�uklu topraklar� �zerinde bir d�nem ba�l�, bazen ba��ms�z Irak, Horasan, Kirman, Suriye ve T�rkiye Sel�uklu devletleri kurulur.

T�rkler�de �lkeyi hanedan �yeleriyle birlikte y�netme gelene�i vard�r. B�lgelere vali olarak atanan kimi hanedan �yeleri ve valiler ba��ms�zl�klar�n� ilan ederler. �h�idiler, Tuluno�ullar�, Harizm�ahlar bunlar aras�ndad�r. Yeti�kin olmayan ve gerekli beceriyi g�steremeyen hanedan �yesi valilerin yanlar�ndaki �atabeyler�, �Atabeylikler� ad�yla irili- ufakl� devlet ve beylikler kurarlar. Kuzey Irak�tan Akdeniz�e kadar uzanan topraklar �zerinde Zengiler, �ran�da Salgurlular/ Fars Atabeyli�i, Azarbaycan�da �ldenizliler/ Azerbaycan Atabeyli�i, Kuzey Suriye ve G�neydo�u Anadolu�da Be�tegino�ullar�/ Erbil Atabeyli�i, G�ney Suriye�de B�riler/ D�ma�k Atabeyli�i varl�klar�n� s�rd�r�rler.

T�rkler�in XI. y. y�lda Anadolu�ya ak�nlar�yla birlikte, �zellikle Anadolu topraklar� �zerinde kimi beylik/ devletler kurulur. Erzurum dolaylar�nda Saltuklular, Erzincan- Divri�i dolaylar�nda Meng�cekliler, �� Anadolu B�lgesinde Dani�mendliler, Do�u ve G�neydo�u Anadolu topraklar�n�n bir b�l�m� �zerinde Artuklular, Erzen, Bitlis y�resinde Dilma�o�ullar�/ Togan Arslan O�ullar, Van, Ahlat y�resinde S�kmenliler/ Ahlat�ahlar, Diyarbak�r y�resinde �nal/ Y�nalo�ullar�, Harput- Elaz�� y�resindeyse �ubuko�ular�, Anadolu�nun bat� kesimindeyse �nan�o�ullar�/ Denizli- Ladik Beyli�i siyasal- y�netsel varl�klar�n� s�rd�r�rler. Bu �lke topraklar� ad� ge�en Beylik ve devletlerle T�rkiye Sel�uklu Devleti aras�nda �eki�me konusu olur. �o�u, XIII. y. y�lda T�rkiye Sel�uklular��n�n eline ge�er ve bu beylik ve devletlerin siyasal varl���na son verilir.

T�rkiye Sel�uklu Devleti siyasal- y�netsel varl���n� s�rd�r�rken, 1243�lerde K�seda� Sava���yla Mo�ol �lhanl� Devletine yenilir. Bunun �zerine siyasal egemenli�i sars�l�r. Anadolu�da Mo�ol- �lhanl� egemenli�i ba�lar. Devlet y�netiminde do�an otorite bo�lu�u ve toplum �zerindeki egemenli�in gev�emesi ve b�lgelerde kimi beylik ve devletlerin kurulmas�na, b�lgede ulusal birlik ve �lke b�t�nl��n�n bozulmas�na neden olur. �nceleme konumuz olan XIII. y. y�lda T�rkiye Sel�uklular��ndan bir�ok beylik do�arak ayr�l�rlar.

XIII. y. y�l siyasal bak�mdan bir d�n�m noktas�d�r. Y�zy�l�n ilk yar�s� T�rk- T�rkmen toplumunun Anadolu co�rafyas�nda birle�mesi, ulusal ve �lkesel birli�ini kurmas� sava��m� i�inde ge�er. �kinci yar�da ise, sa�lanan ulusal ve �lkesel birli�i da��tmama sava��m� verilir. Do�all�kla, d�nemin bu durumu do�rudan toplumun ya�ant�s�na yans�r. Bu nedenle XIII. y. y�l� bir bunal�m d�nemi olarak nitelememek gerekir.

4) Ha�l� Sava�lar�n�n Yaratt��� Bunal�m:

Ha�l� Seferleri 1096- 1270 y�llar� aras�nda yap�l�r. Avrupa, do�uya ve �slam �lkelerine sekiz sefer d�zenler. Yakla��k iki y�zy�l s�ren bu sava�lar d�neminde do�u- bat� uygarl��� kar�� kar��ya gelir. Fakat konumuz a��s�ndan, yani Hac� Bekta���n ortaya ��k��� a��s�ndan �nemli yan� Anadolu ve Ortado�u�da sergilenen sava�lar, kitle k�r�mlar�, insan �l�mleri, ekonomik bunal�mlar ve k�tl�klard�r.

X. - XIII. y. y�llar aras�nda Avrupa�da n�fus patlamas� olur. N�fus patlamas� tar�m �r�n�n�n art���n� zorunlu k�lar. Bat� Avrupa�da yeni alanlar tar�ma a��l�r. Feodal rant�n sabitli�ine kar��n, �reticinin pay� artar. Bu durum Bat� Avrupa�daki feodal sistemin y�kseli� d�nemine rastlar. XIII. y. y�lda Avrupa�da feodalizm en y�ksek noktas�ndad�r. �z�nde Ha�l� seferlerinin temelinde bu geli�me yatmaktad�r. Avrupa feodallar� Orta ve Do�u Avrupa topraklar�na do�ru da yay�l�m i�erisindedir. Akdeniz�deki Venedik, Cenova gibi �talya kentleri Bat� Avrupan�n ticaretine arac�l�k etmektedir. Almanya �mparatorlu�u�nun pazar� Venedik�in denetimindedir. Ceneviz, Venedik ve Piza Ha�l� seferleri s�resince burjuva ��elerini temsil ederler. �talyan burjuvalar�ndan olu�an koloniler do�ar. Bunlar do�u ticaretinin �nemli merkezleri olurlar. Ha�l� ��lg�nl���n� ticari al��veri�e d�n��t�r�rler. H�ristiyan din adamlar� ve papalar�n �abalar� yaln�zca dinsel ama�l� de�ildir. Ama�lar�; maddi ve manevi olarak kilise iktidar�n� g��lendirmek ve yaymakt�r. Papal�k, daha sonraki merkeziyet�i monar�ilere �rneklik ederek �otokratik merkeziyet�i bir otorite� kurarlar. Avrupa�n�n feodal temsilcileri olan baronlar, ��valyeler elde edecekleri arazi ve zenginlekler pe�indedirler. Yeni topraklar alarak etkinlik alanlar�n� geni�letmek ve monar�ik devlet olma yolunda b�y�mek isterler. Ha�l� seferleri, ��valyelerin �lk�s� olur. Sava�, onlar i�in k�r(kazan�) kayna��d�r. Avrupa�n�n i�sizi, �apulcusu, dinsel fanati�i bunun i�in yollara d�k�lm��t�r. Kud�s��n al�nmas� H�ristiyan d�nyas�n�n kurtulu�unun simgesi yap�lm��t�r. Din adamlar�, Ha�l� seferlerini �Tanr��n�n iste�i� olarak propaganda etmektedirler.

I. Ha�l� Seferinde (1096- 1099) Avrupa�n�n yoksul ve fanatik k�yl� kesimi yollara d��er. �stanbul�da 600 bin H�ristiyan Ha�l� toplan�r. Bunlar�n geneli Anadolu�da ikinci K�l�� Arslan��n vur- ka� takti�i, a�l�k ve susuzlukla yok olur. Antakya �nlerine ancak 50- 100 bin kadar� ula��r. Kud�s��, Fatimiler�den alarak bir Latin Devleti, Antakya, Urfa, Trablus�am, Sur ve Yafa�da da birer kontluklar kurarlar. B�lgede toplum, Frans�z feodalizmi t�r�nde bir feodaliteye sokulur.

II. Ha�l� Seferi (1147- 1149) Musul Atabeyli�i�nin Urfa kontlu�unu ortadan kald�rmas� �zerine d�zenlenir. Bu sefere Almanya �mparatoru ile Fransa Kral� kat�l�rlar. Alman ordular� Mesut taraf�ndan bozguna u�rat�l�r. Frans�z birlikleri ise T�rkmenler�in sald�r�lar�na u�rar. Geri kalanlar T�rk ve Rumlar��n sald�r�lar�yla erirler.

III. Ha�l� Seferi (1189- 1192) Eyyubi h�k�mdar� Selahattin�in Kud�s�� almas� �zerine d�zenlenir. Ha�l�lar bu sefere Alman �mparatoru, Fransa Kral� ve �ngiltere Kral��n�n y�netiminde kat�l�rlar. Alman ordular� Anadolu�da ge�erken b�y�k yitikler verir. Ama Konya�ya girmeyi ba�ar�rlar. �ar��lar� ya�malar ve bir�ok insan� �ld�r�rler(1190). Ordular da��l�r. Di�er birlikler Akka�y� ku�at�rlar. Erzaklar�n�n bitmesi �zerine, Akka m�sl�manlar�n�n direni�i k�r�l�r ve teslim olurlar. Kud�s�� almak i�in Selahattin Eyyubi�yle sava��rlar. Kud�s, M�sl�manlar�n elinde kal�r.

IV. Ha�l� Seferinde Ha�l�lar �stanbul�a vararak Latin �mparatorlu�u�nu (hanedanl���n�) kurarlar(1204- 1261). Kenti ya�malarlar. Halk ayaklan�r. Bizans hanedan �yelerinden kimileri Anadolu�ya ge�erek �znik ve Trabzon�da iki ayr� devlet kurarlar. �znik Devleti 1261�de Latin �mparatorlu�u�na son vererek Bizans �mparatorlu�u�nu yeniden canland�r�r. Trabzon Rum �mparatorlu�u ise Fatih Sultan d�nemine dek s�rer.

Selahattin Eyyubi�nin �l�m� ve Eyyubi Devleti�nin par�alanmas�, Ha�l�lar��n y�zy�l kadar daha Suriye�de kalmalar�na olanak verir. �evre b�lge ve �lkelere seferler d�zenlenirse de, ba�ar�l� ve kal�c� olamazlar. Ortado�u topraklar� �zerine ayr�ca d�rt sefer daha yap�l�r.

Bu iki y�zy�l i�erisnde sava�lar nedeniyle Anadolu ve Ortado�u�da y�zbinlerce H�ristiyan ve M�sl�man �l�r. Anadolu, Suriye ve Filistin�in bir�ok yeri yak�l�r y�k�l�r. Anadolu sava� alan� olmu� ve en �ok zarar� g�rm��t�r. Sava� ekonomisi ya�an�lm��, �retim d��m��, a�l�k ve k�tl�k ya�an�lm��t�r. Ha�l� seferleri Anadolu ve Ortado�u�daki T�rk- �slam devletlerini g��s�zle�tirdi�inden, Mo�ol sald�r�lar� kar��s�nda diren�siz b�rakm��t�r. H�ristiyan din adamlar�n�n otoritesi sars�lm��t�r. Bu sava�lar b�lgedeki M�sl�man- H�ristiyan ili�kilerini bozmu�tur. Kapanmaz yaralar a�m��, din ve mezhep sava�lar�n� s�rekli k�lm��t�r. M�sl�manlar i�indeki H�ristiyan topluluklar� zarar g�rm��t�r. Yunus Emre, Mevlana ve Hac� Bekta� gibi h�manist ve evrenselcilere bu yaralar� kapamak sava��m� d��ecektir. Bunlar Hac� Bekta� ve Hac� Bekta��lar�n do�mas�na neden olacakt�r. ��te b�ylesi bir XIII. y. y�l Hac� Bekta��a kaynakl�k eder ve Bekta�ili�i �n plana ��kar�r. Hac� Bekta���n felsefesindeki ac�, k�y�m, �l�m, y�k�m, sava�, k�tl�k, a�l�k kar��tl���; din, dil, etnik, mezhep ve dinler �st� bir dostluk ve bar�� i�erisinde �olgun insan�, �olgun toplum� olarak ya�ama iste�i bu g�zlemlerin ve ya�an�lanlar�n verdi�i derslerin sonucudur.

5) XI.- XIII. Y�zy�llarda Askeri Olaylar ve

Sava�lar�n Yaratt��� Genel Bunal�m:

Hac� Bekta��lara ortam haz�rlayacak askeri olaylar� kronolojik s�ras� i�erisinde vererek; bir duygu, g�n�l, d���nce ve inan� adam� olan Hac� Bekta� Veli�nin do�mas�na hangi etkenlerin kaynakl�k etti�ini belirtmek, a��klamak amac�nday�z. ��nk� insan, ortam�n�n �r�n�d�r. Onu, ko�ullar� yarat�r. Hac� Bekta���n ya�ad��� XIII. y�zy�l� da bu a��dan de�erlendiriyoruz. XIII. y. y�l� haz�rlayan geli�meler ve XIII. y. y�l ortam�nda Hac� Bekta� Veli konumuzun oda��d�r. D���n�rler, inan� adamlar�, g�n�l adamlar�, liderler bunal�ml� d�nemlerde ortaya ��karlar. Toplum, onlara gerek duyar. Hac� Bekta���n da ortaya ��k��� b�yledir. �imdi T�rk/ T�rkmenler�in Anadolu�ya geli�leriyle ilgili �nemli askeri olaylara, geni� kitlelerin k�r�m�na, zul�ma u�ramalar�na, kan ve can kayb�na neden olan sava� olaylar�na bakal�m. ��nk� bu olaylar, bunlar�n toplumdaki yank�s�, sonraki y�llara kalan izleri konumuz a��s�ndan �nemlidir.

  • 26. A�ustos. 1071�de Bizans �mparatorlu�u�yla B�y�k Sel�uklu Devleti aras�nda Do�u Anadolu�da Malazgirt Sava�� olur. B�y�k Sel�uklular��n 50 bin ile Bizans��n 100 bin dolaylar�ndaki ordusu kar�� kar��ya gelir. Bizans yenilir. T�rk/ T�rkmenler Anadolu�ya yerle�me olana��n� yakalarlar.

  • Kutalm��o�lu S�leyman �ah Anadolu�da T�rkiye Sel�uklu Devleti�ni kurar ve geni�ler. Antakya�y� almas� Suriye Sel�uklular��n� korkutur. Suriye Sel�uklu Meliki Tuta��la Halep yak�nlar�nda yap�lan sava�� yitirince, S�leyman �ah intihar eder (5. Haziran. 1086) .

  • I. K�l�� Arslan, Ha�l�lar�a kar�� 30. Haziran. 1097�de Dorileum (Eski�ehir) Sava���n� verir. Yenilir ve �ekilir. Ha�l�lar 100 bin ki�iyle �ukurova�ya girer ve Antakya�y� ku�at�rlar. 40 bin ki�iyle Kud�s�� ku�at�r ve al�rlar. 70 bin Yahudi ve M�sl�man� �ld�r�rler.

  • I. K�l�� Arslan, babas�n�n yerine T�rkiye Sel�uklular��na sultan olur. Konya�y� ba�kent edinir. Dani�mendliler�i yener. 1104�de B�y�k Sel�uklu Devleti�nden ayr�larak ba��ms�z olur. Suriye�ye y�nelir. B. Sel�uklu sultan� Muhammed Tapar, Emir �avl� konutas�nda T�rkiye Sel�uklular� �zerine bir ordu g�nderir. Sava�� yitiren I. K�l�� Arslan at�yla Habur �rma��n� ge�erken bo�ulur (1107) .

  • T�rkiye Sel�uklar��yla Bizans �mparatorlu�u aras�nda 17. Eyl�l. 1176�da Miryokefalon (Gelendost/ Kumdanl�) Sava�� yap�l�r. Bizans 100 bin ki�ilik bir orduyla Sel�uklu T�rkleri�ni Anadolu�dan atmak ister. Bizans ordusu yenilir. Bu olay, T�rkler a��s�ndan bir d�n�m noktas� olur. Anadolu�dan at�lamayacaklar� anla��l�r ve T�rkiye�yi yurd edinirler.

  • T�rkiye Sel�uklular��yla Bizans aras�nda 1211�de Ala�ehir Sava�� olur. Bizans ordusu yenilir. Sel�uklu askeri ya�maya giri�ir. I. G�yaseddin Keyh�srev�in bir Bizans askerince �ld�r�lmesi �zerine durum de�i�ir. Laskeris, kar�� sald�r�ya ge�er. Sel�uklu ordusu b�y�k yitikler vererek, T�rk topraklar�na �ekilir.

  • T�rkiye Sel�uklular� G�neydo�u Anadolu�yu almak, Kilikya Ermeni Krall����n� ortadan kald�rmak, �lkesel b�t�nl��� sa�lamak i�in 1218�de Keban Sava���n� yaparlar. Mara� ve dolaylar� al�n�r. Ermeniler �zerinde egemenlik sa�lan�r.

  • I. Alaeddin Keykubat, Akdeniz ve Karadeniz�e ula��r. Buradaki beylikleri ortadan kald�r�r. K�r�m�daki Su�dak�� al�r (1224) . Eyyubi ve Artuklu meliklerini yener. Anadolu�daki ilk T�rk beyliklerini / devletlerini ortadan kald�r�r.

  • Cengiz Han��n �n�nden ge�erek Anadolu�ya s���nan Harzem h�k�mdar� Celaleddin Harzem�ah�la T�rkiye Sel�uklu h�k�mdar� I. Alaeddin Keykubat aras�nda Erzincan�da 10. A�ustos. 1230�da Yass��emen Sava�� olur. �� g�n s�ren sava�ta Harzem ordusu b�y�k yitikler ve �ok say�da tutsak vererek yenilir. Celaleddin Harzem�ah ka�ar ve b�y�k bir olas�l�kla Dersimliler taraf�ndan �ld�r�l�r. Halk�; Erzincan, Amasya, Larende ve Ni�de gibi �evre illere yerle�tirilir. Buralar onlara ikta olarak verilir. Harzemlileri izleme bahanesiyle Mo�ollar 1231�de Anadolu�ya girerler. Amid, Erzen ve Meyyafarkin�i (Silvan) ya�malarlar. Siird�i be� g�n ku�at�r, kenti ald�ktan sonra halk� �ld�r�rler. �evre kent ve k�ylere giden Mo�ollar; - d�nemin yazarlar�n�n belirttiklerine g�re- , �insanlar� birer birer �ld�r�rler�. Bu kaynaklara g�re; Amid y�resinde 15 bin, Siird�de ise 20 bin ki�i �ld�r�lm��t�r. K�zlar tutsak al�n�p Azerbaycan�a g�t�r�l�r. Mo�ollar, Sivas�a kadar ilerlerler.

  • T�rkiye Sel�uklular��n�n Do�u Anadolu�da egemenlik sa�lamas� Eyyubileri tedirgin eder. B�y�k bir orduyla harekete ge�erler. �ki ordu 1234�de Harput yak�nlar�nda sava��r. Eyyubiler yenilirler. Sultan Alaeddin Eyyubiler�i Do�u Anadolu�dan t�m�yle uzakla�t�rmak i�in Rakka, Urfa, Harran ve Siverek�i al�r.

  • 1239�larda �Babai Olay�� denilen Alevi - T�rkmen ayaklanmas� patlar. Olay�n �nderleri Baba �shak�la Baba �lyas Vefai tarikat�ndad�rlar. Baba �shak olay� Mara�, Kahta, Ad�yaman, Malatya, Kefersut y�relerinde ba�lat�r. Ama�; olay�n as�l merkezi olan Amasya - Tokat Alevi - T�rkmenleri�yle ve bu y�redeki hareketin lideri Baba �lyas�la ba� kurmakt�r. Ayaklanma, Amasya�dan Ad�yaman�a kadar geni�ler ve Anadolu�nun t�m�ne yay�l�r. Malya ovas�nda 1240�da verilen sava� yitirilir.

Tarihlere g�re; Malya Sava���nda 3 bin - 6 bin Babai T�rkmen, bini Frank askeri olmak ko�uluyla 12 bin- 60 bin aras�ndaki Sel�uklu askerine kar�� sava�m��t�r. Babailer�in Sel�uklular� 12 kez yenilgiye u�ratmalar�n�, kentleri ele ge�irmelerini g�z �n�ne al�rsak Babai ayaklanmac� ve sava���lar�n�n daha �ok olmas�, en az 10 binin �zerinde olmas� gerekir. D�nemin tarih�isi �bni Bibi�ye g�re bu sava�ta 4 bin Babai Alevi- T�rkmen k�l��tan ge�irilir. 600 ki�i tutsak edilir. Baba �shak da burada �ld�r�l�r.�bni Bibi kad�n ve �ocuklara de�inilmedi�ini yazarsa da, yan�l�yor olmal�d�r. Babailer�in kad�n ve �ocuklar�yla birlikte sava�t�klar� bilinmektedir. Sel�uklular��n kendilerine kar�� sava�an bu kad�n ve �ocuklara dokunmayacaklar� d���n�lemez. Zaten d�nemin bir ba�ka yazar�, kad�n ve �ocuklar�n bu k�r�mdan kurtulamad�klar�n� belirterek �bni Bibi�yi tamamlar. Bar Hebraeus; �Bunlardan erkek, kad�n, �ocuk, hayvan velhas�l hi�bir �ey k�l��tan kurtulamad��� demektedir.

  • Babai olay�ndan Sel�uklular��n y�prand���n� g�ren Mo�ollar Anadolu�nun istilas�n� d���n�rler. Sultan II. G�yasettin Keyh�srev/ vezir Sadeddin K�pek y�netici ikilisi acizdir. Sel�uklu s�n�rlar�nda dola�an Boycu Noyan komutas�ndaki Mo�ol ordusu Kafkasya�daki G�rc� ve Ermeni birlikleriyle Erzurum�u ku�at�r. Kenti al�r, yakar ve y�kar. Erzincan ve Kemah ya�malan�r. Sivas�a do�ru ilerlenir. Sel�uklular 80 bin ki�ilik ordular�yla Su�ehri �nde Mo�ollar� kar��larlar. 1243 y�l�nda yap�lan K�seda� Sava���nda Sel�uklular panik i�erisine girer, ordu bozulur ve ba�lar�nda sultanlar� II. G. Keyh�srev olmak �zere ka�arlar. Sel�uklular��n b�yle kolayca bozulacaklar�n� d���nemeyen Mo�ollar cesaret bulur ve ileri hareketlerini s�rd�r�ler. Suriye ve M�s�r�a ka�mak isteyen halk� ve askerleri �ld�r�rler. Sivas al�narak halk�n �o�u �ld�r�l�r ve kent ��g�n ya�ma edilir. Kayseri �zerine y�r�n�r. Bura da ya�malan�r. 10 bin dolay�nda Kayseri halk�n� Me�hed ovas�na ��kararak hunharca katlederler. Geri d�n�l�r. Erzincan al�narak ya�malan�r ve halk� katledilir. Sel�uklu �lkesi ikibu�uk ay h�k�metsiz kal�r. Malatya suba��s� Re�ididdin halka haber vermeden hazinelerle birlikten ka�arak Halep�e s���n�r. Ermeniler yollarda yakalad�klar� s���nmac�lar� �ld�r�rler. T�rkmenler kar���l�klar ��kar�rlar. Ticaret ve tar�m bozulur. �lkede k�tl�k ba�lar. �lke anar�iye bo�ulur. �ktidar bo�lu�u do�ar, y�netim m�cadeleleri ba�lar. Anadolu, Mo�ol egemenli�ine ge�er. Sel�uklular, Mo�ollar�a vergi verir ve onlar�n ba�l�s� olurlar. Bu stat� 1277�ye dek s�rer. Bu tarihten sonra da Mo�allar Anadolu�yu i�gal eder ve do�rudan y�netirler. Mo�ollar��n kurdu�u bu y�netim �lhanl� Devleti�nin 1335�de par�alan���na dek s�rer.

  • Mo�ollar 1251�de Diyarbak�r ve Meyy�f�rkin y�resine girer, Suru�, Harran ve Urfa�ya kadar ak�nlar d�zenler, insanlar� �ld�r�r, tutsak eder ve �evreyi ya�malarlar. Kervanlar� soyarlar.

  • 1256�da Boycu Noyan k��lamak i�in Anadolu�ya girer. Sel�uklu birliklerini yeniden yener. Konya� ya kadar ilerler. Mo�ollar, Do�u ve Orta Anadolu�yu istila ederlerken kalabal�k T�rkmen y���nlar� ve A�a�eriler de Malatya Harput b�lgesi ile F�rat- Musul y�relerini i�gal ederler.

  • H�lag� Han, Suriye seferi s�ras�nda �ehzade Ya�mut�a 1257�de Mardin ve Meyy�f�rkin (Silvan) �i ald�rt�r. Silvan ku�atmaya direnir. A�l�k felaket halini al�r. Kent halk� kedi, k�pek ve fareleri yerler. Mo�ollar, kente girdiklerinde birbirleri �zerine y���lm�� insan �l�leriyle kar��la��rlar.

  • Meml�k sultan� Baybars Mo�ollar� 1260�da Aynucalut Sava���nda yener. Mo�ollar ilk kez ac� bir yenilgi al�rlar. Baybars��n �slam �lkelerinde y�ld�z� parlar ve �slam toplumlar�n�n koruyucsu(hamisi) olur.

  • Baybars, Muineddin Pervane y�netimindeki Sel�uklu ordusunun deste�indeki Mo�ol ordusunu 1277�de Elbistan Sava���nda yener. Mo�ollar 6700 �l�, pek �okta tutsak verirler. Sel�uklu birliklerinin �o�u Baybars�a kat�l�rlar. Kimileri de g�n�ll� tutsak olurlar. Baybars Kayseri�ye girer. Pervane�nin iki y�zl� siyaset uygulad���n� anlayarak �lkesine d�ner. �lhanl� h�k�mdar� Abaka Han Anadolu halk�n�n ve Sel�uklular��n Baybars�la anla��p �a��rtarak Mo�ollar��n yenilmesine yol a�t�klar� gerek�esiyle �� almak i�in Anadolu�ya gelir. Baybars�la gizlice anla�t��� i�in vezir Pervaneyi �ld�rt�r. Erzurm ile Kayseri aras�na 200- 500 bin aras� insan �ld�rt�r. Anadolu T�rk/ T�rkmen�inden - d�nemin kaynaklar�na g�re- 200 bin- 600 bin aras� insan �ld�rt�r. Bir o kadar tutsak al�r. Tutsaklar�n 400 binini Bayburt�ta sal� verir. Semerkant�tan Kayseri�ye kadar �ld�r�lenlerin say�s� 6 milyonu ge�er. Sadece Ba�dat�ta 2 milyon insan can verir. Bir�ok kent tarla haline gelir. Y�k�lanlar aras�na Tus�taki �mam R�za t�rbesi de vard�r.

  • Sel�uklu emirlerinden Harzem k�kenli Diyarbak�r y�neticisi Baycar 1277�de ayaklan�r. L�lve Komutan� Hat�ro�lu�na ihanet ederek, Mo�ollar�a teslim eder. Mo�ollar onu par�alayarak, par�alar�n� illere g�sterilmek �zere g�nderir ve halk� sindirirler.

  • Baybars��n Anadolu�da olmas�n� f�rsat bilen Karamano�lu Mehmet Bey, II. Keykavus�un o�lu Siyavu��u (Cimri ) sultan ilan eder. 37 g�nl�k bir y�netimden sonra Anadolu� ya gelen Mo�ollar Mehmet Bey�le Siyavu��u �ld�r�rler. Cimri olay� ve Baybars��n Anadolu i�lerine kadar gelmesi, Mo�ollar��n Anadolu�yu i�gal etmelerine ve �lkeyi tek elden y�netmelerine yol a�ar.

Mo�ollar��n Anadolu�nun y�netimini do�rudan �stlenmeleri �zerine vezirler ve valiler halk �zerinde bir s�m�r�, talan d�zeni kurdular. Taht kavgalar� kanl� boyutlar�yla s�r�yordu. Anadolu�daki Mo�ol hanedan �yeleri, vali ve komutanlar� da zaman zaman merkezi y�netime kar�� ayaklan�yor ve halka s���n�yorlard�. Baltu (1296) ve S�lemi� (1298) ayaklanmalar� bunlar�n en �nemlileridir. K�saca Hac� Bekta� ne yana baksa kan, �l�m, sava�, siyasal m�cadele, k�tl�k ve s�m�r� g�r�yodu. Bunlar, onun Anadolu� ya yeni bir ya�am tablosu getirmesinde temel etken olacaklard�r.

  1. XI.- XIII. Y�zy�l Anadolu� sunun D���nsel ve �nan�sal Yap�s�:

�slam d�nyas�nda felsefe hareketleri Abbasiler d�neminde H�ristiyanla�m�� Yunan felsefesine ait yap�tlar�n �evirilmeleriyle ba�lar. Felsefeden dayanak bulan tasavvuf giderek sistemle�ir. X. y. y�ldan sonra tasavvuf bir d���nce sistemine d�n���r. As�l felsefe ak�mlar� da yine X. y. y�l ba�lar�nda do�ar. �nc�l���, Do�a felsefesi ile ilgili ak�mlar yapar. Giderek bu ak�m; Eflatun�la Aristo�nun felsefe sistemlerini uzla�t�ran ve bunu Yeni Eflatuncu yorumlarla donatan Me�aicilik ile, Eflatunculuk�la gnostik felsefeyi birle�tirerek yeni bir at�l�m yapan ��rakilik olarak iki ����rda geli�irler. Buna kar��n �slam d�nyas� XII. ve XIII. y. y�lda iki �nemli badire atlat�r. Bunlar Ha�l� seferleriyle Mo�ol istilas�d�r. Bu olaylar VIII. - XI. y. y�llar aras�ndaki olguyu (pozitif / m�sbet) bilim ara�t�rmalar�n� ve �zg�r d���nceyi zay�flat�r. E�ari kelamc�l��� d���nce tart��malar�n� durdurur. E�itim, iskolastik bi�im alarak ba�nazl��� artt�rm��t�r. Felsefe ak�mlar�na ho�g�r� kesilmi�tir. Felsefe, Kelamc�l���n sonuca var�� arac� olmu�tur. XIII. y. y�ldan sonra felsefe ak�mlar� yerlerini t�m�yle kelam ve tasavvuf hareketlerine b�rakm��lard�r.

Ha�l� seferleri ve Mo�ol istilas� sonras�nda Anadolu�da dinsel ve d���nsel ba�da�ma olduk�a bozuldu. Kitle i�erisinde k�zg�nl�k ve k�rg�nl�klar do�du. Anadolu d���nsel ve inan�sal birli�i derin yarlar ald�.

XIII. y�zy�l bu dinsel ve mezhepsel karga�al�klara ��z�m arama �abalar�yla ge�er. Hac� Bekta� Veli Anadolu toplumunun d���nce ve inan� uzla��m�n�n ve dayan��mas�n�n mimar� olur. Bu yan�yla XIII. y. y�l dinlerin ve mezheplerin bir biriyle kayna�ma sa�lad��� bir d�nem olur.

�slam d�nyas�nda d���nce ve inan� ak�mlar� genellikle iki temel �zerinde yap�lanm��lard�r. Birincisi Ehlis�nnet (S�nnilik), ikincisiyse Ehlibeyt (�iilik/ Alevilik) . Ara ak�mlar bu iki koldan birine yana�arak varl�klar�n� s�rd�rm��lerdir. Mutezile, �hvan�lsafa, Mazdekilik, Karmatilik, Hurremilik, �smaililik, Bat�nilik� gibi ak�mlar hep Ehlibeyt ak�m� i�erisinde yerlerini alarak genel �slam anlay���na kazand�r�lm��lard�r. Bu ak�mlar�n �slam temeli �zerinde Bekta�ilik ad� alt�nda yo�rulmas�nda Hac� Bekta� Veli �nemli rol oynar.

Asya g��leriyle bir�ok da T�rkmen dervi�i, mutasavv�f�, dedesi, babas�, d���n�r� Anadolu�ya gelirler. Bunlar T�rkistan- Horasan- Mavera�nnehir�de Melamilik, Yesevilik ve Vahdet- i V�cut ak�mlar� i�erisinde yo�rulmu� kimselerdir. Anadolu�nun kentlerine yerle�ir, �o�u kez y�ksek kesimlere seslenir, aristokrat ve ayd�n tabakas� i�erisinde ya�arlar. Bir b�l�m�yse k�rsal kesimlere ve halk aras�na yerle�irler. Bu hareket Anadolu�da kendi i�erisinde bi�imlenir. Birincisi Muhyiddin Arabi (�l. 1241) ve evlatl��� Sadruddin Konevi(�l. 1274) ile temsil edilenler ahlak��l��� temel al�rlar. �kinci gurupsa K�brevilik ile Suhreverdilik tarikatlar�nda toplan�rlar ve daha ho�g�r�l�, daha estetik bir karakter g�sterirler. Necmeddin Razi (�l. 1256), Baha�ddin Veled (l. 1228), Burhanedd�n Muhakkik- i Tirmizi (�l. 1240) K�brevilili�i temsil ederler. Evhaduddin Kirmani�yse (�l. 1237) Suhrevirdili�in temsilcisidir. Bu tarikatlar �ranilik etkisi ta��rlar. Orta Anadolu�nun Konya, Kayseri, Tokat ve Amasya gibi ticaret ve k�lt�r merkezlerine yerle�irler. Halk�n dinsel ya�am�nda �nemli �l��de rol oynarlar .

Bu iki ahlak�� ve estetik�i ak�m XIII. y. y�l�n ortalar�nda Mevlana Celaleddin (�l. 1273) ve Mevlevili�i do�urur. Mevlana, �zellikle Sel�uklu y�neticileriyle iyi ili�kiler i�erisindedir. Mevlevilik�se kent insan�n�n ve y�netici �evrelerin tarikat� olacakt�r. Ahi Evren�in kurdu�u Ahilik�se kent insan�n� �rg�tlemesi ve ekonomik ya�ama sokmas�yla birlikte, Mevlevili�e g�re ayr� bir yol izler.

Tasavvuf, XIII. y. y�l Anadolu� sunda g��ebe, yar� g��ebe ve k�yl�k �evrelerde �nemli temsilciler bulur. Bu ak�m� Anadolu� ya �Horasan Erenleri� getirmi�lerdir. �slama yakla��m� y�zeyseldir. Bu bir �halk tasavvufu� ak�m�d�r. Temsilcileri baba, dede ve atalard�r. Horasan Melamili�inin/ Melametili�inin devamc�s�d�rlar. Hac� Bekta� Veli bu hareket i�erisinden ortaya ��kacak ve bu harekete yeni bir d�zen verecektir.

Bu genel ak�mlar�n d���nda XIII. y. y�l Anadolu� sunda ya�am�� ve toplum �zerinde derin izler b�rakm�� bir�ok d���n�r ve inan� adam� vard�r. Fahreddin Irakeyn (�l. 1289) �in Tokat� ta tekkesi vard�r. Kalenderiler�le ili�kilidir. S�raceddin Urumavi (�l. 1283) Konya�da ya�am�� ve Mevlana yanl�s�d�r. Bir ba�ka Mevlana yanl�s� olan Kutbeddin �irazi hikmet, tabiiye, riyaziye ve t�p uzman�d�r. Hac� M�barek Haydari ise Haydari halifelerindendir. XIII. y. y�lda ya�am��t�r. Tabduk Emre ile Yunus Emre de yine bu y�zy�l�n insanlar�d�r. Bat�ni- Alevi ak�m�n i�erisinde yer alm�� ve toplumumuz �zerinde bug�nlere kalacak �l��de izler b�rakm��lard�r.

Hac� Bekta� Veli, tasavvufun Anadolu�da en geli�mi� d�nemini ya�ad��� XIII. y�zy�l�n insan�d�r. Bu d���nce- inan� ak�mlar�n�n ve tasavvuf hareketinin en canl� oldu�u d�nemde hareketin i�erisinde yer alm��t�r. Horasan Melamili�i�nden Anadolu Bat�ni- Alevi Kalenderili�i�ne uzanan �izginin temsilcisidir. D���nce ve inan� hareketlerinin en canl� oldu�u bir �a�da, bu hareketlere bir d�zen kazand�rarak, Bekta�ilik ����r� i�erisinde toparlayarak, bir�ok hareketi Bekta�ilik �zg�nl��� i�erisinde eritip, kar�p ve yo�urup bi�imlendirmeyi ba�arm��t�r. O�nun ululu�u i�te buradan kaynaklan�r.

  1. XI.- XIII. Y�zy�l T�rkiyesi�nde Toplumsal Yap�:

B�y�k Sel�uklular olsun, T�rkiye(Anadolu) Sel�uklular� olsun toplum olarak k�yl�l��e, ekonomi olarak tar�ma dayan�rlar. Topraklar�n, memur ve subaylara maa�lar�na kar��l�k i�letme hakk�n�n verilmesi esas�na dayanan �kta sistemi temel al�nm��t�r. B�y�k Sel�uklular hanedan �yelerini Anadolu topraklar�n� almalar� durumunda kendilerine ikta olarak verilece�i �zendirmesiyle, Anadolu�yu fethettirir, bir�ok hanedan �yesini merkezden uzakla�t�r�r, Ortado�u ve Anadolu�ya yerle�tirirler.

T�rk devletlerinde �lke y�netiminin hanedan �yelerinin ortak mal� olu�u esast�r. T�rkiye Sel�uklular� da kamu topraklar�n�n h�k�mdarl�k ailesinin mal� olmas� ilkesini benimsemi�tir. Merkezi y�netimin g��lenmesi, iktidar� padi�ah�n �ahs�nda toplam��t�r. XI. y. y�l�n sonlar� h�k�mdarl�k ailesi iktalar� d�nemi olmu�tur. B�y�k �apta devlet m�lkiyeti ortaya ��km��t�r. Merkeziyet�i e�ilimin artmas�yla, XII. y. y�lda h�k�mdarl�k ailesi iktalar� devletin s�k� denetimine al�nm�� ve basit birer kazan� kayna�� d�zeyine indirilmi�lerdir. T�rkiye Sel�uklular� iktalar� illerdeki vali ve askerleri kapsayacak �l��de yayg�nla�t�rarak ve b�y�k ikta sistemini k�rarak feodalla�may� �nlemeye �al��m��lard�r.

Sel�uklularda toprak �zerinde devlet m�lkiyeti esas olmakla birlikte, uygulamada �zel m�lkiyet vard�r ve yayg�nd�r. Devlete yararl�l�k g�steren ki�ilere temlikler verilmi�tir. Bu lkin miri topraklardaki vergilerin bireylere b�rak�lmas� bi�iminde ba�lar ve giderek i�eri�i �zelm�lkiyet�ilik lehine de�i�ir. Bu vergi hakk� giderek devletin toprak �zerindeki haklar�ndan vazge�mesiyle sonu�lan�r. Topraklar tam m�lkiyetiyle �zel ki�ilere b�rak�l�r. Vak�flar �zelle�meyi kamufla� yaparak y�r�t�rler. Dahas� II. �zzettin Keykavus 1260�larda bir k�y� parayla satar.

Mo�ol d�nemi, Anadolu�da �zel m�lkiyetlerin b�y�k �l��de �o�almas�na, Bat� feodalitesini an�msatan y�zlerce k���k beyli�in do�mas�na yol a�ar. Askeri iktalar �zel m�lklere d�n���r. �kta sisteminin d���nda, b�y�k arazi sahibi dihkanlar varl�klar�n� s�rd�r�rler. Kamu/ devlet m�lkiyetine dayanan ikta sisteminin d���nda geni��e bir �zel m�lk alan� olu�mu�tur. K���k arazi sahibi �zg�r k�yl�l�k de vard�r. T�rkiye Sel�uklu devleti/ toplumu, XIII. y. y�lda geni� arazilere sahip b�y�k ailelerin egemenli�inde ve g�r�n��e g�re feodal bir devlettir.

Sel�uklu toplumu, bir s�n�fl� toplumdur. S�n�flar kristalize olmu�tur. �lkede tam anlam�yla bir beyerki/ zengin erki(plutokrasi) vard�r. �ranl� ve �ranl�la�m�� ��eler devlet �zerinde, y�netimde egemendirler.E�itim ve k�lt�r bu do�rultuda yap�lanmaktad�r. Kamucu/ devlet�i toplum yap�s�ndan s�n�fl� feodal toplum d�zenine ge�i� izlenmektedir. Toplum, bu ge�i�in sanc�lar�n� �ekmektedir. Bu toplumsal sanc�lar kendini; g��ebe- yerle�ik, T�rk/ T�rkmen- �rani ��eler, �ii(Alevi)- S�nni �at��mas� ve az�ok �zg�r kabile �yeli�i bi�iminde ya�at�lan g��ebe y���nlar�n �T�rkmenlik�ten ��k�p yar�- ba��ml� k�yl� konumuna zorlanmas�na kar�� g�sterilen direni�ler bi�iminde ortaya kor. T�rkmen feodalla�maya kar�� tepki g�stermektedir. Art�k XIII. y�zy�l Anadolusu�nda bir s�n�fl� toplum ve s�n�fsall�k �zerine oturtulmu� bir d�zen vard�r. Toplumun huzursuzlu�u ve tepkisi buradan kaynaklanmaktad�r. Hac� Bekta� da bu yap� ve d�zen i�erisinde bir tepki ve yeni bir ideal d�zen koyucu olarak g�r�n�r.

D�nemin yazarlar�ndan �bni Said�in verdi�i bilgiye g�re, Sel�uklu �lkesinde 400 bin k�y vard�r ve bunlar� 36 bini harapt�r. XIII. y. y�l�n sonlar�ndan itibaren k�tl�klar Anadolu�yu kas�p- kavurmaktad�r.Bu durumda toplumuna duyarl� yakla�an, toplumunun dertlerini dert edinen Hac� Bekta� ve Hac� Bekta��lar�n ��kmas�/ do�mas� ka��n�lmazd�r. D�nemin toplumsal ya�ant�s�, toplumsal- ekonomik- siyasal d�zeni, askeri k�r�mlar, do�al felaketler, bask� ve zul�mlar Hac� Bekta���n ortaya ��kmas�n�n zorunlu ve ka��n�lmaz ortam�d�r. Ko�ullar, Hac� Bekta��� do�urmu� ve �ne ��karm��t�r.  

- II-

HACI BEKTA� VELݒN�N K�KEN�

VE YA�AMINDAN �NEML� KES�TLER

1- �Bekta�� Ad�n�n Anlam� ve K�keni:

Ara�t�rmac�lar Hac� Bekta���n ger�ek ad�n�n �Muhammed�, mahlas�n�n ise �Bekta�� oldu�unu, ayr�ca �H�nk�r��n da Fars�a olup �H�davendig�r��n k�salt�lm��� oldu�unu, lakap olarak kullan�ld���n� yazarlar. Vakfiyelerde ad�n�n �Hac� Bekta�� oldu�u belirtilir.

�Bekta�� s�zc��� T�rk�e�dir. �emseddin Sami Bey�in �Kam�s- i T�rki�sine ve Ahmet Vefik Pa�a�n�n �Leh�e- i Osm�ni�sine g�re �ya��t�, �e�it�, �birbirlerinin t�pk�s�� anlam�na gelir.

�Bekta�� ad�n�n T�rk�e olu�unu ve Hac� Bekta���n mahlas�, san� de�il de do�rudan ad� oldu�unu kesindir. Gerk �Terceme- i Kamus�da, gerek �Tarama S�zl����nde, gerekse �Eski Uygur T�rk�e S�zl���� gibi eski T�rk dilleriyle ilgili s�zl�klerde �Bekta�� s�zc��� �e��, �denk�, �benzer� anlamlar�na gelir ve �bengde��, �be�de��, �ba�da��, �bekda��, �bekde�� ve �bekta�� bi�iminden yaz�lm��t�r. �Hac��l��� da kesin belgelerle saptanam�yor. Bu ad s�ylencelere dayand�r�lmaktad�r. �Veli�li�i de Anadolu�ya geldikten ve kendini kan�tlad�ktan sonra alm�� olmal�d�r. �Seyyid�li�i Ali soyuna dayand�r�lmas�n�n bir sonucudur. Sonradan san olarak tak�lm��t�r. Bunlara kar��n, �Bekta�� s�zc���n�n Fars�a ve Arap�a olmas� olanaks�zd�r. T�rk�e�dir. Eski T�rk�e�de kullan�lm��t�r. �Bekta���n san olarak savunulmas� da tutars�zd�r. �Bekta��, do�rudan Hac� Bekta���n ad�d�r.

2) Hac� Bekta���n Soyu:

Hac� Bekta� Horasanl��d�r. Ni�abur kentinde do�mu�tur. Babas� �brahim Sani�dir. Muhammed mahlas�yla an�l�r. Soy olarak Hz. Ali�ye ba�lan�r. Annesinin ad� Hatem (Hateme) �dir. �eyh Ahmet�in k�z�d�r. Anadolu�daki A�u�an Oca�� bu Ahmet Dede�nin soyundan olduklar�n� savunurlar.

Hac� Bekta���n soy k�t��� ile yol k�t��� (�eceresi) s�rekli birbirine kar��t�r�lm��t�r. Birden de �ok k�t�kler �retilmi�tir. Bu alanda tam bir kar���kl�k vard�r. Gerek soy k�t���, gerekse yol k�t��� �o�unluk Hac� Bekta��� Hz. Ali kayna��na kadar g�t�r�r. Zaten iki k�t�k d�zenlemesi aras�ndaki kar���kl�kta buradan do�maktad�r. burada yaln�zca soy k�t���ne ili�kin bir �rnek verece�iz:

  1. Hac� Bekta�- � Veli, 2) Seyyid Muhammed �brahim el- Sani, 3) Seyyid Musa el- Sani, 4) �brahim M�kerrem el- Mucap, 5) �mam Musa�l Kaz�m, 6) �mam Cafer el- Sad�k, 7) �mam Muhammed el- Bak�r, 8) �mam Zeyn�el Abidin Ali, 9) �mam H�seyin el- �ehid, 10) �mam Emir el- M�minin Ali.

Hac� Bekta�, her t�rl� e�itimini Horasan�dan alm��t�r Toplumsal ve etnik �evresi de T�rkistan- Horasan- Ni�abur�dur. Buralar�n �ocu�udur. Efl�ki, A��kpa�ao�lu ve Vil�yetname Hac� Bekta���n Horasanl� oldu�unu yazarlar. T�rkistan- Horasan�a olan Arap g��leri genellikle evlenmeler yoluyla toplumsal kar��maya/ kayna�maya u�ram��lard�r. B�lgede Arapla�ma de�il, T�rkle�me olmu�tur. Hac� Bekta���n konumu bu sosyolojik ger�e�in sonucudur.

Hac� Bekta���n soyu �mam Kaz�m�a dayand�r�l�r. �Seyyid�li�i ve �Evlad�res�l�l��� buradan kaynaklanan bir inanc�n sonucudur. Bu durum inan� ba�lam�nda do�rudur. Tarih bak�m�ndan b�y�k bir �nem ta��maz. Ama Arap de�il de, T�rk olu�u tarihsel ger�e�e daha uygundur.

  1. Hac� Bekta���n Ya�ad�g� Zaman Dilimi:

Hac� Bekta� 1209/ 10- 1270/ 71 y�llar� aras�nda ya�am��t�r. 62- 63 y�l �m�r s�rm��t�r. A�a��da verece�imiz �u kan�tlar bizi bu sonuca g�t�rm��t�r.

  • Hac� Bekta� �Vil�yetname�si ile 1318- 1358 y�llar� aras�nda yaz�lan �Ariflerin Menk�beleri� Hac� Bekta���, ya�ad��� y�llar� �ok iyi bildi�imiz Mevlana�yla(1207- 1273) �a�da� g�sterir, ili�kilerinden s�z ederler. Yine bu d�nem ya�am�� ve ili�kiler i�erisinde olduklar� bir tak�m adlar verirler. Seyyid Mahmut Hayrani(�l. 1268) , Nureddin b. Caca(1256- 1277 y�llar� aras�nda y�netimdedir) ve Hac�m Sultan(XIII. y. y�l) bunlar aras�ndad�r. Bu ki�iler Hac� Bekta���n �a�da��d�rlar.

  • Kaynaklar Hac� Bekta��la Ahi Evren�in ili�kisine yer verirler. Ahi Evren, 1205�de Anadolu�ya gelir. 1227/ 28�de Konya�ya yerle�ir. 1243�de Ahilerle birlikte Mo�ol olay�na kar�� ��kar. E�iyle birlikte Mo�ollar�a tusak d��er. 1247�de Kayseri�ye yerle�ir. Daha sonra K�r�ehir�e ge�erek ond�rt y�l orada ya�ar. 1261�de Mo�ollar�a kar�� yapt��� ayaklanmada �ld�r�l�r, e�i ve yanl�lar� Sulucakarah�y�k�teki Hac� Bekta��a s���n�r ve orada ya�arlar. Bu tarihsel bilgiler bizde Hac� Bekta���n ya�ad��� d�nem hakk�nda sa�l�kl� kanaat uyand�r�r.

  • Hac� Bekta��a yak�n bir d�nemde ya�ayan Irakl� Ab��l- Farac al- Vas�ti (1275- 1343) onun ad�ndan, yolk�t���nden(�ecere) s�z eder ve ya�ad��� d�neme ili�kin bilgi verir.

  • K�r�ehir�de oturan ve kitab�n� 1502�de yazan A��kpa�ao�lu, �Hac� Bekta�, Osmanl� Hanedan�ndan kimse ile konu�mad�� diyerek, onu Osmanl� �ncesi d�neme yerle�tirir.

  • 1295, 1297 ve y�llar�na ait Ali Emiri ve ba�kalar�n�n bulduklar� vak�fnamelerde ve K�r�ehir�de bir Mevlevi tekkesi kuran �eyh S�leyman b. H�seyin al- Mevlevi b. �emseddin�in vakfiyesinde Hac� Bekta��la ilgili �lenler i�in kullan�lan �Kudd�sa S�rr�hu� ve �merhum� deyimi kullan�l�r ve Sulucakarah�y�k�ten Hac�bekta� kazas� diye s�z edilir. Bu durum Hac� Bekta���n bu vakfiye tarihlerinden �nce �ld���n� kan�tlamaktad�r.

  • Hac� Bekta� il�esi Halk K�t�phanesinde bulunan 14, 15 nolu yazmada ve 119 noda kay�tl� bilgisini �Silsilename�den alan �Vil�yetname�de, Ankara Milli K�t�phane�nin 0. 1251 nosunda kay�tl� �Uyun - al Hud�ya� yazar� Resmi Ali Baba(Giritli Dervi� Ali) �n�n istinsa etti�i �Vilayetname�nin �zerinde Hac� Bekta���n 1209- 1270 y�llar� aras�nda 63 y�l ya�ad��� kayd� d���lm��t�r.

4) Hac� Bekta���n Anadolu�ya Geli�i:

Cengiz olay� Asya�y� kas�p- kavurmu�tur. Herkes huzursuzdur. �nsanlar b�lgeden ayr�larak konumlar�n� kurtarmaya �al���rlar. D���nce ve inan� ak�mlar� alan�nda da karga�al�klar vard�r. Anadolu umut kap�s�d�r. Bir�ok insan, topluluk, bunlarla birlikte d���nce ve inan� adamlar� umuda ko�ar gibi Anadolu yollar�na d��erler.

Hac� Bekta� da bir�ok insan, topluluk, d���n�r, mutasavv�f dervi�le Anadolu�ya g��er. Hac� Bekta���n Anadolu�ya boyuyla birlikte geldi�ini, bu boyun �epniler olabilece�ini, �epniler�in Sivas, Amasya, Tokat, Ankara, K�r�ehir y�relerinde Ulu Y�r�k oymaklar� i�erisine yerle�tiklerini bilinmektedir.

Yan�nda karde�i Mente��in oldu�unu kesin bildi�imiz Hac� Bekta���n boyuyla, �evresiyle ve d���nce arkada�lar�yla bu g��e karar vermesi, gelip belli b�lgelere yerle�meleri do�al ve akla uygun geliyor bana. Zaten kendisine ilk inananlar�n da �epni boyu olmas� bu yakla��m� hakl� ��karmaktad�r.

Nitelikli kaynaklar onun Yesevi, Melami, Kalenderi gibi ak�mlar�n i�erisinde yer ald���n�, Anadolu�ya da ama�l� g�nderildi�ini anlat�rlar. Bu durum onun en az 25 ya��n �zerinde, yani 1234�l� y�llarda Anadolu�ya geldi�ini g�sterir. Kaynaklar onun Kayseri�de Battal Mescidi�nde bir s�re Kirmani�nin g�zetiminde yeti�ti�ini yazarlar. Kirmani, 1234�de Anadolu�da temelli ayr�ld���na g�re, Hac� Bekta���n bu tarihte veya bir s�re �ncesinde Anadolu�da olmas� gerekir.

Hac� Bekta� birlikte geldi�i topluluk i�erisinde �n plandad�r. Yolculu�u d�neminde bile bir aray�� i�erisindedir. Hacca gider. Necef, Mekke, Medine, Kud�s, Halep ve Elbistan�� dola��r. Sivas, Amasya, Kayseri ve K��ehir�i dola�t�ktan ve buralarda belli s�reler kald�ktan sonra Sulucakarah�y�k�e yerle�ir. �Vil�yetname� bu inceleme/ ara�t�rma gezisinin odak noktalar�n� belirtir. �K�rdistan�da bir kavmin i�inde bir zaman e�le�ir.(�) O kavmi kendisine ba�lar. (�) Rum �lkesine y�r�r. Elbistan�da Ash�b- � Kehf ma�aras�na u�rar. Orada erbain ��kar�r. Kayseri�ye do�ru yola ��kar. (�) Rum �lkesine Z�lkadirli ilinde Bozok�tan girer. (Daha sonra) Sulucakarah�y�k�e iner�.

Bu gezi ve incelemeler onu olgunla�t�r�r. Anadolu�daki merkezine yerle�meden �nce Horasan ve Erdebil�de tekke e�itimi alm��, Ortado�u�yu gezmi�, �slam�n yo�un merkezlerinde kalm��, �e�itli �slami �evrelerle tan��m��, Horasan�da Yesevili�i ve Melamili�i, �ran ve Arabistan�da Bat�nilik�le �smailili�i, Sel�uklu �zerindeki Acem etkisini, Karamanl�lar�daki T�rkl�k idealini, ayr�ca Ahilik ve Babaili�i yerinden g�rm��, tan�mi� ve yer yer etkilenmi�tir. Hac� Bekta�, 1240�l� y�larda Anadolu�dad�r. Olay�n i�inde veya �evresindedir. Olay kar��s�nda belli bir bilince ve tutuma sahiptir.

Hac� Bekta�, Anadolu�da bir�ok yerde bulunduktan sonra en son dura�� Sulucakarah�y�k�t�r. �Vil�yetname�ye bak�l�rsa burada 15 y�la yak�n ya�am��t�r. Mo�ollar�a ve Mevleviler�e kar��n, Ahiler aras�nda bulunmu�tur. Onlar� kendine yak�n bulmaktad�r. O nedenle Sivas�tan Kayseri�ye ge�er. B�y�k bir olas�l�kla Mo�ollar�a kar�� Kayseri savunmas�nda bulunur. Ahi Evren�le dostlu�u bu ili�kiler i�erisinde geli�ir. Ahi Evren�in Kayseri savunmas�nda tutuklanmas� �zerine Hac� Bekta� Sulucakarah�y�k�e ge�er ve yerle�ir. Bu durum kar��s�nda Hac� Bekta���n Sulucakarah�y�k�e geli� tarihi 1257- 60 aras� olmal�d�r. Zaten Ahi Evren�in 1261�de Mo�ollar�a K�r�ehir�de direni�i sonucunda �ld�r�lmesi �zerine e�i, yak�nlar� ve yanda�lar� olan Ahiler Sulucakarah�y�k�e g��er ve Hac� Bekta���n yan�nda korunurlar.Baba �shak olaylar�n�n k�l�� art�klar�n�n Hac� Bekta���n yan�nda toplanmalar�ndan �ekinm, olacaklar ki, cezaland�rma yoluna gidilmeyecek, ama s�rekli g�z alt�nda tutulacakt�r. Ahiler de onun g�c�ne g�� katacaklard�r. Bu geli�meleri g�z�n�ne al�rsak, Hac� Bekta� Ahi Evren�in �ld�r�l�� tarihi olan 1261(1 Nisan)�den �nce Sulucakarah�y�k�e yerle�mi�, bu tarihte art�k burada bir g��t�r.

5) Hac� Bekta� Hayatta �ken �nl� De�il miydi? :

Hac� Bekta�, d�neminde �nl�d�r. Mevlana, Baba �lyas ve Ahi Evren�le �a�da�t�r. Kaynaklar bu d�nemin �nl�lerinin ili�kilerini mistik bir dille anlat�rlar. D���nce �retmi�ler, yolaklar kurmu�lar, toplumu �rg�tleme �al��malar� yapm��lar, siyasal olaylara kat�lm�� ve y�netmi�lerdir. D�nemin yazarlar�ndan Ahmet Efl�ki, Elvan �elebi, Vasiti Hac� Bekta��a yer verirler. Bunlardan Vasiti, Irakl��d�r ve Hac� Bekta� hakk�nda bilgisi vard�r, ona il�kin bilgi verir. 1502�de tarihini yazan A��kpa�ao�lu onun hakk�nda sa�l�kl� bilgilere sahiptir. �n� s�rd���nden sonraki y�llarda hakk�nda �Vil�yetname� d�zenlenir. Ad�na tarikat kurulur. Toplumun b�y�k bir kesimi ona ba�l� oldu�unu ve onun izinden y�r�d�klerini a��klarlar. Devlet, kurdu�u bir askeri oca��n� (Yeni�erilik) ona ba�lar. Mevlevi inan�l� Efl�ki gibi yazarlar�n onu kendi tarikat �nderleriyle k�yaslayarak, k���k d���r�c� �yk�ler anlatmalar� d�nemin mezhep ve tarikat ba�nazl���ndan kaynaklanmaktad�r. Ayr�ca Anadolu�ya ilk �Ehlibeyt sevgisini� ve �tevella- teberra� inanc�n� getiren odur. Sulucakarah�y�k�� Babai kal�nt�lar�na, Kalenderiler�e, Haydariler�e ve di�er heterodoks �evrelere merkez etmi�, bu kesimlere kucak a�m��t�r. Anadolu�da bir Alevi derne�mesi sa�lam��t�r. Geni� bir halife toplulu�u vard�r. Alevi- Bekta�ilik�le ilgili belge ve kaynaklar�n yokedildi�i tarihsel bir ger�ektir. Bu da Hac� Bekta���n �n�n�n �rt�l� kalmas�na yol a�m��, yola��n yay�lmas�n� engellemi�tir.

6) Hac� Bekta� Babai Ayaklanmas�na Kat�lm�� m�d�r?

A��kpa�ao�lu bu konuda �unu yaz�yor: Hac� Bekta�, Horasan�dan kalkt�. Bir karde�i vard�, Mente� derlerdi. Birlikte kalkt�lar. Anadolu�ya gelmeye heves ettiler. �nce do�ru Sivas�a geldiler. O zamanda Baba �lyas gelmi�, Anadolu�da oturur olmu�tu. Me�er onu g�rmek iste�iyle gelmi�ler.(�)Bu Hac� Bekta�, karde�iyle Sivas�a, Sivas�tan Baba �lyas�a geldiler.�

A��kpa�a�ao�lu�nun anlat�m�nda Hac� Bekta���n Baba �lyas��n do�rudan m�ridi oldu�u anlam� ��km�yor. Y. N. �zt�rk��n bu s�cak ili�kiyi �Horasan hem�erili�i�ne ba�lamas� g�zard� edilemeyecek bir g�r��t�r. Zaten A��kpa�ao�lu�nun Baba �lyas��n halifelerini sayerken, bunlar aras�nda Hac� Bekta��a yer vermeyi�i de bu a��dan anlaml�d�r.

Mevlevi Ahmet Efl�ki, Hac� Bekta��� her yerde Mevlana�ya g�re k���mserken bu konudaki tutumunu y�celtir. E�er Hac� Bekta� olaya kat�lm�� olsayd�, durumu ideolojik de�erlendiren Efl�ki, mutlaka Hac� Bekt��� bu tutumundan da �t�r� yerer ve k�nard�. �unu yaz�yor:

�Hac� Bekta�- � Veli, Baba Resul��n has halifeleriden idi. Baba Resul Rum �lkesinde(Anadolu�da) ortaya ��km��t�. Bir topluluk ona(Baba Resul�a) Baba Resu�ll�h diyordu. Hac� Bekta���n marifetle dolu ayd�n bir kalbi vard�. Onun yoluna uymad��.

Elvan �elebi de Hac� Bekta���n ayaklanmaya kat�lmad���n� s�yler. �Sultan tac��n� istemeyerek Babai liderlerini izlemedi�ini belirtir. �unlar� s�yl�yor:

Hac� Bekta� �ol sebepten hi�

G�ze almad� tac� sultan�

Ulu i�igine gel�r � gider

Can- ile seyr ider bu can�n�

B�yle anlad� bildi buld� bular

Bu nih�d� bu yol u erk�n�

Babai ayaklanmas�n�n ba�lat�lmas� konusunda Baba �lyas�la m�ridi Baba �shak aras�nda �eli�ki vard�r. Baba �lyas��n ayaklanmay� zamans�z bulmas�na ve ba�lat�lmas�n�n geciktirilmesini d���nmesine kar��n, Baba �shak - t�pk� �eyh Bedreddin olay�nda oldu�u gibi- �eyhinin onay�n� almadan ba�lat�r. Bu nedenle ileri gelir halifelerin �o�u olaya kat�lmaz. Zaten Baba �lyas da bir oldu- bitti kar��s�nda b�rak�lm��t�r. Elvan �elebi�yle birlikte �a�da� kaynaklar�n �o�u Baba �lyas�� de�il, yaln�zca Baba �shak�� su�larlar. Bu durum, bu konudaki kan�m�z� g��lendirmektedir.

Hac� Bekta� ayaklanmaya kat�lmam��t�r. E�er kat�lm�� olsayd�, Babai k�l�� art�klar�n�n oun yan�na toplanmalar�nda devlet ku�kulan�r, bu t�r bir olu�uma izin vermez, dahas� Hac� Bekta� cezaland�r�l�rd�. Bunlar olmad���na g�re Sel�uklu Devleti�nin Hac� Bekta��tan ku�kusu yoktur. Bu da Hac� Bekta���n o g�ne kadar devlet nezdinde k�t� ve ku�ku yarat�c� bir izlenim b�rakmad���n� g�sterir. G�r�ld��� kadar�yla Hac� Bekta� bu d�nemler �ta� pe�inde� de�ildir, yani y�netim d���nmemektedir.

Hac� Bekta� Anadolu�da olmas�na kar��n, Baba �lyas��n ba��nda d���nd��� gibi d���nm�� ve o do�rultuda kararl� davranm��t�r. Do�ru bildi�ini yapm��t�r. Olay� zamans�z bulmu�, tutumuyla daha fazla T�rkmen k�r�m�n� �nlemeye �al��m��t�r. Yoksa Marksist ve sol �evrelerin onun ki�ili�inde g�rmeye �al��t�klar� do�rultuda; ne olaya kat�lm��, ne de �nderlik etmi�tir.Olmas�n� istedi�imiz �eyleri, olmu� gibi g�stermek tarih�ilikle ba�da�maz. Tarih�ilik, olan �eyi oldu�u gibi yans�tmakt�r. Sonradan Alevi ve T�rkmenler Hac� Bekta���n �evresine toplanm��lard�r. Bu durum Anadolu�da bir Alevi derne�mesi yaratm��t�r. Hac� Bekta�, Baba �lyas��n eylemini d���nce yoluyla ger�ekle�tirmeye �al��m��t�r. Ge�mi�ten ve yak�n d�nemde ya�an�landan al�nan dersle eyleme �ekid�zen verilmi�tir. Bunlar Hac� Bekta� yoluyla olmu�tur. Hac� Bekta���n �e�itli kitlelere �nderli�i bu a�amadan sonra ba�lar. Olaylar bu do�rultuda geli�ir.

  1. Hac� Bekta� Evli mi, Bekar m� idi? (M�cerredlik

Sorunu) :

Hac� Bekta���n evlili�i/ bekarl��� genellikle �elebiler�le Babaganlar aras�nda sorun olmu�, olay�n b�y�t�lmesi buradan do�mu�tur. �elebileri Alevi- Bekta�i d�nyas�nda tek otorite g�rmek istemeyen Anadolu�daki Alevi Ocaklar� da Hac� Bekta���n evlenmedi�i ve soy b�rakmad��� sav�n� kendi me�ruluklar�na uygun g�rm�� ve bu konuda Babagan Kolu�nun sav�n� desteklemi�lerdir. G�r�ld��� kadar�yla olay�n bir me�ruluk ve temsilcilik boyutu vard�r. Tart��mal� bir s�re� ge�irmesi bu kayg�dan kaynaklanmaktad�r. Bizim bu yanlardan herhangi biriyle do�rudan ba��m�z olmad���na, olay�n salt ara�t�r�c�s� oldu�umuza, siyasal bir kayg� da ta��mad���m�za g�re, daha sa�l�kl� kararlar verebilecek konumda say�l�r�z.

Hac� Bekta���n Kalanderi/ Haydari k�kenli oldu�u, bu dervi�lerin de bekar/ m�cerred olduklar� do�rudur. Hac� Bekta� da bu d�neminde Kalenderi erk�n�na g�re giyinir, tra��n� ona g�re yapar ve evlenmez. Fakat Sulucakarah�y�k�teki konumu farkl�d�r. Yerle�mi�tir. Art�k Ortado�u�yu dola�an bir Kalenderi dervi�i de�ildir. Bir�ok Alevi ve heterodoks gruplar ona ba�lanm��lard�r. �Ser�e�me� konumuna ge�mi�tir. Art�k eski bir Kalenderi/ Haydari dervi�i de�il, bir sistem adam�d�r. Bu topluluklar� y�nlendirmek ve y�netmektedir. Eski konumuna g�re �ok farkl� olmak zorundad�r. Bu kez konumu b�yle gerektirmektedir. Bu d�nem Bekta�ilik t�releri tam olu�mamas�na kar��n, halifelerine sofra, �era�, alem, seccade verir ama, nasip verme t�reninin herhangi bir �zelli�ine ve �m�cerredli�e rastlanmaz�. Hac� Bekta���n da bu d�neminde evlenmesi mant�ksald�r. Yerle�ik bir ya�ama ge�mi�, sistem adam� olmu� biri i�in evlilik ka��n�lmazd�r.

Alevi- Bekta�ilik�te bekarl�k de�il, evlilik �zendirilir. Evlilik, erdemli olman�n bir par�as�d�r. Erdemli olmaya gidi� yolunun �nemli bir basama��d�r. M�sahip olmada, Ceme girebilmede evlilik zorunlulu�u vard�r. �Buyruk�, evlenmemi� kimselerin �dini, iman�n�, m�sl�manl���n� tam g�rmez�. Babagan Kolu Bekta�ileri evlidir. Bu kolun postni�inlerinin bile �o�u evlidir. B. Noyan��n belirtti�i gibi ilk postni�in ve halifeler t�m�yle evlidir. Sersem Ali Dedebaba�dan sonra m�cerred Dedebabalar gelmi�lerdir. Ali Naci Baykal Dedebaba�yla birlikte Dedebabal�k yeniden evlilerin eline ge�mi�tir.Bildi�im kadar�yla g�n�m�z�n Dedebabas� Bedri Noyan ve halifelerinin t�m� evli ve �ocuk sahipleridirler.

Manicilik�le ortaya ��kan, H�ristiyanl�k�ta ke�i�lik bi�iminde kurumla�an m�cerredlik Anadolu Bekta�ili�i�nde pek y�z bulmam��t�r. H�ristiyan d�nyas�n�n i�inde olan Balkan Bekta�ileri, �zellikle Arnavut Bekta�i dervi�leri m�cerredli�e e�ilim duymu�lard�r. Balkan Bekta�i derg�h kurucular�ndan Otman Baba, Demir Baba ve Musa Baba hi� evlenmemi�lerdir, yani m�cerreddirler. Zaten ilk d�nem Bekta�ili�inde m�cerredlik kurumu ve m�cerred olan yoktur. M�cerredlik bu yola�a (tarikata) 1551- 52�li y�llarda, yani Bal�m Sultan�la girdi�i san�lmas�na kar��n, ondan da sonra girmi�tir.

Hac� Bekta���n m�cerred olmas� i�in ideolojisi a��s�ndan bir neden yoktur. �zinde oldu�u insanlar hep evlidir. Hz. Muhammed, Hz. Ali, Oniki �mamlar hepsi evlidir ve �ocuklar� vard�r.

Yetersiz ve pek a��klay�c� da olmasa, Hac� Bekta���n evli olu�u ve soyunun s�r���ne ili�kin belgeler vard�r. A��kpa�ao�lu�nda ��yle bir kay�ta rastlan�r. Ya bu Hac� Bekta�o�lu Mahmut �elebi ki o Resul �elebi�nin o�ludur. Onun m�ritlerinden ve ilim ehlinden kimse var m�d�r? Cevap: Vard�r�.Bu, Hac� Bekta���n evlendi�inin ve soyunun s�rd���n�n kan�t�d�r.

Tarih�i M. Ali �K�nh��l- Ahbar�da(V. cildde) 1596- 97 y�l�nda Hac�bekta��a gitti�ini, Bal�m Sultan��n o�lu �skender �elebi (�skender M�rsel) ile g�r��t���n� ve Hac� Bekta���n soyundan gelenlerin adlar�n� ��rendi�ini yazmaktad�r.

Tarih�i Pe�evi �brahim Efendi(�l. 1650) Hac� Bekta���n torunlar�ndan Kalender �elebi�nin ayaklanmas�na(1526- 27 y�llar�) yer verirken, Kalender �elebi�nin Hac� Bekta���n soyundan, torunlar�ndan oldu�una de�inir. Ona g�re; Kalender, Hac� Bekta�- � Veli�nin torunlar�ndand�r. Yani Hac� Bekta�- � Veli�nin Kad�nc�k Ana�dan burnu kan� damlas�yla do�ma �z o�lu olan Habib Efendi�nin soyundan gelmedir�.

�emseddin Sami, �nl� �Kamus- �l- Alam�(Kad�nc�k maddasi)�nda, Ahmet R�fat�sa �Mirat- �l Makasit�inde(1871), Hac� Bekta���n Kad�nc�k Ana�yla evli oldu�unu, �ocuklar� yoluyla soylar�n�n s�rd���n� yazarlar.

�e�itli nedenlerle verilen padi�ah fermanlar�nda, vak�f kay�tlar�nda, mahkeme sicillerinde �elebiler i�in � Hac� Bekta� evlad�ndan� deyimi kullan�l�r. Padi�ah III. Mustafa�n�n 1764(1177 H.) tarihli ferman�nda; Hac� Bekta���n torunlar�n�n M�rselli ve H�dadatl� olarak iki kesim olu�turdu�unu, m�r�itli�in M�rselilere ait oldu�u belirtir. II. Mahmut�un da bu do�rultuda fermanlar� vard�r. Ba�vurular� de�erlendirerek; ��elebiler�in Hac� Bekta���n torunlar� olduklar�n��, Bekta�i dergah ve zaviyelerinin ba��na, �Hac� Bekta���n torunlar�ndan olan ki�ilerin postni�in olarak atanmas�n�� buyurur. 1824�deki bir ferman� bunun en a��k kan�t�d�r.

Vak�f kay�tlar� ve mahkeme sicillerinde de Hac� Bekta� dergah�na vakfedilen emlak ve arazilerden sa�lanan gelirlerden �Hac� Bekta� evlad� olan �elebiler�e� pay ayr�l�r.

Bu belgeler Hac� Bekta���n evlendi�i, �ocuk sahibi oldu�u ve �elebiler�in onun soyu oldu�ununun kan�tlar�d�r.

Kaynaklarda kar��m�za Hac� Bekta���n e�i veya manevi k�z� konumunda birden �ok ad ��kmaktad�r. Kar���kl���n birinci nedeni budur. Kad�nc�k Ana, Kutlu Melek, Fat�ma Hatun, Fatma Nuriye� hemen hemen ayn� insan�n adlar� olarak ge�erler. Fakat ba�ka ba�ka insanlar da olmalar� olas�. Son y�llarda Do�. Mikail Bayram olaya yeni bir boyut kazand�rm��t�r. �Menakib- i Evhad��d- din- i Kirm�ni�ye dayanarak, Fatma Hatun�un Kirmani�nin k�z� ve Ahi Evren�in ise e�i oldu�unu saptar. Yani Ahi Evren �eyhinin k�z�yla evlenmi�tir. Ahi Evren�in 1261�de Mo�ollar�ca �ld�r�lmesi �zerine Fatma Hatun e�inin dost �evresi olan Sulucakarah�y�k�e g��er. Bekta�iler aras�nda �Kad�nc�k Ana� olarak bilinen bu Fatma Hatun�dur. Do�all�kla burada Hac� Bekta��la bir evlilik yapt��� d���ncesi ortaya ��kmaktad�r.

Her ne kadar kesin yarg�ya varmakta zorluk �ekiliyorsa da, Hac� Bekta� klasik dervi� tan�mlamas�n�n d���nda bir nitelik sergilemektedir. Ya�am dolu biridir. �al���p �retmektedir. Toplulu�uyla birlikte i�in, �retimin ve ya�am�n do�rudan i�indedir. Toplumdan ka�an, bir yaln�zl�k, bir inziva adam� de�ildir. ��le ibadeti birbirinden ay�racak �l��de �a��n ve dervi� anlay���n�n �n�ndedir. Bekarl�k de�il, evlilik onun ya�ant�s�na uymakta ve yak��maktad�r. B�y�k bir olasal�kla �dris Hoca�n�n k�z� Fatma Nuriye�yle evlenmi�tir. Alevi- Bekta�i gelene�inde dedelerin e�leri �Ana� olarak adland�r�l�r. Hac� Bekta���n e�inin de �Kad�nc�k Ana� lakab�yla adland�r�lmas� anlay�� a��s�ndan do�ald�r. Bu evlilikten Seyyid Ali Sultan(=Timurta�) veya bir ba�kas� do�mu� ve soyu bu �ocu�uyla s�rm��t�r. Bu soyun bug�nk� temsilcileri ��elebiler�dir. �Burun kan�ndan do�ma� anlat�m� yaln�zca bir s�ylencedir. Hi�bir bilimsel de�er ta��maz. Hac� Bekta��a ola�an�st�l�k y�kleyebilme amac�yla do�mu� olmal�d�r. Bu t�r bir�ok dervi� ve evliya s�ylenceleri insan�n hayal, sevgi ve ba�l�l�k d�nyas�n�n �r�nleridir.

8) Hac� Bekta� Alevi�dir:

Biz Hac� Bekta���n Alevi- �ii oldu�u g�r���nde ve kan�s�nday�z. Onunla ilgili belgeler bizi bu kan�ya g�t�rmektedir. Kanaat�m�z� olu�turan verileri iki grupta toplayabiliriz.

  • Hac� Bekta���n Yap�tlar�ndaki Veriler: Hac� Bekta� kitaplar�n� Alevilik dokusu �zerinde yazm��t�r. Kimi pasajlar�nda bunu rahatl�kla duyumsat�r. �u pasajlar�nda Alevili�in temel d�nya anlay���na, Alevilik d���ncesine, g�r���ne, ilkelerine ve Alevili�in temel felsefesi olan tasavvufa temellik edecek d���nce izlerine rastlamak olas�d�r. Bu d���nce izlerine Alevi- Bekta�iler�in g�nl�k ya�am�na girmi� olan �Buyruk�ta ve Alevi toplumunun �sohbet�lerinde bug�n de rastlan�r.

Makalat�a g�re;

�M�minlerin amac� �alap Tanr��y� bulmakt�r. Kendilerini O�na adamakt�r. (O�nunla) bir olmakt�r.(�)Muhiplere sorsalar, Tanr��y� nice bildiniz? Muhipler cevap vereler, kendi �z�m�zde bildik ve kendi �z�m�z� �alap Tanr��dan bildik. S�z�m�z�n delili, �art� budur ki, Hz. Resul buyuruyor ki; �Her kim kendini bilirse, ku�kusuz Tanr�s��n� da bilir.� �

�G�n�l cennete(u�mak) benzer. Yahya �bni Muaz ��yle der: Benim g�nl�m, d�nya ve �ted�nyadan de�erlidir. ��nk� d�nya mihnet ve nimet evidir, ama benim g�nl�m marifet evidir. Marifet d�nya ve �tad�nyadan �st�nd�r.�

�G�n�l ile Hak Teala aras�nda perde yoktur.(�)Ve hem Beyt- �l- m�mur(g�kte, Kabe hizas�nda b�y�k mele�in tavaf� olan beyt- i �erif) var. Lakin g�n�l ikisinden daha de�erlidir/ �st�nd�r. ��nk� Beyt- �l- m�mur g�ktedir. Kerrubiler(b�y�k melekler) tavaf ederler. Ama g�n�l padi�ah� �lem Tanr��n�n nazarg�h�d�r. Nitekim Sad b. Abdullah der ki, Resul hazretinden i�ittim: Tanr� ile t�m nesneler aras�nda perde vard�r, yanl�z g�n�l ile �alap Tanr� aras�nda perde yoktur. M�minin g�nl� Kabe�ye benzer. Kabe�ye varan aya��yla y�r�r. Ama g�n�l isteyen, y�z� �zre varmas� gerek. Onun i�in a��klar y�zlerini yere s�rerler.�

�Ariflerin ar�l��� g�r�n�mdedir. Yeniden asl�na erer, birikir. Arifler kat�nda e� ko�ma murdard�r. Onu i�lerinde b�rakmaz, d��ar� atarlar. Kendileri ar�d�rlar ve ba�kalar�n� da ar�t�rlar. ��yle bilmelidir: Kendisini ar�tmayan ba�kalar�n� da ar�tamaz.�

�(�) Arifler kat�nda iman ak�l �zeredir. Fakat herkes�e bilineni; iman�n dil ve g�n�l �zere oldu�udur. Kim �alap Tanr��ya g�n�lden tan�kl�k yapmazsa, mutlak kafirdir.(�)�badete gelince; amel imandan ayr�d�r ve iman ibadettir.�

�G�n�l b�y�k bir kenttir. Tanr� ar�tan yerin alt�na kadar ne yaratt�ysa o kentte vard�r ve o kente s��ar�.

�Birisinin g�n�l g�z� olmazsa, Hak�tan ne haberi olur.�

�Bir insan, rahmani ile �eytani olan� ay�rmay� bilmeyince kendini de bilmez. Bir insan kendini bilmeyince �alap Taalay� da bilmez. �imdi her kim bu s�zlerin anlam�n� anlam��sa, rahmani ile �eytaniyi ay�rmas�n� bilirse, o ki�i kendisini de bilmi� olur. Bir ki�i ne zaman kendini bilirse a�k gelir, o ki�iyi Hakk�tan yana �a��r�r. Ne kadar talihi varsa, o kadar ileri gider.�

�Fevaid�e g�re;

Hac� Bekta� burada olgunlu�u/ olgunla�may� ama� g�sterir. �Kamil insan��, ideal insan tipi olarak al�r. Alevi- Bekta�ili�in ama�lad��� insan tipidir bu. Ki�inin i� olgunlu�u, ar�nm��l��� �ne ��kar�l�r. Namaz k�l�p, oru� tutman�n yeterli olgunlu�u sa�layamayaca��n� vurgular. ��slaml�k� olarak bilinen bu ibadet bi�imleri O�nun i�in �l�� de�ildir. O�nun felsefesinde �ham sofuluk� yoktur. G�n�lden inanm��l�k vard�r. Hz. Ali�nin ahlak(etik) anlay��� O�nun i�in modeldir. Hac� Bekta�, O�nu S�nni g�rmek isteyenlere buradaki pasajlar�yla gereken yan�t� verir. ��te ilgili b�l�mler:

�Evliyaya �undan dolay� �abdal� derler ki, kendisinden ilk yarat�ld��� haml�k durumu olgunlu�a d�n��m��t�r. Onlar Tanr��n�n ahlak�yla ahlaklan�p bezenmi�lerdir. �Tanr��n�n huylar�yla huylan�n�z� buyru�u budur.�

��unun a��klanmas�ndan yanay�z ki; olgunla�m�� evliyalar�n ve tanr��ya erenlerin s�yle�meleri/ sohbetleri g�r�n�me dayanan(zahiri) ibadetten daha yararl�d�r. Onlar�n s�zlerini dinlemek, bilim ��renimi yolundan daha insan� Tanr��ya eri�tiricidir.�

��eytan, herkesin yolunu keser ve cehennem odunu yapar. Ancak evliyan�n(Tanr� dostlar�n�n) �evresinde dola�amaz.(�) �Ger�ektir ki, �eytan Ali�nin g�lgesinden ka�ar�. Her kim ki velinin g�lgesine s���n�r, �eytan onun �evresinde bile dola�amaz. �eytan� g�ren bir ki�i yan�t�nda; �Bu mescidde bir a��r� sofu(zahit) namaz k�l�yor. �stiyorum ki onu yolundan ay�ray�m. Fakat onun yan�nda ger�e�e ermi� biri(arif) bulunuyor. Onun korkusundan mescide giremiyorum. O olmasayd�, a��r� sofunun(zahit) i�ini bir anda bitirirdim��.

  • �a�da� Kaynaklar�n Hac� Bekta��a �li�kin Verileri: XVI. y. y�la kadarki ilk d�nem kaynaklar�ndan yaln�zca Ta�k�pr�l�zade Ahmet�in ��akay�ku�n- Numaniyye� adl� yap�t� Hac� Bekta��� S�nni g�sterir. Di�er kaynaklar�n hepsinde Hac� Bekta� Alevi- �ii ve heterodoks bir veli, dervi� olarak sunulur. �slam�n namaz, oru� gibi S�nni mezhebin kat�ca uygulad��� kurallar� uygulamad��� ve �nemsemedi�i vurgulan�r. �izilen bu tablo onun S�nni mutasavv�f dervi�lerden olmad���n�, Alevi nitelik sergiledi�ini g�sterir.

�nl� A��kpa�a�n�n o�lu Elvan �elebi(�l. 1359) �Menak�bu�l- Kutsiyye fi Menas�bi�l- �nsiyye� adl� yap�t�nda aile i�indeki geleneksel bilgileri en yetkili a��z olarak anlat�r ve Hac� Bekta��a de�inerek O�nun Alevi niteli�ine ili�kin �nemli ipu�lar� verir.

Mevlevi olan Ahmet Eflaki(�l. 1360) �Menak�bu�l- Arifin� adl� kitab�nda Hac� Bekta���n Baba Resul�un halifesi oldu�unu, �okca ��eriata uymad����n� ve �namaz k�lmad����n� belirtir.Bu tan�mlamalar Hac� Bekta���n S�nni anlay��ta olmad���n�n kan�t�d�r do�all�kla.

Hac� Bekta���n �l�m�nden 80- 100 y�l sonra m�ritleri taraf�ndan yaz�lan, ancak elimize XV. y. y�ldaki n�shalar� ge�en �Menak�b- � H�nk�r Hac� Bekta�- � Veli (Vilayetname- i Hac� Bekta�) � Alevi- Bekta�ilik�le ilgili bu��n de varl���n� s�rd�ren inan�lar�n �o�unun kayna��n� olu�turur. Alevi- Bekta�i �evrelerin inanarak benimsedi�i ve Alevi- Bekta�ili�e katk�da bulunan bir�ok mutasavv�f dervi�i i�erir. Bu temel keynak Hac� Bekta��a Bat�ni- �ii- Alevi bir nitelik bi�er. Bu kaynakta, Hac� Bekta���n Ehlibeyt ba�l�l���ndan yola ��kan Kalenderi- Haydari e�iliminden biri oldu�u a��k�a anla��l�r.

A��kpa�ao�lu(�l. 1481) �Tevarih- i Al- i Osman� adl� yap�t�nda Hac� Bekta� Veli yer al�r. Baba �lyas�la ve Babailer�le olan ili�kisine de�inilir. �Meczup ve saf bir dervi�� oldu�unu s�yler. O d�nem ya�am�� Alevi- Bat�ni dervi�leri belirtir. Bu tarih�inin anlattklar�nda da Bat�ni- Babai- Alevi ve heterodoks bir Hac� Bekta� tipi ortaya ��kar.

  1. y. y�lda yaz�lan bir ba�ka kaynak, �ranl� mutasavv�f Abdurrrahman- � Cami(�l. 1495)�nin �Nefah�ttu�l- �ns min Hazar�ti�l- Kuds� adl� Fars�a yap�t�d�r. Bu yap�t� ayn� d�nem Lamii �elebi �Terceme- i Nefah�t� ad�yla T�rk�e�ye �evirmi�tir. Kaynak bir sufi biyografisi koleksiyonudur. Hac� Bekta���n tasavvufi ki�ili�ine ili�kin �nemli g�zlemlerde bulunur. O�nun Alevi niteli�ini belirtir.

Gerek yazd�klar�, gerek onunla ilgili yaz�lan, gerekse O�nun izini s�rd�ren Alevi- Bekta�i toplumunun tarih boyu geleneklerinde ve bilgilerinde yer alan d�k�manlara bakarsak S�nni de�il, Alevi bir Hac� Bekta� ��kar kar��m�za. Bu kan�tlardan yola ��karak Hac� Bekta���n Alevi oldu�unu kesinlikle s�yleyebiliriz.

 -III-

BEKTA��L�K VE OSMANLI DEVLET�

  1. Osmanl� Devleti�nin Kurulu�una Hac� Bekta� Kat�lmad�:

Hac� Bekta���n Osmanl� Devleti�nin kurulu�undan �nce ya�ad���, devletin kurulmas�na do�rudan kat�lmad���, d�nemin yazarlar�ndan A��kpa�ao�lu�nca saptan�r. A��kpa�ao�lu �u bilgiyi verir:

�(�)Bekta�iler, Yeni�eriler�in ba��ndaki ta� Hac� Bekta���nd�r derler. Yaland�r. Bu ak b�rk, Orhan Gazi zaman�nda Bilecik�te ortaya ��kt�.(�)Her kimse ki Hac� Bekta�, Osmanl� Hanedan�ndan birisi ile konu�tu derse yaland�r. ��yle bilesiniz�.

Bu konuda kesin yarg�y� K�pr�l� son d�nem �al��malar�nda ortaya kor. �unlar� saptam��t�r:

�Hac� Bekta���n Osman I. ile kar��la�t��� hakk�nda Bekta�i s�ylencelerinde varolan rivayetlerin asl� olmad��� gibi, Yeni�erili�in ilk do�u�unda Hac� Bekta���n �hay�r dua� etti�i rivayeti asla kabul edilemez.(�)Hac� Bekta���n �l�m� bundan �ok �ncedir.(�)A��kpa�ao�lu�nun bu konudaki a��k ifadesi, varolan belgelerle pek iyi sa�laml�k kazanmaktad�r�.

Bu bilgi son �al��malarla genellik kazanm��t�r. Mevlevi yazar Eflaki Hac� Bekta��� Mevlana d�nemine kor ve ili�kilerinden s�z eder. Kaynaklar Hac� Bekta�, Osman Bey�in kay�nbabas� �eyh Edebali (uzun �m�rl� olmu� ve 1326�da �lm��t�r) ve Ahi Evren�den birlikde s�z eder ve ili�kilerini anlat�rlar. Mo�ollar�a kar�� birlikteliklerinden ve direni�lerinden s�z ederler. Mevlana m�ridi olan Mo�ol veziri Nureddin Caca�n�n 1261�lerde Ahi k�r�m� ve Ahiler�in Sulucakarah�y�k�e ve Hac� Bekta��a s���nmalar�n� tarihler a��k�a anlat�rlar. Bunlar tarihsel olarak belli ve bilinen olaylard�r. G�r�ld��� gibi bunlar Osmanl� �ncesi olan olaylard�r. Hac� Bekta� Osmanl� Devleti�nin kurulu�una kalamam��, �lm��t�r. Bu nedenle Osmanl��n�n kurulu�unda do�rudan bir rol� olmam��t�r.

Yaln�z bu yarg�m�z� Osmanl� Beyli�i�nin yerle�ti�i uc b�lgelere g��erek yerle�en Alevi, Ahi, Bekta�i, Kalenderi ve Haydari dervi�lerinin ve topluluklar�n�n Osmanl��n�n kurulu�una maddi ve manevi kat�lmalar�ndan, desteklemelerinden ayr� tutal�m. �kisi ayr� ayr� olaylard�r. Hac� Bekta� Osmanl��n�n kurulu�una kat�lmam��t�r, devletin kurulu�undan �nce (1271�lerde) �lm��t�r, ama Bekta�iler kat�lm�� ve etkin g�rev �stlenmi�lerdir.

  1. Yeni�erili�in Kurulu�unda Hac� Bekta���n Rol� Yok:

Bu konudaki yanl�� �udur. Yeni�eri askeri oca��n�n Orhan Bey d�neminde kuruldu�u bilgisi yanl��t�r ve art�k g�n�m�z tarih�ili�inde bil�isel de�erini yitirmi�tir. G�n�m�z tari�ilerinin kesinlikle saptad�klar� ve do�ru bilgi olarak kabul ettikleri Yeni�eri Oca���n�n I. Murat d�neminde 1363 y�l�nda kuruldu�udur. B�yle olunca da 1271�lerde �len Hac� Bekta� Veli�nin Orhan Bey veya I. Murat�la g�r��mesi, bu padi�ahlar�n Yeni�eri Oca���n� ona kurdurmalar�, veya onun do�rudan bu oca�� kutsamas�, resmi giyim- ku�am�n� belirlemesi olas� de�ildir. Bu savlar�n art�k g�n�m�zde tarihsel, bilimsel ve bilgisel bir de�eri kalmam��t�r. B�t�n bunlar yaln�zca Yeni�eri Oca���n�n Bekta�i tarikat�na ba�land���n� ve oca��n Bekta�i postni�inlerince kutsand���n� g�sterir. Birinci planda do�ru olan bilgi budur. B�t�n di�erleri bu temel bilginin s�ylencele�tirilerek mistik bir ��kmaza sokulmas�d�r.

  1. Yeni�eriler�in Resmi Giysilerinin Bekta�ilik�le

Ba��nt�s� Sorunu:

A��kpa�ao�lu �b�rk� konusuna de�inerek, Bekta�ilik�le Yeni�erilik aras�ndaki ili�kiye a��kl�k getirmeye �al���r. �unu yazmaktad�r:

�Bekta�iler, Yeni�eriler�in ba��ndaki ta� Hac� Bekta���nd�r derler. Yaland�r. Bu ak b�rk, Orhan Gazi zaman�nda Bilecik�te ortaya ��kt�.(�)Bekta�iler�in ak b�rk giymelerine neden �udur: Onlar�n bir �eyhleri vard�. Abdal Musa derlerdi. O Abdal Musa neden olmu�tu. Abdal Musa, Orhan zaman�nda gazaya geldi ve Yeni�eriler�in aras�nda nice zaman yolda�l�k edip y�r�d�. Bir Yeni�eri�den eski bir b�rk diledi. Bir eski b�rk verdiler. Abdal Musa bunu ba��na giydi. Seferi onlarla birlikte yapt�. Seferden d�n�nce kendi memleketine gitti. Ba��nda Yeni�eri�den ald��� b�rk vard�. ���te ben de gaziler tac�n� giyip geldim� diye hayl�ca �v�nd�. Halk: �Bunun ad� nedir? � diye sordu. O da �buna b�kme elif tac derler� diye cevap verdi. Bekta�iler�in tac�n�n ger�e�ini a��klad�m. Asl� b�yledir�.

Hac� Bekta���n Osmanl� kurucu padi�ahlar� d�nemine ula�mad���na g�re, Orhan Bey d�neminde �ak b�rk��n kabul edilmesinin Hac� Bekta���n �izniyle� olmamas� gerekir. A��kpa�ao�lu do�ru s�yl�yor olmal�d�r. Ama bu konuda Abdal Musa�n�n etkisi olabilir. Yeni�erilik, Yeni�eri t�renleri ve giysisi t�m�yle Alevi- Bekta�ilik d���nda d���n�lemez. Derin Alevi- Bekta�ilik izleri ta��r. �Tarih- i Sel�tin- i Osmaniyye�ye g�re giysinin bi�imi i�in Orhan Bey Hac� Bekta���n o�lu Seyyid Ali Timurta� Efendi�ye ba� vurur ve onun belirlemesini ister. O ise, �Giysinin hay�rl�s� ak olan�d�r� hadisine uyarak �ak b�rk ve ak giysi giyilmesini� buyurur. B�ylece Yeni�eri giysisi bu d�nemde ve bu yolla kabul edilmi� olur. M�stakimzade�nin �Ris�let��t- Ta��nda da buna benzer bir bilgi verilir. Askeri �niformalar�n �e�itlili�ini gidermek i�in, I. Murat d�neminde Bekta� Pa�a arac�l���yla Hac� Bekta���n o�lu Seyyid Ali Timurta� eliyle �Yeni�eriye ve Dergahta bulunan devlet ve saltanat ileri gelenlerine BERATA �nvan� verilir. Bu ki�ilere ke�eden b�rk uygun bulunur�. II. Bayez�t�in ilk d�nemlerinde Dervi� K���k Abdal��n yazd��� �Otman Baba Vilayetnamesi�nde (�)Giydi�im b�rk H�nk�r Hac� Bekta� kisvetidir ve bu ku�and���m k�l�� Murtaza Ali k�l�c�d�r� ifadesi ge�er. Bu, Otman Baba�ya sorulan bir sorunun yan�t�d�r. Demek ki, Fatih d�neminde de Yeni�eriler kendilerini Hac� Bekta��a mensup say�yorlar, b�rklerinin Hac� Bekta� giysisi oldu�u kan�s�ndad�rlar. Bu kan�, do�all�kla �ok �ncelerden gelen bir inanc�n srmesidir. Osmanl� Devleti�nin kurulu�unda Ahileler�in rol� bilinmektedir. Ahilik�le Bekta�ilik aras�nda inan� ve d���nce birlikteli�i vard�r. Zaten Ahilik giderek Bekta�ilik i�erisinde erimi� ve birlikte kayna�m��lard�r. A. G�lp�narl��n�n savundu�u gibi, Yeni�eri�ye kabul edilen �b�rk, do�rudan do�ruya F�t�vvet ehlinin b�rk�d�r�. B�rk veya �sk�f F�t�vvet erbab�ndan al�nm��t�r. Yani Yeni�eri b�rk� Ahilik kaynakl�d�r, Ahilik�ten al�nm��t�r. Ahi ba�kan� olan I. Murat��n kurdu�u ordusuna kendi inanc�n�n bir gere�i olan �ak b�rk�� giydirmesinden ve bunu oca��n �niformas� haline getirmesinden daha do�al ne olabilir. K�saca �ak b�rk�� I. Murat Yeni�eri ordusunun �niformas� olarak kabul etmi�tir. Ahili�in Alevi- Bekta�ilik i�erisinde erimesiyle de, bu giysiler ve gelenekler Bekta�i kaynakl� olarak anla��lm�� ve insanl���n geleneksel belle�ine �yle yerle�mi�tir. Zaten Do�. M. Bayram da �zg�n ara�t�rmalar�yla bu bilgileri ve g�r��leri tamamlayacak bulgular ortaya kor. Abdal Musa�n�n giydi�i �elifi ta��n Ahiler�in memleketi olan Kayseri ve K�r�ehir�de �K�lah- duzlar Mahallesi�nde �r�ld���n�, Ahiler�in K�r�ehir ve Kayseri�de toplu �ld�r�lmeleri �zerine uclara gittiklerini ve bu �rg�lerini de b�ylece Osmanl� topraklar�na ta��d�klar�n�, Yeni�eriler�in k�lahlar�n�n bu Ahiler�in getirdikleri modele dayand���n� a��klar.

  1. Yeni�eri Oca���n�, Hac� Bekta���n O�lu Seyyid Ali

Timurta� Sultan m� Kutsam��t�r:

Kavanin- i Yeni�eriyan�a dayanan tarih�i Prof. �. H. Uzun�ar��l�; Yeni�eri Oca�� kurulurken Vezir Hac� Bekta� Pa�a, Hac� Bekta� Veli�nin o�lu Timurta� Dede ve Mevlana soyundan Emir�ah Efendi�nin g�rev ald���n�, oca��n kurulmas�n� ger�ekle�tirdiklerini ve kutsad�klar�n� yazar. Bu olayda Hac� Bekta���n birey olarak do�rudan r�l� olmam��t�r. ��nk� bu d�neme ula�mam��t�r. Kurulu�ta, o�lu Timurta� Dede do�rudan g�rev yapm��t�r. Hac� Bekta� Pa�a�n�n vezir olu�u nedeniyle oca��n b�rokratik i�lerini �slenece�i, Timurta� Dede�ninse manevi olarak g�rev yap�p oca�� kutsad��� olas�d�r. Yeni�eri Oca��, Hac� Bekta� Veli oca��na ba�lanm��, Yeni�eriler�e; �Oca�- � Bekta�iyan�, �Taife- i Bekta�iyan�, �G�r�h- u Bekta�iyan�, �Z�mre- i Bakta�iyan� denmi�tir. Ocaktaki terfi ve derece silsileleri �Silsile- i Tarik- i Bekta�iyan� s�z�yle dile getirilmi�tir. Ocak a�alar� i�inse �San�did- i Bekta�iyan�, �Rical- i Dudm�n- � Bekta�iye� gibi deyimler kullan�lm��t�r.B�ylece Yeni�eri Oca���na k�k� T�rkl�k ve �slaml�k kaynaklar�na kadar giden �alp- erenlik� niteli�i verilmeye �al���lm��, Ahilik- gazilik- Hac� Bekta� bag�nt�l� bir olu�um yarat�lm��,Yeni�eri askeri �rg�t� �erenler serveri ve gaziler serdar�� say�lan Hac� Bekta� gibi bir din ve inan� ulusunun ruh ve dinamizmiyle bi�imlendirilmek istenmi�tir.

Yeni�eri Oca��, bir Ahi ba�kan� olan I. Murat�tan itibaren bu askeri �rg�t Bekta�i tarikat�na ba�l�d�r ve Yeni�eriler Bekta�i misyonuyla yeti�tirilmektedirler. Otman Baba Vilayetnamesi Yeni�eriler�in Fatih d�neminde kendilerini Hac� Bekta� �mensubu� saymaktad�rlar. Koca Sekbanba���n�n �Hul�sat- al- Kelam fi Redd- al- Avam� adl� kitab�nda yazd���na g�re; Kanuni�nin Macaristan sava��nda askerin �abas�zl���n� g�rmesi �zerine, Pirevinde Hac� Bekta� evlad� olarak bulunan �eyh getirtilerek ocak yeniden dualatt�r�l�r ve manevi bir g��, �aba verilmeye �al���l�r. Yeni�eriler�se art�k kendilerinin �Hac� Bekta� k��ekleri� olduklar�n� i�tenlikle dile getirirler.Oca��n 94. cemaat ortas�nda Hac� Bekta� babalar�ndan biri, Hac� Bekta� vekili olarak oturmaktad�r. Bunlar da g�stermektedir ki, Yeni�eri Oca�� Bekta�ilik�le do�rudan ili�kilidir. Bu askeri �rg�t Hac� Bekta� ve Bekta�ili�in manevi niteli�iyle yeti�tirilmek istenmi�tir. Ocak kurulurken, Hac� Bekta� de�il ama, Pirevinin d�nemin postni�ini bu yeni kurulan askeri kurulu�u kutsam�� ve manevi e�itimlerini(terbiyelerini) �stlenmi�lerdir.

I. Murat d�neminde 1363 y�l�nda kurulan bu Yeni�eri askeri oca��n� han�i postni�in veya hangi Hac� Bekta� �evlad��, Hac� Bekta� ad�na kutsam�� ve oca��n manevi e�itimini Bekta�ilik tarikat� ad�na �stlenmi�tir. �Kavanin- i Yeni�eriyan�, �Tarih- i Sel�tin- i Osmaiyye�, �Risal�t- al- Ta� gibi eski kaynaklar ile Cemalettin Efendi, �. H. Uzun�ar��l� ve A. G�lp�narl� gibi yazarlar bunun Timurta� Dede veya �teki ad�yla Seyyid Ali Sultan oldu�unu belirtirler.

Kaynaklardaki bilgilerde, Timurta� Hac� Bekta���n o�ludur. 1310�da do�mu�tur. �ehzade S�leyman Pa�a�n�n birlikleriyle Trakya�ya ge�mi�, Balkanlar�a giderek Dimetoka�da Seyyid Ali Sultan (K�z�l Deli) dergah�n� kurmu�tur. Di�er ad�, H�z�r Lala�d�r. Hac� Bekta���n �l�m�nden sonra Pirevinde postni�in olmu�tur. Postni�inli�i 1361 y�l�na dek s�rm��t�r. �l�m� ise 1402�dir.

Kaynaklardaki bu bilgiler kendi i�erisinde �eli�mektedir. Birinci uymazl�k Hac� Bekta� 1271�de �l�r, �o�lu� Seyyid Ali ise 1310�da do�ar. �kincici, 1361�e kadar postni�in olan Seyyid Ali�nin de�il de, bu tarihten sonra postta olan ki�inin Yeni�eri Oca���n� kutsamas� gerekir. ��nk� Yeni�eri Oca�� 1363�de kurulmu�tur. ���nc�s�, Seyyid Ali, Timurta� , H�z�r Lala ve H�z�r Bali�lerin ayni ki�iler olmamas� gerekir. ��nk� ayn� ki�iler olduklar�n� g�sterir sa�lam bir kaynak ve delil yoktur. D�rd�nc�s�, Anadolu�daki Seyyid Ali ile Balkanlar�daki Seyyid Ali ayn� ki�iler olmayabilirler.

Hac� Bekta� �Vilayetname�si de, Hac� Bekta��tan sonra posta ge�enler hakk�nda kar���kl��a yol a�acak bilgiler verir. Hac� Bekta��tan sonra ilkin posta ge�enin bir yerde Habip Emirci, bir ba�ka yerdeyse H�z�r Lala C�van oldu�u ve elli y�l g�revde kald��� yaz�l�d�r. �yle san�yorum ki, Timurta� Dede Seyyid Ali Sultan��n d���nda biridir. Yeni�eri Oca���n�n kuruldu�u tarihte postni�indir. Yeni�eri oca��n� Hac� Bekta� ad�na o kutsam�� ve manevi e�itimiyle ilgilenmi�tir. Hac� Bekta���n da o�lu de�il, ya torunlar�ndan biri veya yolo�ullar�ndan biridir. Fakat, torunu olma olas�l��� daha b�y�kt�r. ��nk� bu d�nem hen�z yolo�ullu�u ve dedebabal�k hen�z olu�mam��t�r. Bunlar Bal�m Sultan�la (�l. 1516) tarikata girecek ve etken olacaklard�r.

5) Yeni�eriler�in Bekta�ili�i:

Yeni�eriler, Bekta�i Tarikat��n�n bir bak�ma �seyfi kolu� olarak g�rev yapm��lard�r. Yeni�eriler kendilerini Bekta�i Tarikat��ndan g�rm�� ve Hac� Bekta��� kendilerine �pir� tan�m��lard�r. Yeni�eriler�e bu nedenle �Taifeyi Bekta�iyan/ Bekta�i tayfas�� denir.Onlar�n �sofra g�lbank�� Hac� Bekta��� �pir� tan�y��lar�na kan�tt�r.

Yeni�eriler�in Bekta�i tekkeleriyle olan ba�lant�s� I. Kosova Sava��(1389)�nda oynad�klar� belirleyici rolleriyle kesinlikle ortaya ��kar.Fatih d�neminde ya�ayan Otman Baba �Vilayetname�sinde giydi�i b�rk�n Hac� Bekta���n, ku�and��� k�l�c�nsa Hz. Ali�nin oldu�unu s�yler. Bu, Yeni�eriler�in kendilerini Fatih d�neminde Hac� Bekta� ba�l�s� say��lar�n�n kan�t�d�r. Bu gelenek ku�kusuz o g�n do�mam��t�r, daha �ncelere dayanmaktad�r. Koca Sekbanba��, Kanuni�nin Macar seferi sonras�nda, Pirevindeki Hac� Bekta� postni�inini getirterek oca�� dualatt�rd���n� yazar.1683 Viyana ku�atmas�nda Osmanl�lar�a tutsak olan Kont Marsigli, Yeni�eri A�as��n�n Divan�da Hac� Bekta� ad�n�n ge�ti�inde hep aya�a kalk�p sayg� g�stardi�ini, Yeni�eriler�in k�rm�z� renkli sanca��nda �hilal� ile Hz. Ali�nin �iki u�lu k�l�c�n�n (z�lfik�r)� yer ald���n� anlat�r. Yeni�eriler�e kimikez �Hac� Bekta� o�ullar�� da denir. III. Selim y�netiminin ikinci y�l�nda Yeni�eriler�in ba�l�l�k ve cesaretlerini dilerken onlara �Hac� Bekta� k��ekleri� diye seslenmi�tir. Yeni�eriler birliklerine �ye olarak kaydedilirken, Hac� Bekta� yoluna iman ve ba�l�l�k yemini ettirilirdi. Yeni�eriler�e Bekta�ilik felsefesi kazand�r�lmaya �al���l�r, bi�imsel ba�l�l�ktan kurtar�lmaya �zen g�sterilirdi. Bu durum Yeni�erilik- Bekta�ilik ili�kisnin ba��ndan beri kuruldu�unun, Hz. Ali- Oniki �mam ba�l�l���n�n inanca temel k�l�narak Bekta�ilik yoluyla Yeni�eriler�e kazand�r�lmaya �al���ld���n�n kan�t�d�r. 1822�lerde d�zenlenen �u Yeni�eri askerinin terhis belgesi ve benzeri olan sofra �g�lbank�lar� g�r���m�z� kan�tlayacak niteliktedir.

�M�miniz kal� bel�dan beri Hakk�n birli�ini eyledik ikrar; bu yola vermi�iz seri Nebimiz vard�r Cen�b- � Ahmed- i Muhtar; erlerden ber� mest�neleriz, Nur- � ilahide pervaneleriz. Bir b�l�k bu cihanda div�neleriz, say�lmamakla kimse bilmez halimiz. On iki imam on iki tarik c�mlesin dedik beli, yediler, k�rklar n�r�� nebi Kerem- i Ali pirimiz Sultan Hac� Bekta�- � Veli. Bin iki y�z otuz sekiz senesinde cennetmekan, firdevs ��iyan kanun sahibi elgazi Sultan S�leyman Han hazretlerinin kurdu�u nizam- � m�stahsene �zre ve �orbac� A�an�n izni ve c�mle ihtiyarlar�n marifetiyle i�bu terhis (suffa) teskiresi buna talip ve r�g�p olup ismi kul defterine kay�tl� olan Mahmut�a ita olundu vakt- i hacette ibraz oluna�.

Osmanl�lar�da Yeni�eri A�alar��n�n �o�u Bekta�i k�kenlidir. Yeni�eri A�al����na kimikez �A�ayan- � Bekta�iyan� da denilmektedir. Ayr�ca ��orbac��lara da �o�u kez �Sanadid- i Bekta�iyan� veya �A�ayan- � Bekta�iyan� deniliyordu. 94. Ortan�n Bekta�i babas� gerekti�inde Yeni�eri A�as� atamalar�nda etkin olabilmektedir. �rne�in 1655�lerde Mehmet A�a�n�n Yeni�eri A�al�l����na atanmas�nana Bekta�i babas�n�n kar�� ��kmas� �zerine g�revinden al�narak yerine Bo�nak Mehmet A�a getirilmi�tir. Yeni�eri dualar�na Alevi- Bekta�ilik�te oldu�u gibi �g�lbenk� denilmektedir. Yeni�eriler�in �Kazan- � �erif�inin Hac� Bekta���n �orba pi�irerek oca�a arma�an etti�ine inan�l�r ve belli bir sayg�nl��� ve kutsall��� vard�r. Ayaklanacaklar� zaman bu kazan�n �evresinde toplanarak karar almaktad�rlar.Yeni�eri cemaat ortalar�ndan 3. , 7. , 34. , 35. , 36. , 100. , b�l�klerdense 40. , 51. , 61. lerin bayraklar�nda �z�lfik�r� vard�r.Ramazan ve cuma gecelerinde Yeni�eriyi meydan etmeye pirleri Hac� Bekta� izin vermedi�i inanc�yla, bu ay ve g�nlerde ceza uygulanmaz. Hac� Bekta� babas�, �Hac� Bekta� k��ekleri�nin yak�ndan izleyicisidir. Onlara zarar gelmesini �nler. 1656�larda �stanbul kad�s� Abd�rrahimzade�nin bir Yeni�eriyi cezaland�rmas� Bekta�i babas� ve yanda�lar�n�n ayaklanarak tepkilerine yol a�ar. Kad�n�n g�revden al�nmas�yla i� tatl�ya ba�lan�r. Yerni�eri a�alar�n�n �A�a Kap�s��nda kurduklar� �A�a Divan��nda �Sultan Hac� Bekta� Veli ruhu i�in� dua okunur. �orbac�larla odaba��lar ayakta dua eder, Hac� Bekta���n ad� ge�ince Yeni�eri A�as� da aya�a kalkard�. Bu gelenk Fatih Sultan Mehmet�ten beri s�r�p gelmekteydi.Yeni�eri sofra ve ulufe(maa�) g�lbenklerinde, Yeni�eri ulufe defterlerinin giri�inde Hac� Bekta� an�l�r ve kutsan�r.Komutan ve devlet adam� olarak devletin i�inde yer al�nm��, �zellikle Arnavut Bekta�iler Osmanl� Devleti�nin hizmetine �ok iyi komutan, yetenekli devlet adamlar� ve valiler vermi�lerdir.Bunlar Yeni�eriler�in Bekta�ili�e manevi ba�l�l�klar�n�n kan�tlar�d�r.

Bekta�ili�in Yeni�eri ordusu �zerindeki etkisi kesindir. Yeni�eriler, Bekta�i Tarikat��n�n tekke e�itiminden ge�mi�lerdir. Bekta�i babalar� Yeni�erler�in e�itmenleri, dan��manlar� ve dini �nderleri olmu�lard�r. Yeni�eri Oca���n�n kurulu�u bir Bekta�i giri�imi oldu�u gibi, Yeni�eri ideolojisisnin olu�mas�nda da Bekta�i de�erleri ve inan�sal- d���nsel yap�s� geni� yer tutmu�tur. Alevi- Bekta�ilik�in temeli olan Hz. Ali ve Oniki �mamlar inanc� Yeni�eri inanc�n�n da temel g�r�nt�s�d�r. G�lbank ve dualar�nda bu temel inan� kendini ortaya kor.

Yeni�eriler�in Alevi- Bekta�ili�i pek �ze inmemi�, y�zeyde ve g�r�n�mde kalm��, bir nitelik olu�umuna yol a�amam��t�r. Her ne kadar Hac� Bekta��a ba�l� olduklar�n�, Oniki �mam�� tan�y�p inand�klar�n� s�yleseler de bunlar yaln�zca s�ylemde, y�zeyde ve bi�imde kalm��t�r. Fakat manevi bir ba�l�l�klar�n�n oldu�u da yads�namaz.

6) Alevi- Bekta�iler�in Osmanl� Devleti�nin

Kurulu�unda Rolleri:

XIII.- XIV. y�zy�llarda �iilik- Alevilik- Ahilik aras�nda derin g�r�� ve inan� ayr�l�klar� yoktur. Bunlar birbirlerine olduk�a yak�n d���nce ve inan� ak�mlar�d�r. Giderek siyasal ve toplumsal geli�meler kar��s�nda birle�mi�, birbirleriyle kayna�m�� ve dahas� Bekta�ilik gibi yeni adlarla yeniden kal�ba d�k�lm��lerdir. �zellikle Ahiler ve Ahilik 1261�de Mo�ollar��n Ahi k�r�m�yla Bekta�ilik i�erisinde yerlerini alarak, kayna�m��lard�r. Bu nedenle kaynaklar�n Osmanl�lar��n kurulu�una katk�lar�na �e�itli adlar alt�nda de�indi�i tasavvufi ve tarikatsal �evreler sonradan Bekta�ilik i�erisinde toparlanan ve yo�rulan �ii- Bat�ni- Babai- Kalenderi- Haydari- Alevi- Ahi �evrelerdir. Bu ak�mlar�n hepsinin ortak noktas� Ali ve Oniki �mam sevgisi ve ba�l�l��� �zerinde yap�lanmalar�d�r. K�saca, bu temelde yeralan inan� ve d���nce ak�mlar�n�n t�m� Alevi- Bekta�ilik i�erisinde topland�klar�ndan, g�n�m�zde de bu adla adland�r�lmaktad�rlar.

Osmanl��n�n ilk d�nem padi�ahlar� ger�ek�idirler. Bu yanlar� yeni kurulan Osmanl� Devleti�nin genel politikas�na damgas�n� vurmu�tur. Toplumun taban� Alevi- Bekta�i�dir. Y�netim, taban�na dayanarak kurulu�unu tamamlam��t�r. Taban�n inan�sal- d���nsel ideolojisi olan Alevi- Bekta�ilik kurulu� d�nemimde devlete damgas�n� vurmu�tur. Alevi- Bekta�i kesimlerin ta T�rkiye Sel�uklu sultan� I. Alaeddin Keykubat d�neminden(1220- 1237) beri devletle s�cak ili�kileri vard�r ve devlet, Alevi- Bekta�iler�in g�zard� edilmez bir potansiyel g�� oldu�unun fark�ndad�r. Bu nedenle Osmanl� kurucular� bu g�ce dayanmak gere�ini duymu�lard�r.

Osmanl��n�n ilk padi�ahlar�n�n d���nsel- inan�sal e�ilimleri de Alevilik- Bekta�ilik do�rultusundad�r. Osman Bey, Orhan Bey ve Murat H�davendig�r Alevili�in bir �rg�tl� kolu olan Ahilik inanc�ndand�rlar.Fr. Giese, Cl. Huart ve C. Brockelmann gibi Bat�l� tarih�iler de ayn� g�r��� savunurlar. L. Massignonn ile �. Melikoff Osman Bey�in Bekta�ili�ini kesin g�r�r, dahas� ad�n�n da bir �Bekta�i velisi�ne bor�lu oldu�unu d���n�rler.

Osmanl��n�n kurulu�una onun T�rkmenlik �zelli�inden �t�r� bir�ok �Horasan Ereni�, �Rum Abdal��, �Pir�, �Eren�, �Dervi��, ��eyh�, ve �Dede� kat�lm��lard�r. Osmanl��n�n kurulu�una az- �ok katk�da bulunarak g�n�m�ze kadar �nlerini s�rd�ren bu Alevi- Bekta�i dede ve dervi�leri �unlard�r: �eyh Edabali, �eyh Bali, �eyh Osman, Aynuddevle, Hac� Mihman, Ba�d�n Hac�, Geyikli Baba, Abdal Musa, Abdal Murad, Kumral Abdal, Abdal Mehmet, Baba Muhlis, Ahi Hasan, Ko�um Seydi, Ahi Kadem, Karaca Ahmet, Mehmed- i K��teri, Baba Postinpu�, Kara Hoca, Du�lu Baba, Emircan (Emirci) Sultan, Sar� Salt�k, Kaygusuz Abdal, A��k Pa�a�

D�nemin Ahi, Alevi, Bekta�ileri b�rokrat, asker ve komutan olarak Osmanl� kurulu�una ve devletin �rg�tlenmesine kat�lm��lard�r. Bursa�n�n al�nmas�na Ahi Hasan, Kumral Abdal ve Ali �emseddinzade, Ahi Mehmet ve Candarl� Halil, Abdal Murat, Do�lu Baba, Abdal Musa, Geyikli Baba�lar sava��� olarak kat�lm��lard�r. Bunlardan Geyikli Baba Baba �lyas��n m�ridi, Abdal Musa ise Hac� Bekta���n yolda�� ve Bekta�ilik Tarikat��n�n as�l kurucusudur. �Ahi Alaylar�� Ahi pirlerinin �nderli�inde bu t�r �arp��malara girmi�lerdir. Alevi, Ahi ve Bekta�iler devletin yap�lanmas�nda etkendirler. Osman Bey y�netime gelirken bir Alevi- Ahi- T�rkmen gelene�i olan �Seymen alay� d�z�lm���t�r.Alevi- Bekta�i ocaklar� do�rudan devlete yard�mc� olmu�lard�r.

A��kpa�ao�lu, Gelibolulu Ali, M�neccimba�� Ahmet, Ta�k�pr�l� gibi bir�ok Osmanl� yazar�n�n kroni�ine bak�lmas� durumunda; �zellikle Osman Bey, Orhan Bey, Murat Bey, Y�ld�r�m Bayez�t, �elebi Mehmet, II. Murat ve Fatih Sultan Mehmet d�nemleri bilgin, asker- sivil b�rokrat aras�nda Ahi, Bekta�i ki�ilerin adlar�na rastlan�r.Bir Ahi �eyhi olan Edebali Osman Bey�e �zellikle hukuksal alanda dan��manl�k yapm��, devletin kurulmas�na �al��m��t�r. Onun �l�m�nden sonra �eyhin bir ba�ka damad� olan Dursun Fakih Osman Bey�in hukuk dan��manl���n� yapm��, dahas� ilk hutbesini o okumu�tur. Fetva eminli�i de yapm��t�r. Bilindi�i gibi Ahi�dir.

Ak�a Koca, Osman Bey d�neminde sava�lara kat�lm�� ve komutanl�k etmi�tir. Alplerdendir. Akyaz� ve dolaylar�n� alarak Osmanl� topraklar�na katan Ak�a Koca�ya Yalova timar olarak verilmi�tir. �zmit ve dolaylar�na Kocaeli denilmesi onun ad�ndan kaynaklanmaktad�r. Gen�lik y�llar�nda Hac� Bekta��la g�r��t��� ve onun yola��na girdi�i olas�l��� g��l�d�r.

Orhan Bey, Muhiddin Arabi�nin �Vahdedi V�cud� felsefesine ba�l� ve Olcaytu �evresinin d�rt �nemli �eyhinden biri kabul edilen Ke�anl� Kemaleddin Abdurrazzak��n m�ridi olan Davud- u Kayseri�ye �znik- Orhaniye Medresesini kurdurmu�tur(1336).

�nl� Candarl� ailesi Ahi�dir. Candarl� Kara Halil Osmanl��ya kad�l�k, kazaskerlik ve veziriazaml�k yaparak hizmet etmi�tir. Orhan Bey d�neminde Bursa kad�l��� g�reviyle y�netime girmi�tir. Osmanl��n�n ilk d�zenli askeri birlikleri kabul edilen yaya ve atl� (m�sellem) birlikleri onun �r�n�d�r(1329). Yayalar, ba�lar�na Ahi serpu�u giymektedirler ve Ahiler�den olu�mu� askeri birliklerdir. O�lu Ali Pa�a da babas� gibi �al��malar�n i�ine girmi�tir. Baba- o�ul adli, mali, askeri, alanlarda k�kl� �rg�tleme �al��malar� yaparak, devleti a�iret durumundan bir devlet durumuna ��karm��lard�r.

Muhlis Pa�a, Baba �lyas��n o�ludur. Askeri g�revler �stlenmi�tir. Aile, tarih�i A��kpa�ao�lu�na gittik�e S�nnile�mi�se de �dervi�lik �zelliklerini� korumu�lard�r.

Ece Halil, �nl� Alevi- Bekta�i dervi�i Sar� Salt�k��n halifesidir. Orhan Bey�in �nemli devlet adam� ve komutanlar�ndand�r. Karesi Beyli�i�nin ve Rumeli�nin al�nmas�nda �nemli �l��de rol oynam��t�r. Ard�l� Yakup Ece de ayn� g�revi s�rd�rm��t�r. Turgut Alp, Konur Alp�ler de ayn� kategoride olan devlet adamlar�d�r.

Alaeddin Pa�a, Ahi Mahmut�un o�lu Nizameddin Ahmet Pa�a, Hac� Pa�a ve Sinaneddin Yusuf Pa�a�lar Orhan ve Murat Bey�ler d�nemlerinde vezirlikler yapm��lard�r. Ahi�dirler. Sinaneddin Yusuf �zellikle Ahi �reisi� dir. Vakfiyesinde Ahi �eyhlerine �zg� bir san olan �Sadru�l- kebir� deyimi ge�er. Bunlar Ahi tarikat� i�erisinde yeti�mi�, ilmiye s�n�f�na ge�mi�, sonradan devlet y�netiminde g�rev alm��, devletin kurumla�t�r�lmas�nda ve y�netilmesinde �nemli g�revler yapm��lard�r.

Ba�larda devletin Alevi- Bekta�i e�ilimli bir niteli�i vard�r. Temel ��e T�rkmen de�erlidir. Y�neticiler T�rkmenler aras�ndan deneyim kazanm�� ki�ilerden se�ilmektedirler. Yeni�eri askeri oca�� Bekta�i dergah�nca kutsanm�� ve Bekta�i Tarikat��na al�nm��lard�r. Padi�ahlara Bekta�i babalar� k�l�� ku�and�rmaktad�rlar. Devletin tarikat kesimiyle aras� s�cakt�r. Bir�ok baba, dede, dervi� ve �zellikle Hac� Bekta� �elebisi Balkanlar��n fethine kat�lmakta ve oralar�n �slamla��p T�rkle�melerinde g�rev �stlenmi�lerdir. Bir Bekta�i babas�n�n olu�umu de�erlendiri�i ��yledir:

�Bekta�i tekkesine ba�l� Yeni�eri askeri Rumeli�de fetihler yapt�k�a, biraz gerisinde, tekke hemen faaliyete ge�iyor; bu fatih askerlerin k�l��lar�n�n arkas�ndaki uygarl���, ho�g�r�y� ve insanl��� ya�ayarak, yerli halka anlat�yordu. Bu nedenle de Rumele�de en �ok yay�lan ve tutulan tarikat, Bekta�i Tarikat� idi. Tekkelerin ve Bekta�i dervi�lerinin davran��lar�ndan etkilenen yerli H�ristiyan halk da ak�n ak�n M�sl�man oluyorlard�. Halk�n M�sl�man olmas� i�in zor kullan�lm�yordu��

 

-IV-

BEKTA��L���N TAR�KATLA�MA S�REC�

1) Bekta�ilik Tarikat��n�n Kurulu� S�reci (Tarikat�

Kim Kurmu�tur ?):

Bekta�ilik Tarikat��n�n kurulu�unda ge�irdi�i s�re�, kurucusunun kim veya kimler oldu�u, bu s�re�te Hac� Bekta���n konumunun ne oldu�u, tarikat�n piri mi, yoksa kurucusu mu oldu�u, Bal�m Sultan��n tarikata nas�l bir yap� kazand�rd��� y�zy�llar ge�mesine kar��n hala tart��mal�d�r. �teden beri bu konuda yazanlar�n �o�unlu�u, Hac� Bekta���n tarikat kurmad��� ve Bekta�ili�in yaln�zca �piri�oldu�u kan�s�ndad�rlar. Bekta�ili�i XVI. y. y�lda Bal�m Sultan��n kurdu�unu savunurlar. Jacop, Tschudi, �emseddin Sami Bey gibi eski yazarlardan tutun, A. Ya�ar Ocak gibi yeni yazarlara kadar bir�ok ara�t�rmac� bu g�r��tedirler. Durum b�yle olunca �u iki soru halen tart���l�rl���n� koruyor demektir: 1) Bekta�ilik Tarikat� ne zaman kurulmu�tur? 2) Bekta�ilik Tarikat��n�n kurucusu kimdir? Hac� Bekta� Veli mi, Bal�m Sultan m�? Bu s�re�te ba�kalar�n�n da rol� var m�d�r ? . .

a- Hac� Bekta� Veli:

Prof. F. K�pr�l�, Bekta�ilik Tarikat��n�n kurucu olarak kabul edilen Bal�m Sultan�dan en az bir y�zy�l �ncesinde Bekta�ili�in tarikat olarak varl���n� s�rd�rd���, �t�m ayin ve erkan�yla birlikte� kurulu oldu�unu yazmalara dayanarak savunur. Bekta�i �airi Muhyiddin(�l. 1476) �H�z�rname� adl� kitab�nda Hac� Bekta��tan s�z eder ve Sar� Salt�k, Yunus Emre gibi di�er dervi�lerin ona ba�l�l���n� vurgular. Emin�ddin Baba b. Davud Fakih taraf�ndan yaz�larak 1497- 98�lerde II. Bayez�t�a sunulan �Risale- i Kudsiyye�de �eyhlerin taclar�ndaki alametten s�z edilirken, Bekta�i gelene�inin �nl� �Elifi tac��na da de�inilir.�Elifi tac�, A��kpa�ao�lu�nun tarihinde de yer al�r. Do�all�kla bunlar g�stermektedir ki, Bekta�ili�in b�t�n resmi adap ve erkan� Bal�m Sultan�dan �ok �nceleri olu�umunu tamamlam��, XV. y. y�llarda bi�imle�mi� ve kurumla�m�� olarak kar��m�za ��kmaktad�r.

Hac� Bekta�, Bekta�ili�in �piri�dir. Bekta�ilik Tarikat��n� Hac� Bekta� kurmu�tur. Hac� Bekta�, Horasan Okulu�ndan ald��� �D�rt Kap��anlay���na, her kap�ya �onar makam�ekleyerek �D�rt Kap� K�rk Makam�dan olu�an tarikat�n altyap�s�n� kurar. Buna, �Bekta�i Seyri S�l���� de denir.Kaygusuz Abdal, Bekta�i erkannamesi �zerinde d�zenlemeler yapar. Bekta�ili�in ilk erkennamesini yazan o olur. B�ylece Bekta�i Tarikat��n�n ilk �t�z�k yap�c�s�� Kaygusuz Abdal�d�r. Bal�m Sultan�sa bu erkannameyi sonradan geli�tirmi�tir ve kurumla�t�rm��t�r.Hac� Bekta��dan sonra tarikat�n ba��na Abdal Musa ge�mi�tir. Bekta�ilik; XVI. y�ldan sonra Bat�nilik, Hurufilik, Ahilik, Kalenderilik, Haydarilik, Nak�ibendilik, Melamilik, �iilik, Oniki ve Sekiz �mamc�l�k gibi inan� e�ilim ve topluluklar�n� i�ine al�p eriterek bir bire�ime(senteze) ula�m��t�r.

Hac� Bekta� da��n�k Alevi ve Alevilik t�revi ak�mlar� ve topluluklar� i�ine alm��, yeniden kal�ba d�km��, Alevili�i yeniden derne�tirmi� ve Alevi- Bekta�ili�in yolunu �izmi�tir. Bunu da do�all�kla kurdu�u tarikat�yla yapm��t�r. �evresine bir tak�m g�revliler almas�, bunlar�n bir b�l�m�n� kimi yerlere g�revlendirerek g�ndermesi, oralarda �ayd�nlatma/ ir�at� �al��malar� yapt�rmas�, Anadolu�daki di�er Alevi ocaklar� ile ili�ki kurarak kendine ba�lamas�, onlar� y�nlendirmesi� O�nun bir tarikat kurdu�unun ve bunlar� tarikat�/ �rg�t� yoluyla yapt���n�n kan�tlar�d�r. Zaten ba�ka t�rl� de bu �al��malar� y�r�temezdi, Alevi topluluklar�n� bir �at� alt�nda toplayamazd�, ad�n� bu ekole veremezdi, t�m Anadolu ocaklar� taraf�ndan �ser�e�me� olarak kabul edilmezdi. Bu nedenlerle Hac� Bekta�, Alevi- Bekta�i toplumunun g�z�nde yolun- yola��n �piri�dir, tarikat�n kurucusudur. D�nemin �rg�tlenme bi�imi de b�yleydi. Alevi toplumu b�yle bilmekte, b�yle inanmaktad�r. Bal�m Sultan onlara g�re ikinci pir(piri sani)�dir. Alevilik- Bekta�ilik ara�t�rmac�s� �ngiliz J. K. Birge bu s�reci Alevi toplumunun yorumuna g�re yapar. Ona g�re; �XIII. y�zy�ldan ba�layarak K���k Asya�dan ismen ait olduklar� �e�itli dinlerden kar��m�� ��eler i�eren bir t�r halk dini geli�ti. Hac� Bekta���n, harekete yard�mc� olan gezginci ruhani �nderlerden biri olarak giderek artan bir bi�imde �st�nl��� tan�nd�, yaln�zca K�r�ehir yak�n�ndaki k�y ad�n� ondan almakla kalmad�, fakat t�m K���k Asya�da say�s�z k�yde onun ad� pir olarak �nlendi. Bal�m Sultan�la kent i�i ve yak�nlar�ndaki tekkelerde daha yetkinle�tirilmi� bir rit�el ve �rg�tlenme ba�lad�. Bu �rg�tlenme, belirli �l��lerde �ok benzer inan� ve uygulamalar� s�rd�ren, fakat Bekta�ili�in d�zenlenmi� sisteminin d���nda kalan k�y gruplar�ndan farkl�la�t� ve daha bi�imsel olarak �rg�tlenmi� Bekta�i Tarikat� haline geldi�.

b- Bal�m Sultan:

Bal�m Sultan(1462(? )- 1516), geni� bir kitleye g�re Bekta�ili�in �nemli bir ulusudur. ��kinci piri(piri sani)�, kurucusu ve kurumla�t�r�c�s� olarak g�r�l�r. Kurucusu olamad���n� daha �nce kan�tlad�k. Yaln�z �ikinci piri� oldu�u, kurumla�t�rd���, yolu yasal bir kurum durumuna getirdi�i, Bekta�ili�in varolan yap�s�na yeni bir bi�im kazand�rd���, erkan�n� geli�tirerek yeniden d�zenledi�i kesindir. Bekta�ilik onunla birlikte devlet taraf�ndan tan�n�r ve geni� y���nlara mal olur. 1501�lerde d�nemin padi�ah� II. Bayez�t taraf�ndan K�r�ehir�deki Hac� Bekta� Dergah��n�n ba��na atan�r. Ama�; T�rk/ T�rkmen K�z�lba�- Alevi- Bekta�i�yi �ran��n �iilik etkisinden korumakt�r. Bu durum Bekta�ilik�le devletin ili�kilerini artt�r�r. Bundan sonra, devlet i�erisindeki bir�ok y�netici b�rokrat ve ulemadan insanlar do�rudan Bekta�ilik Tarikat��n�n �yeleri olurlar.

Bal�m Sultan, Hac� Bekta��tan sonraki �mihenk ta���d�r. Bekta�ili�in toplumsal ve insanc�l y�nlerini, bar��severli�ini ve yard�mseverli�ini �n plana ��karan bir g�n�l eridir. Y�zy�llardan beri gelen Alevi- Bekta�ili�e ait kurallar� derlemi� ve dergahta bir d�zen i�erisinde ya�ama ge�irilmesini sa�lam��t�r. S�zel olan Bekta�i gelene�inde d�zenlemeler yaparak, yaz�l� metin haline getirmi�tir. Yap�sal olarak Bekta�ili�i �kurallara ba�lam���t�r. Bal�m Sultan�la Bekta�ilik erkannamesi son bi�imini alm��t�r. B�ylece geni� bir co�rafik alana yay�lan Bekta�ilik uygulamas�nda �bir�rneklilik� sa�lanm�� olur.

Bal�m Sultan XVI. y. y�lda Bekta�ili�i Haydarili�in bir kolu, t�revi olmaktan kurtar�r, Haydarilik etkilerinden ar�nd�r�r. Osmanl� Devleti�nin de deste�ini alarak Hac� Bekta���n ad�na yeniden yap�land�r�r.Art�k bu y�zy�ldan sonra Bekta�ilik ba��ms�z bir tarikatt�r. Di�er Bat�ni- Alevi e�ilimli tarikatlar� i�erisinde eritip �z�mleyecek g��tedir.

Bal�m Sultan yola, tarikat�n prati�ine s�rekli bir bi�im ve i�erik kazand�racak yeni etkiler getirmi�tir. Geli�tirilen erkana g�re yola girenlerle s�k� ili�ki i�erisinde �rg�tlenmi� bir Bekta�i toplumu ortaya ��karmay� ama�lam��t�r. Tarikata bir disiplin getirmi�tir. Kent i�i ve kenti �evreleyen tekkelerde daha yetkinle�tirilmi� �bir rit�el ve �rg�tlenme� ba�latm��t�r. Giderek d�zenlenmi� sistemin d���nda kalan k�y gruplar�ndan farkl�la�an, bir bi�ime ula�m�� Bekta�ilik Tarikat� yaratm��t�r. Bu �rg�t�n� kendisi taraf�ndan kurulan sistemin �ruhani ve �rg�tsel� ba�� olan Dedeler�le yaymay� ve ya�atmay� ama�lam��t�r.�elebiler Anadolu ve k�yl�k y�relerde tutunurken, kentsel y�relerde Bal�m Sultan ekol� benimsenir. Bal�m Sultan, soydan Alevi olmayanlara kap� a�arak Bekta�i olabilmelerinin yolunu a�ar ve Alevi- Bekta�ilik alan�nda �nemli bir reform yapar. Dedebabal�k�la y�netilen Bekta�ili�in bu kolu ne var ki fazla yayg�nla�amam��, bug�n ancak birka� y�zbin ki�ilik bir topluluktan �teye gidememi�tir.

Bal�m Sultan�a kadar Bekta�ilik, genellikle k�rsal kesimlerde ve k�yl�k y�relerde tutunmu�, Alevi- T�rkmen i�erisinde benimsenme olana�� bulmu�tur. �zellikle Alevili�in bir t�revi ve Alevili�i yeniden bi�imleyen, derne�tiren, onlar� e�iterek disipline eden bir e�ilim olarak kendini ortaya korken, Bal�m Sultan�la kentsel kesimlere ve Osmanl� ayd�nlar� aras�na da girmi�tir. B�ylece Bekta�ilik tarihinde yeni bir d�nem ba�lar ve Bekta�iler; �K�y Bekta�isi�, �Kent Bekta�isi� olarak farkl�la��rlar. Kent Bekta�ili�ine �Nazenin Tarikat�� veya �Babagan Kolu (Babalar Kolu) � da denir.

Bal�m Sultan, Oniki �mam anlay���n� yola kazand�r�r. Bu, O�nun yapt��� yeniliklerin ba��ndad�r. Oniki �mam t�renleri, oniki �era�, oniki post, palhenk, evlenmemi�(m�cerred) babal�k kural�, �erbet yerine �arap, ibahiyecilik, ��leme(teslis) , Hurufilik etkisi O�nunla tarikata girer. Bal�m Sultan d�zenlemesinde �nl� �D�rt Kap��n�n ��eriat� ve �tarikat� kap�lar� yer almaz. Bu kap�lar�n kullan�lmas�na gerek g�r�lmez.

Oniki �mam inanc� Alevi- �iilik�te ba��ndan beri olmas�na kar��n, Bekta�ilik Tarikat��n�n temel t�releri aras�na Bal�m Sultan�la girer. Tarikat�n �temel dire�i� olur. Her ba�l�n�n, m�ridin temel inan��lar� i�erisinde yer alan bir ilke olur.Bu temel ilke Alevi- Bekta�i edebiyat�n�n temel �e�nisi ve zenginli�i olacakt�r. Hemen hemen t�m Alevi- Bekta�i ozanlar� Oniki �mam �e�nisini �iirlerinde malzeme olarak kullanacaklard�r. Alevi- Bekta�i edebiyat� bu zenginlik �zerine kurulmu�tur dersek, do�ruyu s�ylemi� oluruz.

Oniki �mam anlay���na paralel olarak ya�am �oniki� rakam� �zerine sistemle�tirilmi�tir. Cemlerde simgesel olarak oniki �era� yak�l�r. Kemer �zerine Oniki �mam� simgeleyen oniki k��eli �palheng ta��� denilen ta� tak�l�r. Bu dervi�lerin g�n�llerini Tanr��ya ba�layan bir simge olarak alg�lan�r. �Eline, diline, beline sahip olmay�� gerektirir. Bekta�i tac� oniki dilimlidir. Tekkelerin meydan yerleri, tekke �st�ndeki baca ve kubbeler hep oniki dilimli olur. Bekta�i tekkelerinde pire hizmet g�revlerinin her biri bir post ile simgele�tirilir ve temsil edilir. Bu anlay��� Bal�m Sultan �oniki post� bi�iminde bi�imleyerek tarikat�n t�releri aras�na kazand�rm��t�r. Postlardan herbiri, Bekta�ili�in en b�y�k adlar�ndan birine ba�lanarak an�lm�� ve b�ylece o ki�iler �l�ms�zle�tirilmi�tir. Oniki �mam �s�rr�� olan �Oniki Post� �unlard�r:

  1. Baba Postu: Horasan postu(Hac� Bekta� Veli)

  2. A��� Postu: Seyyid Ali Sultan postu

  3. Ekmek�i Postu: Bal�m Sultan postu

  4. Nakib Postu: Kaygusuz Sultan Abdal postu

  5. Atac� Postu: Kanber Ali postu

  6. Meydanc� Postu: Sar� �smail postu

  7. T�rbedar postu: Kara Donlu Can Baba postu

  8. Kilerci Postu: Hac�m Sultan postu

  9. Kahveci Postu: �ah �azeli postu

  10. Kurbanc� Postu: Hz. �brahim postu

  11. Ayak�� Postu: Abdal Musa postu

  12. Mihmanevi Postu: H�z�r Peygamber postu

Bekta�i tekkelerinde yap�lan temel hizmetlerin herbiri bir Alevi- Bekta�i ulusunun ad�na dayand�r�larak adland�r�l�r ve yap�l�r. Bunlar da oniki anlay��� �zerine oturtulmu�tur. �u adlar yer al�r:

  1. Tarikat��: �mam Hasan

  2. Ferra�(yatak serme g�revlisi) : �mam H�seyin

  3. Hallak(berber) : Muhammed Hanefi

  4. Zakir(saz �al�p nefes okuyan) : Abd�ssamed

  5. Sofrac�: Abd�lvahid

  6. �brikdar: Selman Farisi

  7. Saki(su ve �arap da��t�c�s�) : Tayyib

  8. Meydan Hizmet�isi: Abd�muin

  9. G�zc�: Abd�lkerim

  10. Pervane(haberci, k�lavuz) : Abdullah

  11. �era�c�(���klar� yakan) : Hadi Ekber

  12. Bevvab(kap�c�) : Abd�lcelil

Bekkta�ilik�te �erbetin yerini �arab�n almas� Bal�m Sultan�la t�rele�ir ve yola girer. Fakat bu bir yerde bir i�ki serbestli�i de�ildir. ��ki, insan i�in, yol ba�l�lar� i�in bir �mihenk ta��� olarak g�r�l�r. Yol ba�l�lar� b�ylece bir denemeden, bir s�navdan ge�irilir. ��ki/ dem/ dolu yolun belli kurallar� �er�evesinde al�n�r. T�resel ve t�rensel bir de�er ta��r. Cem t�reninin bir par�as� olur.

�Dedebabal�k�, evlenmemi�(�m�cerret�) babal�k kurumu ve �meng�� Bal�m Sultan�la yola girer ve us�l haline gelir. Dedebabal�k yoluyla Bekta�i Tarikat� y�netilmeye �al���l�r. Dedebabal�k, Hac� Bekta���n g�revini vekaleten �slenen makamd�r. Dedebabalar, Hac� Bekta���n vekilleridirler. Do�all�kla Dedebabal�k, �elebiler kolu ve Alevi- K�z�lba�lar�ca genellikle benimsenmez. Bekta�ili�in �Babagan Kolu�nun ba�� olarak tarikat�n y�netiminde varl�klar�n� s�rd�r�rler. M�cerredli�in kurucusu Bal�m Sultan�d�r. O�na kadar bu uygulama yoktur. Kendisi de evlenmeyerek bu uygulamaya �nderlik etmi�tir. Amac� profesyonel dervi�ler yeti�tirmek ve tarikat� bunlarla y�r�tmektir. M�cerredlikle, �insan� yoldan al�koyan nesnelerden �rak tutmak� ereklenir. Sonradan Hilmi Dedebaba �ahkulu Sultan Dergah���nda bu t�reyi ve t�reni y�r�tm��t�r. Arnavutluk�a giden Salih Niyazi Baba bu t�reyi orada s�rd�rm��t�r. Bu t�ren Dimetoka�da Seyid Ali Sultan (K�z�l Deli) Dergah� ile Kerbela�daki Bekta�i Dergah��nda s�rd�r�l�rken sonralar� t�re buralarda b�rak�lm��, yaln�zca Pirevi�nde y�r�t�l�r olmu�tur. �Terk ve tecrit� anlam�nda dervi�lerin kula��na �meng�� veya di�er ad�yla �teslim halkas�� bir t�renle tak�l�r. Bunlar dervi�i d�nyadan ve d�nyasal nesnelerden, etkenlerden ar�nd�rmay�, soyutlamay� simgelerler. Meng��, eski T�rk/ O�uz gelene�idir. Kaynaklarda tiginlerin kulaklar�na meng��/ k�pe takt�klar� g�r�lmektedir.

�bahilik; S�nni anlay���n yasaklad��� ve g�nah olarak de�erlendirdi�i �eyleri yasak g�rmemektir. Hatta bir b�l�m�n�n tersini yapmak anlay���d�r. Bu anlay�� yolun temel kurallar�ndan biri durumuna Bal�m Sultan�la gelir. �slaml��a bir yorumdur. S�nn� �slam�n, �slaml�k olarak ortaya s�rd��� �eyleri, Alevi- Bekta�i anlay���ndan s�zerek/ ge�irerek kabul etme veya kabul etmeme anlay��� ve tavr�d�r. Alevi- Bekta�ili�in �zg�n yan�n� ve - S�nnili�e kar��n- kimli�ini bu anlay�� ortaya kor. Alevi- Bekta�ili�e yorum(tevil) yolunu a�ar. Bir ba�ka deyi�le Alevi- Bekta�ili�in felsefik altyap�s�n� olu�turur.

��leme(teslis) ve hul�l, Bal�m Sultan�la yolun t�resi haline gelir. Tarikata girmesinde Hurufilik arac�l�k yapm��t�r. ��leme(teslis), H�ristiyanl���n �baba- o�ul- kutsal ruh� anlay���n� �a�r��t�r�r. Alevi- Bekta�ilik�te �Allah- Muhammed- Ali� bi�iminde yer al�r. Tanr�n�n g�r�n�� alan�na �kmas�, evren ve insanla b�t�nle�mesi olan �h�lul� �ncelerde de vard�r. Tasavvufun zengin malzemelerindendir. Bekta�ilik de bu anlay��� alarak yolun t�resi i�ine sokmu�tur.

  1. Alevi-Bekta�i K�meleri ve Bekta�ilik Tarikat��n�n �� Yap�lan���:

Bekta�ilik Tarikat��n�n yap�s�n�, �Bekta�i Erkannamesi� d�zenler. Erkanname, kurumun belkemi�idir ve kurum bu erkannameyle ayakta durur, y�r�t�l�r, y�netilir. Bekta�i erkannamesi Hac� Bekta��tan beri vard�r. �zerinde ilk d�zenlemeyi Kaygusuz Abdal yapm��t�r. Daha sonra erkanname as�l Bal�m Sultan taraf�ndan yeniden d�zenlenir. Yola giri� ve tarikat�n y�r�t�lmesi belli kurallara ba�lan�r. Erkanname uzerinde d�zenlemeler daha sonraki y�llarda da yap�lacakt�r. Tarikat�n kurallar� geli�tirilerek g�n�m�ze dek getirilecektir.

B�yle olmas�na kar��n Bekta�ilik�te ve tarikatta tarihi s�reci i�erisinde kimi ayr�l�klar olu�acakt�r. Ayr�l�klara Alevi- Bekta�i toplumunun co�rafik yap�s�, k�ken ve etniksel durumu, inan� ve d���nce farkl�l�klar� neden olacaklard�r. Bu ayr�m; inan�, kural ve t�rensel ya�amda kendini belirgince ortaya koyacakt�r. Fakat bu ayr�l�klar Alevi- Bekta�i toplumunda hi�bir zaman da u�urumla�maya gitmeyecektir. Yol ve erkan bir g�r�lecektir. Her t�rl� ayr�m�n �zerinde d���n�lerek M. T. Oytan��n g�zel de�erlendirmesiyle Alevi- Bekta�iler kendilerini �ayn� bah�enin g�lleri� olarak niteleyeceklerdir. Bu niteleme Alevi- Bekta�iler�in ya�am�na da yans�yacakt�r.

Alevi- Bekta�i toplumu kendi i�erisinde �� grupta toplanabilir. Bunlardan ilki Alevi, ikinci ve ���nc�s�yse Bekta�i topluluklar�n� kapsar. S�n�flarsak;

  • Ocakl� Aleviler: Soylar�n� Oniki �mamlar�a ��karan, kendilerini �Ocakzade� olarak g�ren dedelere ba�l� olan Aleviler. �Sufi S�rekleri� de bu gruba girer. Bu grubun dedeleri k�kenlerini Hz. Ali�ye kadar g�t�r�rler. Hac� Bekta� Veli�yi �ser�e�me� olarak g�r�r, O�nu yolun kayna��, t�m evliyalar�n �nderi ve ba�� olarak kabul ederler. Alevi ocaklar�n�n �o�u Hac� Bekta���n halifelerinden biridir. T�rk, K�rt ve Zaza k�kenli topluluklar bu grupta yer al�rlar. Anadolu ve Bulgaristan�daki K�z�lba�- Alevi topluluklar� bu gruptand�r.

  • �elebi Bekta�iler: Hac� Bekta���n soyundan gelen ve �belo�lu� olarak kabul edilen ��elebiler�e ba�l� olan Bekta�i ve Aleviler. �elebiler, Hac� Bekta���n �dris Hoca�n�n k�z� Fatma Nuriye ile evlendi�ini, kendilerinin de bu evlilikten do�an Timurta�(Seyyid Ali Sultan)�tan geldiklerini ve do�rudan Hac� Bekta���n torunlar� olduklar�n� savunurlar. Bir�ok Alevi Oca�� Hac� Bekta��� �se�e�me�, yani t�m ocaklar�n ba�� kabul ederek, �elebiler�e veya Hac� Bekta���n soyundan gelen �m�r�id�e ba�l�d�rlar. Bunlar, Alevi- Bekta�i toplumu i�erisinde �o�unlu�u olu�tururlar. Cem t�reninde g�rg� yap�l�rken genellikle dede g�rg� g�renlerin s�rt�n� elle s�vazlar. Buna �Pen�e- i ali ab� denir. Elin parmaklar� Muhammed, Ali, Fat�ma, Hasan ve H�seyin�i simgeler. Bu grupta olanlar �Pen�eciler� ad�n� al�rlar. Bunlar i�erisinde di�er kesimse g�rg�y� �erk�n/ tarik�(de�nek)le yapar. Bunlar topluluk i�erisinde olduk�a azd�r ve �Tarik�iler/ Erkanc�lar� ad�n� al�rlar. Dedeler Hac� Bekta� Dergah���ndan belgeli(icazetli) olarak �talip aras��na ��kar, ald�klar� �hakkullah��n bir b�l�m�n� �karakazan hakk�� olarak merkez dergaha g�nderirler. T�rk/ T�rkmen k�kenli Alevi- Bekta�iler bu ikinci grupta toplan�rlar. Bulgaristan�daki T�rk k�kenli Bekta�i topluluklar� da �elebiler Kolu�na ba�l�d�rlar.

  • Babagan Bekta�iler: Kendilerini Hac� Bekta���n manevi evlatlar�, O�nun yolunun s�rd�r�c�leri olarak g�r�p, bu nedenle kendilerini �yolo�lu� olarak niteleyen ve Bekta�ili�in �Babagan Kolu� olarak adland�r�lan Bekta�iler kesimi. Bu grup kentlerdeki Alevi- Bekta�i kesiminin bir b�l�m�n� olu�turur. �stanbul, Rumeli ve Arnavutluk�ta toplanm��lard�r. Arnavutlar, Bekta�ili�in bu kolunu se�mi�lerdir. Tekkeler bi�iminde �rg�tlenmi�lerdir. Devletle iyi ili�kiler i�erisine girmi�, b�rokrasi, bilim ve d���nce kesimlerinde �nemli yerler edinmi�lerdir. Devlet y�netim kesimleriyle i� i�elikleri, tarikat i�i y�netimi ele almalar�nda bir avantaj olmu�tur. Alevi- Bekta�i toplumu i�erisinde en e�itimli ve entelekt�l kesim Bekta�ili�in bu kolu i�erisinde yer alanlard�r. Bekta�ili�in d�nyada yay�ld�klar� alanlarda dergahlar a�arak �rg�tlenmi�lerdir. �Seyyidlik� iddialar� yoktur. Bekta�ili�i bilimle edinecekleri d���ncesindedirler. Evlenmemi� babal�k (m�cerretlik) sistemi bu kolda ge�erlidir. Bekta�ili�in kentlerde ve kent k�lt�r� i�erisinde yay�lmas�nda rol oynam��lard�r. Alevi- Bekta�i n�fusu i�erisindeki yerleri di�er gruplara g�re olduk�a azd�r. Say�lar� 200- 300 bin dolay�ndad�r. Bu gruba giren Bekta�iler hiyerar�ik s�raya g�re d�zenlenmi� bir �babal�k sistemi�yle y�netilir. Rumeli Bekta�ili�i�ne, yani Babagan Kolu Bekta�ili�ine �Nazenin Tarikat�� da denir. Bu adla adland�r�lanlar �zellikle Arnavut k�kenli Bekta�iler�dir.  

- V-

T�RK�YE�DEK� BEKTA�� DERGAHLARI VE

�NL� YOL S�RD�R�C�LER�

ABDAL MUSA SULTAN VE ELMALI TEKKES�:

Abdal Musa Hac� Bekta���n �nde gelen halifelerindendir. S�ylenceler O�nu Anadolu�nun g�zc�s� olarak g�sterirler. Bekta�i meydan�ndaki oniki posttan onbirincisi olan �ayak�� postu� O�nundur ve �Abdal Musa Postu� olarak adland�r�l�r.

Bekta�i s�ylencelerinde Abdal Musa, Ahmet Yesevi�nin halifelerinden g�sterilir. Soyunun Ortaasya�dan gelmesi nedeniyle �Horasan Erenleri�nden say�l�r. Azerbaycan�n�n Hoy�dan oldu�u kabul edilir. Fakat Anadolu�ya Horasan�dan gelmi�lerdir. Peygamber soyundan geldi�i, yani �seyyid� oldu�u g�r��� benimsenir. Babas� Hasan Gazi�dir. Dedesi Haydar Ata ise Hac� Bekta���n amcas�d�r. Hac� Bekta��la yak�n akrabal��� vard�r. Annesi Ana Sultan, k�z karde�i ise H�sniye Bac��d�r. Annesi ile k�z karde�inin mezarlar� Elmal��n�n Tekke k�y�nde, Abdal Musa Tekkesi�ndedir.

A��kpa�ao�lu Tarihi�nde Abdal Musa�ya ili�kin bilgiler vard�r. A��kpa�ao�lu, Abdal Musa�y� Hac� Bekta���n �m�ridi�, Hatun Ana(Kad�nc�k Ana)�n�nsa �muhibbi� olarak g�sterir. Abdal Musa Sulucakarah�y�k�te Hac� Bekta���n yat�r�n�n ba��nda bir s�re kalm��, b�y�k bir olas�l�kla Hac� Bekta� Degah��n� Kad�nc�k Ana ile birlikte o kurmu�, Orhan Bey d�neminde sava�lara kat�lm��, �zellikle Bursa�n�n al�nmas�nda(1326) bulunmu�, bir asker �sk�f�n� ba��na koyarak geri geldi�inden Bekta�iler�in �Elifi tac�� b�ylece onunla gelenekle�mi�tir.

Abdal Musa, XIII. y. y�l�n son yar�s�yla XIV. y. y�l�n ilk yar�s� i�erisinde ya�am�� olmal�d�r. Kaynaklar ve s�ylenceler O�nun Orhan Bey d�neminde ya�ad���n� ve Bursa�n�n al�nmas�na kat�ld���n� vurguyla belirtirler. E�er b�yleyse Hac� Bekta���n son d�nemine kavu�mu�tur. Bursa ve Orhan Bey zaman�na rastlayan d�memiyse O�nun olduk�a olgunluk ve ya�l�l�k d�nemi olmal�d�r. Yeni�erili�in kurulu�una(1363) ya kalmam�� olmal�, ya da Yeni�eri d�nemi sava�lara kat�lmam�� olmal�d�r. Bu nedenle �Elifi tac� Yeni�eriler�le kat�ld��� sava�lardan de�il de, daha �nceki ak�nlara kat�l��� s�ras�yla ilgili bir s�ylenceye ba�lanabilir.

Abdal Musa uzun zaman Bursa�da kald���ndan ve Orhan Bey d�neminde yararl� hizmetlerde bulundu�undan, kendisine Bursa�da bir makam verilmi�tir. O ise daha sonralar� heterodoks T�rkmenler�in yo�unlukta oldu�u y�releri tercih etmi�, �nce Ayd�n b�lgesine, sonraysa K�z�lba�l�k- Alevili�in merkezi Teke b�lgesine g��m��t�r. Antalya dolaylar�n� ve Toros da�lar� eteklerini tercih ederek Elmal��ya yerle�mi�tir.Bekta�ilik inanc�nda merkez dergahtan sonra en �nemli bir Bekta�i dergah� olarak bilinen Elmal� Tekkesi�ni kurmu�tur. Mezar� oradad�r. Elmal� ayn� zamanda Tahtac� Alevileri�nin ya�ad��� �nemli bir merkezdir. Hasluck bura tarikat �yelerinin mali durumlar�n�n iyi oldu�unu belirtir.

Bekta�i e�ik(asitane) ve dergahlar�n�n en b�y�klerinden ikisinin Abdal Musa ve O�nun halifesi olan Kaygusuz Abdal ad�na kurulmu� olmas�, Abdal Musa�n�n Bekta�ilik i�erisindeki yerinin �nemini g�sterir. Zaten, Abdal Musa�n�n da Alevi- Bekta�iler i�erisinde �nemli bir yeri vard�r. Alevi yolunun kurallar�n� Abdal Musa netle�tirmi�tir. Aleviler, Bal�m Sultan�dan �ok, Abdal Musa�ya �nem verir, ad�na �zel Cemler d�zenler ve kurban keserler. Abdal Musa bu y�n�yle kimi kez Hac� Bekta��tan bile �ne ��kar�l�r.

Ar�iv belgelerine g�re, Abdal Musa�n�n Fenike k�ylerinde vak�f arazileri vard�r. Hatta O�na ba�l� Bekta�i tekkeleri de kurulmu�tur. Manisa�n�n Adala buca��nda Abdal Musa ad�na vakfedilmi� �iftlikler vard�r. Abdal Musa Tekkesi�ni XVII. y. y�lda gezen Evliya �elebi tekkenin varl�kl� oldu�unu belirtir. Bekta�ilik, Abdal Musa yoluyla Do�u Anadolu�da, Bat� Anadolu�da, Balkanlar�da, Rodos ve Girit�te tutunur ve tan�n�r. Zile- Emir�ren k�y�nde bir mezar, Abdal Musa mezar� olarak bilinir. Divri�i�nin Timisi k�y�nde Abdal Musa korulu�u vard�r. Divri�i�ye ba�l� Herg�n tuzlas�ndaki 80 dikili ta� �Abdal Musa�n�n askerleri� olarak adland�r�l�r. �Abdal Musa�n�n askerleri� miti Do�u Anadolu�nun Alevi �evrelerinin t�m�nde yayg�nd�r. Anadolu Alevileri Muharrem ay�nda Abdal Musa �orbas�(a�uresi) da��t�rlar. Bosna�n�n Sarajova b�lgesi, a�ure �orbas�na Abdal Musa �orbas� derler. Bosna�dan Azerbaycan�a kadar Alevi- Bekta�iler Abdal Musa kurban� keserler. Ara�t�rmac� W. Bauer�e g�re Bekta�ili�in bat� ve g�ney bat�ya yay�lmas� ve �zellikle Likya�da tutunmas� Abdal Musa yoluyla olmu�tur.

Kaygusuz Abdal, Kafi Baba, Budala Sultan, Sev�nd�k Dede, Kilerci Baba, Baltas� Gedik, Mesten Dede, Keramet Baba, Hasan Baba, Oturak Dede�ler ise Abdal Musa�ya, ya da zaman i�erisinde tekkesine ba�lanm�� Bekta�i babalar�d�r. Kafi Baba, Abdal Musa�n�n m�rididir. Kaygusuz Abdal�sa halifesidir ve M�s�r�a g�revlendirmi�tir.

HAYDAR BABA TEKKES�:

Haydar Baba(Haydar Gazi/ Haydar Sultan) ad�yla an�lan veli Yesevi dervi�lerinden ve Abdal Musa�n�n atalar�ndand�r. Mezar�, Antalya�n�n Elmal��dad�r. Mezar�n�n bulundu�u yerde tekkesi kurulmu�tur. Bu tekke 1826�da devletce y�kt�r�lan Bekta�i tekkelerindendir.

GEY�KL� BABA:

Geyikli Baba�n�n Hoy�dan geldi�i, Ortaasyal� dervi�lerden oldu�u, Yesevi dervi�leri grubuna girdi�ini, ilkin Baba �lyas- Ebul Vefa tarikat�ndan oldu�unu, sonradan Bekta�i Tarikat��nda yer ald���n�, Orhan Bey�in �neg�l y�resini kendisine �yurt� verdi�ini kaynaklar belirtirler. Evliya �elebi, Geyikli Baba�y� �Bekta� fukaras�ndan� g�sterir. Bursa�da �len Geyikli Baba�n�n t�rbesini, tekkesini ve tekkesinin yan�ndaki mescidi Orhan Bey yapt�r�r. Eski kaynaklarda bu zaviyenin ad� �Geyikli Baba Tekkesi� olarak ge�er.Tekkenin, Bekta�ilik�le ilgisi sonradan ortaya ��kar.

A�ikpa�ao�lu, Geyikli Baba�y� Orhan Bey d�neminin(1321- 1362) dervi�lerinden g�sterir.Geyikli Baba, Orhan Bey�le sava�lara kat�l�r, yararl�l�klar g�sterir. Kaynaklara g�re S�nni �slam�n kurallar�na uymamaktad�r. Geyiklerle gezdi�i veya geyiklere binerek dola�t��� san�l�rsa da geyik postu giydi�i kesindir ve ad�n� da bu giyiminden alm�� olmal�d�r.

Geyikli Baba��n izda�lar� ondan sonra da bir topluluk olu�turur ve Alevi- Bekta�i toplumu i�erisinde varl�klar�n� s�rd�r�rler. XIV. ve daha sonraki y�zy�llarda s�rekli �Geyikl� Cemaati�, �Geyikli Baba Dervi�leri�, �Geyikl� Baba Sultan Cemaati� ad�yla varl�klar�na rastlan�r. XV. y. y�lda yaz�lan �nemli Bekta�i menak�bnamelerinden �Velayetname- i Hac�m Sultan�da Germiyan ilinde �Geyikl� Cemaati�nden s�z edilir. Ara�t�rmac�lar XVI. y. y�l ar�iv belgelerinde Geyikl� Baba cemaati�ne ili�kin kay�tlara rastlarlar. Bunlardan Prof. �. L. Barkan Konya y�resindeki a�iretler aras�nda �Geyikl� Baba Dervi�leri�nin bulundu�unu,Cevdet T�rkay�sa Erzurum, Sivas, Malatya, Adana, Biga, Bursa ve �neg�l gibi birbirinden uzak b�lgelerde �Geyikl� Baba Sultan Cemaati�nin oldu�unu saptar.

KOLU A�IK HAC�M SULTAN:

Hac� Bekta���n akrabas� olan ve O�nunla birlikte Horasan�dan gelen Hacim Sultan��n as�l ad� Recep�tir. U�ak�ta Susuz denilen yerde yatmaktad�r. Hasluck�a g�re Vidin�de makam� vard�r. Hak�nda �Vilayetname� d�zenlenmi�tir. Cemler�de talibe ��retilen makamlar aras�nda �Meydan ta��� O�na aittir. �nan��a g�re bir tahta k�l�� olan �Bat�n k�l�c�� Hac� Bekta� taraf�ndan kendisine verilmi� ve e�itici(terbiye edici) olarak g�revlendirilmi�tir. Bu nedenle Bekta�iler Hacim Sultan�dan �ekinirler. Hak yoluna gitmeyenleri e�iten olarak bilirler. �Eranlerin Bat�n cellad�� olarak bilirler. Tekke, XX. y. y�l�n ba�lar�nda kullan�lmaz durumdad�r ve bir m�tevellice y�netilmektedir. �evresinde Bekta�i k�yleri yo�undur.

YATA�AN BABA TEKKES�:

S�ylenceye g�re, Yata�an Baba Hac� Bekta���n halifesi ve Abdal Musa�n�n piridir. Yata�an Baba�n�n mezar� ve tekkesi Mu�la�dad�r. Zengin ve �nemli bir tekkedir. Paul Lukas XVIII. y. y�l�n ba�lar�nda bu tekkeyi gezmi�tir. Tekke, 1826�da devlet�e y�k�lan Bekta�i tekkelerindendir. Daha sonra onar�larak canland�r�lm��t�r.

HAMZA BABA DERGAHI:

Hamza Baba, Hac� Bekta���n Sulucakarah�y�k�te kurdu�u dergahta yeti�tirdi�i ���y�zaltm�� m�rit�ten biridir. Hac� Bekta� Veli Oca���ndan yeti�mi� olarak bilinir. Do�rudan Hac� Bekta��tan el ald���na inan�l�r. Soyk�t��� Ahmet Yesevi�ye uzan�r. Horasan erenlerinden Hac� �lyaso�lu Pir Hamza Baba diye an�l�r.

Hac� Bekta� Pir Hamza Baba�y� Saruhan �lkesine g�nderir. Oralar� ayd�nlatmas�n� ister. �zmir Kemalpa�a�daki sonradan ad�n�n verilece�i orman k�y�ne yerle�erk tekkesini a�ar. Saruhan Beyi ile ili�kiye ge�er. Saruhan beyi kendisine vak�f arazileri verir. M�ritlerinden Koca Bekta� Baba Akhisar��n Beyova�ya, yata�an Baba ise Soma�n�n Yata�an k�y�ne yerle�erek tekkelerini kurarlar. Halifelerinden �eyh Bedrettin olay�na kat�lanlar olmu�tur.

Hamza Baba�n�n nezaman do�du�u bilinmemektedir. Yaln�z 1360�lardan �nce �lm��t�r. T�rbesi, II. Murat d�neminde yap�lm��t�r. Sonralar� Ege y�resinde yayg�n bir �ne kavu�mu�tur. II. Mahmut�un kapad��� dergahlardan biri de budur. Dergah, II. Me�rutiyet�e kadar kapal� kal�r. Yaln�z t�rbe halk taraf�ndan s�rekli gizlice ziyaret edilir. G�n�m�zde dergah a��kt�r. Her y�l �Pir Hamza Baba�y� Anma T�renleri� d�zenlenir, a�ure ve lokma da��t�l�r.

VEL� BABA DERGAHI:

Veli Baba Dergah�, Isparta�n�n Senirkent�e ba�l� Ulu�bey kasabas�ndad�r. �evrenin sayg�n Alevi- Bekta�i ocak ve dergahlar�ndand�r. Veli Baba�n�n soyunun Ali soyuna dayand���na inan�l�r. Zeynelabidin�in o�lu Zeyd�din soyundan geldi�i kabul edilir. Macaristan�da yat�r� ve tekkesi bulunan G�l Baba ile yak�nl�klar� vard�r. Gelenek G�l Baba�y�, Veli Baba�n�n amcas� olarak g�sterir. K�y�n arazisi bu aileye k�l�� timar� olarak verilmi�tir. Bu aileden bir�oklar� Orhan ve Murat Bey d�nemlerinde Balkanlar��n fethine de kat�larak Osmanl� Devleti�nin kurulu� �al��malar�n�n i�inde yer alm��lard�r. Veli Baba Oca���n� ve bu ocaktan/ dergahtan yeti�en aile �yelerini konu alan �menak�bname� d�zenlenmi�tir.

�EMS� BABA (KARADUTLU) DERGAHI:

Dergah, �zmir�de Ya�haneler semtindedir. Dergah�, Hac� Bekta� Veli halifelerinden� E�riboz �stefesi g��menlerinden Feyzullah o�lu Yusuf �emseddin Baba yapt�rm��t�r. Dergah�n ilk postni�inidir. Dergah, kitabesine g�re, 1865- 66 y�l�nda yap�lm��t�r. Vakfiyesi 1882�de haz�rlanm��t�r. Bu Bekta�i dergah� 15 d�n�ml�k arazi i�erisinde iki kattan olu�an bir yap�d�r. Tekkedeki mezarta�lar� oniki dilimli(terkli) �H�seyni tacl�� olarak Bekta�ili�i yans�t�rlar. Dergah�n mezarl���nda bir�ok Bekta�i dervi�i yatmaktad�r.

Yusuf �emsettin Baba, 1795�de Mora�da do�mu�tur. M�derris Feyzullah Efendi�nin o�ludur. Askerde tabur katipli�ine kadar y�kselir. Ayr�ld�ktan sonra �zmir�e yerle�ir. R�sumat memurlu�u yapar. Karadutlu Dergah��n�n postni�ini olur. 1884�de �lm��t�r. Dergah�na g�m�l�r. Babal�k icazetini ve halifeli�i Mehmet Ali Hilmi Dedebaba�dan alm��t�r. �ld�kten sonra posta �nerisi �zerine torunu Fuat Bey Baba(�l. 1928) getirilir. Ondan sonrada dergah�n postni�inli�ine jandarma subaylar�ndan Kaz�m Baba atan�r.

SULTAN ��CAETT�N VEL� VE DERGAHI:

Sultan ��caettin, I. Mehmet(1402- 1421) ve o�lu II. Murat(1421- 1451) d�nemlerinde ya�am��t�r. Ayr�ca Timurta� Pa�a ile o�lu Ali Bey�in O�nun m�ritleri olmas� ve kaynaklar�n bu ki�ilerle do�rudan ili�kisinden s�z etmeleri Sultan ��caettin�in XV. y. y�lda ya�ad���n� do�rular. Mecdi Efendi de ��akay�k- � Numaniyye�de verdi�i bilgilere g�re, II. Murat�la kat�ld��� bir sava�ta, sultan�n hayat�n� kurtard���ndan, padi�ah�a ad�na Edirne�de bir mescitle zaviye yap�lm�� ve �ld���nde de buraya g�m�lm��t�r. Mehmet S�reyya da �Sicill- i Osmani�de bu bilgilere dayanm��t�r. Bu nedenlerle Orhan Bey d�nemine yerle�tirilmesi tarih bak�m�ndan do�ru de�ildir.

  1. y. y�ldan beri Kalenderili�in merkezlerinden biri olan Seyyid Gazi Zaviyesi�nin yak�n�nda zaviye a�arak buraya yerle�mi� ve �ir�at/ ayd�nlatma� �al��malar�n� s�rd�rm��t�r. �imdiki ad� Arslanbeyli�dir. Ad�na 1450�lerde �Vilayetname� yaz�lm��t�r. �evresinde 200- 300 Abdal� oldu�u, �nl� gazileri kendisine m�rit edindi�i, XV. y. y�lda m�ritlerinin Anadolu ve Rumeli�de �Uryan �ucailer� ad�yla �nlendiklerini kaynaklar bildirmektedir. �Latifi Tezkeresi�ne g�re, Sultan ��ca Tekkesi bir ziyaret yeridir ve burada kurbanlar kesilmektedir.Tarih�i Jakop, Sultan ��caeddin�i �nemli bir Bekta�i velisi olarak niteler. Tekkesinin iyi korundu�unu belirtir.

�Vilayetname�si O�nu Horasan k�kenli olarak g�stermesine kar��n, bug�n dahi yolunu s�rd�renleri O�nu, Oniki �mamlar�dan �mam R�za�n�n torunu olarak bilirler. 1975�lerden beri Seyit Sultan ��caettin Veli Dergah��n� postni�in olarak y�neten Nevzat Demirta� Baba ��caettin Veli�nin Otman Baba ile �m�sahip karde�� oldu�unu, bu nedenle Otman Baba m�ritlerinin ��caettin Veli�ye ba�l� olduklar�n� belirtir. Nevzat Baba�n�n verdi�i bilgilere g�re, K�r�kkale�de Karpuzu b�y�k Hasan Dede evlatlar�n�n, Hasan Dede�ye ba�l� ocaklardan Hac� Muradiler, Hac� Turabiler, Cibaliler ve Kalender Abdall�lar �El ele, el Hakka� yoluyla ��caettin Veli�ye ba�l�d�rlar. Bulgaristan�daki Otman Baba, Musa Baba, Akyaz�l� Sultan ve Demir Baba m�ritleri de ��caeddin Veli Dergah�na ba�l�d�rlar. Her y�l �eyh ��caettin Veli t�renleri yap�larak bu inan� ve k�lt�r ya�at�lmaktad�r.

SEYY�D CEMALEDD�N SULTAN:

S�ylenceler, Hac� Bekta���n m�rit ve halifelerinin �binlerce� oldu�unu g�sterir. Hac� Bekta� bunlar�, Anadolu ve Balkanlar��n kimi b�lgelerini ayd�nlatmakla g�revlendirmi�tir. Hac� Bekta���n �nemli ard�llar�ndan biri de Seyyid Cemal Sultan�d�r. O�na de�er verir, b�t�n halifelerinden �st�n tutar ve ona �Cemalim� der. Hac� Bekta�, Seyyid Cemal�i Akdeniz y�resini ayd�nlatmak ve uyarmakla g�revlendirmi�tir. O�lu Asl� Do�an, �anakkale�yi ge�erek Avrupa�ya gitmi�tir. �Vilayetname�ye g�re Alt�nta� y�resinde T�kelcik/ Tevekkelcik�e gelerek yerle�mi� ve orada �lm��t�r. Mezar� oradad�r.Kimi kaynaklara g�re Bal�kesir�de �lm��t�r.

Dersim b�lgesinde Dervi� Cemal Oca�� vard�r. Gelene�e g�re; Hac� Bekta� Seyyid Cemal Sultan�� Dersim b�lgesine g�revlendirmi�tir. Seyyid Cemal�in soyundan gelen �seyyid�ler Bat� Dersim a�iretlerinin �teden beri �rehberlik�lerini yapmaktad�rlar. Mezar�n�n Dersim Sa�man�da oldu�u ileri s�r�lmektedir.

RESUL BABA:

Resul Baba, bir Bekta�i erenidir. Hac� Bekta���n ard�l�(halifesi)d�r. G�revi, ferra�l�k(s�p�r�c�)t�r. Kendisine yurt dilemi�, Hac� Bekta���n �l�m�nden sonra Altunta��a ba�l� Be�kar�� denilen yere yerle�mi�tir. Bura halk� H�ristiyan�d�r. Resul Baba alt�n geyik �donuna� girerek keramet g�sterir ve y�re halk�n� beyiyle birlikte M�sl�manla�t�r�r. Be�kar���tan ba�ka Hisarc�k�ta da bir dergah kurar ve zaman zaman orada da kal�r. Seyyid Cemal Sultan��n Dergah� da buradad�r. Birlikte ya�am s�rd�r�rler. Dostlu�un �rneklerini sergilerler. Resul Baba, Be�kar���ta �l�r. Mezar� Altunta��da Ayr�kl��al� denilen yerdedir.

HIZIR SAM�T:

Hac� Bekta���n g�zde ard�llar�ndand�r. Hac� Bekta���a Tebriz�e g�nderilmi�, orada �lm��t�r. Gelenek bilgisine g�re; H�z�r Samit d���nde Hac� Bekta��� g�r�r. �Dostlar�n� al, bana gel� diye buyruk al�r. Dost H�da ve Bahaeddin Atlaspu� ile Tebriz�de bulu�urlar. Onlar�n da ayn� d��� g�rd�kleri anla��l�r. Birlikte Hac� Bekta��a gelip nasip ve ard�ll�k (halifelik) al�narak d�n�l�r.

�ERDE��N (�ERDEK�N) �EYH�:

Hac� Bekta� �Vilayetnamesi�nin kimi d�zenlemelerinde, Hac� Bekta���n �nemli bir ard�l� olarak g�sterilir. Hac� Bekta� kendisine �erdekin�i �yurt� olarak vermi�tir. Ora halk�n�n sayg�s�n� kazanm�� ve olduk�a y�rede etkin olmu�tur. �l�nce y�renin beyi taraf�ndan k�nbet yapt�r�lm�� ve kubbe alt�na al�narak s�rlat�lm��t�r. Y�re beyi; �As�l bey odur, ben onun kuluyum� demektedir.

SEYY�D RECEP:

Hac� Bekta���n be�endi�i ve temiz sayd��� kimselerdendir. �Fera�l�k�(s�p�r�c�) hizmetiyle g�revlidir. Emre da�� yan�nda Ak�ay�r kendisine �yurt� verilmi�tir. Mezar� oradad�r.

SARI KADI:

Hac� Bekta� taraf�ndan kendisine Karacada� �yurt� verilmi�tir. O y�rede veba(taun) hastal��� salg�n� oldu�undan, Hac� Bekta� Sar� Kad� ve soyunun bu hastal�kta etkilenmemes�ni diler. Sar� Kad�, Ankara�n�n Karacada� y�resine yerle�ir. Kenen ile Keyyan(=Keban) adlar�nda o�ullar� olur. Kenen��n soyu Kenenl� ad�yla bir k�y kurmu�lard�r. �teki o�lunun soyu ise Kebbanlu(=Kubanlu) ad�yla an�lm��lard�r.

P�RAB (P�R EB�) SULTAN:

Hac� Bekta���n ard�llar�ndan (halifelerinden)d�r. G�revi �era�c�l�kt�r. �G��l� bir erdir�. Konya �eyhlerinden Sadrettin Konevi�nin iste�i �zerine Hac� Bekta���a Konya�ya g�nderilir ve oras� ona �yurt� verilir. E�i ve �� o�luyla Konya�ya yerle�en Pirab Sultan, vebadan �ocuklar�n� yitirir. S�ylenceye g�re keramat ��kararak ���nc� o�lunu ya�ama d�nd�r�r. Bu kerameti onu olduk�a �nlendirir. Konya�da tekkesini kurar. Bir�ok m�rit ve muhip yeti�tirir. Konya�da �l�r. Mezar�, Konya�n�n Larende(Karaman) kap�s�n�n d���ndad�r. Pirab Sultan, Yesevilik�ten Bekta�ili�e miras kalm�� dervi�lerdendir.XVII. y. y�l�na ili�kin bilgi veren Evliya �elebi, Hac� Bekta���n halifelerinden Pirce Sultan��n burada b�y�k bir t�rbesinin oldu�unu, 200 dolay�nda dervi�in bulundu�unu, �retim yap�p onunla ge�indiklerini, konuksever olduklar�n�, dervi�lerin tekkede i� yaparak y�kseldiklerini bildirir.

BAHAEDD�N ATLASPU�:

�Vilayetname�lere g�re, Sultan Bahaeddin O�uzlar��n Bay�nd�r boyundand�r. Kafkasya�da Bak� yak�nlar�nda �amak�ta oturmaktad�r. Dost H�da ile birbirlerini d��lerinde g�r�r, birle�ir ve Hac� Bekta��a gelir m�rit olurlar. Hac� Bekta� �alametlerini� vererek �lkelerine g�nderir. Sultan Bahaeddin�in mezar� �amak�tad�r. T�rbesi, Bekta�ihane (=Bekta�i tekkesi) olmu�tur.

DOST H�DA:

�Vilayetname�lere g�re, Dost H�da Hac� Bekta���n ard�l�(halifesi)dir. Tebrizli�dir. Bay�nd�r Han��n komutan� Kazan Han��n o�ludur. Bahattin Atlaspu��la birbirlerini d��lerinde g�r�r, bulu�up Hac� Bekta��a gelip m�ridi olurlar. Gereken olgunlu�u g�sterdikten sonra �alametlerini� alarak �lkelerine d�nerler. Dost H�da�n�n mezar� Tebriz�dedir. T�rbesi, Bekta�ihane (=Bekta�i tekkesi) olmu�tur.

SARI �SMA�L SULTAN:

Hac� Bekta��a Karaca Ahmet�le birlikte gelmi� ve Hac� Bekta���n �nemli ard�llar�ndan biri olmu�tur. Gizliliklerini ve i�ini a�abilece�i bir s�rda��d�r. �Vilayetname�de �ulu halife�, ��smail padi�ah� gibi y�celtici sanlarla an�l�r. Hac� Bekta���n ibriktar�d�r. �Vilayetname�de bir�ok �yk�ye konu olmu�tur. Mevlana�ya kitap almaya ve Taptuk Emre�nin kat�na o g�nderilir. Hac� Bekta���n iste�iyle O�nun �l�m�nden sonra Mente�e�nin Tavas�a yerle�ir ve orada bir tekke kurar.Mezar� Tavas�tad�r.K�pr�l��ye g�re, Bekta�i gelene�inin bu �nl� ad� Bat� Anadolu�da XIII. y. y�lda veya XIV. y. y�l�n ilk y�llar�nda ya�am�� bir dervi�tir.

POST�NPU� BABA:

A��kpa�ao�lu Baba Postinpu��u I. Murat d�nemi(1362- 1389) �keramet sahibi� Rum Abdallar��ndan g�sterir.Evliya �elebi�ye g�re, �Al- i Aba tarikat� sahiplerindendir ve Horasan erenlerindendir.Ad�, hayvan postu giymesinden kaynaklan�yor olmal�d�r. Yakarmalar� kabul g�ren bir veli olarak bilinmektedir. Bursa�y� yurt edinmi�tir. I. Murat, S�rps�nd��� ba�ar�s�n� kutsamak i�in bir�ok hay�r yapm��t�r. Bunlar aras�nda Postinpu� Baba�ya Yeni�ehir�de yap�lan bir zaviye(tekke) de vard�r. Mezar� bu zaviyededir.

KOYUN BABA:

Hammer, Koyun Baba�y� Hac� Bekta���n arkada�� olarak g�sterir. Evliya �elebi ise, �Horasan�dan Anadolu�ya birlikte geldikleri�ni ve Hac� Bekta���n �halifesi oldu�unu� belirtmelerine bakarsak; Koyun Baba, Hac� Bekta���n �a�da�� ve XIII. y. y�lda ya�am�� olmal�d�r. Toplumdan uzak ya�amaktad�r. Konu�may� sevmemektedir. Zaman zaman koyun gibi melemektedir. S�rekli zaman�n� tap�nmayla ge�irmektedir. Koyun Baba�y� r�yas�nda g�ren II. Bayez�t t�rbesini ve b�t�n eklentileriyle birlikte tekkesini yapt�rm��t�r. Koyun Baba Tekkesi, �orum iline ba�l� Osmanc�k�tad�r. Evliya �elebi�ye g�re, bu kasaban�n halk� t�m�yle Bekta�i�dir. Sonradan bu tekke ba�kalar�n�n eline ge�er ve Koyun Baba ad� �Pamuk Baba� ya d�n���r.

Evliya �elebi, XVII. y. y�lda bu tekkiyi ziyaret eder ve bilgiler verir. Ona g�re, Koyun Baba�n�n mezar� �zerinde Bekta�i sikkesi vard�r. T�rbenin kubbesinde Hac� Bekta��tan ald�klar� h�rka, seccade, tab�l, alem, kud�m, palhengi, asa ve tac saklan�lmaktad�r. Bekta�iler, halk aras�nda �k�t�lenmelerine� kar��n, Koyun Baba dervi�leri koyun gibi melediklerinden, iyi huylu olduklar�ndan, �S�nni kurallara uyup, namaz k�ld�klar�ndan� �ok sevilirler.

ABDAL MURAT VE TEKKES�:

Orhan Bey d�neminin dervi�lerindendir. Osmanl� Devleti�nin yap�lanmas�na katk�ta bulunmu� ve Bursa�n�n al�nmas� olay�na kat�lm��t�r. T�rbe ve tekkesini Orhan Bey yapt�rm��t�r. Bursa�dad�r. Evliya �elebi Bekta�ilik yan�n� vurgularsa da, XVI. y. y�l tarih�isi Hoca Sadettin Bekta�i olup- olmad���na de�inmez.Tekke, giderek bekta�ile�mi�tir. Bursa, zaten 1850�lerde Bekta�ili�in merkezidir. �nceleri Bekta�ili�in b�y�k merkezlerinden biri Bursa iken g�n�m�ze gelindik�e bu �nemini yitirmi�, Bekta�i kitlesi da��t�lm��t�r. XVIII. ve XIX. y. y�l kaynaklar� Bursa�daki Abdal Murat Tekkesi�nden s�z ederler. Perrou 1861�de bu tekkede birka� Bekta�i dervi�i oldu�unu yazar.

BARAK BABA:

Barak Baba, 1257�de Tokat��n �at k�y�nde do�mu�tur. Buras� Babai hareketinin merkezidir. Barak Baba b�ylesi bir d���nsel- siyasal birikimin tam merkezinde olan biridir. Bu durum onun d���nsel ve siyasal kimli�inin olu�mas�nda belirleyici olur.

Prof. K�pr�l��ye g�re Barak Baba, �Mo�ol �amanl����n�n sufili�e etkisinin g�zel bir �rne�i�dir.�lk d�nemlerinde Baba �lyas��n halifelerinden Aybek Baba��n en iyi m�ritlerindendir. Sonralar�, �zellikle olgunluk d�neminde ayn� ����rdan olan Hac� Bekta���n halifelerinden Sar� Saltuk�un m�ridi olur ve bu ba�l�l���n� s�rd�r�r. Onun Sar� Saltuk�a ba�lanmas� K�r�m�a yerle�tikten sonra olur.

�Vilayetname� Barak Baba�y� Hac� Bekta���n halifeleri aras�ndan g�sterir. Hac� Bekta���n; �Bir halifem de Barak Baba�d�r. O ger�ek bir erdir. Ona s�yleyin, Karesiye vars�n, Bal�kesri�ye gidip oras�n� yurt edinsin� dedi�i belirtilir.Bu durum Barak Baba�n�n Bekta�ilik gelene�i i�erisinde yer ald���n�n, Bekta�ilik Tarikat��n�n bir �yesi oldu�unun kan�t�d�r.

Ayn� gelenek i�erisinde yer alan Yunus Emre de bir �iirinde ondan s�z eder ve piri Taptuk Emre�nin yak�n� oldu�unu belirtir. Yunus�un dizelerinde bu ba��nt� ��yle kurulur:

Yunus�a Tapduk�dan old� hem Barak�tan Salt�k�a

Bu nasip ��n cu� k�ld� ben nice pinhan olam

�aman- Sufi kar���m� bir tutum sergiler. Sa��, sakal� t�ra�l�, uzun b�y�kl�, belden yukar�s� ��plak, el ve ayak bilekleri demirden halkal�, ba��nda boynuzlu bir maskeyle dola�makta, �alg� �almaktad�r. Bu durumuyla �zaval�lar� e�lendirmek istedi�ini� belirtmektedir. Onun bu tav�rlar�, S�nni inan� ilkelerine pek uymamaktad�r. Eski Yunan��n Kinik filozoflar�n� and�ran bir ya�am felsefesi ve davran��� vard�r. �Haydari Kalenderi�lerinden�dir. Amasya�da halk� �Al- i aba sevgisi�ne �a��rm��t�r. �ted�nyaya inanmamakta, ruhg���ne inanmaktad�r. Tanr��n�n Hz. Ali�nin ki�ili�inden ortaya ��kt���na ve sonradan Sultan Hudabende�yle birle�ti�ine inanmaktad�r. Farzlar�n �z�n�n �Ali sevgisi� oldu�unu savunmaktad�r. G�zelleri Tanr� olarak g�r�p, secde etmektedir. Mala- m�lke de�er vermez, kendisine verilen paralar� herkesle payla�maktad�r.

Tarihler �o�ukez genel adland�rmalardan bulunarak Barak Baba�y� ��ii� olarak nitelendirirler.Oysa ruhg���, Ali ruhunun ba�kalar�ndan ortaya ��kmas� gibi inan�lara �iilik ve Caferilik olduk�a kar��d�r. Kald� ki, Sar� Saltuk�un m�ritlerinden olmas� da onu �ii olmaktan al� kor. Oysa o, bu d���nceleriyle daha sonraki y�llarda Azerbaycan�da ortaya ��kacak olan Fazlullah��n Hurufili�inin ve Ali �lahili�in temellerini atar.

M�necimba��, Yaz�c�o�lu, el- Birzali ve �bni Aybek es- Safedi gibi eski yazarlar Barak Baba�n�n Sel�uklu prensi oldu�unu yazarlar. B. Noyan ile C. �ztelli de bu kaynaklar�n g�r���n� benimseyerek onu bir Sel�uklu prensi olarak g�r�rler. Sava g�re, Barak Baba Bizans�a s���nan Sel�uklu sultan� II. �zzettin Keykavus�un iki o�lundan biridir. �ocuklar orada H�ristiyanla�m��lard�r. �kinci o�ulu, Patrik o�ul edinmi�tir. Sar� Saltuk�un Patrik�le ili�kisi iyidir. �ocu�u Patrikten alarak M�sliman olarak yeti�tirir ve kendine m�rit edinir. Ad�n� �Barak� kor. Sar� Saltuk�un �l�m�nden sonra Barak Anadolu�ya ge�er.

Tarihsel olay do�rudur. Yaln�z, Barak Baba�n�n II. �. Keykavus�un o�lu oldu�u ku�kuludur. Kaynaklar s�ylenceden �teye gitmiyorlar. E�er sav do�ruysa Barak Baba, T�rkmenler�in �Barak� a�iretinden olmamas� gerekir. ��nk� Sel�uklu hanedan �yeleri O�uzlar��n K�n�k boyundad�rlar. O zaman Barak Baba ile Urfa, Gaziantep dolaylar�nda ya�ayan Barak a�ireti aras�ndan bir ba� olmamas� gerekir. Bu ba�, sonradan kurulmu� olmal�d�r. G�r�ld��� kadar�yla K�p�akca�dan �K�pek� anlam�na gelen �Barak� ad�n� da ona �eyhi Sar� Saltuk vermi�tir. Barak a�iretinden oldu�u i�in bu ad� vermi� olmal�d�r. As�l ad� bu de�ildir. Bu ad onun Kalenderice ve Kinik ya�am felsefesine olduk�a uymaktad�r. Bu ad ona bu iki niteli�inden �t�r� tak�lm�� olmal�d�r. Bana, onun Barak a�iretinden olu�u daha do�ru gelmektedir. �bni Hacer onun Tokatl� bir katibin �ocu�u oldu�unu yazar. Bu bilgiyi Prof. Z. V. Togan da mant�ksal bulur.Zaten Tokat do�umlu olmas� da onun �. Keykavus�un o�lu olmad���n� kan�tlar. Keykavus�un o�lu olsayd� Konya do�umlu olmas� gerekirdi. Ayr�ca Urfa ve Antep Baraklar��n�n dedeleri Tokat�tan gelmektedirler ve bu Baraklar�dan olduk�a sayg� g�rmektedirler. Baraklar��n bir b�l�m�n� Sel�uklular Tokat ve Yozgat dolaylar�na yerle�tirmi�lerdir. Barak Baba, buralara yerle�tirilen Baraklar�dan olmal�d�r. Heriki y�redeki Baraklar aras�ndaki ili�ki dedeler yoluyla kurulmu�tur. Bilindi�i gibi Alevi- T�rrkmenli�in t�m �zelliklerini ta��yan Baraklar Kanuni d�nemine ait eski kay�tlarda Bayat boyunun bir oyma�� olarak g�z�k�r. Kimi ara�t�rmalara g�reyse Baraklar, XV. y. y�lda Yeni- �l�in Dulkad�rl� koluna ba�l� Barak adl� bir Cerid obas�d�r.

Barak Baba, K�r�m�da Mo�ol Hanl����n�n hizmetine girmi�tir. Gazan Han(1295- 1304) ve o�lu Olcaytu Hudabende(1304- 1317)�nin sayg�s�n� g�rm��t�r. Saray ve Tatar halk� taraf�ndan sevilip say�lmaktad�r. Halk�n, Alevi �slam� benimsemesini sa�lam��t�r. Onun saray ve halk taraf�ndan benimsenmesinde, Mo�ol �amanl���na benzer bir inan� g�r�n�m� sergilemesinin rol� olmu�tur. Oniki �mamc� �iili�in Mo�ol y�netimince benimsenmesi, resmi mezhep olarak al�nmas� ve �lkede hutbelerin Oniki �mam ad�na okutulmas� Barak Baba sayesinde olmu�tur. Halk aras�nda da �Mo�ollar��n �eyhi�, �Tatar �eyhi� ve �Barak Suvar� olarak adland�r�lmaktad�r.

Barak Baba, sarayda olduk�a sayg�nd�r. El�i kurullar�nda o da g�revlendirilmektedir. 1306 y�l�nda Meml�kl� sultan�yla g�r��mek i�in bir dervi�ler toplulu�uyla �am�a g�nderilmi�tir. �eri �slama uymayan tutumu olduk�a tepki �ekmi�tir. Bir y�l sonra da Geylan emiri Kutlu �ah�a el�i olarak g�nderilmi�tir. Geylan emiri �eyh ve M�sl�man olmas�na kar��n Barak Baba�n�n S�nni �slam d��� tutumuna a��r� tepki g�stermi�, �M�sl�man biri olarak M�sl�man olamayanlara yard�mc� olmamas� gerekti�i gerek�esiyle� 1307 y�l�nda �ld�rtm��t�r. Olcaytu Hudabende bu olay �zerine Gelanl�lar�� asker g�ndererek cezaland�rm�� ve �eyhinin �l�s�n� Azerbaycan�daki Sultaniye kentine getirtmi� ve orada g�merek kendisine bir t�rbe yapt�rm��t�r. Dervi�lerine vak�flar ay�rm�� ve zaviyeler yapt�rm��t�r.

Barak Baba�n�n geni� bir m�ritler toplulu�u olu�mu�tur. Genel Alevi- Bekta�ilik �er�evesinde kalan bu topluluk kendisinden sonra da s�rm��t�r. Onun bu ba�l�lar toplulu�una �Barakl�lar (Bara�iyun/ Barak�yyun) � denmi�tir. Cahit �ztelli bu ad�n verili�ini Barak Baba�ya olan tarikat ili�kisine de�il de, Baba�n�n Barak a�iretinden olmas�na ba�lar.Oysa durum tam da b�yle de�ildir. G�neydo�u Anaduolu�daki Alevi Barak a�iretinin dedelerinin Tokat�tan gitmesi a�iret Barakl�lar�la tarikat ili�kisi sonucu olu�an Barakl�lar��n zamanla b�t�nle�ti�i, kayna�t��� ve ayn� ad� ta��d�klar� anla��lmaktad�r. Baraklar��n tarikat nitelikli varl�klar�na XIV. y. y�l ortalar�nda rastlan�r. G�lp�narl� 1351 tarihini ta��yan mezar ta�lar�ndan bu izlenimi edinir.Barakl�lar Timur d�neminde de(1370- 1405) �ran�da varl�klar�n� �nemli bi�imde s�rd�r�rler.

Barak Baba�n�n on sayfal�k �athiye bi�iminde �Kelimat- � Barak Baba� ad�n� ta��yan �a�atayca bir risalesi vard�r. Kitap, masal edebiyat�na kaynak olacak bir gere�ler y���n�d�r. Fars�a bir a��klamas� vard�r. Kitap, 1449�da �lyas adl� birince T�rk�e�ye �evrilerek yaz�lm��t�r. Kitab�n bilinen bu en eski n�shas� Amasya K�t�phanesi�ndedir.

AH� EVREN:

Ahi Evren, Ahili�in piridir. Mo�ollar�a kar�� ��kt���ndan K�r�ehir valisi Nurattin Caca taraf�ndan 1261�de �ld�r�lm��t�r. Onun �ld�r�lmesinden sonra Ahiler genellikle Hac� Bekta���n �everesinde toparlanm��lard�r. XIV. y. y�l�n ortalar�nda Anadolu�yu dola�an �bni Batuda, Anadolu�nun her kent ve kasabas�nda �ok �rg�tl� olarak varl�klar�n� s�rd�ren Ahili�e ve Ahi tekkelerine rastlar. Fakat Ahiler giderek Bekta�ilik i�erisinde yer al�rlar. Ahi tekkeleri de zamanla Bekta�i tekkesi durumuna gelirler. Hasluck�un saptad��� K�r�ehir�deki Ahi Evren Tekkesi, Denizli�deki Ahi Baba Tekkesi ve Ankara�daki Ak Evren tekkeleri hep sonradan bekta�ile�en Ahi tekkeleridir.

H�SEY�N GAZ� TEKKES�:

Ankara�n�n do�usunda H�seyin Gazi tepesinde Arap k�kenli olan H�seyin Gazi t�rbesi vard�r. �mam H�seyin soyundad�r. Hac� Bekta���n Anadolu�ya geldi�inde burada kald���na inan�l�r. Buras� zamanla Alevi- Bekta�iler�in u�rak yeri olmu� ve burada bir Bekta�i tekkesi kurulmu�tur. XVII. y. y�lda Evliya �elebi bu tekkede 100 dolay�nda Bekta�i dervi�ine rastlar.

Bu �nl� Arap sava���s�n�n bir ba�ka mezar�n�n da Eski�ehir�de Seyyid Gazi k�y�ndedir. K�ye ad�n� vermi�tir. Mezar� Sel�uklular d�neminde bulunmu�tur. Vak�f ve tekke XVI. y. y�lda Bekta�iler�in eline ge�mi�tir. Olduk�a sayg� g�ren bir Bekta�i tekkesidir.

HAYDAR� SULTAN TEKKES�:

Ankara yak�nlar�nda Haydari Sultan k�y�nde yatan Haydari Sultan��n Hac� Bekta���n �evresinden olan Kutbettin Haydar veya Hac� Ahmet oldu�u s�yleniyor. K�y halk� t�m�yle Alevidir. Tekke, bir Alevi- Bekta�i tekkesidir.

HASAN DEDE DERGAHI:

Hasan Dede k�y�, Ankara�n�n Keskin il�esindedir. Sel�uklular d�neminde y�reye yerle�tirilen O�uzlar��n Beydilli boyu kurmu�tur. K�y halk� t�m�yle Alevidir. Tarih boyu de�i�ik adlarla an�lm��t�r. Bug�n �Hasandede� ad� kullan�lmaktad�r.

Hasan Dede, 1562( H. 970)�lerde Horasan�dan Karaman�a gelmi�tir. Buradan da Ankara�ya g��erek bug�nk� Hasandede k�y�ne 1578- 79(H. 986)�da yerle�mi�tir. K�y, Hasan Dede�ye 1579�da padi�ah berat�yla m�lk olarak verilmi�tir. 1603- 04(H. 1012)�de bu k�yde �lm��t�r. Mezar� aradad�r. �ki evlilik yapm��t�r. Soyu, bu evliliklerinden do�an �ocuklar� yoluyla s�rer. 1605�de k�y�nde camii ve dergah� kurulur. Bu yap�lar� Do�an Bey yapt�r�r. �ocuklar�n�n t�rbelerini ise Boynu E�ri �eyh 1654�de yapt�rm��t�r. Bug�n Hasandede kasabas�nda bu soydan 100- 120 aile ya�amaktad�r. Alevi olan bu k�y halk� Hac� Bekta� Dergah��na ba�l�d�rlar.

Hasan Dede, bir Alevi ermi�idir. Gelenek yoluyla Otman Baba�ya ve ��caeddin Veli�ye do�rudan ba�lan�rsa ve halifeleri olarak g�sterilirse de, bu ba�lant� tarih olarak uyu�maz. Hasan Dede, Kanuni ve o�ullar� d�nemi insan� olamas�na kar��n, di�erleri Fatih d�neminde ya�am��lard�r. Gelenek s�ylencelerindeki, �Hasan Dede �ocuklar�n�n Otman Baba�ca ��caeddin Veli�ye emanet edilmesi� �yk�s� tarihsellikten �ok, yol ba�l�l��� a��s�ndan de�er ta��r. Hasan Dede �ocuklar�n�n Otman Baba�ya ba�l� ��caeddin Veli o�ullar�ndan nasip almas� olas�d�r. Bu da soy zincirinin de�il ama, yol zincirinin ��caeddin Veli- Otman Baba- Hac� Bekta� Veli �izgisini izledi�ini g�sterir.

Hasan Dede�nin Kanuni d�neminde Macar(-Nem�e) seferine ve 1529�da Yap�lan I. Viyana ku�atmas�na kat�ld��� do�rultusundaki s�ylenceler tarihle ba�da�mamaktad�r. ��nk� Hasan Dede daha bu tarihlerde Anadolu�ya dahi gelmemi�tir. Olsa olsa sonraki d�nemlerde boyu ile birlikte Osmanl� seferlerine kat�lm��, din bilgini ve inan� adam� olarak orduya moral bak�m�ndan katk�da bulunmu�tur.

Hasan Dede�nin �E�refo�lu al haberi/ Bah�e biziz g�l bizdedir� dizeleriyle ba�layan deyi�i, Ankara�da pa�al�k yapan E�refo�lu�nu ama�lamaktad�r. Bu s�zler, Osmanl� pa�as�n�n tutumuna kar�� bir savunmad�r.

AYBEK BABA:

Babai- Kalenderi �everesi dervi�lerindendir. S�nni �slama uymayan d���nce ve ya�am bi�imi vard�r. Tanr��n�n insanla cisimle�ti�ine inanmaktad�r. Bu d���nceleri dedikodulara yol a�m��t�r. Amasya�da oturmaktad�r. Anadolu�daki Mo�ol egemenli�ini g�z�n�ne alarak 1256�lardan sonra Mo�ol yanl�s� bir tutum izler. Bu nedenlerle Anadolu�da fazla kalamayarak 1271�lerde M�s�r�a gider. Meml�k sultan� Baybars��n �n�nde S�nni ulemaca s�navdan ge�irilerek su�lu g�r�l�r. Dayak cezas�na �arpt�r�l�r ve M�s�r�dan ��kar�l�r.

Aybek Baba bu olanlardan Sel�uklu veziri Muiniddin Pervane�yi sorumlu tutar. Tebriz�e ge�erek Mo�ol h�k�mdar� Abaka Han��n hizmetine girer ve onu Pervane ile Baybars��n aleyhine k��k�rtarak �� almaya �al���r. Mo�ollar�a kar�� Pervane- Baybars i�birli�ini a���a ��karmas� i�in Abaka Han taraf�ndan Anadolu�ya g�nderilir. Aybek Baba, Baybars�la Pervane�nin yaz��malar�n�n birer suretini Mo�ol h�k�mdarl���na g�ndermeyi ba�ararak, Baybars- Pervane i�birli�ini ortaya ��kar�r. Ya�am�n�n son d�nemini Amasya�daki zaviyesinden ge�irir.

Mo�ol- �lhanl� korumas� alt�nda Aybek Baba, Buza�� Baba, Abdurrahman Baba, Halil Baba, Barak Baba, Sar� Saltuk gibi T�rk Babai- Kalenderi- Yesevi- Bekta�i dervi�leri �slaml��a T�rkl�k ��elerini katarak, �slaml��� bir bak�ma ulusal bir T�rk dinine �evirmi�lerdir.

Mo�ollar T�rk Alevi- Bekta�i dervi�lerine �nem vermi�, korumalar�na alm��, devlet i�erinde g�revler vermi�lerdir. Barak Baba ile Aybek Baba�n�n durumu buna en g�zel �rnektir. Abaka Han��n o�lu Tekudar Ahmet Han da Anadolulu Abdurrahman Baba adl� bir T�rk Alevi dervi�ini kendisine �pir� edinmi�tir. Ona �baba� demektedir. Devlet i�lerinde g�rev vermi�tir.

BUZA�I BABA (�EYH BABA- YI MEREND�) :

XIV. y. y�l yazarlar�ndan Sipehsalar��n �Buza�� Baba�, Ahmet Eflaki�ninse ��eyh Baba- y� Merendi� olarak adland�rd�klar� bu dervi� o d�nemler olduk�a yayg�n olan Babai- Kalenderi dervi�lerdendir. Mevlana ile Hac� Bekta���n �a�da��d�r. Bat�ni d���nceler ve tutumlar sergilemektedir. S�nni �slam�n kurallar�na uymamaktad�r. Sade ya�ant�l�d�r. Halktan biri gibidir. Alevi- T�rkmen dervi�idir. Sel�uklu sultan� IV. R�knettin K�l��arslan (1262- 1266) kendisine ba�lanm��t�r. Sultan�a �o�ul� demektedir. Sultan�n toplant�lar�nda yer alm�� ve Mevlana�n�n k�skanmas�na yol a�m��t�r.

SEYY�D GAR�B MUSA TEKKES�:

Seyyid Garip Musa Hz. Ali soyundand�r. Yedinci imam Musa Kaz�m��n soyundan geldi�ine, �brahim Sani�nin yedinci ku�aktan torunu oldu�una inan�l�r. Horasan erenlerindendir. XIV. y. y�lda Anadolu�ya gelmi�tir. M�r�idi Hac� Bekta� Veli�d�r, nasibini Hac� Bekta� Dergah��ndan alm��t�r. Gelene�e g�re, onu Hac� Bekta� Divri�i�ye g�revlendirmi�tir. Divri�i�nin Ya��basan k�y�n� merkez edinmi�, dergah�n�/ oca��n� orada kurmu� ve oradan Kars��n Sar�kam��, Selim il�elerine, Kafkasya�ya ve Eski�ehir�e da��lm��lard�r. Aile olduk�a geni�lemi� oldu�u gibi, geni� de bir m�ridan �evreleri vard�r. Garip Musa�n�n XVI. y. y�lda ya�ad���, Bal�m Sultan��n halifesi oldu�u da savunulur. Do�all�kla bu g�r��ler bir biriyle �eli�mektedirler. Sivas �eriya sicillerinde, �Garip Musa soyundan gelenlerin incitilmemesi ve askere al�nmamalar��na ili�kin kay�tlar vard�r. 1839�da Abd�lmecit ferman�yla, vergi istemiyle Garip Musa soyunun incitilmemesi ister. Belgede daha �nceleri de bu t�r fermanlar�n verildi�i belirtilir. 1862�de de Abd�laziz, Sivas valisi ve Divri�i kad�s�ndan ayn� isteklerde bulunur. Garip Musa soyundan kimileri i�in d�zenlenmi� Bekta�i halifeleri olduklar�na ili�kin belgelere de rastlan�r. �smail A�a, 1898 ve 1922�lerde iki kez Hac�bekta��a giderek kendisine halifelik belgesi d�zenletmi�tir. Bu ailenin ileri gelenleri Milli M�cadele�nin i�inde bizzat yer alm��lard�r.

KAZAK ABDAL TEKKES�:

Kazak Abdal, XVI. - XVII. y. y�l Bekta�i �airlerindendir. Bal�m Sultan�a �vg�ler d�zmesi, onun Bal�m Sultan d�neminde veya daha sonras�nda ya�ad���n� g�sterir. Romanya T�rkleri�nden oldu�u s�ylenmektedir. Bir �iirinde as�l ad�n�n Ahmet oldu�u anla��lmaktad�r. Toplumsal kurumlar�, yerle�ik inan�lar� ve kat� gelenekleri yeren �iircilikte ����r a�m��t�r. �iirleri yerginin de �tesinde mizahi ��eler ta��r.

Kazak Abdal��n, Denizli da�lar� aras�nda tekkesi vard�r. Bu tekke, Bekta�i tekkesi olarak bilinmektedir.Kazak Abdal, bug�n Bekta�ilik i�inde belli bir grubun ba�� ve piri konumundad�r.

�EYH MUHL�S BABA (PA�A):

Horasanli Baba �lyas��n o�ludur. Anadolu�ya gelerek �nce Karaman�a yerle�mi�tir. Sonraysa Osman Bey�in yan�na ge�mi�tir. Osman Bey d�neminin(1281- 1321) dervi�lerindendir. Onunla birlikte Bizans seferlerine kat�lm��t�r. �Keramet g�steren�, �ulu makam� sahibidir.

Tarih�i M�neccimba��, �eyh Muhlis Pa�a�n�n T�rkiye Sel�uklular� sultan� II. G�yaseddin Mesud�un 1308(H. 708)�de �l�m� �zerine Sel�uklu Devleti�nin ileri gelenlerinin toplanarak Mulis Pa�a�y� tahta getirdiklerini, �eyh�in alt� ay sonra taht� b�rakarak dervi�li�i tercih etti�ini yazar.Bedri Noyan ise bu bilgiyi do�ru bularak yer verir.Oysa, Sel�uklu ara�t�rmalar� ve Sel�uklu uzmanlar� bu d�nem i�in b�yle bir ki�inin h�k�mdarl���ndan s�z etmezler. II. G�yasettin Mesut�un �l�m�yle, III. G�yasettin�in o�lu V. K�l�� Arslan��n Sel�uklu y�netimine geldi�i ve 1318�lere dek g�stermelik de olsa y�netimde kald��� bilinmektedir. Bu d�nemin as�l y�neticisi T�rkiye Mo�ol/ �lhanl� Genel Valisi Timurta� Noyan�d�r. Ba�ka �a�da� kaynaklar da Muhlis Pa�a�n�n Sel�uklu sultanl���ndan s�z etmezler.

A�IK PA�A:

Muhlis Pa�a�n�n b�y�k o�ludur. As�l ad� Ali�dir. �Pa�a�l��� r�tbesinden de�il, b�y�k o�ul olu�undan verilmi�tir. Orhan Bey d�nemi �nl�lerindendir. 1271- 1332 y�llar� aras�nda ya�am��t�r. K�r�ehir�de yeti�mi�, orada dergah�n� kurmu� ve orada �lm��t�r. K�r�ehir�de toplanan idealist T�rk��ler�dendir. Mevlana�n�n Fars�a �Mesnevi�sine kar��n, T�rk�e �Garipname� ile ��kar. T�rkler�in ve T�rk�e�nin o zamanki durumunu �garip� s�z�yle anlamla�t�r�r. �Garipname� T�rkiye T�rk�esi ile yaz�lm�� ilk yap�tt�r. Ayr�ca �Maarifname� ile �Risale Fi Beyani�s- Sema� adlar�yla iki yap�t� daha vard�r. Mevlit �airi S�leyman �elebi, A��k Pa�a�n�n yap�tlar�ndan etkilenmi�tir. A��k Pa�a, tarikat ve tasavvuf bilgeli�inin inceliklerine sahip biridir.

TAPTUK EMRE:

Horasan erenlerindendir. Cengiz bask�s� s�ralar�ndan Anadolu�ya gelmi�tir. 1210- 15 y�llar�nda do�du�u san�lmaktad�r. �nl� Yunus Emre�nin m�r�ididir. A��kpa�ao�lu onu, Orhan Bey d�nemi (1321- 1362) dervi�lerinden g�sterirse de, daha �nce ya�ad��� kan�s�nday�z. ��nk� �Vilayetname� onu do�rudan Hac� Bekta� d�nemiyle ili�kili g�sterir ve bu iki b�y�k insan�n do�rudan ili�kileri vard�r. Hac� Bekta���n halifesidir. S�ylenceye g�re Hac� Bekta�, Yunus Emre�yi yeti�tirme i�ini Taptuk Emre�ye b�rak�r.Taptuk Emre, XIII. y. y�lda ya�am��t�r.

Taptuk Emre, Sakarya nehrinin yak�nlar�nda bir k�yde ya�amaktad�r. �nsanlardan uzakta ya�amay� sevmektedir. �Keramet sahibi�dir ve �bilge� bir ki�idir.Taptuk Emre�nin bir�ok yerde mezar� ve makam� oldu�u kabul edilir. S�ylenceye g�re Sakarya nehrinin kuzeyinde Nall�han��n Emre k�y�nde yatmaktad�r. Taptuk�un Barakl�lar�dan oldu�unu Yunus Emre s�yler. Taptuk Emre�nin Hac� Bekta���n ard�l� olu�u art�k a��kt�r. Taptuk Emre�den itibaren Anadolu�da bir �Taptuklular� toplulu�unun varl���na rastlan�r.

YUNUS EMRE:

Kaynaklarde ve halk�n s�ylencelerinde bir Yunus de�il, bir�ok Yunus vard�r. Ara�t�rmac� �brahim Aslano�lu�nun �Yunus Emreler� tan�mlamas�na kat�lmamak elden de�il. F. K�pr�l�; Kul Yunus, A��k Yunus, Miskin Yunus, Dervi� Yunus, Koca Yunus ve Yunus Emrem adlar�n� �iirlerinde kullanan Yunuslar�� saptar ve bunlar� �ekinceyle kar��lar. Daha sonralar� Burhan Toprak, A. G�lp�narl�, Sabahattin Eyubo�lu, Cahit �ztelli, �lhan Ba�g�z ve �brahim Aslano�lu�nun Yunus Emre ile ilgilenip ger�ek Yunus�u tan�maya ve onun olan �iirleri di�erlerinden ay�rmaya �al��m��lard�r. G�r�ld��� kadar�yla bir�ok Yunus olmas�na kar��n, Yunuslar �zellikle iki tipte toplanabilmektedirler. Birincisi lirik, ak�c�, yal�n bir T�rk�eyle tasavvufi �iirler yazan, Taptuk Emre yoluyla Hac� Bekta��a ba�l�, Sakarya k�yl�lerinden Sar�k�yl�, �ift�i, okumam�� ve ��mmi� g�r�len, ama bir halk bilgesi niteli�i sergileyen �A��k Yunus�, �Koca Yunus� veya sadece �Yunus�, ikincisiyse Karaman��n varl�kl�lar�ndan mal- m�lk ve tekke sahibi, okumu�, tekke ve medrese k�lt�r olan, Bekta�i Tarikat� ba�l�lar�ndan �Molla Yunus�. Yunus Emre tiplemeleri genellikle bu iki tipten toplanmaktad�rlar.

a) Yunus Emre Nerelidir ve Ne Zaman Ya�am��t�r? :

�Vilayetname�ye g�re Yunus Emre Sivrihisar��n g�neyindeki Sar�g�k k�y�nde do�mu�tur. Mezar� do�du�u k�y�ne yak�n bir yerdedir. Hac� Bekta� d�neminin(1209- 1271) insan�d�r. Hac� Bekta��la g�r��m��, O�ndan nasip istemi�tir. Hac� Bekta�, �kilidinin anahtar�n�� Taptuk Emre�ye sundu�unu s�yleyerek yeti�tirilmesi ve yola haz�rlat�lmas� i�in Taptuk Emre�ye g�ndermi�tir. Taptuk, Yunus�un m�r�idi/ �eyhi olmu�tur. Yunus Taptuk�un dergah�na �k�rk y�l hizmet� vererek, �d�zg�n odun� ta��m�� ve sonunda nasibini alm�� ve Bekta�ilik Tarikat� i�erisinde �nemli bir yer edinmi�tir. Bu olgunla�ma ve hizmet s�recinde s�yledi�i nefesler bir Divan olu�turmu�tur. Yunus�un nefeslerinde de onun Hac� Bekta��� g�rd���, yani Hac� Bekta���n �a�da�� oldu�u i�lenir.

Kaynaklarda ve halk s�ylencelerinde g�r�ld��� kadar�yla birden �ok Yunus oldu�u gibi, Yunus�un bir�ok yerde de mezar� ve makam� vard�r. Bu, T�rk halk�n�n Yunus Emre�sini kendinden duyumsamas�ndan ve kendinden g�rmesinden kaynaklan�r. Her y�re Yunus�u kendinin bilmi�tir. Ama Yunus Emre�ye yak�n kaynaklara, �Vilayetname� gibi Bekta�i metinlerine bak�ld���nda as�l T�rk�e s�yleyen ve bir halk bilgesi, kocas� olan Bekta�i inan�l� Yunus, Sakarya nehrinin yak�nlar�ndaki Eski�ehir�in Sar�k�y��nden do�mu�, zaman zaman ba�ka yerlerde ya�am��sa da, yine k�y�ne d�nm�� ve oradan �lm��t�r. Mezar� oradad�r. Kaynaklar onu Hac� Bekta��la �a�da� k�lar. Bu nedenle 1240- 1320 y�llar� aras�nda ya�ad��� kaynaklar ve tarih ger�ekli�i a��s�ndan do�ru g�r�l�yor. Hac� Bekta��tan nasiplenmek istemi�se de, e�itimi Taptuk Emre�ye b�rak�lm��t�r. Taptuk Emre onun m�r�idir. Bu yolla Hac� Bekta� Oca���na ba�l�d�r. Karamanl� Yunus Emre de Bekta�i�dir, ama bu Hac� Bekta� ve Taptuklar�dan nasip alan ve onlar�n d�neminde ya�ayan de�ildir. XVI. y. y�llarda Karaman�da ya�ay�p tekke sahibi oldu�unu ar�ivler kan�tlamaktad�rlar. Bu duruma g�re Yunus Emre �ural�d�r, bural�d�r demeye gerek yoktur. Yunus Emreler vard�r. Fakat as�l s�z� edilen Hac� Bekta���n �a�da�� olan ve O�ndan nasip almaya �al��an Sar�k�yl� T�rkmen kocas� ve halk bilgesi Yunus�tur.

b) Yunus Emre�nin Bekta�ili�i:

Yunus Emre Bekta�i�dir. Bekta�i gelene�inin ve yola��n�n insan�d�r. Hac� Bekta��a ba�vurur. Hac� Bekta� onun olgunla�mas�, e�itilmesi i�ini bir ba�ka �nemli halifesi olan Taptuk Emre�ye b�rak�r. Yunus, Taptuk�un m�r�itli�iyle e�itilir ve Bekta�i yoluna haz�rland�r�l�r. Prof. Melikoff�un bir bildirisinde savundu�u gibi, Yunus Emre Hac� Bekta���n okulunda yeti�mi�tir. Hac� Bekta��a ili�kin b�t�n bilinenler Yunus�un d���nceleriyle uyu�maktad�r.R. Zelyut, Yunus Emre�nin Hac� Bekta���n �nceden dile getirdi�i d���ncelerini �iirle sundu�unu, Yunus�un bir Alevi oldu�unu, hatta �bir Alevi propagandac�s�� say�labilece�ini savunur.

Yunus Emre, Bekta�i gelene�inde yeti�mi� ve pi�mi� biridir. Onun yolk�t��� Bekta�i gelene�i i�erisinde olu�mu�tur. ��yle bir yolk�t���ne sahiptir: 1- Baba �lyas, 2- Hac� Bekta�, 3- Sar� Salt�k, 4- Barak Baba, 5- Taptuk Emre, 6- Yunus Emre.

Alevi- Bekta�iler tarih boyu Yunus�u kendilerinden g�rm��, onu sahiplenmi�lerdir. Yunus, geni� ve �zg�rc� tasavvuf felsefesiyle Bekta�iler�i etkileyerek bu do�rultuda �r�n vermelerini sa�lad��� gibi, K�z�lba�- Alevi T�rkmenler aras�nda da derin bir �neme ve etkinli�e sahiptir. �ah Hatayi�nin bir dizesi Yunus�un ta o d�nemler T�rkmenler �zerindeki derin etkisini g�sterir.Yunus�tan sonra do�an �Emreler� toplulu�u, Alevi- K�z�lba�- Bekta�i niteli�ini Osmanl��n�n her t�rl� bask� ve k�r�m�na kar��n bug�ne dek getirirler.

Yunus Emre uzmanlar�ndan Naci Kas�m, Yunus Emre�ye ili�kin bir kitaba 1954�de yazd��� �ns�zde; �Yunus, bizim ilk Bekta�i �airimizdir. Hac� Bekta���n halifelerinden Taptuk Emre�ye manevi alanda hizmet ederek yeti�mi�tir� der.

G�lp�narl�, �zt�rk, Co�an ve Sezgin gibi ara�t�rmac�lar Yunus�un Hac� Bekta��la ili�kisini ve Bekta�ili�ini saptarlar. G�lp�narl��ya g�re Yunus, �Hac� Bekta� tarikat�na ba�l�d�r� ve Alevi- Bekta�i edebiyat�n�n ka��n�lmaz kayna��d�r.�zt�rk, Yunus�un �tam bir Bekta�i �airi� oldu�unu, Yunus�la Hac� Bekta� ba��nt�s�n�n tarih a��s�ndan denk d��t���n� belirtir. Prof. Co�an�sa Hac� Bekta� ile Yunus�un ili�kisini mutlak ve yads�namaz g�r�r. Birlikte d���nd�klerini, ayn� felsefeyi payla�t�klar�n� belirtir. Yaln�z Yunus�un Hac� Bekta��a ba�l� olamayaca��n�, O�nun da ba�l� oldu�u kayna�a, yani Ahmet Yesevi�ye ba�l� olabilece�ini vurgular.Sezgin de Yunus Emre�nin Hac� Bekta� �ba�l�s�� oldu�unu, �iirlerinin Bekta�i tekkelerinde �nefes� olarak okundu�unu belirtir.

c) Yunus Emre�nin �r�nleri ve Felsefesi:

Yunus Emre�nin �iirleri �Divan��nda ve en olgunluk d�nemi olan 1307�lerde yazd��� �Risalet��n- Nushiyye�de yer almaktad�r.

Yunus�u ilk tan�yan Bat�l�, 1438- 1458 y�llar� aras�nda Osmanl� tutukevlerinde kalan bir �talyan�d�r. XVI. y. y�lda ise bu yolla Martin Luther, Erasmus ve Sabastian Frank gibi d���n�rler tan�r, d���ncelerine kaynak olarak al�r ve h�manizm anlay��lar�n� onun d���nceleri �zerinde olgunla�t�r�rlar. Giderek Yunus uluslararas� d�zeyde �nlenir ve de�er bulur. 1991 y�l� UNESCO�nun giri�imiyle �Yunus Emre Sevgi Y�l�� ilan edilir. �lkemizde de �zerinde en �ok ara�t�rma yap�lan ve hakk�nda eserler verilen Yunus Emre�dir.

Yunus, Orta�a��n doru�undad�r ve �a��n� a�m��t�r. Onun g�c� zengin bir halk bilgisine, ya�am deneyimine ve ki�isel yetene�ine dayanmaktad�r. Hz. Ali ve Ehlibeyt�e sonsuz sevgi beslemektedir. Onun co�kusal kayna�� bu etkendir.

Yunus�un Alevi- Bekta�i inanc�n� do�rudan i�leyen dizeleri halk taraf�ndan en �ok sevilenleridir. Tanr� sevgisini ve Bekta�ili�in �nl� �D�rt kap� K�rk Makam��n� kendine �zg�l���yle i�ler. �iirlerinde tasavvufu i�ler. Toplumsal g�r��lerini verirken de tasavvufu kullan�r. Yap�tlar�, �Vahdet- i V�cud felsefesi� �zerine oturtulmu�tur. D�nemin bilimsel ve felsefik sistemleri, tart��malar�, b�y�k d���n�r ve mutasavv�flara ili�kin s�ylenceler Yunus�un yap�tlar�nda yer al�rlar. Bunlar�n i�lenmesiyle �kamil insan� ama�lan�r. Bu t�r de�inmelerle �kamil insan� yarat�lmaya �al���l�r. �Sudur ve tecelli� kuram�n� kendine �zg� bir bi�imde i�ler. Yunus�da ruhg��u(tenas�h) yoktur.Hurufilik de g�r�lmez. Zaten Hurufilik, Yunus�tan �ok sonralar� do�mu�tur.

Yunus, kaba sofu de�ildir. Tanr��dan korkmaz. O�nu sever, hem de derin bir duyguyla. Tanr� sevgisini en g�zel i�leyen Yunus olmu�tur. Tanr��y� erekler. �Bana seni gerek seni� deyi�indeki amac� budur. �nsana, topluma sevgiyle, sayg�yla yakla��r. Sevgi; O�nda yoldur, ama�t�r. �Yarat�lm��� severiz/ Yaratandan �t�r�� s�z�ndeki i�erik budur. Halk�n s�zl� k�lt�r�n�n temsilcisi olan Yunus olduk�a maddesel ve ak�lsal d���n�r. O, bilinmezin ve g�r�nmezin pe�inde de�ildir. Ne i�im var g�k y�z�nde(�) / Bana rahmet yerden ya�ar� diyerek Orta�a�� y�karak ger�ek�ili�ini ve ak�lc�l���n� sergiler. D�nyay� insanlar�yla birlikte benimser ve sever. �D�nya benim r�zk�md�r/ Halk� benim halk�md�r� diyecek �l��de evrenselcidir. �nsan ve insanl�ktaki benlik�i ��eytan� olarak g�r�r, bunun yok edilmesi sava��n� kendisine i� edinir. �Sen seni bil, sen seni� e�itim anlay���yla bireysel olgunla�madan yola ��karak toplumsal olgunla�may� sa�lamaya �al���r. Amac� insanlar� bar���k k�lmak ve d�nya karde�li�ini getirmektir. �D��man�m�z kindir bizim/ Biz kimseye kin tutmay�z/ Kamu alem birdir bize� ve �Hakk� ger�ek sevenlere/ C�mle alem karde� gelir� anlay��� bu amac�n gere�i ve sonucudur.

Yunus toplumcudur, �a�da�t�r, �a�c�ld�r, ilericidir. �nsanlar aras� u�uruma, bask�ya, zul�ma kar��d�r ve bununla sava�� kendine i� edinmi�tir.

Beyler azd� mal�ndan

Bilmez yoksul halinden(�)

Yedi�i yoksul eti

��ti�i kan olusar.

Yunus i�in sevme, sayma ve dostluk temeldir. O, bir g�n�l adam�d�r. G�n�l yapmay� b�t�n S�nnili�in koydu�u ��slami kural�lardan �st�n g�r�r. �nsan onuru onun i�in en korunmas� gereken y�celiktir. Buna titizlik g�sterilmesini ister.

�al�� kazan, ye, yedir.

Bir g�n�l ele getir

Y�z kabeden ye�rektir

Bir g�n�l ziyareti.

Yunus, antik k�lt�r�n merkezindedir.. Antik k�lt�r�n yumakland��� Anadolu halk k�lt�r�n�n en iyi �z�mleyicisi ve sunucusudur. Bat��da h�manizmi yaratan d���n�r ve sanat��lar�n kayna�� bu antik k�lt�r�n harmanland��� Anadolu�da halk k�lt�r�n�n �r�n� olan Yunus Emre�dir. Yunus Emre insan�, insan sevgisini �n plana ��karan ve bunu en ustaca i�leyen bir Bekta�i �airimizdir.

TEBR�ZL� �EMS (�EMS- � TEBR�Z�):

�ems, Tebrizli�dir. T�rkmen�dir. Kaynaklarda h�k�mdar �ocu�u oldu�u yaz�l�r. �Devlet�ah� ise �smaili prensi oldu�unu belirtir. Suriye ve Anadolu�nun �nemli k�lt�r kentlerinden bulunmu�, e�itim alm��t�r. Tebrizli Ebu Bekir �eyhidir. Ondan bir�ok bilgiler edinmi�tir. D�nya anlay��� �Vahdet- i V�cut kuram��na dayanmaktad�r. Ahi�dir. Bu yolla Bekta�ilik�le ili�ki kurmu� ve Hac� Bekta���n yan�nda yer alm��t�r. Kalenderi ve Melami bir yap�s� ve d�nya anlay��� vard�r. Hac� Bekta� taraf�ndan Mevlana�ya g�nderilerek, Bekta�ilik�le Mevlevili�in yak�nla�mas�n� sa�lamakla g�revlendirilir. Bu geli�meler �Vilayetname� de anlat�l�r.Kaynaklar Tebrizli �ems ile Mevlana�n�n bulu�mas�n� �iki denizin kavu�mas�� olarak nitelerler. �ems, Mevlana�n�n m�r�idi olur. O�nu �ok konuda ayd�nlat�r. �n�n� a�ar. Kat� �slam�� kal�plardan ve dogmalar�ndan kurtar�r. Ya�ama daha rahat bakmas�n� sa�lar. Mevlana�ya ve Mevlevili�e Melami bir nitelik kazand�r�r. Bu etkilerden olacak ki, daha sonralar� Mevlevilik i�erisinde ��emsi Kolu� do�acak ve �ems�in Melami- Bekta�i anlay���n� s�rd�receklerdir. O�nun �l�m�nden sonra, zamanla ��emsiler� ad�yla �ii- Alevi- Bat�ni bir topluluk do�acakt�r.

�ems, Hac� Bekta� ve Mevlana d�neminin insan�d�r. Ne zaman do�du�u bilinmemektedir. Konya�da Mevlana�ya geli�i 1244�lerde olur. Bu y�llarda olgun ya�ta olmal�d�r. Bu nedenle 1200�lerin ba�lar�nda do�ma olas�l��� b�y�kt�r. Konya�da kal��� iki d�nemlidir. Birinci d�nem; 23. Ekim. 1244- 15. �ubat. 1246, ikinci d�nemse; 8. May�s. 1247- 5. Aral�k. 1247 tarihleri aras�nda s�rer. Konya�da �ld�r�l�r(5. 12. 1247). Burada ve Pakistan��n Moltan�da oldu�u gibi daha bir�ok yerde makam� vard�r. Mezar� ise, Hac�bekta��ta Pirevi�ndedir. Mevlana�n�n evletl��� Kimya ile evlendirilmi�tir.

�ems, Konya�n�n bunal�ml� d�nemini ya�ar. Siyastler yo�undur. Konya�da Mo�ol egemenli�i kurulmaya �al���lmaktad�r. Mevlana ile �ems Mo�ol yanl�s� olmalar�na kar��n, Mevlana�n�n o�lu Alaeddin �elebi, Ahiler ve �eyhleri Ahi Evren Mo�ol kar��t�d�rlar. Dahas� Mo�ollar�a kar�� sava��m vermektedirler. �ems�in Konya�da kimi �evrelerce �istenmeyen adam� ilan edilmesinin ve sonunda �bilinmeyen katillerce� �ld�r�lmesinin nedenlerini bu siyaset yo�unlu�undan aramak gerekir.

Mevlana�n�n o�lu Alaeddin �elebi�nin �ems�in evlendi�i Kimya Hatun�dan g�z� vard�r. Fakat babas� onu kar�� oldu�u �ems�e vermi�tir. Konya halk� ve Mevleviler �ems�in Mevlana�y� de�i�tirdi�ini, S�nni inan�tan uzakla�t�rd���n� d���nmektedirler. �ems, Mevlana gibi Konya�da zul�m estiren ve �lkelerini i�gal eden Mo�ollar�dan yanad�r. Halk�n Mo�ollar�a boyun e�mesini istemektedir. Vezir Nas�riddin�le de s�rt��meye girmi�tir, aralar�nda ho�nutsuzluk vard�r. ��te bu �ok ko�ul ve nedenler, �ems kar��t� �evreleri bir araya getirebilmi�tir. Alaeddin �elebi ve Ahi Evren�in �ems�in �ld�r�lmesinde dolayl� veya do�rudan parmaklar� vard�r. Vezir Nasir�ddin adamlar�na �ems�i �ld�rtm��t�r. Zaten olaydan hemen sonra Alaeddin �elebi K�r�ehir�e Ahi Evren�in yan�na yerle�ir. Bir bak�ma ona s���nm��t�r. Mevlana�n�n k�zg�nl��� uzun zaman s�rer. 1261�lerde ba�ka olaylar da bahane edilerek, Mevlana o�lu Alaeddin �elebi ile Ahi Evren�i Mo�ol yanl�s� ve m�ridi olan K�r�ehir valisi Nurettin Caca�ya �ld�rtt�r�r.

BALIM SULTAN:

Bekta�ili�in �ikinci piri� olarak kabul edilen Bal�m Sultan 1462�de do�mu�, 1516�da �lm��t�r. T�rbesini 1519�da Dulkadir Beyi �ehs�varo�lu Ali Bey yapt�rm��t�r. II. Bayez�t ve devletle iyi ili�kiler i�erisinde olan Bal�m Sultan 1501 y�l�nda Pirevi postni�inli�ine atanm��, Bekta�i erkan�na yeni bir bi�im kazand�rm��, Bekta�ili�i Osmanl� y�netimine yanda� bir ����ra sokmu�tur. Bal�m Sultan, II. Bayez�t��n g�venilir adam�d�r.

Bal�m Sultan��n ya�am� pek ayd�nlanamam��t�r. Kimi �rt�l� yanlar�n� halen de korumaktad�r. Gizemli ya�am�, ya�am�n�n tarih bak�m�ndan ayd�nlanmas�na engel olmaktad�r. Bal�m Sultan��n k�keni/ soyu hakk�nda �e�itli g�r��ler vard�r. Kaynaklar Bal�m Sultan��n S�rp veye Macar k�kenlili�ini bilimsel bulmazlar. Bu savlar yaln�zca s�ylencelerdir. Kan�tlay�c� bir bilgiye hen�z rastlan�lamam��t�r. S�ylenceler aras�nda da tutarl�l�k yoktur. S�ylencenin birinde Bal�m Sultan S�rp anadan do�mad�r. Bir ba�kas�nda Macar k�kenli Gedik Ahmet Pa�a�n�n o�ludur. Bir ba�kas�nda ise Seyyid Ali Sultan��n torunudur ve Gedik Ahmet Pa�a�ca �stanbul�a getirilmi�tir.

T�rbesinin �zerindeki yaz�t da kan�tlay�c� bir de�er ta��mamaktad�r. Burada Resul Bali�nin o�lu olarak g�sterilmektedir. Bu yaz�ttaki anlat�m, �Bekta�i simgesi�nden �teye bir de�er ta��maz.Baba olarak g�sterilen Resul Bali 1441�lerde, yani o�lu olarak g�sterilen Bal�m Sultan�dan yakla��k 25 y�l �nce �lm��t�r. Bu durumda tarihsel olarak Bal�m Sultan Resul Bali�nin o�lu de�ildir. C. Ulusoy Bekta�i gelene�ine, icazet belgelerine, nefeslere ve el yazmalar�na dayanarak Bal�m Sultan��n M�rsel Bali�nin o�lu oldu�u kan�s�ndad�r. S�rp veya Macar k�kenlili�ininse zorla belleklere sokuldu�unu d���n�r.Bal�m Sultan��n Seyyid Ali Sultan��n o�lu veya torunu oldu�u d���ncesine de E. Behnan �apolya kat�lmaz.G�r�ld��� gibi Bal�m Sultan, tarihsel bak�mdan karma��k bir ki�idir. Hen�z �zerindeki sis ve bilinmezlik perdesi kalkm�� de�ildir.

�AHKULU SULTAN DERGAHI:

�Otman Baba Vilayetnamesi�nde ��ah Kulu �uca Baba� ad�yla an�lan �ahkulu�nun Hasluck�a g�re as�l ad� ��uca�d�r ve bu ki�i Bizans�la sava�an eski sava� erlerindendir. �ahkulu Tekkesi ise bu sava� erinin mezar�n�n oldu�u yerdir. Tarih�ilere g�re �ahkulu, Orhan Bey d�neminde Bizans�la yap�lan Maltepe Sava���na kat�lm��t�r. Bilindi�i gibi bu sava� 1329�larda olmu�tur. As�l ad� tarihlerde �Palekanon Sava��� olarak ge�er. Demek ki, �ahkulu bu tarihlerde, yani XIV y. y�lda ya�am�� olmal�d�r. Fatih d�neminde ya�am�� olan Otman Baba�n�n Anadolu(Rum)�ya geli�inin, bu y�renin �g�zc�s�� olan �ahkulu�ca bilindi�ini �Otman Baba Vilayetnamesi� belirtir. Do�all�kla bu manevi bir kavray��t�r. ��te yakan�n bek�isi� olarak tan�nan �ahkulu, Otman Baba �stanbul�a gelmeden �ok �nceleri �bu d�nyadan g��m���t�r.�Vilayetname�nin bu anlatt�klar�na bak�l�rsa, �ahkulu Fatih�ten �ok �nceleri ya�am��t�r ve Istanbul�un al�nmas�na kat�lmam��t�r. Onun, Orhan Bey d�neminin insan� olmas� ve bu d�nemki Osmanl� sava�lar�na kat�lm�� olmas� b�y�k olas�l�kt�r. Orhan Bey d�nemindeki Maltepe Sava���na; Kartal Baba, G�zc� Baba, Mansur Baba, Buhur Baba gibi sonradan bu y�rede kimi yerlere adlar�n� verecek olan dervi�ler de kat�l�rlar. Bizans saray�na ait bir av k��k� olan �imdiki �ahkulu tekkesini dervi�ler be�endiklerinden onlara vermi�tir. Sonradan buras� ��ahkulu Sultan Tekkesi� olmu�tur. II. Mahmut 1826�da ald��� karar�yla Orhan Bey�in yapt�rd��� k�� meydan� d���ndaki b�t�n yap�lar� y�kt�rm��t�r. Tekkeyi, sonradan Sultan Abd�laziz�in annesi Pertevniyal Sultan onart�r. Tekke, daha sonralar� Mehmet Ali Hilmi Dedebaba�n�n postni�inli�i d�neminde Avlonyal� Hasan Tahsin Pa�a taraf�ndan yeniden yapt�r�lm��t�r. Mimar�, Giritli Mehmet Ali Bey�dir.

Bekta�iler�in �nemli bir dergah� ve �stanbul�daki en b�y�k merkezidir. G�ztepe Merdivenk�y�dedir. Tarihi, �ahkulu ad�yla bilinen Horasan k�kenli bir dervi�e dayand�r�lmaktad�r. Dergah, Orhan Bey d�neminde bir Ahi zaviyesidir. Tekkenin Ahilik d�nemi 1329- 1390 y�llar� aras�nda s�rer. Giderek Bekta�ili�e d�n��m��, II. Bayez�t�ten itibaren Bekta�i tekkesi olarak varl���n� s�rd�rm��t�r. 1826 �ncesine ait saptanabilen postni�inlerinin en eskisi XVII. y. y�l sonlar�nda �eyhlik g�revini y�r�ten Mustafa Baba( �l. 1682)�d�r. Daha sonralar� kendisini s�ras�yla Yusuf Baba(�l. 1685), M�r�it Ali Baba( �l. 1697), Hac� Feyzullah Efendi( �l. 1761), Mahmut Baba( �l. 1793), �smail Baba( �l. 1796) ve Ali Baba( �l. 1813) izlemi�lerdir. Dergah, Ahir Mehmet Baba�n�n �eyhli�i d�neminde kapanm��t�r. Dergah�, bir s�re sonra Halil Revnaki Baba�n�n (�l. 1850) canland�rd��� s�ylenirse de, tekkenin ikinci kurucusu olarak Ahmet Baba (�l. 1849) g�sterilir. Daha sonralar� �eyhli�e s�ras�yla Hac� Sad�k Baba( �l. 1852), Hasan Baba( �l. 1857) ve Ali Baba( �l. 1863) gelmi�lerdir. Tekkenin postni�inli�ine 1868�de �elebi Feyzullah Efendi taraf�ndan Mehmet Ali Hilmi Dedebaba (�l. 1907) atan�r. M. A. Hilmi Dedebaba�n�n tekkenin postni�in olu�uyla dergah etki ve g�c�n� yeniden kazan�r. Etkinlik alan� Anadolu ve Balkanlar�daki Bekta�i dergahlar�n�n �o�unu kapsar.Tekkeyi, yeniden onaran da o olur. Bekta�i �airlerinin en iyilerinden olan M. A. Hilmi Dedebaba 1856�da Hasan Baba�dan nasip, Turabi Ali Dedebaba�dan da Bekta�i halifeli�i alm��t�r. Bir s�re Hac�bekta��taki Pirevi�nde Dedebabal�k da yapan M. A. Hilmi Dedebaba, �ahkulu Tekkesi�nde �m�cerretlik erkan�� uygulam��, tekkeye yapt�rd��� ek binalarla buras�n� bir Bekta�i k�ll�yesine d�n��t�rm��t�r. �stanbul Bekta�ileri i�erisinde nefesleriyle bilinen Edib Harabi de bu tekkede tarikata girmi�tir. M. A. Hilmi Dedebaba�dan sonra s�ras�yla yerine Filibeli Mustafa Yesari Baba, Ahmet Burhan Baba, Hac� Ahmet Baba( �l. 1918), Ubeydullah Baba, Filibeli �brahim Fevzi Baba, Ahmet Nuri Baba, Yalva�l� Ahmet Tevfik Baba ge�mi�lerdir. Tekke, 1925�de Yalva�l� Ahmet Tevfik Baba d�neminde kapat�lm��t�r. Son postni�ini Merhaba Tahsin Baba(�l. 1953)�d�r.

KARAA�A� TEKKES�:

Abd�laziz d�neminde Bekta�i tekkeleri siville�mi� ve halka inmi�lerdir. Bu d�nem tekkelerin alt�n �a��d�r. 1826�dan sonra kapal� kalan tekkeler bu d�nem serbestle�meye ve yeniden a��lmaya ba�lam��lard�r. Bu geli�meler i�erisinde Hasip Baba Ka��thane�deki Karaa�a� Tekkesi�ni 1870�de uyand�r�r. Daha sonralar� tekkenin �eyhli�ine getirilen H�seyin Zeki Baba, tarikat�n �stanbul�a yay�lmas�na �nemli �l��de �aba harcam��t�r. 1826�dan �nce �stanbulda �al��an Bekta�i tekkeleri i�erisinde en eski ve tarikat organizasyonunda en k�demlisi bu tekkedir. Tekkenin ne zaman kuruldu�u ve postni�inlerinin kimler oldu�una ili�kin bilgiler yoktur. Ancak tarikat gelene�ine g�re yeni�eri k��las�ndaki 94. Cemaat ortas�nda tarikat� ad�na bulunan Bekta�i babas�n�n �l�m�yle yerine Karaa�a� Tekkesi postni�ininin ge�mesi, buras�n�n �stanbul Bekta�ili�i�nde �nemli bir merkez oldu�unu kan�tlar. 8. Ekim 1846 tarihli bir belgeye g�re, Karaa�a� Tekkesi II. Bayez�t��n vak�f�d�r. Bu veri, tekkenin tarihini XVI. y. y�l ba�lar�na kadar g�t�r�r. Fakat bu zaman i�erisinde kimlerin tekkeye postni�inlik etti�i bilinmemektedir. Yaln�z �Sar�� lakapl� H�seyin Baba�n�n �eyhli�ini y�r�tt���, �l�m�yle yerine 1799�da Salih Baba�n�n Hac� Bekta� postni�inince atand���n� belgeler bildirmektedir. Tekkenin 1826�daki �eyhi �brahim Baba�d�r. Yeni�erili�in ve Bekta�i tekkelerinin kald�r�l��� �zerine Birgi�ye s�r�lm��t�r.

HA��M� OSMAN EFEND� TEKKES�:

XVI. y. y�l�n sonlar�nda Kas�mpa�a�da Bayrami- Melami tekkesi olarak kurulmu�tur. Karaa�a� Bekta�i Tekkesi�nden H�seyin Zeki Baba, Ha�imi Osman Efendi Tekkesi�nin son postni�ini Mehmet S�reyya Baba( �l. 1930)�ya icazet vererek bu k�kl� tekkenin Bekta�ili�e ba�lanmas�n� sa�lam��t�r.

KARYA�DI TEKKES�:

Tekke, Eyup�da �drisk��k��ndedir. Kurucusu, Horasanl� Seyyid Mehmet Ali Baba(�l. 1544)�d�r. XVI. y. y�l ba�lar�nda kurulan tekkelerdendir. Mehmet Ali Baba�n�n mezar ta�� �stanbul�da �ok az olan �seyfi k�lah�l�, yani �m�jganl� elifi Bekta�i tac�� bi�imindedir. Mezar ve mezar ta�� tekkededir. Tekkeyi, Kayseri�nin K�rat kasabas�ndan Mehmet Bey yapt�rm��t�r. M. Ali Baba�dan sonra tekkenin �eyhli�ine Seyyid Mehmet Abdi Baba getirilmi�tir. Onun �l�m�yle yerine o�lu Mustafa Baba ge�er. Mustafa Baba, Bekta�ili�in yan� s�ra Halvetili�e de girmi�, �olak �eyh Hasan Efendi Tekkesi�nde Halveti �eyhli�ini de birlikte y�r�tm��t�r. Bu �eyh 1769�da da ayr�ca Ordu- i H�mayun �eyhli�ine atanm��t�r. �e�itli tarikatlarla ve devletle aras� iyidir. I. Abd�lhamit d�neminde �lm��, mezar� o�lu R�za Efendi ile birlikte Ka�gari Tekkesi�ndedir. Karya�d� Tekkesi�nin 1826 �ncesi postni�inlerinden biri de Debba� S�leyman Baba�d�r. M�cerret �eyhlerdendir. 1812�de �lm��t�r. 1826�da tekkenin postni�ini Mustafa Baba�d�r. Birgi�ye s�r�lm��t�r. Tekke ise kapat�lm�� ve y�kt�r�lm��t�r. Tekke, Abd�laziz d�neminde Mehmet Necip Baba( �l. 1874) taraf�ndan yeniden a��lm��t�r. Necip Baba, tekkede bas�mevi kurup Bekta�ili�e ili�kin kitaplar yay�nlad���ndan �matbaac�� lakab�yla da an�lm��t�r. Yerine �Tokmak Baba� ad�yla �nlenen �hlasi Baba( �l. 1897) ge�mi� ve onu as�l ad� Salih Baba olan Haf�z Baba( �l. 1911) izlemi�tir. Haf�z Baba�n�n ilgin� bir ki�ili�i vard�r. Medresede yeti�mi�, camide namaz k�ld�rm�� bir Bekta�i�dir. Tekke i�erisinde temellendirdi�i ho�g�r� son postni�in Arif Ya�ar Baba (�l. 1930)�ca 1925�lerde tekkelerin kapat�l���na dek s�rd�r�lm��t�r. Bilindi�i gibi, Arif Baba asl�nda R�fai�dir. Ba�ka tarikatlara ba�l� tekkelerde zikir y�netmekte ve �nl� bir zikirba��d�r. Sonradan Bekta�ili�e ge�mi�tir.

ERYEK BABA (PER��AN BABA) TEKKES�:

Tekke, Kazl��e�me�dedir. Eryek Baba burada yatar. Eryek Baba �stanbul�un al�nmas�na kat�lm�� erlerdendir. As�l ad� Muhammed Eryek�tir. �Eryek�, eski yaz�da �erik� olarak okundu�undan, �Erkli Baba� olarak da adlanm��t�r. S�ylenceler halk�n bilincinin b�yle olu�mas�n� sa�lamas�na kar��n, Eryek �tek er�, �kahraman er� anlam�na gelir. Tekkenin kurulu�u bilinememektedir. Yanl�z, tekkedeki kimi mezar ta�lar� bu tekkenin 1826�dan �nce �nemli bir Bekta�ilik merkezi oldu�unu ortaya kor. Tekkenin, Yeni�erili�in olduk�a yo�un oldu�u Yedikule Hisar� yak�n�nda olmas�, Yeni�eri- Bekta�ilik kayna�mas�n�n �r�n� olmal�d�r. M�ceredlik erkan�n� y�r�t�r. 1826�dan �nce tekkede Ahmet Baba(�l. 1787) ve Seyyid Mehmet Baba (�l. 1799)�lar postni�inlik yapm��lard�r. Tekke�yi II. Mahmut kapatt�rm��t�r. Bu ara �eyhlik g�revini y�r�ten H�seyin Baba Hadim�e s�r�lm��t�r. Tekkeyi, Sultan Abd�lmecit d�neminde Seyyid Mustafa Baba(�l. 1871) yeniden canland�r�lm��t�r. Daha sonra yerine Hac�bekta� Tekkesi�nde dedebabal�k yapan Mehmet Peri�an Baba(�l. 1875) ge�mi�tir. Peri�an Baba, tekkenin ikinci d�nem kurucusu olmu�tur. Bu d�neminde tekke, �Peri�an Baba Tekkesi� ad�yla �nlenmi�tir. Bu tekkenin; ��rdek Baba�, �K���k Abdullah Baba�, �Erdik Baba� gibi ba�ka adlar ald���na da rastl�yoruz. Peri�an Baba, �stanbul Bekta�ili�i�nde �m�cerredlik erkan��n� y�r�ten �eyhlerdendir. Peri�an Baba, dedebaba se�ilip Hac�bekta��a gidince yerine postni�inli�e Mustafa Baba atanm��t�r. Daha sonralar� tekke y�netimine s�ras�yla Hac� Hasan Baba( �l. 1891), Hamdi Baba( �l. 1909) ve K���k Abdal Baba(�l. 1920) gelmi�lerdir. K���k Abdullah Baba�n�n �l�m� �zerine tekke postni�inli�ine 1978�de Dedebaba Bedri Noyan�dan halifelik alan Turgut Koca Halifebaba getirilmi�tir. Eryek Baba Tekkesi�inde post hep �erbabiye� s�rm��t�r.

�EH�TL�K (NAF� BABA) TEKKES�:

�stanbul�da Rumelihisar��nda varl���n� s�rd�ren Bekta�i tekkelerindendir. Kurulu�u XVI. y. y�llara dek gider. Bilinen en eski postni�ini m�cerret Bekta�i �eyhlerinden Ali Baba( �l. 1771)�d�r. Mezar ta��ndan �Tarik- i abdalandan Ali Baba� yazmas� Kalenderi k�kenli Rum Abdalan gelene�inin XVIII. y. y�l sonlar�nda dahi Bekta�ilik gelene�i i�erisinde ya�at�ld���n� g�sterir. 1826�ya kadar bu tekkede Hisarl� Seyyid Ahmet Baba( �l. 1783) ve Mazlum Mustafa Baba ( �l. 1812) postni�inlik yapm��lard�r. II. Mahmut d�neminde kapat�l�rken, B�y�k Mahmut Baba postni�indir. Kayseri�ye s�r�l�r. Tekke, Abd�lmecit d�neminde �smail Baba�ca( �l. 1855) canland�r�l�sa da, as�l �nemine B�y�k Mahmut Baba�n�n o�lu Mehmet Abd�nnafi Baba(�l. 1899)�n�n posta ge�i�iyle ula��r. Nafi Baba, �Melami me�rep� bir Bekta�i�dir. Tekke, son d�nem �stanbul Bekta�ili�inde �Nafi Baba Tekkesi� ad�yla �nlenir. Tekke y�netimine atamalarda �erbabiye�lik g�z�n�ne al�narak �evladiye�lik ilkesi uygulan�r. Nafi Baba�n�n yerine, K���k Mahmut Baba posta getirilir. 1925�lerde tekkeler kapat�l�rken postta K���k Mahmut Baba�n�n o�lu Nusret Baba vard�r. Bunlar�n hepsi ba�ka halifelerden nasiplidirler. Saraydaki Bekta�iler�in �o�u da �ehitlik Dergah��ndan nasiplidir.

AKBABA TEKKES�:

�stanbul Beykoz�dad�r. Evliya �elebi bu tekkeden s�z etti�ine g�re kurulu�u XVII. y. y�llara dek gider. 1826�da kapat�ld�ktan sonra yeniden Bekta�i tekkesi olarak a��lamaz, Nak�i Tekkesi olarak varl���n� s�rd�r�r. Postni�inlerinin tarihine ili�kin bilgi yoktur. Tekke bir s�re bo� kal�nca �stanbul Merkez Komutan� Abd�lkadir Pa�a arac�l���yla II. Abd�lhamit�ce Buharal� Nak�i �eyhi Abd�lhakim Efendi( �l. 1888) atan�r. Kendisinden sonra o�lu Ahmet Mansur Efendi( �l. 1961), bu tekkeyi 1925�e kadar Nak�ilik �zerine y�netir.

�VAZ FAK�H BABA (TAH�R BABA/ NUR BABA/

�AMLICA) TEKKES�:

Yakup Kadri�nin roman� dolay�siyle en �ok �nlenen Bekta�i tekkesidir. �stanbul �aml�ca�dad�r. �e�itli adlarla an�lm��t�r. Tahir Baba Tekkesi�nin 1794�de kuruldu�una ili�kin kay�t, bu Bekta�ilik merkezinin tarihine ���k tutmaktad�r. Bu �eyhin 1824�e kadar 30 y�l �eyhlik etti�i mezar ta��ndan belirtilmektedir. Yerine ge�en Mehmet Baba iki y�l postta kalabilmi� ve 1826�da Tire�ye s�r�lm��t�r. �stanbul�un �st kesiminin e�ilim duydy�u bir Bekta�i merkezidir. Nuri Baba ile o�lu Ali Nutki Baba �eyhlik yapm�� ve yakup Kadri�nin �Nur Baba�s�na konu olmu�lard�r.

BADEML� (CAFERABAD/ M�N�R BABA) TEKKES�:

�stanbul S�tl�ce�de kurulmu�tur. �nde gelen Bekta�i tekkelerindendir. XIX. y. y�lda �M�nir Baba Tekkesi� ad�yla �nlenmi�tir. Tarihi, 1826 �ncesine gider. Ba��nda Bekta�i tekkesi olarak kurulmamas�na kar��n, sonradan Bekta�i tekkesine d�n��m��t�r. Kurucusu, �eyh�lislam Damatzade Feyzullah Efendi�dir. 1761�de �l�m� �zerine tekke torunu Arif Efendi taraf�ndan Bekta�ili�e ge�irilmi�tir. 1815�e kadar tekkenin postni�ini �K�m�rc� Baba� lakapl� Seyyid Ali Baba�d�r. Kendisinden sonra posta ge�en Mustafa Baba d�neminde ise tekke 1826�larda y�kt�r�lm��t�r. Tekkeyi, ikinci d�neminde M�nir Baba a�ar. M�nir Baba, �karizmatik bir �eyh�dir. Tan�nm�� dervi�leri aras�nda Neyzen Tevfik vard�r. Ayr�ca Bahariye Mevlevihanesi �eyhi Fahreddin Dede ona ba�lanananlardand�r. Fakat, M�nir Baba�n�n kendisi de Karag�mr�k�teki Cerrahi Tekkesi �eyhi Abd�laziz Efendi�den �arakiye giymi��, bir bak�ma Cerrahi icazeti alm��t�r. Yine o tekkenin daha sonraki �eyhi �brahim Fahrettin Efendi�ye Bekta�ilik icazeti vermi�tir. Bu, �stanbul tarikatlar� aras�nda bir �e�it al��- veri�tir.

KARACA AHMET SULTAN VE DERGAHI:

Karaca Ahmet Sultan �Vilayetname�de Hac� Bekta���n �evresindeki m�ritlerinden ve halifelerinden g�sterilir. Hac� Bekta� �elliyedi bin Rum eri� ile birlikte sohbetteyken �g�zc�l���� Karaca Ahmet yapmaktad�r. Anadolu�nun(Rum�un) g�zc�s� Karaca Ahmet�tir.Hac� Bekta���n bilinen �nl� ard�llar�yla (halifeleri) tan��m��, birlikte olmu� ve g�rev da��l�m� yapm��lard�r. Bekta�i gelenek bilgisinde, Hac� Bekta���n Karaca Ahmet�e Kad�k�y- �sk�dar dolaylar�n� ama�layarak; �Karacam�Sen oralar�n T�rk topraklar�na kat�lmas�na �al��makla g�revlendirildin. � dedi�i s�ylenilmektedir.

Karaca Ahmet, Anadolu�nun genelinde tan�nan bir Bekta�i ulusudur. Hac� Bekta���n kendisine; �Bir yerde makam�n olsun, k�rk yerde �era��n uyans�n� dedi�i s�ylenilmektedir. Yedi yerde makam� vard�r. �stanbul, Ayd�n, Manisa, Sivrihisar ve daha bir�ok yer ona ba�r�nda yer ay�rm��, kendi topraklar�nda yatt���n� kabullenerek, onurland�rm��lard�r. Akhisar��n Karak�y�nde, E�me�nin Karacaahmet K�y�nde, Manisa�n�n Horoz K�y� yak�nlar�nda mezarlar� vard�r. Karaca Ahmet sonradan �stanbul�un �sk�dar�a yerle�mi�, buras� O�nun son makam� olarak tan�nm��t�r. Ayr�ca buras� y�zy�llarca sinir ve ruh hastal�klar� tedavi merkezi olarak g�rev yapm��t�r. Karaca Ahmet Dergah��n�n ve Anadolu�daki makamlar�n�n bu y�n� y�zy�llardan beri bilinmektedir. D�neminin bir psikiyatristidir.

Karaca Ahmet Sultan alperenlerdendir. Horasan�dan geldi�i s�ylenilmektedir. �ran Horasan��n�n T�rk illerinde �ahl�k eden bir ailenin �ocu�udur. Bu alanda bir�ok s�ylence(menk�be) yarat�lm��t�r. 1371 y�l�nda Saruhano�ullar��n�n son h�k�mdar� �shak �elebi�nin vak�f olarak ba���lad��� topraklar i�in d�zenlenen vak�fnamede ad� �S�leyman Horasani o�lu Karaca Ahmet� olarak ge�er. Babas� S�leyman, annesi ise E�me�nin Karaca Ahmet k�y�nde t�rbesi olan Sultan Ana�d�r. 1397�de d�zenlenen bir ba�ka vakfiyede kendisinin ya�amad��� g�r�lmektedir.

��akay�k- � Numaniyye� ile A��kpa�ao�lu onu Orhan Bey d�nemi (1321- 1362) �keramet sahibi� dervi�lerden g�sterirler. Hoca Sadettin Efendi Karaca Ahmet�in �h�k�mdar �ocu�u� oldu�unu, �ran�dan Anadolu�ya geldi�ini, Ak�ahisar yak�nlar�n� yurt edindi�ini, hastalara ��ifa da��tt���n�� belirtir.Tarih�i Gelibolulu M. Ali �K�nh��l Ahbar��na g�re Karaca Ahmet, Rum erenlerinin �kutbu�dur ve �elliyedibin� m�rid O�nun buyru�undad�r. Sivrihisar�da oturan Seyyid Nurettin�den e�itim g�rm�� ve seccadeni�in olmu�tur. �emseddin Sami �Kamus- �l Alam��nda Karaca Ahmet�in Hac� Bekta���n �a�da�� oldu�unu, �cezbe kap�larak� Horasan�dan Anadolu�ya geldi�ini, Akhisar yak�nlar�ndan oturdu�unu ve orada �ld���n� yazar.

Kaynaklar, Karaca Ahmet�i Hac� Bekta��la �a�da� g�sterirler. Evliya �elebi, Horasan erenlerinden olarak niteledi�i Karaca Ahmet�in 1262(H. 660)�de �ld���n� belirtir.Erzican- Kemaliye�nin Ocak k�y�nde t�rbesi olan Karaca Ahmet�in o�ullar�ndan H�d�r Abdal��n t�rbe yaz�t�nda �l�m tarihi olarak 1277(H. 675) y�l� g�sterilir ki bunlar ve kimi vak�fnameler Karaca Ahmet�in XIII. y. y�lda Hac� Bekta� d�neminde ya�ad���n� kan�tlar. Karaca Ahmet�in �sk�dar�daki �imdiki t�rbesini Kanuni Sultan S�leyman��n e�lerinden G�lfem Hatun(�l. 1561) yapt�rm��t�r. Ziya Bey�se 1866�da onart�r.

BANDIRMALI TEKKES�:

�sk�dar �nadiye�dedir. Ba��nda Celveti tekkesi olarak kurulmu�tur. 1732�de sadrazam Hekimzade Ali Pa�a�n�n deste�iyle �eyh Yusuf Nizamettin Efendi(�l. 1752) evinde kurmu�tur. Tekke, �eyh Mustafa Ha�im Efendi�nin posti�inli�i d�neminde(1752- 1782), 1752�lerde Bekta�ili�e ba�lanm��t�r. 1925�lere dek �ift tarikatl� bir �eyhlik stat�s� s�rd�r�lm��t�r. Bekta�iler�ce Ha�im Baba olarak adland�r�lan Mustafa Efendi (�l. 1782), babas� Yusuf Nizamettin Efendi yoluyla Celvetidir. M�s�r�daki Kaygusuz Baba Tekkesi �eyhi Hasan Baba�dan( �l. 1756) Bekta�i halifeli�i alm�� ve bir s�re Hac�bekta� Pirevi�nde dedebabal�k yapm��t�r. Kendisinden sonra y�netime gelen postni�inler bu tekkede Celveti ve Bekta�i erkan�n� y�r�tm��lerdir. Bunlar i�erisinde en �nemlileri; Mehmet Galip Efendi( �l. 1831), Abdurrahim Selameti Efendi( �l. 1849), Mehmet Fahrettin Efendi( �l. 1893) ve Mehmet Galip Efendi( �l. 1911)�lerdir. Tekkenin son postni�ini tan�nm�� Bekta�i �eyhlerinden Yusuf Fahir(Ataer) Baba( �l. 1967)�d�r.

YARIMCA BABA TEKKES�:

�sk�dar- Kuzguncuk�ta bir Bekta�i tekkesidir. Kurulu�u ve kurucusu Yar�mca Baba�ya ili�kin bilgi yoktur. Tekkedeki Seyyid Hac� Mustafa Baba�n�n mezar ta��, onun burada postni�inlik yapt��� varsay�m�n� g��lendirir. Tekke, 1826�da Ahmet Baba�n�n postni�inli�i d�neminde kapat�lm��, Ahmet Baba m�ritleriyle birlikte Hadim�e s�r�lm��t�r. Tekke, 1826 sonras� a��l�rken �eyh Ahmet �erif Efendi( �l. 1846) taraf�ndan Kadirili�e ba�lanarak a��lm��t�r. O�ullar� Mehmet Arif Efendi ile Mehmet Kaz�m Efendi 1925�e kadar burada Kadirili�i y�r�tm��lerdir.

AKBA� BABA TEKKES�:

�anakkale Eceabad�dad�r. Bu tekkede Orhan ve Murat Bey d�neminin ak�nc�lar�ndan ve Ahiler�inden Akba� Baba, Gazi Faz�l Bey ve Ece Bey de yatmaktad�rlar. Orhan Bey d�neminde Rumeli�nin al�nmas�nda g�rev alm��lard�r. Tekkenin son postni�ini Abdullah Baba�d�r.

HIDIRLIK TEKKES�:

Edirne�dedir. Edirne, zaten �nemli bir Bekta�ilik merkezidir. H�d�rl�k denilen bir tepede kuruldu�u i�in bu ad� alm��t�r. 1641�de kald�r�lm��t�r. 1826�da Edirne ilinde yakla��k 16 tekke y�k�larak, topraklar� Anadolu�dan �e�itli tarihlerden gelen T�rk g��menlerine verilmi�tir. Yaln�z tekkelerin adlar� bu topraklar �zerinde kurulan k�ylere verildi�inden , en az ad olarak korunabilmi�lerdir.

YATA�AN BABA TEKKES�:

Edirne�dedir. Bababan Baba ile ayn� t�rbede g�m�l�d�rler. S�ylenceye g�re, k�rk y�l tekkesinden d��ar� ��kmad��� i�in bu ad� alm��t�r. Bekta�i dervi�idir. Tekke, bir Bekta�i tekkesi olarak varl���n� s�rd�rm��t�r.

BALABAN BABA TEKKES�:

Edirne�dedir. Avlanarak Yata�an Baba�y� besledi�i s�ylenir. Birlikte �lm��lerdir ve ayn� t�rbeye g�m�l�d�rler. Bekta�i dervi�lerinin de�erlilerinden olarak bilinirler.

KADEML� BABA SULTAN TEKKES�:

Edirne yak�nlar�ndad�r. Bekta�i tekkesidir. I. Murat d�neminde �lm��t�r. Gazi Mihail Bey tekkesini ve t�m eklentilerini yapt�rm��t�r. �nemli bir ziyaret yeridir. Bir konuk evi g�revi yapar. Evliya �elebi, g�nde 100- 200 atl�n�n konuk oldu�unu, 80 dervi�in konuklara hizmet etti�ini, zengin mutfa��ndan konuklara yiyecekler sunuldu�unu belirtir.

NEFES SULTAN TEKKES�:

Enez- Ferecik yak�nlar�ndad�r. B�y�k bir Bekta�i tekkesidir. Nefes Sultan burada kur�un kapl� bir kubbe alt�ndaki t�rbesinde yatmaktad�r. Tekkeyi, t�rbeyi ve yap� kompleksini Ekmek�io�lu Ahmet Pa�a yapt�rm��t�r. Konuk kondurmak gelenekleridir. 40- 50 dervi� giden gelenlere hizmet ederler. Nefes Sultan��n Y�ld�r�m Bayez�t��n kaybolan o�lu Mustafa oldu�u da s�ylenir.Oysa, tarihlerin �D�zmece Mustafa� olarak adland�rd��� ve ye�eni II. Murat y�netimine kar�� Bizans destekli olarak ayaklanan Mustafa�n�n ayaklanmas�n�n 1422�de bast�r�lmas�ndan sonra, hanedan �yesi oldu�u i�in yay�n�n kiri�iyle bo�duruldu�unu biliyoruz.

ESK� BABA TEKKES�:

Kirklareli Babaeski�dedir. Bekta�ili�in �nl� ermi�lerinden Sar� Salt�k�la �zde�le�tirilir. Burada yatan dervi� Sel�uklular d�neminde ya�ad���ndan, Eski Baba ad�n� alm��t�r. As�l ad� �erif H�z�r Muhammed Buhari�dir. Sar� Salt�k olarak tan�n�r. Bir Bekta�i tekkesidir. Ayr�ca burda bir de Kaygusuz Tekkesi vard�r.

ABDAL BABA (KILAVUZLU) DERGAHI:

Abdal Ahmet Baba, Bulgaristan��n Yeni �ark�y��nde 1820- 25 y�l�nda do�mu�tur. Babas� �eyh Bedrettini Tarikat��ndan Seyyit Emir Ali�dir. Amuca kabilesini �eyh Bedrettini Tarikat��ndan Bekta�ili�e ge�iren ki�i olarak bilinir. Bu kabile XVI. y. y�l�n ba�lar�nda Trakya�ya gelmi�tir. �eyh Bedrettini tarikat�ndad�rlar. Trakya�da Babagan koluna ba�l� en b�y�k Bekta�i toplulu�u olan Amuca Kabilesi, 1868�lerde Bekta�i erkan�na ge�mi�lerdir. Abdal Ahmet Baba �stanbul�a giderek d�nemin Bekta�i halifebabalar�ndan �nl� halife Nafi Baba�dan �Bekta�i nasibi� ve �Babal�k icazeti� alarak k�y�ne d�nm��t�r. Rehberli�ini �evket Baba yapm��t�r. Ahmet Abdal Baba kabilesiyle Tekirda��n K�lavuzlu k�y�ndedir. Bir b�l�m� sonradan �stanbul�a g��m��t�r. Abdal Ahmet Baba, 2 A�ustos 1902�de K�lavuzlu k�y�nde �l�r. Soyundan be� baba bu yola hizmet ederler. K�lavuzlu, 1983 y�l�na dek tekke konumundad�r. Dedebaba Bedri Noyan��n Cafer Baba�ya halifelik vermesiyle tekke, bu tarihten sonra dergah d�zeyine y�kselmi�tir. Dergah�n ilk postni�ini halife Cafer Baba�d�r. Halife olan Cafer Baba 1. A�ustos. 1991�de �l�r. Dergah�n postni�inli�i bir s�re bo� kal�r. O�lu Fehmi Tuncay, Halifebaba Turgut Koca�dan babal�k alarak 1992�de posta oturur. Abdal Ahmet Baba ile ba�layan bu yolda K�lavuzlu Dergah��na ond�rt baba(biri halifebaba) hizmet etmi�tir. Giderek K�lavuzlu K�y� Dergah�, yaln�zca Amuca Bekta�ileri�nin de�il, t�m Alevilik- Bekta�ilik yolu erkan�na ba�l� topluluklar�n dura�� olmu�tur.

ECE BABA TEKKES�:

Orhan ve Murat Bey d�neminde y�renin al�nmas�na kat�lan sava� erlerindendir. Tekkesi Gelibolu�dad�r. Bekta�i tekkesidir.

PINARH�SAR (B�NB�R OKLU) TEKKES�:

K�rklareli�nin birka� km. yak�n�ndad�r. Bug�nk� Erenler k�y�ndedir. 1826 y�l�nda II. Mahmut bu Bekta�i tekkesini kald�rtm��t�r. Slade�nin 1830�lara ili�kin saptamalar�na g�re, II. Mahmut tarikat� yasaklarken Edirne�nin g�neyinde bir�ok Bekta�i tekkesini y�kt�rm��t�r. Slade bunlar�n yerlerini saptar. Fakat buradaki Binbir Oklu Ahmet Baba�n�n t�rbesi son zamanlara kadar T�rk/ T�rkmenler i�in ziyaret yeri olarak kalm��t�r. Tekke, XX. y. y�l�n ba�lar�nda �iftliktir. 1847�de buraya giden Jochmus tekkeyi, kurucusunu ve niteli�ini belgelendirmi�tir.

 -VI-

HACI BEKTAޒIN YAPITLARI

    1. Vilayetname- i Hac� Bekta� Veli/ Men�k�b- � Hac� Bekta� Veli:

Hac� Bekta��a ili�kin olan bu yap�t vilayetnameler ve menak�bnameler gelene�i halkalar�ndan biri ve en �nemlisidir. Ola�anla ola�an�st�l�kler bir arada, i� i�e anlat�l�r. Ger�ekle masal, yani d���ncesinin �r�n� olan olan �eyler kar��t�r�l�r.

�Vilayetname�, Hac� Bekta� Veli�yi eksen alarak, O�nun �evresinde olanlar�, dinsel, d���nsel ve inan�sal olaylar� kendi mant�k ba�lam� i�erisinde anlatan bir yap�tt�r. Hac� Bekta��tan 80- 100 y�l sonra m�ritlerince Arap�a yaz�ld��� s�ylenir. Yani Hac� Bekta���n kaleminden ��kmam��t�r. Bu en eski mensur n�shalardan birini Ali �elebi 1624(H. 1034)�lerde T�rk�e�ye �evirir. Ali �elebi, �Vilayetname�nin yazar� de�il, yaz�lm�� kitab�n kopyas�n� ��karan(m�stensih)dir. Hac� Bekta� Dergah��nda korunan bu n�sha sonradan Ankara K�t�phanesi�ne getirilmi�tir. Dili, �z T�rk�e�dir. 1927�de Gross E. Das taraf�ndan Almanca�ya �evrilen �Vilayetname�, 1956�da S. Aytekin�ce T�rk�e olarak ilk kez yay�nlan�r. 1958�de, 1624 tarihli n�shay� A. G�lp�narl� yay�nlar.

Firdevsi Rumi ve Nihani�nin yazd��� manzum �Vilayetname�ler de vard�r. Uzun Firdevsi(1453- ? ), II. Bayez�t d�neminin �air ve tarih�isidir. �Vilayetname�nin d���nda ayr�ca �S�leymanname� diye de bir yap�t� vard�r. �Vilayetname�, Bal�m Sultan�dan s�z etmez. Bu nedenle kitap, Bal�m Sultan��n do�umundan veya posta ge�i�inden �nce yaz�lm�� olmal�d�r. Bu durumda 1481- 1501 y�llar� aras�nda yaz�ld��� kesin olarak s�ylenebilir.Nihani ise 1878- 79�larda �Vilayetname�nin manzumunu yazm��t�r. Nihani�nin bu yazmas�n� Erzincanl� Mehmet Tevfik Baba 1896�da kopya eder. Dedebaba Bedri Noyan, 1996�da �Vilayetname�nin manzumunu T�rk�ele�tirerek yay�nlam��t�r.

2) Makalat:

Hac� Bekta��a ait oldu�u kesin bilinen eserlerindendir. �lkin, m�ritlerinden Yunus Emre�nin �a�da�� olan Molla Sadettin�ce T�rk�e�ye �evrilmi�tir. Dahas� kitaba kendinden �iirler de katm��t�r. �eviri mensurdur. Bu �eviriyi manzum �eviriye ilk d�n��t�ren Hatipo�lu Muhammet olmu�tur. B�ylece ilk manzum �eviri 1409(H. 812)�larda yap�lm�� ve �Bahr��l Hakay�k� ad�yla yay�nlanm�� olur.Mensur olan�n�n �e�itli k�t�phanelerde n�shalar� vard�r. Sefer Aytekin, Molla Sadettin n�shas�n� esas alarak 1954�lerde T�rk�e yay�nlam��t�r.Esat Co�an ile Mehmet Yaman bilimsel ele�tiri, de�erlendirme ve eklerle bu kitab� yeniden yay�nlam��lard�r. Yani bu �� yazar da Molla Sadettin n�shas�n� �evirmi�lerdir. Aziz Yal��n�sa, �Makalat�� par�a par�a ele alarak �a�da� ko�ullar do�rultusunda yorumlam��t�r. �Makalat�ta �mam Cafer Sad�k�a ait d���ncelerle, Bekta�ili�in Bat�nilik felsefesi i�lenmi�tir. D�nyadaki her�eyin ve Tanr�sal olan�n insanda bulundu�unu i�leyerek tasavvufa kayar. Ehlibeyt�i sevene dost, sevmeyeni dost g�rmemeyi ilke edinerek Bat�nili�ini gizlemez.Kitap, Hac� Bekta���n �D�rt Kap� K�rk Makam� anlay��� �zerine kuruludur. S�nni �slam�n temel ilkeleri yaln�zca ��eriat makam��nda yer al�r. Kitap, Kuran ve hadislerden yararlanm�� ve zaman zaman referanslarda bulunmu�tur. Hac� Bekta���n b�t�n kitaplar�nda bu �zelli�i g�rmek olas�d�r. Kimi ara�t�rmac�lar bu referanslar� �Makalat� ve di�er kitaplar�n Hac� Bekta� ve Bekta�ili�in b�t�nl���yle ba�da�mad���na kan�t olarak g�sterirler. �Makalat� �zerinde ele�tirel �al��an Co�an, �Makalat��n Hac� Bekta���n �r�n� ve yap�t� oldu�unu kesin g�r�r. Yap�t�n bir b�t�nl��� oldu�unu, kesinlikle toplama olmad���n�, �do�rudan yazar�n�n kaleminden ��km��� bir b�t�nl�k g�sterdi�ini kesin kan�tlarla belirtir.

3) Kitab��l- Fevaid:

Kitap Fars�a yaz�lm��, ���t niteli�inde bir kitapt�r. Ad olarak da �yararl� ���tler� anlam�n� ta��r. ���nc� bir ki�inin a�z�ndan aktar�lmas�na kar��n, Hac� Bekta���n a�z�ndan ��kt��� izlenimi verilm�tir. Kitab�n varl���na ilkin Baha Sait Bey ile Fuat K�pr�l� de�inirler. K�pr�l�, bu kitab�n Hac� Bekta� Veli�ye ait oldu�unu yazar. Prof. Esat Co�an�sa, kitab�n �stanbul �niversitesi Kitapl��� Ty. 55�de kay�tl� bir n�shas�n� g�rd���n� belirtmektedir. �Makalat�la aras�nda i�erik ve mant�k benzerli�inin oldu�unu, kitab�n Hac� Bekta���n �kalemeinden ��kt���n�� ve ad�n� �O�nun verdi�ini�, en az �bir b�l�m�n�n� O�nun oldu�unu yazar. A. G�lp�narl� ise geni�letilmi� bir ba�ka n�shas�n� g�rd���n�, i�eri�inin genellikle Mesnevi�den, Nefahat�ta ve Sultan Veled�in kitaplar�nda bulundu�unu, bunlar�n �o�unun �uydurma� oldu�unu s�yler. Prof. E. R. F��lal� ile Do�. B. Noyan �Fevaid�in; Ahmet Yesevi�nin �Divan- � Hikmet�inin �rnek al�narak yaz�ld���n� belirtirler. Hac� Bekta���n bu kitab�yla Ahmet Yesevi�nin tasavvufi d���ncelerinden esinlendi�ini vurgulamaya �al���rlar. Prof. F��lal� kitapta �anlat�lanlar�n Hac� Bekta���n kendi kaleminde ��kt���, yap�t�n ad�n�n bizzat O�nun taraf�ndan verildi�i� kan�s�ndad�r.

Do�. Belk�s Temren, �Fevaid�in ba�ka el yazmalar�n� saptam��t�r. Ona g�re, �Fevaid� kitab�n�n kopyas� �stanbul �niversitesi elyazma b�l�m�nde 75 numaraya kay�tl�d�r. Fars�a�d�r. 1424(H. 827)�de kopya edilmi�tir. �Fevaid- i Fukara� ise A. B. D. �de Detroit Bekta�i Dergah� Recep Baba K�t�phanesi�ndedir.

�Fevaid� ilkin 1959�da T�rk�e olarak �. �. taraf�ndan, ikinci olarak da M. Yaman��n k�smen sadele�tirmesiyle yay�nlanm��t�r(tarihsiz).Bu �al��malar esas al�narak, dili olduk�a yal�nla�t�r�lm�� bir T�rk�e yay�n� da taraf�m�zdan yap�lm��t�r.

�Fevaid�e ili�kin kaynaklarda yeterli bilgi yoktur. Ancak, �T�rk Ansiklopedisi�nde bir a��klama vard�r. Di�er bilgiler buradakine dayanmaktad�rlar.

�elebiler�den Celalettin Ulusoy, ��imdiye kadar yap�lan ara�t�rmalarda, Hac� Bekta� Veli taraf�ndan yaz�lm�� bir kitap veya divan, �iir gibi herhangi bir yap�ta rastlanmam��t�r� demektedir. B�ylece �Fevaid� ve �teki kitaplar�n Hac� Bekta���n do�rudan kaleminden ��kmad��� belirtilir. Birdo�an gibi kimi ara�t�rmac�lar da hakl� olarak bu ku�kuyu ta��rlar.Ana Britannica gibi ciddi ansiklopedi de bu ku�kuyu duyar. Hac� Bekta���n oldu�u kabul edilen kitaplar�n; �O�nun yazd��� kesinlik kazanmam��t�r� der.

Hac� Bekta���n oldu�u kabul edilen kitaplar�n belki do�rudan Pir�in kaleminden ��kmad��� do�rudur. Onun notlar�, d���nceleri kimi ba�l�lar�nca toplanarak zaman i�erisinde yaz�ya ge�irilmi�tir. Bu nedenle �Fevaid�de �o�ukez bir ���nc� ki�i devreye girerek; �Hac� Bekta� dedi ki� gibi giri�lerle d���nceler i�lenir. Yer yer Abdullah- � Ensari(�l. 1088), Ahmet Yesevi(�l. 1166) gibi Hac� Bekta���n d���nce olarak ba�l� oldu�u mutasavv�flardan, Kuran ayet ve hadislerden al�nt�lar yap�l�r. Bunlar konunun �z�ne ve kitap yazma tekni�ine ters d��memektedir. Hac� Bekta���n d���ncelerini, kendine yak�n buldu�u g�r��lerle, ayet ve hadislerle g��lendirmesi do�ald�r.

�Fevaid�de g�zlemlenen bir ba�ka nokta da �udur: �Fevaid�, �Makalat� paralelinde yaz�lan bir kitapt�r. Ayn� tasavvufi d���nceler heriki kitapda da i�leniyor. Kitap, �D�rt Kap� K�rk Makam� anlay��� �zerine oturtulmu�tur. �Fevaid�, �Makalat�a g�re daha az kuramsal, daha basitle�tirilmi� ve daha halka y�neliktir. �Makalat�taki d���nceler basitle�tirilerek yal�n bir anlat�mla halka verilmeye �al���lm��t�r. ���tler bi�iminde olu�u bu nedenledir.

�Fevaid�de, �Makalat�ta ve �Vilayetname�de Hac� Bekta� d���ncesinin �z�n� bulmak olas�d�r. Bu kitaplar�nda p�r�l p�r�l ve yal�nla�t�r�lm�� bir Bekta�ilik kokuyor. Bilim ve bilginin �nemi vurgulan�yor. Zaman�n de�erlendirilmesi, i�le ibadetin kar��t�r�lmamas� isteniyor. �nsanlar verimli ve �retken k�l�nmaya �al���l�yor. Zaman ve durumun de�i�ken oldu�u, gerektirdi�i bi�imde davran�lmas�n�, insanlar�n ve toplumlar�n da de�i�mesinin do�al oldu�unun alt� �iziliyor. B�ylece �a�da�la�man�n ve �a�� yakalaman�n yolu g�steriliyor. Tanr��y� insandan arayarak Vahdet- i V�cud felsefesi i�leniyor. �nsan i�in belirleyici olan�n s�z� de�il, davran��� oldu�u vurgulan�yor. Ki�inin kendini bilmesi isteniyor. Tanr��y� ve insan� sevme temel al�n�yor. Erdemlik, olgunluk, ama�lan�yor. Eme�e sayg� ve ortak payla��m idealle�tiriliyor. �nsanlara bask� ve zul�m yap�lmas�na kar�� konuluyor. Namaz, oru�, hac gibi S�nni �slam�n temel inan� bi�imleri alan�nda Alevi- Bekta�ili�in g�r��leri ve tutumu netlikle sergileniyor. En g�zel olan� da �Hac� Bekta� S�nnidir� diyenlere, yan�t� bu kitaplar�nda kendisi verip, Alevili�ini a��kl�yor. Bu kitaplar� do�rudan Hac� Bekta���n kaleminden ��kmasa bile, O�nun d���ncelerini ta��maktad�r. Tam bir Alevilik- Bekta�ilik �r�n�d�r.

Ayr�ca �u kitaplar� vard�r: �athiye, Makal�t- � Gaybiyye ve Kelim�t- � Ayniyye, Fatiha Suresi Tefsiri, Hurden�me, �ss��l- Hakika, Hac� Bekta���n Nasihatlar�, �erh- i Besmele (Bilim �evreleri bu kitab�n onun olmad��� kan�s�ndad�rlar), Risale- i Ahlak Hac� Bekta�- � Veli.

- VII-

BEKTA��L�K VE D���NSEL-TOPLUMSAL

N�TEL���

1) Bekta�ili�in H�ristiyanl�k�la M�sl�manl���

Anadolu Potas�nda Kayna�t�rmas�:

Anadolu ve Rumeli �slamla�ma s�recinde H�ristiyan heterodoks mezhepler yerlerini �slam heterodoks ak�mlara b�rakm��lar ve onlar i�erisinde eriyip kayna�m��lard�r. Rumeli, Arnavutluk ve Bosna gibi yerler Bogomilizm�in merkezleri iken bu s�re� sonucunda Bekta�ili�in �nemli yuvalar� olmu�lard�r. H�ristiyan Anadolu �slamla��rken Paulicienneler, Nasturiler, Montanistler, Thondrakl�lar ve Gregoryanl�lar �o�unluk �slam�n heterodoks yan�na kat�lm��lard�r. Bu altyap�y� �ok iyi de�erlendiren Bekta�ilik Anadolu ve Balkanlar�da bir�ok H�ristiyan�� T�rkle�tirmi� ve M�sl�manla�t�rm��t�r. Bunun �tesinde Bekta�ile�tirmi�, Bekta�i tekkelerinin �yeleri durumuna getirmi�, Bekta�i ba�l�s�(m�ridi/ muhibi) yapm��t�r. Bunlar i�erisinde ileri d�zeye y�kselen, �air olan, Bekta�ilik �zerine �iirler ve nefesler yazan bir�ok adlar ortaya ��km��t�r. Harabi, Nakabi, Mahcubi, Hirani(Hayrani), A��k Vartan, Civan A�a, Co�kuni, Serkiz Zeki gibi �o�u Ermeni olan H�ristiyan k�kenli a��klar/ ozanlar ikrar vermi� Bekta�i�dirler. Bekta�i d�nya g�r���n benimsemi� ve temsilcileri olmu�lard�r. T�rk�e �r�nler vermi�lerdir.

Bekta�ilik, H�ristiyanl���n kutsal sayd��� yerleri yad�rgamam��, ho�g�r� �er�evesinde benimsemi� ve sahiplenmi�tir. Kendi ibadet yerlerinin, tekkelerinin ve kutsal yerlerinin kap�lar�n� da H�ristiyanlara a�m��t�r. Heriki inanc�n k�ltleri �zde�le�tirilmi�, ortak inan� konusu edilmi�, bu durum kayna�man�n �imentosu yap�lm��t�r. �H�z�r�, �o�ukez �Aziz Yorgi� ile �zde�le�tirilmi�, Dersim Alevileri Ermeni ermi�i �Serciyus�u �H�z�r�la ayn� g�rm��lerdir. Aziz Serciyus�a ait Ermeni kiliselerini H�z�r ziyaretgahlar� sayarak, ziyaret etmi�lerdir. �H�z�r� ile �Aya Yorgi� ve �Aya Elyas� aras�nda da ba�lant� kurulmu�tur. Karadeniz B�lgesi�nde �eyh Elvan Tekkesi�nde �H�z�r�, �Aya Teodoros�un yerini alm��t�r. Do�u Anadolu Alevileri ile H�ristiyan Ermeniler Hz. Ali�yi Hz. �sa ile, Oniki �mam�� Oniki Havari ile, Hasan�la H�seyin�i Petros ile Pavlus�la �zde�tirmi�lerdir. Hac�bekta� Tekkesi H�ristiyanlar�ca da ziyaret edilmektedir. Burada �nceleri �Ayos Harambolos� adl� bir manast�r�n bulundu�u inanc�ndad�rlar. Teselya�da Ayval� Tekkesi Aya Yorgi manast�r� ile, Kalkandelen�de Sersem Ali Tekkesi Aya Elias manast�r�yla, ayr�ca Korfu�daki Aziz Spyridon Bekta�i �nl�s� Sar� Saltuk�la �zde�tirilir.Bu anlay���n sonucu oalarak, Bat��n�n Akyaz�l�, Sar� Saltuk gibi �nemli tekkelerinde T�rk k�kenli dervi�lerle birlikte H�ristiyan k�kenli dervi�lerin de oldu�una belgelerde rastlan�lmaktad�r. Varna yak�nlar�ndaki Sar� Saltuk Tekkesi�nde Dimitro o�lu Gyorgi, Kalfal ve Bo�ur gibi H�ristiyan k�kenli Bekta�i dervi�leri oldu�u kaynaklarda g�r�l�r.

Bekta�ilik, Anadolu ve Balkanlar�da H�ristiyanl�k�la M�sl�manl�k aras�nda k�pr� olmu�tur. S�cak ve ba�da��mc� yakla��mlar� sonucu iki dine ait topluluklar aras�nda kayna�malar olmu�, H�ristiyanl�k�tan M�sl�manl���n Bekta�ilik yorumuna kurumlar ve kitleler halinde ge�i�ler olmu�tur. II. Mahmut�un Bekta�i kurumlar�n� kapad��� s�ralarda do�rudan �Baba� olan Galip Baba�ya g�re; Trakya�daki kimi kiliseler ba�lar�ndaki papazlar� ile birlikte, Bekta�ili�e duyduklar� ba�l�lk sonusu M�slimanl��a ge�mi�lerdir. Kiliselerini camiye �evirmi�lerdir. Camilerin yan�nda birer Bekta�i tekkesi kurmu�lard�r. Bu yolla yeni yeni Bekta�i tekkeleri do�mu�tur. K�rklareli ve Babaeski�de bu t�r d�n���m olduk�a yayg�nd�r. 1826 sonras� Bekta�i babalar�n�n s�rg�nleri sonucu Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya ve Girit�e giden babalar bir�ok H�ristiyan k�y�nde birer misyoner gibi �al��m�� ve yeni yeni Bekta�i tekkeleri kurulmu�tur.

Bekta�ilik, H�ristiyanl�k�la M�sl�manl�k aras�nda Anadolu ve Balkanlar co�rafyas�nda k�pr�d�r. Bu dinlerde olan topluluklar�n ortak�a ba�vuru ve umut kap�s�d�r. Heriki dinde de insanlar�n sorunlar�n�n ��z�m yeri Bekta�ilik�tir. Bu �zelli�i dinleri ve etnikleri kayna�t�rmada temel etken olmu�tur.

  1. Hac� Bekta� ve Bekta�ilik�te T�rkl�k, T�rk�ecilik

ve Ulus�uluk:

Alevilik- Bekta�ilik bir T�rkl�k olgusudur. K�rt Aleviler ve Arnavut Bekta�iler gibi T�rk d��� etniklerden de bu inan�tan topluluklar olmas�na kar��n, Bekta�ili�in k�keni T�rk�t�r. Bu t�r ayr�l�klar fazla bir �nem ta��mazlar. T�rk tarihinden getirilen de�erler genelle�mi�, t�m etniklerce benimsenmi�tir. T�renler s�ras�nda kullan�lan dil T�rk�e�dir ve nefesler t�m�yle T�rk diliyle okunur.Bu da T�rkl�k ��esinin genelce benimseni�inin kan�t�d�r. Bekta�ilik, d�nemin di�er �nemli tarikatlar�ndan Mevlevilik ve Nak�ibendili�e benzemez. Mevlevilik�te Fars(�ran) dil ve k�lt�r�n�n, Nak�ilik�te Arapl���n derin etkisi olmas�na kar��n, Bekta�ilik t�m�yle T�rkler�e �zg�d�r. K�lt�r�, dili, duygusu, vezni, edebiyat� T�rk�t�r ve T�rk�e�dir. Bir T�rk tarikat�d�r. Genel anlamda ulus�udur ve yurtseverdir. Hac� Bekta�, bir �ulusal k�lt�r, dil, d���nce ve eylem ak�nc�s��d�r. Bekta�ilik, filizini eski T�rk geleneklerinden alm��t�r. G�das� T�rk�t�r, T�rkl�k�t�r. Tohumu do�rudan T�rk gelenekleri ve ya�ant�s�d�r. Tarikat �zbe�z T�rk kaynakl�d�r. Kurucusu T�rk�t�r. Bir T�rk inanc�d�r. Bir yerde bir T�rk��l�k ve T�rk�ecilik ak�m�d�r. E�itmenleri T�rk halk ozanlar�d�r.�slaml�k Hac� Bekta� ve Hac� Bekta��a ba�l�, O�nun okulunda yeti�mi� Sar� Saltuk, Yunus Emre, K�z�l Deli gibi ozan, d���n�r ve mutasavv�f dervi�ler yoluyla bir �T�rk dini bi�imi�ne sokulmu�tur. Bekta�ilik ulusundan, halk�ndan kopuk de�ildir. Bu kaynaklar� ve de�erleriyle do�rudan ilgilenir. �T�rkl���n� unutmamak� ko�uluyla ��slam� benimseme� yanl�s�d�r.Bu tutumu ya�ama ge�irir. Bekta�i s�ylenceleri T�rk ulus�ulu�unu canl� tutarlar.

Hac� Bekta�, Anadolu�da �din T�rk��l���� hareketinin ilk temsilcisi olmu�tur. �T�rk evrenyarat�l���� ile �slam inan�� ve erkan�n� birle�tirmeyi ba�arm�� bir �din T�rk��s��d�r. Bekta�ilik inan�ta, dilde, sanatta, ahlakda ve felsefede bir T�rk��l�k yarat�r. Hz. Muhammed�in T�rk toplumu ve Anadolu i�in temsilcisi, T�rk �slaml���n�n m�r�ididir. Hac� Bekta�, Mevlana�n�n Konya�y� Fars��lar��n merkezi durumuna getirmesine kar��n, O, Muhlis Pa�a, S�leyman T�rkmani, A��k Pa�a, Ahi Evren, Seyyid Mahmut Hayrani gibi T�rk��leri ve T�rk�ecileri K�r�ehir�e toplam�� ve Konya Fars��l��� kar��s�nda bir K�r�ehir Trk��l�k merkezi yaratm��t�r. �e�itli bask�lar ve s�n�rlamalara kar��n; T�rk toplumunun benli�ini, kimli�ini, varl���n� duyurmu�, T�rk halk�n�n �mmet de�il, ulus oldu�unu anlatmaya �al��m��t�r.

T�rk�e bilmeyen ve T�rk olmayan Bekta�i toplumlar� da t�renlerini T�rk�e y�r�t�rler. G�lbenkleri t�m�yle T�rk�e�dir. Yeni�erileri T�rkle�tiren ve Bekta�ile�tiren etken bu giz dolu g�lbenklerde yatar. T�resine, ulusuna ba�l� T�rkler k�keni kar���k Arap�a�ya al��amazlar. Arap��n uluslararas� �mmet�ilik �lk�s�yle T�rk�n ulusal �lk�s� ba�da�amaz. Bu nedenle t�reci T�rkler, Y�r�kler, T�rkmenler Alevi- Bekta�i dergahlar�na girer, ulusal �zg�rl��� buralarda bulurlar. Arapl��a ve Arap��l��a dayanan Yavuz�un T�rkl��e ve T�rk�ecili�e dayanan �ah �smail�in T�rk halk� aras�nda tutunmas�n�n nedeni de buralarda yatar. Alevi- Bekta�iler, T�rk diline ve T�rk ulus�ulu�una sar�larak Arapla�ma kar��s�nda dillerini, soylar�n� ve kanlar�n� korurlar. O�uz t�resi b�ylece korunur, Alevi- Bekta�iler bug�nlere ula�t�r�rlar. Yoksul K�r�ehir, s�cak bir T�rk oca�� olur. Orada bilim, din, dil T�rkle�ir.

Do�all�kla Hac� Bekta� do�rudan T�rkl���, T�rk�ecili�i, ulus�ulu�u kendine i� edinmi� biri de�ildir. Anadolu�ya da yaln�zca T�rkle�tirmek amac�yla gelmemi�tir. O�nun birincil i�i inanc�n� halka yaymakt�r. �nanc� T�rkl�k, T�rk�ecilik ve ulus�uluk de�erleri ve ilkeleri ta��maktayd�. �nanc�n� ve ideolojisini halka yaymada da ulus�uluk, T�rkl�k ve T�rk�ecilik ama� de�il, ara� durumundad�r. Anadolu T�rk halk�na kendi dillerinden seslenerek ve kendi de�erlerini �ne ��kararak yararl� olabilece�i kan�s�ndad�r. B�yle yaparken de edebiyata ve dile b�y�k yararl�l�klar sa�lanm�� ve bir �Bekta�i edebiyat�� do�mu�tur. Yunus Emre gibi �T�rk�e�nin en b�y�k sanatkarlar�� Bekta�ilik ����r� i�erisinde yeti�mi�lerdir.T�rk yaz�n�, bir yerde Bekta�i yaz�n� olmu�tur.

Hac� Bekta� T�rk�e�yi �halle�me� dili, arac� olarak g�r�r ve �T�rk�e ile halle�ir�. Bu anlay���n ����r�n� a�ar. Kendisinden sonraki Bekta�iler ve Bekta�i yaz�n� alan�nda �r�n verenler Hac� Bekta���n a�t��� bu ����ra ve �a�r�ya ba�l� kal�rlar. �r�nlerini bu anlay�� do�rultusunda verir, T�rk�e yazar, T�rk�e s�ylerler. Ehlibeyt inanc�n� T�rk�e ile i�ler, Hac� Bekta� yolunu T�rk�e ile ayd�nlat�rlar. ��nk� Hac� Bekta�, �dil� ile �g�n�l� aras�nda s�k� ba� g�r�r. Dili, �zahirin�, g�n�l� �bat�n��n resul�� olarak g�r�r. �Dili�, Muhammet�e, �g�nl�� Cebrail�e benzetir.�Dil�i, �g�nl�n� anlat�m�, a��klanmas� olarak d���n�r. �Makalat�ta bu yollu �u anlat�m vard�r:

�Halen s�zden terk yok. A��z, datl�y�, ac�y� bilir. G�z, g�rmek; dil, s�ylemek; burun, yelemek; el, dutmak; ayak, y�r�mek; g�n�l, ho�luk- naho�luk bilir. ��nk�, g�n�l ne fetva verirse, dil onu s�yler�.

Anadolu ve Balkanlar�da bu �al��malar ve sosyolojik olu�umlar yarat�l�rken T�rk�e �nemli bir toplumsal, k�lt�rel ve e�itsel ara� olmu�tur. T�rk�e, ayn� zamanda bu �yad ellere� yerle�mi� T�rk topluluklar�n�n k�lt�rel ve etnik kimliklerine ba�l� kalmalar�nda, k�ken kimliklerini ayakta tutmalar�nda tek dayanak g�r�lm��t�r. Otman Baba (�l. 1478)�n�n �Vilayetname�sinde bu sosyolojik olgu, anlay�� ve T�rk�e tutkusu yal�n T�rkmen (O�uz) T�rk�esi�yle ��yle dile getirilir:

��O�uz dilin s�ylerdi. Gayri dil konu�an� ho� g�rmez: - Bre Y�r�ko�lu! Kendi �z dilin b�rak�p, gayr� dil kullanmak ay�b� neden? diye azarlard�. O�uz dilin ��er, �nas�l ki Horasan erleri c�mle alemin ba� tac� ise, O�uz dili de c�mle dillerin atas�d�r�. Bizim deste�imiz O�uz dili konu�anad�r. Yad illerde yitmemek i�in, tek dayanc�m�z O�uz dilidir�.

T�rk�e, Alevi- Bekta�i d�nyas�n�n inan�, k�lt�r ve kimlik dilidir.

    1. Hac� Bekta� ve Bekta�ilik�te Evrensellik/

Evrenselcilik:

Hac� Bekta� XIII. y. y�llardan g�n�m�ze ���k tutar. �n�m�z� ayd�nlat�r. Bug�n dahi tart���lan insanl��� ilgilendiren sorunlara ��z�m aram��, �neriler getirmi�, a�mazl�klar�n �n�n� a�m�� ve kal�c� ilkeler koymu�tur.

Bu tutumu Hac� Bekta���n, insan haklar� anlay���n�n bir sonucudur. Hac� Bekta� ve Bekta�iler, insan haklar�n�n - belki de- yery�z�ndeki ilk �nc�leri ve ger�ekle�tiricileridir. ��nsan�n Hak oldu�unu� ilk s�yleyenler Alevi- Bekta�iler�dir. Bunu �Enel Hak� s�z�yle dile getirmi�lerdir. Bu u�urda ba� vermi�, can vermi�, y�zbinlerce yiti�e u�ram��lard�r. Y�lmadan sava�m��lard�r. ��nsan, Hak oldu�u i�in insan�n hakk� yenmez� diyerek her t�rl� s�m�r�ye, zulme, bask�ya kar�� tarih boyu sava�m��lard�r. Bu nedenle Hac� Bekta���n ve Bekta�iler�in d�nyan�n insan haklar� savunucular� i�erisinde �nemli bir yeri vard�r ve olmal�d�r.

Hac� Bekta� ve Bekta�ilik etnik�i (�kavmiyat���) de�ildir. Etnikler ve uluslar �st� kal�r ve bu d�zeyde d���n�r. Tarih boyu bir�ok boydan, etnikten, ulustan, dinden, mezhepten ve tarikattan kesimlere seslenmi�tir. Onlar� d���nce/ inan� d�zlemi i�erisine alarak sorunlar�na ��z�mler aram��, t�m�n�n ortak�a umudu olmaya �al��m��t�r. Bu durum �e�itli etnik ve dinlerden insanlar�n Bekta�ili�e kat�l�m�n� sa�lad��� gibi, etnikler, uluslar, dinler ve mezhepler aras� bar���n, birlikteli�in kurulmas�nda da �nc�l�k olmu�tur. �nsanl�k karde�li�inin yarat�lmas�n�n �nc�s� Hac� Bekta� olmu�, Bekta�ilik zamanla T�rk, K�rt, Arap, Fars, Mo�ol, Rum, Ermeni, Arnavut, Bulgar k�kenli insanlar�n kayna�t���, ayn� inanc� ve ideali payla�t��� kurum olmu�tur. �Vilayetname� Hac� Bekta���n do�uda K�rtler i�erisinde kald���n�, bir b�l�m K�rtler�in kendisine ba�lanarak (�muhib olarak�) �H�nkariler� ad�n� ald�klar�n� yazar.Rum, Ermeni, Arnavut say�s�z Bekta�i tarikat� m�ridi vard�r. Bir�o�u bu ba�l�l��� dervi�lik, ozanl�k gibi eylemsel olarak y�r�tm��lerdir.

Hac� Bekta� ve Bekta�ili�in evrenselci olu�u �� nedene dayan�r. Bunlar; 1) insan ve insan sevgisi, 2) dostluk, 3) bar��. Bekta�ilik insan sevgisi temeli �zerine kurulmu�tur. Dostluk, Alevi- Bekta�i inanc�n�n, bu inan�tan do�an k�lt�r ve d���ncesinin ana kayna��d�r. Alevi- Bekta�ilik, dostluk, insan severlik, konukseverlik, yard�mla�ma, payla��mc�l�k anlay���yla mayalanm��t�r.

Hac� Bekta� felsefesinde ve Bekta�ilik�te bar�� esast�r. Bar��� hem Bekta�ili�in kuram�nda, hem de eylemsel ya�ant�s�nda g�r�r�z. Bar��, Bekta�ili�in bir e�itim ilkesi olmu�, toplumlar bar�� �l�e�inden ge�irilerek yeniden yap�land�rmaya �al���lm��t�r. �nsanlar� iyi, do�ru, sevgi kavramlar�yla yeti�tiren ve y�nlendirmeye �al��an Hac� Bekta���n felsefesinde sava�, kin, �ld�rme, k�y�m, zul�m yoktur. �G�ze g�z�, �di�e di��, �k�t�l��e k�t�l�k�, �k�sas� gibi kurallar Hac� Bekta��ta, Hac� Bekta� t�resi ve yolunda yoktur, kesinlikle yer almam��lard�r. Bekta�ilik kesinlikle �eri �slam�n �sizden olmayanlar� �ld�r�n� anlay���na y�z vermemi�, tersi bir yol izlemi�tir. Hac� Bekta�, �Vilayetname�deki bir �yk�de domuz yavrusunu bile incitmeye izin vermez. �nsan �l�m�n� uygun g�rmesi do�all�kla d���n�lemez. Alevi- Bekta�i gelene�inde, inanc�nda, s�ylencelerde sava� arac� olarak �k�l�� yoktur, simgesel anlamdaki �tahta k�l�� vard�r. Bu, Alevi- Bekta�i inanc�n�n sava�/ bar�� olay�na bak���n�n en g�zel g�stergesidir.

Hac� Bekta� ��retisi ve Bekta�ilik t�resi evrenselcidir. Evrenselcili�i, d�nya insan�n�n karde�li�ini, d�nya uluslar�n�n dostlu�unu savunur. Bunu; �yetmi�iki milleti bir tutmak/ yetmi�iki milleti ay�plamamak/ yetmi�iki millet birdir bize/ d�nya i�inde yarat�lm�� nesnelerin e�ittir� s�zleriyle dile getirilir. Bu anlat�m ve bak�� Alevi- Bekta�ili�in temel ilkesi olmu�tur. B�t�n din, ulus, mezheplerdeki insanlar bir g�r�l�r, ayr�m yap�lmayarak bir tutulur. B�ylece insanlar� ay�ran b�t�n etkenler Alevi- Bekta�ilik�te d��lan�r, y�z bulmaz. Bu yan�yla Alevi- Bekta�ilik �a��n� a�an bir d���nce ve inan�t�r. XIII. y. y�llardan XX. y. y�llara bu anlay��la seslenmi�, insanlar�n ba�l�l�k ve umut kap�s� olmu�tur. Alevi- Bekta�ili�in eskimeyi�inin, �a�da� ve g�ncel kal���n�n nedeni bu yakla��m�ndan kaynaklanmaktad�r.

Hac� Bekta���n evrenselcili�e ilgin� bir yakla��m� vard�r. Evrenselcili�ini; tasavvufun, do�an�n ve insan�n tanr�sal par�ac�klardan olu�tu�u g�r���ne ve insan�n yarat�l��� ��retisine dayand�r�r. Ona g�re, insan- evren- Tanr� b�t�nselli�i, insan� d�nya/ evren insan�, vatanda�� k�lar. Uluslara, etniklere ve dinlere g�re ay�rarak araya a��lmaz s�n�rlar koymak olu�uma ters d��er. Bu nedenle insan bir evren vatanda��d�r. Ayr�mlar yapayd�r, siyasal �evrelerce konulmu� ve insanl���n belle�ine i�lenmi�lerdir. Bu anlay���n� �insano�lunun yarat�l���� sav�yla da g��lendir. �nsan�n her par�as� d�nyan�n/ evrenin �e�itli y�relerinden gelerek, insan� yaratm��lard�r. Her par�as� d�nyan�n/ everenin de�i�ik y�relerine ait olan insan bir d�nya/ evren vatanda��d�r. Bu da yapay ayr�mlar� yads�r ve d�nya/ evren karde�li�ini getirir. �Makalat��nda bu g�r��� ��yle yer al�r:

�Adem�in �z�n� Medine topra��ndan yaratt�. Ba��n� Kud�s topra��ndan; y�z�n� Kabe topra��ndan; kula��n� Tur- � Sina topra��ndan; g�zlerini Beyt��l- Haram(Mekke�deki Kabe) topra��ndan; aln�n� Medine�nin bat� topra��ndan; a�z�n� Medine�nin do�u topra��ndan; burnunu D�m��k(�am) topra��ndan; dudaklar�n� Berberiye topra��ndan; sakal�n� cennet topra��ndan; dilini buhara topra��ndan; di�lerini Harezm topra��ndan; boynunu �in topra��ndan; kollar�n� Yemen- Taif topra��ndan; sa� elini M�s�r topra��ndan; sol elini Fars topra��ndan; t�rnaklar�n� H�tay topra��ndan; parmaklar�n� Sistan topra��ndan; g��s�n� Irak topra��ndan; karn�n� Huzistan topra��ndan; s�rt�n� Hemedan topra��ndan; cinsel organ�n� Hindistan topra��ndan; hayalar�n� Bizans topra��ndan; oyluklar�n� T�rkistan topra��ndan; dizlerini K�r�m topra��ndan; dirseklerini Antalya topra��ndan; topuklar�n� Rum topra��ndan; ayaklar�n� Frengistan topra��ndan yaratt��.

Hac� Bekta�, Anadolu co�rafyas�nda bir �dergah��n temellerini atar. Anadolu�nun �oksesli yap�s�na seslenir. Derleyici, derne�tirici ve toparlay�c� olur. �e�itli etnik, din ve mezheplerdeki insanlar� �at�s� alt�nda derne�meye- toparlanmaya �a��r�r. Her t�rl� g�r�� ve d���ncedeki insanlar�n �emsiyesi alt�nda yer bulabilecekleri iletisinde bulunur. Bu �a�r�, O�nun ulus�ulu�u a�an, d�nyac�/ evrenselci �a�r�s�d�r. �a�r�s�n� �u s�z�yle dile getirir. �B�t�n tavlalardan bo�anan, bizim tavlam�zda e�lensin/ karar k�ls�n�.B�ylece Anadolu�da �d�nya karde�li�i�ni yaratmak i�in yeniden yap�lanma s�recini ba�latm�� olur.

Hac� Bekta��la ba�layan bu �d�nya karde�li�i� evrenselcili�i Yunus Emre gibi bir�ok Bekta�i ozan, d���n�r ve dervi�lerince ��retinin, Bekta�i t�re ve yolunun merkezine oturur. Bu d���nceyi en g�zel s�rd�renlerin ve ��retide i�leyenlerin ba��nda Yunus gelir. Yunus, d�nyay� b�t�n insanlar�yla birlikte benimser ve kucaklar. �Kamu alem birdir bize� diyerek d�nya insanlar� aras�nda ayr�m yapmad���n� ve kendinde g�rdi��n� s�yler. Bu anlay���n� salt kuramdan ��kararak maddi temellere oturtur. Bu yakla��m O�nda; �D�nya benim r�zk�md�r/ Halk� benim halk�md�r� dizeleriyle dile getirilir. Tanr��y� ger�ekten sevenlerin, d�nya insanlar�n�n t�m�n� �karde�� g�rebilece�ini ve sevebilece�ini vurgular. �Yetmi�iki milletin birli�i�ni i�ler. Bu birli�i din ve d�nya etkeninin bozmamas�n�, erdemlili�in �yarat�lm��a birlik ile bakmaya� ba�l� oldu�unu savunur.

4) Hac� Bekta� ve Bekta�ilik�te �zg�rl�k:

Bekta�ilik, �insan� kavram� �zerine oturmu� bir inan� kurumudur. �nsan� ya�am i�erisinde gereken donan�mlar�yla birlikte ele al�r. Bu insan�, insan olarak g�rmenin, insan olarak de�er vermenin bir sonucudur. �nsan�; din, dinsel kurallar, kutsal kitaplar�n getirdi�i �l��ler i�erisine kapamaz. �nce kurallar de�il, �nce insan der. �nsan� kurallar i�in var g�rmez, kurallar� insan�n ya�am�n� kolayla�t�r�c� ��eler olarak d���n�r. Bekta�i ��retisi insan�, �serbesttir, ama serazat de�ildir� bi�iminde tan�mlar.Ki�iyi m�r�idin m�ridi olarak, m�r�ide ba�l� olarak d���n�rler. M�r�it, m�ridin yolunu a�an, ayd�nlatan, �n�ne se�enekler sunan konumundad�r. M�rit, bu ayd�nlanm�� yoldan, �e�itli se�eneklerden se�ti�i yolda gider. Yani m�r�it, m�ridin ya�am alanan�n� daraltmaz, daha geni�letir. Bu geni� alanda manevra yetene�i kazand�r�r. Yaln�z Bekta�ilik�te m�rit, birey kurals�z da de�ildir. Ba��bozuk, d�zensiz, anar�ik bir ya�am d���n�lmez, kendisine b�yle bir ya�am �nerilmez ve sunulmaz. Serbestli�e, �ok se�ene�e �nem veren Bekta�ili�in kurallar� erkannamelerle d�zenlenmi�tir. Bekta�iler ilkeli bir �zg�rl�k anlay���ndad�rlar.

Bekta�ilik, kurulu d�zenlerin, kat� din d�zenlerinin koydu�u yapay kurallar kar����nda olduk�a �zg�rd�r. Kendini bu t�r kurallara ba�l� ve uyma zorunlulu�unda g�rmez. �eri �slam tarih boyu resim, s�z, �alg� gibi �e�itli sanat dallar�na yasak getirmesine kar��n, Bekta�ilik bunlar�n hi�birine uymad��� gibi, bu t�r yasaklarla sava�m��t�r. Resim de yapm��t�r, �iir de s�ylemi�tir. S�ylencelerle idealinde olan� yaratm�� ve geni� y���nlar�n gelenek k�lt�r�ne kazand�rm��t�r. �alg�y�, inanc�n�n bir par�as� k�lm�� ve k�lt�r�ne sokmu�tur. Bekta�i mizah� dinin ve d�zenin kat�, ba�naz kuralc�l��� kar��s�nda alay yoluyla sava��n� s�rd�r�r ve bu t�r kuralc�l�k kar��s�nda ba��ms�zl���n� �ne ��kar�r. Bu nedenle Bekta�ilik her zaman �a��yla uyumsuzlu�a d��ecek davran��larda ka��nd��� gibi, toplumun da s�rekli bir ad�m �n�nde olarak yeniliklere �nderlik etmi�tir. Bu, Bekta�ili�in �zg�r yap�s�ndan ve kat� kurallar kar��s�ndaki kay�ts�zl���ndan kaynaklanmaktad�r.

5) Hac� Bekta� ve Bekta�ilik�te Laiklik:

�slam i�erisinde Alevi- Bekta�ili�in S�nnili�e g�re k�kenden/ kaynaktan/ temelden farkl�l�klar� oldu�u i�in, ayr� bi�imlerde yap�lanm�� ve kurumla�m��lard�r. S�nnilik, tarih boyu devlet dinidir. �e�itli �slam ve T�rk- �slam devletlerinin resmi mezhebi olmu�tur. Devlet �at�s� alt�nda yer alan hi�bir dinin, mezhebin laik olamayaca��n�, devletin manevi bir destekle iktidar�n� s�rd�rmek istemesi durumunda teokratik d�zenlerin ortaya ��kt���n� toplumbilimciler ve din tarih�ileri saptarlar.�iilik bile Safeviler�in devlet dini olmas�yla teokratikle�mi� ve laiklikten olduk�a uzakla�m��t�r. Alevi- Bekta�ili�in, herhangi bir devletin dini olmak gibi bir �ans� olmam��t�r. S�rekli muhalefette kald���, devlet taraf�ndan hedef g�sterildi�i i�in teokratikle�ememi�, laik bir inan� ak�m� yap�s�n� s�rekli korumu�tur.

Alevi- Bekta�ilik insanlararas� ili�kilerde �din�i temel almaz. Laik bir yap�da kal���n� biraz da buna bor�ludur. Dinleraras�, mezhepleraras�, etnikleraras� bir ho�g�r�ye sahiptir. �nsan�, d���nce sisteminin merkezine yerle�tirmesi Alevi- Bekta�ili�e b�yle bir nitelik kazand�rm��t�r. Tarihi boyunca zaman zaman H�ristiyanl�k�la M�sl�manl���n, zaman zaman da S�nnilik�le �iili�in kat� yanlar�n� yumu�atm��, Anadolu ve Balkanlar co�rafyas�nda bu etnikler, uluslar, dinler ve mezhepler mozayi�inin birarada ya�amas�n� sa�lam��t�r. Buradaki form�l� laikliktir. Dini kat�l�klar�ndan ar�nd�rarak uygulamaya �al��an Bekta�i ozan� Yunus Emre, �yetmi�iki milletin� birarada ya�amas�n� din i�lerinde kat�l���n ve zorlaman�n yap�lmamas�na ba�lar.

6) Hac� Bekta� ve Bekta�ilik�te Ahlak(Etik):

a- Bilgiye �nem Verme: Alevi- Bekta�ilik bilgiyi, bilinci esas al�r. Bilincini, bilgi temeli uzerine oturtur. Bilge ki�ilik �rnek tiptir. Bunun en ideal �rne�i Hac� Bekta��t�r. B�t�n Alevi- Bekta�i dedeleri, dervi�leri, ozanlar� ve halk Hac� Bekta���n bu �rnek bilge ki�ili�ini model al�r, O�na �zenir, O�nun gibi ideal bir bilgeli�e sahip olmaya �al���rlar.

b- Hiddet ve �iddete Egemen Olma: Alevi- Bekta�i bireyinin hiddet ve �iddete egemen olmas�, nefsini ve k�zg�nl���n� yenmesi �D�rt Kap� K�rk Makam� felsefesinin gere�idir. Alevi- Bekta�iler, hiddet ve �iddete kap�larak �g�n�l k�rma�y�, �g�n�l kabesi�ni y�kmakla bir tutarlar. Alevi- Bekta�ili�e g�re, hiddet ve �iddet ��er�den do�ar. Buna kar�� sava�mak bireyin insan olma �zelli�idir. ��nk�; ��yili�e iyilik her ki�inin kar�d�r, k�t�l��e iyilik er ki�inin kar�d�r�. K�t�l��e iyilik edecek olgunlu�a eri�en Alevi- Bekta�i, gereken ahlaki niteli�e ula�m�� kabul edilir.

    1. Ho�g�r�l� Olma: Alevi- Bekta�ili�in ho�g�r� anlay��� Yunus Emre�nin �Yarat�lan� ho� g�r, Yaratandan �t�r�� dizesiyle ilkele�mi�tir. Bu anlay�� ve ya�ama bak�� Alevi- Bekta�i�nin ya�am felsefesidir. H��g�r� Alevi- Bekta�i erkan�n�n en �nemli ahlak/ adap kurallar�ndan biridir. Alevi- Bekta�ilik�le olduk�a �zde�mi� ve genel niteli�i durumuna d�n��m��t�r. Alevi- Bekta�i edebiyat�, mizah�, �ho�g�r�� anlay���n� i�ler. �Yasak, �haram�, �g�nah� s�n�rlamalar�yla donat�lan insan beynini bu t�r yasaklamac� anlay��tan kurtar�r. Temeli sevgi ve g�nen� anlay���yla at�lm�� ho�g�r� alan� yarat�r. Bekta�i edebiyat� i�erisinde yer alan ��athiye�ler de bu ho�g�r� anlay���n� kazand�ran g�zel �rneklerdir.

    2. C�mert ve Konuksever Olma: Konukseverlik, c�mertli�in bir g�stergesidir. Alevi- Bekta�ilik c�mertli�i inanc�n�n temeli edinmi�tir. Buna ba�l� olarak konukseverlik ya�am�n�n bir par�as�d�r. Kom�usu a� iken tok yatan�n ibadetinin ge�ersizli�ini Alevi- Bekta�i benimseyerek erkannamelerine ge�irmi� ve yolun kural� haline getirmi�tir. Konuk, Alevi- Bekta�i terminolojisinde �mihman�d�r, �Tanr� misafiri� olarak de�erlendirilir. Ona, sayg� ve �h�rmet� sonsuzdur. Konu�u iyi kar��lama, iyi hizmet ve ikramda bulunma yolun bir gere�i, yani Alevi- Bekta�i inanc�n�n bir par�as�d�r. Hac� Bekta�, c�mertlik konusunda �u buyru�u verir: �C�mertlik d�rtt�r. Mal c�mertli�i baylar�nd�r(zenginlerin). Ten c�mertli�i zahitlerin, can c�mertli�i a��klar�n, g�n�l c�mertli�i ise ariflerindir�.

    3. Eline, Beline, Diline Sahip Olma: Alevi- Bekta�i ahlak�n�n ve ya�am felsefesinin tam merkezine yerle�en bu kural Maniheizm k�kenlidir. Manicili�in ��� M�h�r� kural� �eline, beline, diline sahip olma� bi�iminde Alevi- Bekta�ilik�te yer alm��t�r.Bu kural, Alevi- Bekta�ili�in �EDEB�ini olu�turur. Alevi- Bekta�ili�in aklak� ve ahlak felsefesi t�m�yle bu kural �zerine oturtulmu�tur. Kural, giderek Alevi- Bekta�i toplumlar�n�n ya�am felsefesi durumuna d�n��m��t�r. Senin olmayan� alma, sahiplenme; namuslu ol, beline sahip ��k (�harama u�kur ��zme�), ba�kas�n�n �rz ve namusuna g�z dikme; yalan s�yleme, g�rmedi�ine tan�kl�k yapma ve k�r�c� s�z etme davran��lar�n� zorunlu k�lar.

    4. E�itilmi�, Erdemli ve Olgun �nsan Yaratmak: Alevi- Bekta�ilik�te erdemlilik esast�r. Her t�rl� makam ve mal�n �st�nde d���n�l�r.Erdemlilik, bir ama�t�r, a�amad�r. Bu a�amaya insanlar� yeti�tirmek en b�y�k iyilik olarak alg�lan�r. Alevi- Bekta�ilik�te iyiliklerin en b�y��� e�itmek, ayd�nlatmak, insanlar� karanl�ktan, bilin�sizlikten, gerilikten kurtarmakt�r. E�itime, insan yeti�tirmeye verilen �nem buradan kaynaklan�r. K�t�l���n ancak cehaletle varolabilece�i, ayd�nlatma ile iyili�in egemen olaca�� d���n�l�r. En b�y�k sava�, insan�n �nefsi� ile olan sava�t�r. �Nefis� k�t�l�klerin kayna��d�r. Alevi- Bekta�ilik�te �nefs�e egemen olmak en b�y�k sava� olan �cihad- � ekber� olarak nitelenir. Alevi- Bekta�i�nin ya�am sava��m�, bu bireysel �nefis�le sava�t�r. Ancak bu yolla iyilik, k�t�l��e egemen k�l�n�r.

B�t�n bunlar�n sonunda �arif insan tipi� yarat�lmak istenir. Bilgili, k�lt�rl�, toplumunu ayd�nlatan, onlara �a��n ve gelece�in de�erlerini kazand�ran, insan ve toplum severlik bilincini yaratabilen, birlikte dostluk i�inde ya�amay� kavratabilen, olgun, yeti�mi�, erdemli insanlard�r bunlar. Hac� Bekta�, �arif� insanlar� y�celtir. �Soylar�n�n sudan� geldi�ini, �ar� su�nun pislik ta��mad�klar� gibi bunlar�n da k�t�l�k ta��mad�klar�n�, g�n�llerinin ak- pak ve tertemiz oldu�unu vurgulayarak �arif insan��n ki�ili�inde olgun/ yetkin/ erdemli ve kendini yeti�tirmi� bir insan tan�mlamas� yapar. Bunlar� �marifet kesimi� olarak s�n�flar.

    1. T�vbeyi S�n�rl� Kabul Edi�: Alevi- Bekta�ilik�te insanlara pe�inen iyi g�zle bak�l�r. Do�u�tan su�lu ve k�t� g�r�lmez. Ho�g�r�l� bir yakla��m vard�r. �nsanlar�n e�itilip ayd�nlanarak k�t� eylemlerinden vaz ge�ece�i kabul edilir. �yi insan/ k�t� insan ayr�m� yap�lmaz. Eylemi iyi insan/ eylemi k�t� insan vard�r. �nsanlar� k�t� eylem ve davran��lardan ar�nd�r�p do�ru yola kazand�rmak i�in t�m �abalar g�sterilir, e�itilir, iyi davran��lar kazand�r�lmaya �al���l�r. O s�re� i�erisinde insanlar�n t�vbeleri kabul edilir, do�ruya y�nelmelerine yard�mc� olunur ve yola kabul edilebilirler. T�vbeden sonra k�t�l��e y�nelenlerin t�vbeleri kabul g�rmez ve yola kabul edilmezler.

    2. Sevgi, Bar�� ve Birlikteli�i Temel Al��: Alevi- Bekta�ilik sevgi ve bar�� �zerine kurulmu�tur. �nan� ve d���nce ayr�l��� g�zetmeden b�t�n insanl��� sevgiyle kucaklar. D�nya insan�n� bir ve karde� bilir. Hac� Bekta� ��retisinde arslan ile geyik bir arada i�lenerek, g�vercin g�r�n�m�nde ortaya ��karak; bar��, dostluk ve bu maddi temeller �zerine oturtulmu� sevgi anlay��� yap�land�r�lm��t�r. Hac� Bekta� Anadolu�da bir �g�n�l eri� olarak �al��m��, Sel�uklu�nun ve Mo�ollar��n Bizans �zerinde yay�lmac�l���na arac� olmam��, dahas� sava��m vermi� ve her iki inan� ve etnikteki toplumlar�n bar���k ya�amalar�na yard�mc� olmu�, yollar�n� ayd�nlatm��t�r. �Vilayetname�de ge�en s�ylencesel olaylarda bu sevgi ve bar�� felsefesi nesnelle�en bir inan� g�r�n�m� kazanm��t�r. Yap�tta; iyilik ile yalan/ k�t�l�k kar�� kar��yad�r. �yilik, s�rekli olarak �st�nl�k kazan�r. �yili�in �z�nde ise insan sevgisi sakl�d�r.

Alevi- Bekta�i ��retisi, ahlak� kazanmay� bir e�itim s�reci olarak g�r�r. �nsanlar�n ahlaksal yap�ya d���nce, kalb ve nefislerini e�iterek ula�abilecekleri sav�ndad�r. Ancak en gerekli/ olgun ahlak b�yle kazan�l�r. Alevi- Bekta�ilik ahlak� d�rt nitelikte g�r�r. Bunlar; ��yili�e kar�� iyilik yapmak e�ek ahlak�d�r. �yili�e kar�� k�t�l�k yapmak y�lan ahlak�d�r. K�t�l��e kar�� k�t�l�k k�pek ahlak�d�r. K�t�l��e kar�� iyilik yapmak �v�n� ahlak�d�r. Kamil insan �v�n� ahlakl�d�r�.

i- D���nceyi Ahlak�n Temeli K�lma Anlay���: Bekta�ilik bir bak�ma entelekt�llik gerektirir. Bekta�iler ilim, irfan sahipleridirler. E�itimlidirler. Entelekt�el ki�ilerdir. �D���nen beyin�e �nem verirler. Bekta�ili�e g�re; Bekta�i bireyi d���nmeli, soru�turmal� ve ara�t�rmal�d�r. Bunu Bekta�iler, �ak�l- fikir sahibi(�ss�) olmal�d�r� s�z�yle form�le ederler.

j- Oldu�u Gibi G�r�nme Anlay���ndan Olma: Alevi- Bekta�ilik ikiy�zl�l��e (�riya�) kar��d�r. Bekta�ilik ahlak e�itimi; i�i- d��� bir olan insan yeti�tirmeyi ama�lar. Ere�i; oldu�u gibi g�r�nen veya g�r�nd��� gibi olan insand�r. Yaratmaya �al��t��� insan �zelliklerinden biri de budur.

k- G�steri�siz ve Yal�n Ya�ama Anlay���: Alevi- Bekta�ilik�te en b�y�k gereksinim Tanr��d�r. Bunun �tesindekiler b�y�k de�er ta��mazlar. O nedenle yal�n, g�steri�siz, a��r� beklentileri olmayan bir ya�ant� ama�lan�r. Buna Alevi- Bekta�ilik�te yoksulluk(�fakr�) durumu denir. Ortahalli bir ya�am Alevi- Bekta�i�nin s�rekli ye�ledi�i bir ya�ant�d�r.

l- Talip�ten Aran�lan Ahlaksal �zellikler: Alevi- Bekta�i yolu ahlaksal ilkeler konusunda olduk�a duyarl�d�r. Alevi- Bekta�i klasiklerine g�re m�r�it talibe �unlar� kazand�rmaya �al���r ve sonucunda bu �zellikleri ondan arar. Bunlar; 1) Mezhebi bir bilmek, 2) Rehberi baba bilmek, 3) M�r�idi pirin varisi bilmek, 4) Yalan s�ylememek, 5) Arkadan konu�mamak, 6) Haram yememek, 7) Bu�uz, kin ve kibir tutmamak, 8) K�skan� olmamak, 9) G�rd���n� �rtmek, g�rmedi�ini s�ylememek, 10) �ehvetperest olmamak, 11) Zina ve livata yapmamak, 12) Eliyle koymad���n� almamak, 13) Elin ermedi�i yere el uzatmamak, 14) S�z�n ge�medi�i yerde s�z s�ylememek, 15) �bret ile bakmak, yuma�akl�kla s�ylemek, 16) K����e izzet, b�y��e hizmet etmek, 17) �krar� saf k�lmak, Hakk�� �zerinde var g�rmek, 18) Her yerde Hakk� haz�r bilmek, 19) Her nereye bak�l�rsa, Hakk�a bak�yor olmak, Hak�tan ayr� bir�eye bakmamak, 20) Erenler s�rr�na ermi� olmak, 21) Nefse arif olmak, 22) Oniki �mam� ve Ond�rt Masumu nuru vahit bilmek ve bunlar� hak olarak tan�mak, 23) �z�n� tarikatte saf ve sabit kadem eylemek, �eriatta �st�var, marifette payidar, hakikatte sakin olmak, 24) Hakikat ve marifeti �zerinde toplay�p yetkin(kamil) insan olmak, 25) Muhammed�i m�r�it, Ali�yi rehber, kay�t yoluyla �mam Cafer Sad�k mezhebini mezhep, Hac� Bekta� Veli�yi pir bilmek.

m- Pir�den Aran�lan Ahlaksal �zellikler: Alevi- Bekta�ilik�te Pir�in Muhammet- Ali soyundan olmas� ko�ulu vard�r. Bu soya sayg�dan olacak ki, bu g�reve de �ok dikkat edilir. Bu soya sayg�s� olamayan� �yezitlik�le bir tutar. Pir�in olduk�a erdemli ve bilgi bak�m�ndan donan�ml� olmas� istenilir. Pir�in soyu ile ���nmesi ho� kar��lanmaz. Pir�den soyu ile ���nmesi yerine, �soyuna yak���r davranmas�� beklenir.

n- Cinsel Temizlik: Alevi- Bekta�ilik ola�an cinselli�in d���nda her t�rl� sap�k say�labilecek cinsellikleri yasaklam��t�r. Bu yol Alevi- Bekta�i toplumunun y�neten- y�netilen kanatlar� olan hem talibe, hem de pire kapal�d�r. Zina, livata gibi ola�an olmayan cinsellikler t�m�yle sap�kl�k olarak nitelenmi�, bu eylemlere kar�� keskin m�cadele verilmi�, bu t�r eylemleri i�leyenler yol d���na ��kar�lm��t�r.

  1. Ka��n�lmas� Gereken ��eytani ��ler�: Alevi- Bekta�ilik yolu insan �nefsi�ni e�itmeyi �n plana al�r. Her t�rl� k�t�l�kten ve k�t� eylem ve davran��lardan ar�nd�r�lm�� bir birey, giderek toplum yaratmaya �al���r. Bireyi k�t� k�lan �nefs�, �kibirlilik�, �bu�uz�, �kin�, �k�skan�l�k�, �buhulluk/ pah�ll�k/ pa��ll�k�, �tamah�, ��fke�, �arkadan konu�ma/ insanlar� �eki�tirme/ kar��t�r�c�l�k�, �maskaral�k� gibi durumlard�r. �nsanlar�n bu karakteristik bozukluklardan kurtulmas�/ kurtar�lmas� gerekir. Alevi- Bekta�ilik bu bozukluklara kar�� sava� a�ar. Yolun piri Hac� Bekta� Veli �Makalat��nda bu bozuk davran��lara yer ay�rarak kuramsal sava� verir. Dinlerin soyut, mitolojik ve salt d��sel olarak kavramla�t�rd��� ��eytan�a somutluk kazand�rarak bu t�r davran��lar� ��eytani i�ler�, ��eytansal eylem ve davran��lar� anlam�nda, ��eytan fiilleri� olarak adland�r�r ve inanc�n�n reddetti�i nitelikler s�n�f�na sokar. Bu t�r eylemlerden ar�nd�r�lm�� bir ahlak Alevi- Bekta�ilik i�in esas al�n�r.

p- Kendi Ay�b�n� G�rebilecek Olgunlukta Olma: XIII. y. y�l�n Hac� Bekta��� g�n�m�z� g�r�yormu� gibi, XX. y. y�l�n insan�na ders verir. Bu nedenle, Alevi- Bekta�ilik olduk�a d�r�st, eylem ve davran��lar�nda sorumlu insan yeti�tirmeyi ama�lar. Kendi i� muhasebesini yapan birey yan�lg�lar�n� ve yanl��lar�n� g�rebilme ve bu yanl��lardan d�nebilme olana�� bulur. Bu al��kanl��� kazanan insanda k�t�l�k beklenemez. O, hem kendine, hem de i�inde ya�ad��� toplumuna ve d�nyas�na kar�� sorumluluk duyan bilin�li varl�kt�r. Hac� Bekta� insanda bu a�amay� ama�lar. Bu a�amaya ula�man�n yolu bilimden ge�er. Gerekli bilgi ve bilim anlay���n� alamam�� insanlardan b�yle bir nitelik beklenemez. O�na g�re ki�iyi k�t�l��e y�nelten etkenler �unlard�r: 1) �Nefsin istekleri�, 2) �kibir ve sapk�nl�k�, 3) �yalanc�l�k ve hilecilik(�kulma�l�k�)�.Bu ��eler Hac� Bekta���n �m�r boyu, Alevi- Bekta�ili�in ise tarihi boyu sava��m verdi�i ��elerdir.

7) Hac� Bekta� ve Bekta�ilik�te E�itim:

a- Toplumsal ve Ahlaksal E�itim Anlay���:

Bekta�ilik, e�itim a��s�ndan insanlar� �er ki�i� ve �ham ki�i(ham ervah)� olarak s�n�flar. Bekta�ilik�te �er ki�i�, e�itilmi� ki�idir. �Erenler� s�z� de bir bak�ma bu kavramdan ve anlay��tan t�rer. �Erenler� denilmesinin nedeni; �e�itim alan�na girmi��, �e�itim yoluna girmi�� olanlar, �e�itim alan ki�iler�, �e�itilmi� ki�iler� olu�lar�ndan dolay�d�r.

E�itim alacaklar ile e�itim alamayacaklar aras�nda da bir ayr�m yap�l�r ve insanlar bu a��dan s�n�fland�r�larak de�erlendirilir. E�itim alanlar; aymazl�ktan ��km�� anlam�nda �gafletten uyanm��lar�, Tanr��y� bilen, �ng�r�l� anlam�nda �Allah�a ag�h olanlar� olarak adland�r�l�rken, e�itim almam��lar veya almayacak olanlar aymazl�k i�inde, uyanmam�� olanlar anlam�nda �gaflette olanlar� ve Tanr��y� bilmeyenler, cahil anlam�nda �Allah�a nad�n olanlar� s�zleriyle dile getirilirler. Bu adland�r�l��lar bir bak�ma insan�n ak�l, bilin�, anlay�� ve iman gibi yetileri alabilecek anlay��a sahip veya sahip olmama durumunu yans�t�r.

Bekta�ilik, temelde bir e�itim kurumudur. �nsan� hem meslek olarak, hem bilgi olarak, hem de bilin� olarak yeti�tirir. Bu ��renme, yeti�me i�i bir �meslek� edinme olarak adland�r�l�r. Bu mesle�e Bekta�ilik, �Peygamber mesle�i� der. Bekta�lik, e�itim/ ��retim i�ini; �Kuran ahlak�yla ahlaklanmak� ve �Peygamber mazhar�nda bir insan olabilmek� olarak niteler. Bunlar�n sonucunda Bekta�ilik, �olgun insan olabilme� yollar�n� g�steren bir e�itim kurumu olarak ortaya ��kar.

Bekta�ilik�te e�itim do�rudan ya�am�n kendisidir. Bunu �zel anlamlar y�kledi�i biyolojik terimlerle dile getirir. Bekta�ilik�te �do�um�, �nasip alarak yola girmek�tir. Bu e�itim yoluna girme anlam�nad�r. E�itim almam�� insan do�mam��, ya�amam�� kabul edilir. Bu nedenle bir Bekta�i�nin ya��, �nasipli ge�irdi�i y�llar� kadard�r.

Bekta�ilik e�itimi do�rudan insan�n �z�ne, �z�n�n yeti�mesine, ahlaklanmas�na y�neliktir. Alevi- Bekta�i insan�na bir y�n vermeyi, ona bir ya�am bi�imi kazand�rmay� ama�lar. Bu yakla��m; �insan�n ��rendi�ini ahlak�na indirgeyebilmesi� s�z�yle dile getirilir. Bekta�ilik�te ���renme� i�in �bilgi edinme� yetersiz g�r�l�r. �Bilgi edinme�, ���renme�yi ve �e�itme�yi kapsar. Bilgi i�lev �retirse yararl�d�r. Yoksa, ���renme� olarak kalm�� kuru bilgiden �te bir anlam ta��maz. Bilgi, davran��lara yans�mal�d�r, bu da �bilgi�nin �e�itim� i�leviyle ancak ger�ekle�ir. B�ylece bilgi, kuru bilgi olmaktan ��km�� ve do�rudan ya�ama ge�mi� ve bir yarar sa�lam��t�r. �Bilgi�, �e�itim� bi�iminde davran��lara yans�r �Nas�l bir insan yaratmak ? � sorusunu kar��lar. Bu yakla��m insan� daha olgun davran��lara, d���ncelere, olgunlu�a, erdeme g�t�r�r. �Bilgi edinme�; ���retim� ile �e�itim�in ikisini de - �a��m�zda d���n�ld��� gibi- kapsayarak ger�ek amac�na ula�m�� olur. Bu durum, �olgun/ yetkin/ kamil insan� yaratman�n yolunu a�ar. �Bilmek, bulmak, olmak� s�reci Alevi- Bekta�ili�in olgun/ yetkin insan�n� yarat�r.

Bekta�ilik e�itimle; �iyili�i k�t�l��e egemen k�lmak� i�in u�ra��r. �K�t�l���n zihinden ��kar�lmas�� i� edinilir. �nsan�n, �nefsi ile sava��� bu nedenle vard�r. Alevi- Bekta�i i�in nefis ile sava�, �en b�y�k sava��t�r. Geli�me, yenilenme, �a�� anlama, �a��n �n�nde gitme, insanlar� ayd�nlatma, insanlar�n ufkunu a�arak onlar� a�mazlardan ve geriliklerden kurtarma Bekta�i yol ba�l�s�n�n e�itimi sonucunda edindi�i yetilerdir. ��nk� Bekta�ilik; �Bekta�i�nin bir g�n sonras�n�n, bir g�n �ncesinden ileride olmas�n�� insansal zorunluluk olarak g�rmektedir.

Bekta�ilik, �evrecilik anlay���n� temel al�r. ��nk�, felsefesi olan tasavvufun bir gere�idir bu. Evrende birlik vard�r. Tanr� insan�yla, do�as�yla, �evresiyle bir b�t�nl�k ta��r. Bu anlay��tan olacak ki, Alevi- Bekta�ilik �evreyi g�z�n�nde tutarak davran�� sergiler. M�r�it, ��evrede olan biteni izlemeli ve her�eyin dengede oldu�undan emin olmal�d�r� anlay��� vard�r. Bu, insan�n d�nyas�yla ilgilenmesini ve �evrecili�ini gerektirmektedir.

Hac� Bekta�; bilimi, bilgiyi yolun �z� haline getirir. Bilimi olmayan herhangi bir�eyi �suyu olmayan kent�e benzetir. Bilgini, i�i- g�c� ibadet etmek olan zahide, din adam�na �st�n tutar. Ak�l�� �ba��n sultan��, zekay� da insan�n ba��na konmu� �h�ma ku�u�na benzetir. Tasarlad���, �g�n�l kenti�ne ak�l�� �sultan� olarak d���n�r.Yery�z�nde ak�l� �her�eyden �st�n� g�r�r. ��nk� O�na g�re, �her iyi �eye buyuran� ak�ld�r. Ak�l, �beden i�inde sultan, g�n�l i�inde rahatl�k�t�r.

Bu s�zleriyle Hac� Bekta� ak�l�, ak�lc�l��� e�itiminin, insan yeti�tirmenin temeli olarak alm��t�r. XIII. y. y�llardan XX. y. y�llara ���k sa�m��, insanl��� aymazl�ktan kurtarmak i�in �ak�l/ ak�lc�l�k� �zerinde y�ntem geli�tirmi�tir. Bu yakla��m�yla Hac� Bekta� ve bu yakla��m� miras alan Alevi- Bekta�iler Orta�a��n karanl�klar�n� zorlamada insanl��a �nc�l�k etmi�, Bat��ya mal edilen H�manizm�in, R�nesans��n, Reform�un, Ayd�nlanma �a���n�n ilk �nc�leri olmu�lard�r.

b- Ki�ilik E�itimi; Nefis E�itimi: Alevi- Bekta�ilik�te �nefis e�itimi�, insan yeti�tirme i�inin temelidir. �nsanda �iyi/ k�t�� olarak iki yan g�ren Bekta�ilik, Dedeler, Babalar, Pirler, M�r�itler gibi tarikat yeti�kinleri yoluyla ki�iyi bireysel olarak e�iterek ve her t�rl� k�t� ve yanl�� e�ilimlerinden ar�tarak, �iyi�yi �k�y��ye egemen k�lmaya �al���r. Olgun/ yetkin insan yeti�tirmenin yolu budur. Bu bir bak�ma �g�n�l e�itimi� yoludur ve Alevi- Bekta�ili�in �nplana ��kard��� �g�n�l adam�� bu yolla yeti�tirilir.

c- �Sen Seni Bil Sen Seni� Felsefesi ve E�itim Anlay���: Bu anlay�� Ahmet Yesevi ve tasavvuf felsefesiyle ba�lar, Hac� Bekta���a i�lenerek olgunla�t�r�l�r, Alevi- Bekta�ili�in e�itim ve ahlak anlay���, ya�am felsefesi durumuna getirilir. Yunus Emre ile yeniden i�lenerek kitlesellik kazan�r. Yunus ki�inin, bilim ve bilgi edinmesini ki�inin kendini yeti�tirmesini, olgunla�t�rmas�n�, ki�ilik e�itimine, i� olgunla�maya ba�lar.

Hac� Bekta� bu anlay��a kitaplar�nda yer verir. Fakat, en g��l� bi�imiyle �Makalat��nda i�ler. Ki�inin kendini bilecek, yapacaklar�n�n sorumlulu�unda ve bilincinde olacak konumda olmas�n� ama�lay�c� bir e�itim y�ntemi �nerir. Bu ki�inin �bilmek- bulmak- olmak� s�recini izlemesiyle ancak olanakl�d�r. Bu s�recin sonunda ki�i �Tanr��y� bilecek �l��de� �kendini bilen� insan olarak, yani yeti�mi�, olgunla�m��, olduk�a yetkinle�mi� olarak ortaya ��kar.

Hac� Bekta�, �her ne arar isen kendinden ara� anlay���yla ortaya ��kar. Bu O�nun �kendini tan�, kendini bil� felsefesine denk d��mektedir. Ancak bu �zelli�i ta��yan, bu yetkinli�e ula�m�� olanlar Tanr��ya ula��rlar, O�nunla b�t�nle�ir, O�nun bilgisini edinirler. Bekta�ili�e g�re, �m�minlerin kalbi Tanr��n�n k�rs�s� ve evidir�.

8) Hac� Bekta� ve Bekta�ilik�te Toplumculuk:

a- Halka Dayanma Anlay���: Bekta�ilik, tasavvufla do�rudan ba� kurmu�tur. Tasavvuf, f�t�vvet ehli ile halka inmi�, ama Alevi- Bekta�iler�ce halka mal edilmi�tir.Tasavvufun yal�n ortakla�ac�, payla��mc� yan� Alevi- Bekta�i yolunca �z�msenmi�, Alevi- Bekta�ili�e katk� olmu�, Alevi- Bekta�ili�in toplumcu d���ncesini olu�turmu�tur. Soyut tasavvuf somutla�m��, �Hakk�tan halka inmi��tir. �Kamil insan�, �kamil toplum� �zleminin �ekirde�ini ve bu t�r toplum yaratma s�recinin ba�lang�c� olmu�tur. Hac� Bekta� kendini bu amaca adam��t�r. Bu anlay�� Hac� Bekta� yoluyla; �Ben din b�y��� diye halka hizmet edene derim� bi�iminde form�le edilmi�tir.�Halka dayanan� ve elinden geleni toplumundan sak�nmayan�, �zveri esas�na dayanan, �kimseyi ezmeyen, incitmeyen� Otman Baba�n�n dedi�i gibi �boynuzsuz koyunun hakk�n� boynuzlu koyundan alan� bir inan�, siyasal ve toplumsal d�zen tasarlar. �a��m�z demokrasilerinin temelleri buralardan filizlenmi�, k�k salm�� olmal�d�r. Anadolu�da demokratik d���nce O�nunla mayalanm��t�r. T�rk toplumunun d���ncede ve pratikte ilk toplumcusu olmu�tur.

  1. Eme�i Temel Alma Anlay���: Hac� Bekta� ��retisi toplumun/ toplumculu�un merkezine eme�i kor. Kendisi de bu alanda bir kuramc� de�il, do�rudan uygulay�c�d�r. �al��an, �reten insand�r. Toplumunun do�rudan aralar�nda yer alarak �al���r, �imece� yoluyla �retir. �� yapmay� ��retir, �helal kazanma�y� tatt�r�r. Ona g�re, ��badetin yeri ba�kad�r, i�in yeri ba�kad�r�.�al��may� kutsal g�r�r ve ibadetin �zerinde d���n�r. Bu �l��de ekonomiye ve toplumsall��a �nem veren, inan� sisteminin ��retim- emek� yan�n� �ne ��karan bir mutasavv�fa, tarikat adam�na rastlanmaz.

Hac� Bekta�, saray d�nyas�n�n insan� de�ildir. O, do�rudan �al��an ve �reten insand�r. Emek�idir. �Vilayetname�de Hac� Bekta�- Ak�akoca ili�kisi anlat�l�rken, bu tutuma ili�kin �arp�c� �rnekler verilir. Bur�aklar�n do�a�st� g��le yolunmas�na kar�� ��k�l�r. Bur�aklar eme�in ve i�in kayna�� olan elle yolunur. Bir i� ve �retim yap�l�r ve �elimizin eme�ini yiyelim� denir.Hac� Bekta� do�a�st� g�sterilerinde bile simgesel de olsa maddi ve somut �emek� �rnekleri sergiler. A�aca ��karak elma toplar, de�ne�i yere dikerek �z�m yeti�tirir. Oysa ba�ka ermi� �rneklerinde bu t�r do�a�st�l�kler (kerametler) el- kol k�m�ldat�lmadan yap�l�r.

Hac� Bekta�, eme�i, �retkenli�i, �helal kazan��, �al��may�, �retmeyi, �al�nteri�ni, �c�mertlik�i, �ekme�ini hi� kimseden esirgememe�yi, �haram lokma yememe�yi toplum felsefesinin temeline kor. Bu terim ve de�erlere etik(ahlaksal) nitelikler y�kleyerek toplumun benimsemesini ve ya�ant�s�na sokmas�n� kolayla�t�r�r ve s�regen k�lar. ��nk�, etik de�erler gelenekle�erek s�regen olurlar. Hac� Bekta� b�ylece bir toplumsal olguyu yakalar. �Helal�nda r�z�k arama� ve �doyguyu emekle arama� anlay��� O�nun yaratt��� toplumsal ve inan�sal gelene�in odak noktas�d�r. Bu aray�� ve tutum bir erdemlili�e d�n���r O�nun felsefesinde. �Kamil insan�dan aran�lan �zelliklerdir bunlar.

c- Ortakla�ac�l�k Anlay���: Hac� Bekta� korumac�, yetinmeci bir toplumsal yap�dan yanad�r. �zentilere yer vermez. �D�nyasal nesneler�in insan �zerindeki egemenlik kurmas�na ve ki�iyi y�nlendirmesine bir mutasavv�f tavr�yla kar�� ��kar. Bireyin nesnelere, d�nyasal olan varl�klara ve zenginliklere egemen olmas�yla toplumsal mutlulu�un sa�lanaca�� kan�s�ndad�r. Tasavvuf dilinde bu tutum �fakr� halidir.Feodalizmin ve kapitalizmin filizlenen ��eleri ta o d�nemlerde Hac� Bekta� taraf�ndan reddedilir ve k�t�l�kleri sergilenir. Bunun kar��s�na �g�n�l c�mertli�i�yle ��k�lmas�n� �nerir.�Helal kazan�� idealle�tirir. S�n�fl� ve vurguncu d�zenin gere�i olan tefecili�i, �faizcili�i� ve faizcili�in bir t�r� olan �riba� y� daha d�rt makam�n�n ilki olan �eriat a�amas�ndayken �haram� sayar.

Alevi- Bekta�ilik, �ben/ bencillik�i kald�rma sava��n� vermi�tir. Antik Yunan�dan beri bir�ok felsefenin erekledi�i insan ruhunun vir�s� olan bu �ben/ ego� ��esini en g��s�z duruma sokan Alevi- Bekta�ilik yoludur. Alevi- Bekta�ilik�te �benlik �eytana yak���r/ benlik �eytan�n i�idir� denir. �Ben� s�z� kesinlikle bir �v�nme ve m�lkiyet anlat�m� olarak kullan�lmaz. Alevi- Bekta�i terminolojisinde �nefs� olarak dile getirilen bu olgu, e�itime al�narak eritilmeye �al���lm��t�r. Bu anlay��lardan olacak ki, �zel m�lkiyet anlay��� ve �zel m�lkiyet olgusu Alevi- Bekta�i d�nyas�nda pek geli�memi�tir. Pirevi�ndeki ve onu �rnek alan Alevi, Bekta�i, Tahtac� k�ylerindeki �Karakazan��n kolektif ve payla��mc� niteli�i t�m Alevi- Bekta�i d�nyas�na simgesel olarak �rnek olmu�tur. Bekta�i tekkelerinde �Mihman Evi�(Konuk evi) nin bulunmas� insan severli�i, toplumsal dayan��may� ve toplumsal sevgiyi belirler. Bireysel ��karlar�n �emberini k�rmay�, toplumsal erdemi yaratmay� ama�lar. �Meydan Evleri� toplumsal t�ml���, yeme- i�medeki toplumsal adaleti sa�lam��t�r. ��mece� olarak birlikte �al��ma, �retme ve birlikte, topluca t�ketme anlay��� do�mu�tur. Alevi- Bekta�iler�in bireyci ve �zel m�lkiyet�i yanlar� g�d�kle�mi�, e�itlik�i ve toplumcu yanlar� ve anlay��lar� geli�mi�tir.

Alevi- Bekta�ilik�te �zel m�lkiyet yer alamam��, kamu/ ortak m�lkiyeti tutunmu� ve kurumla�m��t�r. Bu kurumlan�� kayna��n� Hz. Ali�nin ve Hac� Bekta���n ��retilerinde ve uygulamalar�nda al�r. Bu ��retinin temelinde d�nyadaki her�eyin insanlar i�in yarat�ld��� ve herkesin bunlardan yararlanmas� gerekti�i anlay��� vard�r. Bu anlay��� Hac� Bekta� ��yle dile getirir:

�Hak Te�la d�nyada her ne yaratt� ise, sizlere verdi. Hem kendisini dahi sizlere verdi. G�kler �rt�n�z, yerler d��e�iniz, ay ve g�n �����n�zd�r. Yemi�ler nimetiniz, otlar s�s�n�z, a�a�lar yara����n�z (yarar�n�z), y�lk�lar bine�iniz.(�)Sizler birbirinizle karde�siniz. Siz kullar benimsiniz. Ben ba���lay�c� Mevla sizinim. Bunca �e�it nesneleri sizin i�in yaratt�m. G�ky�z�nden yerin alt�na kadar her ne varsa sizlerindir, sizlere bildirdim�.

  1. D�nyan�n D���nsel ve S�n�fsal �eli�kiler �zerine Kuruldu�u Saptamas�: Hac� Bekta�, evrende, d�nyasal ve toplumsal olaylarda diyalekti�in varl���n� bir sosyolog gibi sezebilmi�tir. Do�al ve toplumsal olaylar�n benze�ti�ini, do�al ve toplumsal olaylardaki �eli�kiyi, toplumlar�n birbiriyle �eli�en s�n�flardan olu�tu�unu g�rebilmi�; uzla�mac�, dayan��mac� bir inan� ve toplumculuk anlay���yla bu soruna ��z�m aram��t�r. Mistik ve simgesel g�r�nt� alt�nda bu toplumsal ger�e�i sergiler. Ba� ile v�cut, g�k ile yer, da�(y�kselti) ile deniz(al�alt�) , a�a�lar(y�ksek) ile otlar(k�sa) , ac� ile tatl�, cennet ile cehennem, m�min ile kafir, dost ile d��man, adil ile zalim aras�ndaki �eli�kiyi tart���r. Bu �eli�kilerin birbirleriyle �doku�tuklar��n�, yani kavga ettiklerini, d�nyadaki �adil d�zenler� ile �zalim d�zenler�in de sava� i�erisinde olduklar�n� saptar. Ancak insanlar�n birbirlerini �karde�� g�rmeleriyle(Hac� Bekta�, �sizler birbirlerinizin karde�lerisinizdiyor.) bu t�r �eli�kilerin sonlanaca��n� belirterek, uzla�mac�, bar����, ama zaman zaman tepkici bir yolla insanl���n s�n�fsal �eli�kilerinine ��z�m getirir.

e-Yal�n Bir K�y Toplumculu�u Anlay���: Hac� Bekta�; kuramsal yap�tlar�nda, Sulucakarah�y�k�te olu�turdu�u toplumunda, Alevi- Bekta�i d�nyas�na kazand�rd��� ilkelerinde t�zegen(adil), e�itlik�i, payla��mc�, toplumcu bir toplum profili �izer. Birlikte �al���l�r, birlikte �retilir, ortak kazanda birlikte t�ketilir. Ortaya ��kan toplum ve y�netim tablosu; k���k �retim birimlerine dayanan kooperatif ve imece sistemiyle �al��an ve �reten genel anlamda bir �k�y toplumculu�u�dur.Hac� Bekta�, k�y toplumunu ve �retim ili�kilerini g�z�n�ne alarak d�zenlemelerini yapar. Yap�tlar�ndaki �rneklemelerin �o�u k�yl�l�kle ilgilidir.Anadolu�da ilk �T�rk Kom�n��n� Hac� Bekta� kurmu�tur. Bu k�m�nde; i�, �retim, ortak t�ketim ve kamu/ ortak m�lkiyet esast�r.Alevi- Bekta�ili�in bu yap�s�, Kapitalist �retim ve toplumsal ili�kilerinin egemen olmas�na kadar s�rer.

9) Hac� Bekta� ve Bekta�ilik�te Kad�n Anlay���:

a- Kad�nlara Geni� Haklar ve �zg�rl�kler Verilmesi Anlay���: Kad�n, �slam d���n�, hukuku ve toplumu i�erisinde ilk kez Hac� Bekta� ile ger�ek de�erini bulur. Anadolu T�rk kad�n�na layik oldu�u de�eri Hac� Bekta� verir. �eriat toplumundaki nikah ve ko�ullu nikahlar, talak, iddet, h�lle gibi kad�n� bir mal, e�ya, meta durumuna d���ren aile kurumlar� t�m�yle kald�r�lm��, Hac� Bekta� ve Alevi- Bekta�ilik kad�na insansal de�erini vermi�tir. Hac� Bekta� kad�n ve erke�e bir elman�n yar�lar� g�z�yle bakarak, toplumu olu�turan bu iki ayr� cinse e�it de�er vererek, �slam�n Sami geleneklerinden getirdi�i kad�n aleyhine olan olumsuzluklar� gidermi�tir. Alevi- Bekta�ilik kad�n alan�nda �slami �izgiden �ok, eski T�rk t�relerinin izleyicileri olmu�, Ortaasya�dan getirilen kad�na de�er veren boysal ya�ant� ve d���nce s�rd�r�lm��t�r. Kad�n Alevi- Bekta�ilik�te de�er g�ren, sayg�n, ana, �retken, toplumsal ve ekonomik ya�ama kat�lan, �al��an, de�er �reten varl�kt�r. Ka�- g�� yoktur. Alevi- Bekta�iler kad�n� �eri �slamc� �evrelerde oldu�u gibi kafes arkas�na gizlemez. �rt�nme yoktur. Kad�n do�u�tan sak�ncal�, eksik de�ildir. Sevilen- say�lan e�dir, anad�r, bac�d�r, k�z �ocu�udur. Alevi- Bekta�i toplumlar�nda zinan�n d���nda bo�anma olmaz. Bo�ananlar �ok yad�rgan�r. Yol d��k�n� olurlar. Fuhu� ve benzeri ola�an d��� ili�kiler g�r�lmez. Kad�n bir �seks arac�� de�ildir. �Odal�k�, �oyna�� gibi kad�n� ger�ek ki�ili�i d���nda bir �g�n�l e�lencesi� olarak anlayan durumlar bulunmaz. Tek evlilik ve tek e�lilik esast�r. Birden �ok evlenene pek rastlanmaz. Kad�n toplumsal ya�am�n do�rudan i�indedir. K�lt�r ve inan� kurumlar�nda da kad�n erkekle birliktedir. Kad�n, cem t�renlerine erkeklerle birlikte kat�l�r. Kad�n�n kesti�i yenir. Alevilik tarihinde sava�larda d��man�n kar�s� ve k�z� ganimet olarak al�nmam��t�r.

Bekta�i dergahlar�nda kad�n dervi�ler vard�r. Tarih�i �. L. Barkan Osmanl� kay�tlar�nda K�z Bac�, Ahi Ana, Sa�r� Hatun, Hac� Fatma, Hundi Bac� Hatun, Sume Bac� adlar�nda dergah y�neticisi kad�nlara rastlar.Kad�nc�k Ana da bu dervi� ve dergah y�neticisi kad�nlardand�r. Hac� Bekta���n ��retisini o, Abdal Musa�larla tarikatla�t�rm��t�r. Yunus Emre, �eyhi Taptuk Emre�ye �anabac�� arac�l��� ile ula��r. Anadolu�da ba��nda kad�nlar olan Alevi- Bekta�i ocaklar� vard�r. Tokat�taki �An�a Bac�l�lar� buna en g�zel �rnektir. Veli Baba�n�n Halep�e Osmanl� saray�nca s�r�lmesi �zerine oca��n ba��na e�i An�a Bac� ge�er ve s�rd�r�r. Anadolu�daki kad�n ad�na ba�l� ocaklar�n ilki budur. Afyon- Emirda��n Karacalar K�y��ndeki �H�seyni� adl� topluluk da 1900�lerde Z�hre Bac��ya ba�lanm��lard�r.Bir�ok Alevi- Bekta�i kad�n �air, m�siki�inas, ressam ve sanat�� yeti�mi�, gerek dergah i�inde, gerekse dergah d���nda bulunmu� ve bug�nlere dek gelen sanatsal �r�nler vermi�lerdir. �eref Bac�, G�ls�m Bac�, �kbal Bac�, �ehrubanu Bac�, Sakine Bac�, �zmirli Emine Beyza Bac�, Arife Bac�, H�sniye, Useyle, Zeynep, Zeynep Kamil, M�nire Bac�, �stanbullu Naciye Bac�, �ks�z Zeynep Bac�, Leyla Bac� bunlardan bir b�l�m�d�r. �Kad�nc�k Ana/ Kutlu Melek� tipini �ne ��kararak, Alevi- Bekta�ili�in ideal kad�n tipini yarat�r. Kad�nlar�n okutulmas�n� ���tleyerek, gelecek ku�aklar�n bilin�li analar�n elinde yeti�mesini ister.

  1. Toplumun Temelinin Sa�l�kl� Aile Kurumunun Olmas� Anlay���: Hac� Bekta�, toplumun d�zeni, gelece�i a��s�ndan evlili�i gerekli g�r�r. Olaya bir psikolog, bir toplum ve siyaset bilimci gibi yakla��r. Evlili�i �art ko�ar. ��eriat kap�s��n�n be�inci �makam�� �evlenmek�, �nikah k�ymak�t�r. Bu yolla sa�l�kl� bir aile kurumu yarat�lmak ve toplum bu �aile kurumu� �zerine oturtulmak istenir. Bu nedenle Alevi- Bekta�i toplumu evlenmeyi, �ocuklar�n� evlendirmeyi esas al�r. Bir�ok Alevi- Bekta�i y�resinde �b�y�k k�z saklanmaz�, �ba�g�z edilir�. Yani evlendirilir. Aile babas�n�n e�ine ve �ocuklar�na bakmas�, korumas�, yeti�tirmesi esast�r. T�rk ve Alevi- Bekta�i t�resinin bir gere�idir.

10) Bekta�ilik�teki Devir, Sudur Kuramlar�:

Bekta�ilik, �kamil insan�� yeti�tirmeyi ama�layan bir toplum felsefesi ve inanc�d�r. �Kamil insan�dan yola ��k�larak �kamil toplum� yarat�lmaya �al���l�r. Bekta�ili�in ama�lad��� toplum ve toplumsal d�zen ancak bu yolla ve bu a�amada ger�ekle�ir.

Bekta�ilik iki y�zl� bir e�ilim sergiler. D��(zahir) y�z� halka, topluma, i�(bat�n) y�z�yse Hakk�a y�neliktir. Bekta�ilik bu iki e�ilimin/ y�n�n kav�ak noktas�ndad�r. Bu durum Bekta�ili�e �Horasan Tasavvuf Okulu�ndan kalan bir mirast�r. Bekta�ilik�te i� (bat�n) anlamlar simgelerle, d�� (zahir) anlamlarsa �rneklerle anlat�l�r.

Bekta�ilik g�r�n�rde(zahirde) Caferi mezhebindedir. Katarda �mam Cafer�e uyulur. Bekta�ilik, hi�bir din ve mezhebe kat�ca ba�l�l�k g�stermez. K�ken k�lt�rlerden, dinlerden, inan��lardan ve felsefelerden izler ta��r. Caferilik�le ili�i�i de bu d�zeydedir. Caferilik ba�lam� i�erisinde g�r�n�lmesine kar��n, tam bir Caferilik sergilenmez. Yaln�zca kendini o ekole ba�l�, o ekolun i�inde g�r�r. Caferili�in Bat�ni yan�n�n� geli�tirir ve Caferili�in Bat�ni yan�n�n temsilcisi olur. B�ylece; Bekta�ilik sufili�e/ tasvvufa dayal�, Bat�ni �zellikler ta��yan, heterodoks bir ��retidir.

Alevi- Bekta�ilik Muhiddin Arabi�nin �Vahdet- i V�cut/ Vahdet- i Mevcut� felsefesini t�m�yle benimser. �Enelkak� ve �tevelle- teberra� kuramlar�n�n derinli�ine ula��r. Alevi- Bekta�ilik tasavvufa dayan�r. Tasavvuf, Alevi- Bekta�ili�in felsefesidir. Bu art�k yads�namayacak bir ger�ek olarak kabul edilmektedir. Felsefesinin �z�nde �varl���n tekli�i� anlay��� yatar. Tanr�- evren- insan b�t�nselli�ine inan�l�r. Tanr��n�n her par�as�n�n evrendeki her par�ada, her insanda oldu�una inan�l�r. Bu anlay��; �ne varsa alemde, �rne�i var ademde� t�mcesiyle f�rm�le edilir. Toparlarsak �unlar ortaya ��kar:

  • Do�a ve evren Tanr��n�n a��k bir g�r�n�m�d�r.

  • Yery�z�n�n tanr�s� insan�n kendisidir. Tanr� kendini ola�and��� insanda, insan�st� insanda, kamil insanda g�sterir.

  • Hz. Ali, kamil(yetkin/ olgun) insan�n �ntipidir.

  • Tanr� insan�n i�inde oldu�undan, �zellikle insan g�r�n�m� Tanr��n�n d���nce, irade, �zg�rl�k, eylem gibi �zelliklerini yans�t�r.

  • Ger�ek tap�n�(ibadet), insan�n d���ncelerini kendi �zerinde yo�unla�t�rmas�d�r. ��nk� Tanr�, insan�n i�indedir. Bu nedenle insan�n kendi d���nde bir nesneye y�nelik d�zenli tap�nmas�, tap�nc�n �znel ve nesnel nedenleri kalmad���ndan gereksizdir.

  • Saf bir ruh olarak insan�n d���nme g�c� meleklere kar��n daha azd�r. Fakat bir bedene sahip olmas�, ona meleklerden daha �ok d���nme g�c�ne ula�ma �ans�n� verir.

  • Kamil(olgun/ yetkin) insanda Tanr�, bu evrende kendi bilincine varman�n en y�ksek d�zeyine, doru�a ula��r ve kendisini izler.

  • Tanr��n�n b�t�n varl�klar� olduk�a geni� bir devirle Tanr��ya geri d�nerler ve as�l, ger�ek Tanr��ca �z�msenirler. Her d�n���m sonras�nda Tanr�, daha �ok kendi bilincine var�r, deneyim kazan�r ve kendini tan�r.

11) �D�rt Kap� K�rk Makam� Kuram�:

�D�rt Kap� K�rk Makam� ��retisinin k�kenleri eskilere kadar gider. �Horasan Tasavvuf Okulu�na, bu okulun ortaya ��kt��� toplumsal ortama, eski Ortaasya, Ortado�u ve Anadolu din ve inan��lar�na kadar giden izlerini bulmak olas�d�r. Hac� Bekta� ve Bekta�ilik de zaten bu kaynaklar�n bire�imsel �r�n�d�r.

Alevi- Bekta�ilik, �D�rt Kap� K�rk Makam� ��retisiyle somutla�m��, ayaklar� yere basm��t�r. �nsan� ve giderek Alevi- Bekta�i toplumunu bu olgunla�ma/ yeti�me evrelerinden ge�irerek yarat�lmaya �al���l�r. Bu evrelere dayanarak yeti�tirme anlay��� S�nnilik�le Alevi- Bekta�ili�i kesin olarak birbirinden ay�r�r. Bu yolla inan�, �e�itli kap� ve makamlara ayr�larak insanlar kurallara bo�ulmak istenmemektedir. Tam tersine insanlar�n kar��s�na say�s�z se�enekler sunularak inan�sal, d���nsel ve ahlaksal ya�am� kolayla�t�r�lmaya �al���lmaktad�r.

Her Alevi- Bekta�i�nin ya�am� boyunca ezberledi�i �D�rt Kap� K�rk Makam�a genellikle Hac� Bekta���n �Makalat� ile �Fevaid� adl� kitaplar�nda ve �Buyruk�larda yer verilmi�, i�lenmi�tir. Kap� d�rtt�r. Bunlar s�ras�yla; �eriat, Tarikat, Marifet ve Hakikat�t�r. Her kap�n�n on makam� vard�r. B�ylece k�rk makam olmaktad�r. Erkan, onyedidir. Menzil, ��y�zaltm��alt�d�r. Vilayet tabakas� onikidir. Vilayet dairesi yedidir. Vilayet b�l��� d�rtt�r. Yetmi��� f�rka(b�lek- mezhep) vard�r. Bunlardan yaln�zca biri kurtulanlar(naci), yani ge�erli, �b�r yetmi�ikisi ise yanl�� ve ge�ersiz f�rkad�r.

    1. �eriat Kap�s�:

Alevi-Bekta�ili�in anlad��� �eriat; ba�lang��ta kutsal k�kenin bir yans�mas� olarak alg�lanan g�r�n�r nesnel d�nyad�r. �Zahir� de�il, �bat�n�d�r. �nsan kendi kendini e�itmeye bu evrede ba�lar. Kaba, kuralc� bir inan� anlay��� vard�r. Bu evrenin inanan� �abid�, olarak adland�r�l�r. Makamlar� �unlard�r:

1. �man etme: Zahir olarak; Tanr��n�n birli�ine, meleklerine, peygamberlerine inanmakt�r. Bat�n olarak ise; m�r�it �n�nde yolun b�t�n kurallar�na uyaca��na s�z verme, bu inanc�n� ikrara ba�lama, g�n�l yoluyla Hakk�a ili�kin anlam�, sezgiyi, bilgiyi yakalamad�r.

2. Bilim ��renme: Zahir olarak, akla ve s�ylenenlere dayanan bilimleri ��renmektir. Bat�n olaraksa, tarikat yolunda g�n�l yoluyla �nce kendini, sonra kendi �z�nde Tanr��y� bulmak, bunu eti�ine indirgemek ve sezgisel akl�n� kullanarak kesin bilgiye ula�makt�r.

3. �badet etme: Alevi- Bekta�ilik; namaz, oru�, zeket gibi �slamsal zahiri ibadetleri yerine getirmez. �badet olarak Tanr��ya yak�n olmay�, Tanr��y� i�inde, g�nl�nde duyumsamay� anlar.

4. Helal kazanma, haramdan uzakla�ma: Zahir olarak yasal yollardan kazanmakt�r. Bat�n olaraksa, g�nl�n�, beynini bozguncu, y�k�c� d���ncelerle doldurmamakt�r.

5. Nikah k�lma, evlenme: Zahir anlamda, evlilik d��� ili�kilerde bulunmama ve yak�n akrabalarla evlilik yapmamakt�r. Bat�n anlamda ise, ikrar verip yola girme ve yolda �eytana uymamakt�r.

6. �evreye zarar vermeme: Zahir olarak �evreyi kirletmemektir. Bat�n olarak; hi�bir �eyin nedensiz, i�levsiz olu�turulmad��� kan�s�yla t�m canl�- cans�z varl�klar�, do�ay�, do�ada var olan dengeyi koruyaca��na, kollayaca��na s�z vermek ve s�z�n� yerine getirmektir.

7. S�nnet ve cemaat ehli olma: Zahir olarak, Peygamber�in buyruklar�na, kurallar�na uymak, Hz. Muhammed�in s�z, davran��, uygulama ve onaylar�n� kabullenmektir. Bat�n olaraksa; yol t�releri konusunda bilgili olmak, Hz. Ali ve soyundan gelen imamlar�n s�z, davran��, uygulama ve onaylar�n� kabullenmek ve pire, m�r�ide itaat etmektir.

8. �efkatli olma: Zahir olarak; insanlara yumu�ak ve sevecen davranmakt�r. Bat�n olaraksa; b�t�n yarat�lm��larla karde� olmak, onlar� Tanr� emaneti bilip korumakt�r.

9. Ar�(pak) giyme, ar� yeme: Zahir olarak; Kuran��n izin verdi�i �eyleri yemek, giymek ve temizli�e �zen g�stermektir. Bat�n olaraksa; tanr�sal nitelikleri tan�mak, onlar� etike indirmek ve davran��lar�n�n bir par�as� durumuna getirmektir. G�n�l bilgisi yoluyla ger�e�i yakalamak, bunu tanr�sal �zellikler olarak alg�lamak, alg�lanan �eyleri ahlak�n temeline indirgemek ve davran��lara yans�tmakt�r.

10. �yiliklere sar�lma ve k�t�l�klerden ka��nma: Zahir olarak; Tanr� buyruklar�na uymak ve yasaklardan ka��nmakt�r. Bat�n olaraksa; Tanr��ya yakla�mak ve s�rekli bu t�r bir �aba i�erisinde olmakt�r.

b- Tarikat Kap�s�:

Alevi- Bekta�ili�in yol kurallar�, ilkeleri, t�releri bu a�amada ��renilir. K�saca yola girilir. �Zahidlik�le �zde�le�ilir. Hakk yolu bulunmaya �al���l�r. Bu evre, kamil insan olma s�recinde ikinci a�amad�r. E�itim ve ayd�nlanma olay� ger�ekle�ir. Tarikat Kap�s��n�n makamlar� �unlard�r:

1. Elal�p t�vbe etme: Bir mir�ide ba�lanmak, �ham ervahl�k�tan ayr�l�p olgun/ yetkin duruma gelmek, k�t� ve g�nah i�lerden uzak durmak, Hakk�tan halka inen bir toplum hizmetlisi durumuna gelmektir.

2. M�rit olma: M�r�idin iste�ine uymak, e�itim alma iste�inden olmak, d���nce ve davran�� d�zeyinde verilen e�itimi �z�mseyebilmek i�in i�tenlikle �al��makt�r.

3. Sa��n�- sakal�n� kesme ve temiz giyinme: Alevi- Bekta�ilik�te cinsiyet fark� g�zetilmez. �Sa��n� giderme�, �kad�n�n di�ili�i�nin �erke�in ki�ili�i�nin ortadan kald�r�lmas� olarak alg�lanan simgesel olarak ��ar- darb� erkan�ndan ge�mektir. �Libas giymek�le de, Alevi- Bekta�ilik��e kutsal g�r�len �ta�, �tennure�, �haydariye�, �kamberiye�, �kemer ku�anmak�, �teslim ta��� takmak gibi yola �zg� giysi ve tak�lar� tak�nmak, bu yolla ay�plar� �rt�c� olmakt�r.

4. �yilik yolunda sava�ma: En b�y�k d��man olarak g�r�len nefisle sava��ma girmek, �benlik�in ge�ici ve d�nyasal isteklerine kar�� koymakt�r. Ki�inin kendisiyle sava��n�, kendi benli�ini e�itmesini ama�lar.

5. Hizmetli olma: Kendini insanlar�n mutlulu�una adamak, bunun i�in her t�rl� �zveriye katlanmaya haz�r olmakt�r.

6. Haks�zl�ktan korkma, �ekinme: Tanr� yolunda y�r�rken, ger�e�e kavu�urken yanl�� bir ad�m atmaktan ka��nmak ve Tanr��n�n bir yans�mas� olarak alg�lanan do�aya, insana k�t�l�k getirecek eylem ve davran��lardan sak�nmakt�r.

7. Umutsuzlu�a d��meme: Kutsal ger�e�e bir g�n kavu�ulaca�� umudunu ta��mak, bunu hi�bir zaman yitirmemek, hakl�n�n haks�z� yenece�ine inanmak, bu inanc� s�rekli canl� tutmak.

8. H�rka, zembil, makas, seccade; ibret alma ve hidayet etme: H�rka alma; tanr�sal niteliklere b�r�nmek, kutsall�k kazanmakt�r. Zembil alma; irfan aray�c�s� olmak, evrenin gizlerini bilmek, kavramak, g�n�l yoluyla sezgisel olarak bilgi edinmekt�r. Makas alma; tanr�sal ahlaka uymayan s�nnet d���ndaki yenilikleri b�rakmak, birey/ toplum kat�nda ahlak d���l�klardan uzakla�makt�r. Seccade; her zaman ve her yerde Tanr� tecellilerinin �n�nde oldu�unu bilmek, tanr�sal tecelli olarak alg�lanan �eye, insana b�y�k bir sayg� ve sevgi beslemek, Tanr� sevgisini tecellisine aktararak ayn� sevgiyi onda ya�amakt�r. �bret alma; her �eyde Tanr��n�n bir hikmeti oldu�unu anlamak, �ben� �zelliklerinden ar�nd�r�lm�� ve �ben� �zelliklerinin kat�l�m�yla beliren toplumsal bilin�te yarat�c�l�k g�rmektir. Hidayete ermekse; Hakk yoluna girmek ve tarikat� benimsemektir.

9. Nimet da��tma: Toplumda makam, toplumsal �evre, s�z sahibi, sevgi sahibi ve ���t sahibi olmakt�r. Makam sahibi olmak; ruhsal bak�mdan belli bir olgunluk a�amas�na ula�m�� olmakt�r. Makam, tarikat yolcusunun ruhsal bak�mdan ula�t��� olgunluk evresini simgeler. Bu anlamda �post�u simgelemektedir. Cemiyet sahibi olmak; yola(tarikata) girmek iste�inden olmakt�r. ���t(nasihat) sahibi olmak; yol kurallar�n�, ilkelerini, t�relerini anlatacak denli bilgi ve beceri sahibi olmakt�r. Muhabbet sahibi olmaksa; Tanr��ya, yol ulular�na, ya da yol u�runda yap�lan bir i�e, eyleme, davran��a g�n�lden sevgi ve ba�l�l�k duymak, bir sorunun tart���l�p de�erlendirilmesi, bir sonuca ba�lanmas� i�in �muhabbet meydan�� a�makt�r.

10. A�ka erme, �evke erme, �z�n� fakir g�rme: A�ka erme; tanr�sal varl��� i�ten gelen bir e�ilimle sevmek, sevilende kendini yok etmek, sevilenle bir olmak, seveni yok yaln�zca sevileni var etmektir(a��k- ma�uk). �evke erme; Tanr� sevgisinden, tanr�sal tecellilerden kaynaklanan co�kuyu duyumsamakt�r. �z�n� fakir g�rme: Tanr� u�runa d�nyasal varl�klardan vaz ge�mek, �ben�in ge�ici isteklerine kanmamak, b�y�kl�k taslayarak tanr�sal varl�k kar��s�nda ba��ms�z bir tutum tak�nmamakt�r.

c- Marifet Kap�s�:

G�n�l yolunda en y�ce d�zeye ula�ma, tanr�sal gizlere(s�r) erme evresidir. Bu evre �arifler�le �zde�le�tirilir. Su gibi ar�l�k aran�l�r. Makamlar� �unlard�r:

1. Edepli olma: Alevi- Bekta�ili�in �nl� ahlak ve toplum ilkesi burada temel al�n�r. Eline, diline, beline sahip olamak anlay��� ya�ama ge�irilir. K�t� hal ve hareketlerden uzak durmak ama�lan�r.

2. Bencillik, kin ve garezden korkma ve uzak durma: Tarikattan marifete ge�en ki�inin bu makamdan d��me endi�esini ta��yarak korkuya kap�lmas�, kendine y�nelik ele�tirileri s�rekli canl� tutup �z�n� bencillikten, kin ve garezden uzak tutmas�d�r. Engelleyici bir korkunun ku�at�c�l���nda her vicdan�n sesi dinlenerek, kendini yoklayarak, eksiklerini saptama ve gelece�e daha ar�nm�� olarak ��kmakt�r.

3. Perhizli olma: Hi�bir �eyde a��r� olmamak, a��r�ya ka�mamak, ula��lan manevi a�aman�n verdi�i sarho�luktan korunmak, bu duyguyu yanl�� alg�lay�p kendini yitirmemek ve mahrem olan �eylerden uzak durmakt�r.

4. Sab�r g�sterme ve yetinme: Bir olgunluk evresi olarak alg�lanan bu makamda; Tanr��dan ba�kas�na yak�nmamak, kutsal ger�e�e giderken aceleci olmamak, ta�k�nl�k yapmamak, �l��l� olmak, m�r�idin verdi�i kadar�yla yetinmek, nefsine uyup m�r�idinden kald�ramayaca�� isteklerden bulunmamakt�r.

5. Utanma: Yak���ks�z davran��lardan ve uygunsuz i�lerden ka��nmak, k�nanma, ay�planma ku�kusuyla bir �eyi yapmaktan ya da yapmamaktan s�k�lmak.

6. C�mert olma: Bilgisini ehlinden esirgememek, bilgisinden lay�k olan� yararland�rmak, bunu ibadetin bir gere�i olarak alg�lamak ve bu yolla insan�n kendisini ar� k�lmas�d�r.

7. Bilim ��renme: Tarikat yolunda g�n�l yoluyla �nce kendini, sonra kendi �z�nde Tanr��y� bulmak, sezgisel akl�n� kullanarak kesin bilgiye ula�makt�r.

8. G�steri�siz ya�ama, miskinlik: Ki�inin kendisine hi�bir varl�k tan�mamas�, teslim olmas�, uzla�mas�, yola, yolun kurallar�na tam olarak uymas� ve ba�lanmas�d�r.

9. Arif olma(marifet/ h�ner) : Tanr��n�n g�n�l bilgisi, duyarl���, derinli�i yoluyla kendi �z�yle b�t�nle�mesine izin verdi�i ve bu yolla kendi y�ce varl���n� g�rebilmesi l�tfunu sa�lad���, kendi �z�n� tan�ma tad�n�n zevkini verdi�i bi�imindeki y�ksek olgunluk a�amas�na ula�mas�d�r.

10. �z�n� bilme: Son amac�n� �alem- i ekber�de bulan ve k���k evren olarak alg�lanan insan� tan�mak, bu yolla son amac�n� �alem- i asgar�da bulan ve b�y�k evren olarak alg�lanan alemin fark�na varmak, bu ba�lamda Tanr��n�n b�t�n s�fatlar�n�n insanda ortaya ��kt���n�n ay�r�m�na ermektir.

d- Hakikat Kap�s�:

Hakikat, bir ilham makam�d�r. �lham do�rudan Tanr� vergisi olarak kalbe, g�n�lde do�an anlam, sezgi ve bilgidir. �lham, yanl�zca ar�nm�� g�n�llere iner. �lhamda aldanma ve yan�lma olas�l��� yoktur. Hakk�� g�rme, tanr�sal alemin g�c� i�erisinde erime, sonsuzla�arak �bekala�ma� hakikat evresinde ger�ekle�ir. Kamil insan olma yolculu�unun sonuncusu ve yetkinli�e varma a�amas�d�r. �Muhibler�le �zde�le�ilir. Bu evrede Hakk�tan halka inilir, yararl� i�ler yap�l�r. D���nce aktar�m�nda son derece cesur ve kurulu d�zenin kurallar�n� y�k�c�, d�nyasal ya�am�n� kurallara alan her t�rl� bask�ya kar�� tepkici bir tutum sergilenir. Hakikat kap�s�n�n makamlar� �unlard�r:

1. Toprak(turab) olma: Herkesin �ayak topra��� anlam�nda al�akg�n�ll� olmak, Tanr��dan gelen her�eyi g�n�l ho�lu�uyla kar��lamak, Tanr��n�n ho�nutlu�unu, onay�n� kazanmak, kendini yol kurallar�na b�rakmak ve teslimiyete ermektir.

2. T�m insanlar� bir g�rme: �nsanlar aras�ndan din, dil, �rk ve mezhep ayr�m� yapmamak ve t�m insanlar�n inan�lar�na ho�g�r�yle bakmakt�r.

3. Elinden geleni esirgememe: Verici olmak. Elinden gelen bir hizmeti, yard�m� vermekten, yapmaktan ka��nmamakt�r.

4. Kimsenin ay�b�n� g�rmeme: �nsanlar�n iyi, yararl� ve �retici yan�n� yakalamak; insanlar�n kusurlar�n�, ay�plar�n� �rt�c� olmak, onlar� b�y�tmekten, yaymaktan ka��nmakt�r.

5. Tevhid anlay���nda olma: B�t�n varl�k t�rlerinin Tanr��da �bir� oldu�una inanmak, Tanr��dan ba�ka varl�k tan�mamak, Tanr��n�n birli�ine ve Ali�nin Tanr��n�n �veli�si oldu�una inanmak, Tanr��n�n g�r�nt�s� durumundaki t�m canl�- cans�z varl�klar� sevmek ve bunu bir ibadet olarak alg�lamakt�r.

6. Vahdet- i Mevcut anlay���nda olma: Tanr��ya yak�n olmak, Tanr��yla bir olmak ve Tanr�- evren- insan ��l�s�nden olu�an �birli�i� Tanr� olarak alg�lamakt�r. Vahdet- i V�cut bi�iminde g�r�len tasavvuf ak�m�, Alevilik- Bekta�ilik�te �Vahdet- i Mevcut� bi�imini alm��t�r.

7. Anlam� bilme, s�rr� ��renme: G�n�l sezgisi yoluyla duyular �st� bilgiye ula�mak, marifete ermek; bat�n ve tarikat bilgisini �z�msemek ve hakikate ermek; nefsin isteklerinden s�yr�l�p derin d���nceye dalarak, �Tanr� evi� olarak tan�mlanan g�n�lde ortaya ��kan �rt�lenmi�(gayb durumunda) �eylerin, yani Hakk��n �rt�ledi�i ancak halka bildirmedi�i �eylerin ayr�m�na varmak, s�rra ermek; ula�t��� anlam�, erdi�i s�rr�, ehil olmayandan sak�nmakt�r.

8. Seyr� s�l���n� tamamlama: Seyr� s�l�k a�amalar� s�ralamas�nda son evre olarak benimsenen ve Tanr��dan halka d�nmek olarak alg�lanan �seyri anillah�(Tanr��dan yolculuk) a�amas�n� tamamlay�p ger�ekle ger�ek olmakt�r.

9. Ger�e�i gizlememe: Sohbette, muhabbette hakikat s�rr�n� Hakk�tan halka ta��mak; inan�tan akla atlamak ve akl�n �nc�l���nde kamil toplumu yaratmaya koyulmakt�r.

10. M�nacat ve m��ahede: Tanr�sal s�rlar� ve tecellileri seyretmek, bu yolla tanr�sal alemi g�rmek; her an �Tanr� evi� olarak alg�lanan g�n�lde Tanr� ile s�yle�ide bulunmak; tarikat ulular�n� �vmek ve onlara ba�l�l�klar�n� bildirmektir.

Dipnotlar:

Kaygusuz- Alevilik �nan�, K�lt�r, Siyaset Tarihi ve Ulular�, Alev Yay. �st. 1995 C: I, s: 40 v. d. , 48 v. d.

Kaygusuz, C: l , s: 41 v. d. , 48 v. d.; Said Nefisi- Babek, Berfin Yay. �st. 1998, s: 26, 29, 48, 69, 71.

Prof. Osman Turan- Do�u Anadolu T�rk Devletleri Tarihi, Turan Ne�riyat Yurdu, �st. 1973, s: 69 v. d.

Prof. Stanford Shaw- Osmanl� �mparatorlu�u ve Modern T�rkiye, E Yay. �st. 1982, C: I, s: 26.

Anadolu�ya dervi� ak�n� ve Anadolu toplumu i�erisinde yer al��lar�yla ilgili olarak �u �al��maya bkz: Prof. �mer L�tfi Barkan- ��stila Devirlerinin Kolononizator T�rk Dervi�leri ve Zaviyeler�, Cem Dergisi,

S: 54, 55, 56, Kas�m- Aral�- Ocak- 1995- 96.

XI. - XIII. y. y�llarda Anadolu�ya gelen T�rk- T�rkmenler�in say�lar� i�in �u �al��malara bkz: Claude Cahen- Osmanl�lar�dan �nce Anadolu�da T�rkler, E Yay. �st. 1984. s: 50 v. d. , 149 v. d. ; Do�an Avc�o�lu- T�rkler�in Tarihi, Tekin Yay. �st. 1979- 82, C: I, s: 42 v. d. , 148 v. d. , 158 v. d. , C: V, s: 2004 v. d. ; Stefanos Yerasimos- Azgeli�mi�lik S�recinde T�rkiye, G�zlem Yay. �st. C: I, s: 168 v. d.

Bkz: Shaw ( 1982), c: I, s: 28 v. d

Savunmalar i�in bkz: Prof. Fuat K�pr�l�- Osmanl� �mparatorlu�unun Kurulu�u, Ank. 1972. s: 159 v. d. ; Turgut Akp�nar- T�rk Tarihinde �slamiyet, �leti�im Yay. �st. 1994, s: 89 v. d. ; Prof. Franz Babinger-

�Anadolu�da �lamiyet�, Cem Dergisi, Say�: 55, s: 14, Aral�k 1995.

Geni� bilgi i�in bkz: Avc�o�lu (1982), C: V, s: 2006 v. d. , 2010 v. d. , 2022.

Bkz: Prof. Zeki Velidi Togan- Umumi T�rk Tarihine Giri�, Enderun Kitapevi, �st. 1981, s: 134; Akp�nar (1994), s: 88 v. d. ; Baki �z- Alevilik Nedir?, Der Yay. �st. 1995, s: 63 v. d. ; Baki �z- Alevili�in Tarihsel Konumu, Der Yay. �st. 1995, s: 14, 160.

Geni� bilgi ve a��klamalar i�in bkz: Avc�o�lu(1981), C: IV, s: 1772 v. d. , 1784 v. d.

Bkz: Turan (1973), s: 179 v. d. ; Cahen, s: 138 v. d. , 243.

Geni� bilgi ve a��klamalar i�in bkz: Ahmet Ya�ar Ocak - Babailer �syan�, Dergah Yay. �st. 1980, s: 132; Reha �amuro�lu - Tarih, Heterodksi ve Babailer, Der Yay. �st. 1990, s: 180 v. d.

Bar Hebraus- Ab��l- Fara� Tarihi, TTK Yay . Ank. 1950, C: II, s: 540.

Geni� a��klamalar i�in bkz: Prof. Osman Turan- Sel�uklular Zaman�nda T�rkiye, Turan Ne�riyat Yurdu, �st. 1971, s: 543 v. d. ; Prof. Osman Turan- Sel�uklular Tarihi ve T�rk �slam Medeniyeti, Bo�azi�i Yay. �st. 1996, 5. bas�m, s; 487 v. d. ; Burhan Kocada�- Alevi- Bekta�i Tarihi, Can Yay. �st. 1996, s: 72.

Geni� a��klamalar ve de�erlendirmeler i�in bkz: Prof. Hilmi Ziya �lken- �slam Felsefesi Tarihi, �st. . 1957, s: 5 v . d.

Bkz: Ocak(1980), s: 39 v. d. ; Abdulbaki G�lp�narl�- Mevlana Celaleddin, �nkilap Kitapevi, �st. 1959, s: 19 v. d.  

Geni� bilgi i�in bkz: G�lp�narl� (1959), s: 233- 246 aras�.

Geni� bilgi i�in bkz: Stefanos Yerasimos- Azgeli�mi�lik S�recinde T�rkiye, G�zlem Yay. �st. C: I, s: 149 v. d.

Yerasimos, C: I, s: 152.

Avc�o�lu(1982), C: V, s: 2174 v. d.

Bkz: Avc�o�lu(1978), C: I, s: 98; C: IV, s: 1638, 1650.

Yerasimos, C: I, s: 153 v. d. .

Cahen, s: 163.

Yerasimos, C: I, s: 176.

 Prof. Ethem Ruhi F��lal�- T�rkiye�de Alevilik Bekta�ilik, Sel�uk Yay. Ank. 199l, 2. bask�, s: 137; Prof. Cavit Sunar- Mel�milik ve Bekta�ilik, �lahiyat Fak. Yay. Ank. 1975, s: 36; Prof. Esad Co�an- Hac� Bekta�- � Veli Makalat, Seha Ne�riyat, �st. s: XX; Co�an(1995), s: 32, 84.

R��t� �arda�- Her Y�n� ile Hac� Bekt��- � Veli ve En Yeni Eseri �erh- i Besmele, �zmir, 1985, s: 53 v. d.

�smet Zeki Eyubo�lu- B�t�n Y�nleriyle Hac� Bekta� Veli, �zg�r Yay. �st. 1989, s: 52 v. d.

Do�. Ya�ar Nuri �zt�rk- Tarihi Boyunca Bekta�ilik, Yeni Boyut Yay. �st. 1990, s: 53.

A. G�lp�narl�- Vel�yetname, s: 49, 50, 70, 93; Ahmet Efl�ki- Ariflerin Menk�beleri, C: I, s: 370, 450 v. d.

Geni� bilgi i�in bkz: Do�. Dr. Mik�il Bayram- Ahi Evren ve Ahi Te�kil�t��n�n Kurulu�u, Konya, 1991, s: 82, 83, 84, 85, 86, 104.

Kayna�a il�kin bkz: Co�an- Makalat, s: XXIV; Co�an(1995), s: 33; �zt�rk(1990), s: 52.

A��kpa�ao�lu Tarihi(Haz. : Ats�z), Milli E�. Yay. �st. 1970, s: 221.

Geni� bilgiler i�in bkz: Birge, s: 44 v. d. ; Er�z(1990), s: 178; F��lal�, s: 140 v. d.

Co�an- Makalat, s: XXV; G�lp�narl�- Vil�yetname, s: XIX v. d. ; Birdo�an(1990), s: 78; Ulusoy, s: 19.

Atilla �zk�r�ml�- Alevilik- Bekta�ilik, Cem Yay. �st. 1990, s: 103.

Dr. Mik�il Bayram- Baciyan- � Rum, Konya 1987, s: 25.

G�lp�narl�- Vil�yetname, s: 17 v. d.

Cemal �ener- Alevilik Olay�, Y�n Yay. �st. 1989, 4. bask�, s: 105.

Bayram(1991), s: 55, 64, 102, 114.

M. T. Oytan- Bekta�ili�in ��y�z�, s: 50; Birdo�an(1990), s: 316.

A��kpa�ao�lu Tarihi, s: 221 v. d.

�zt�rk, s: 53.

Bkz: A��kpa�ao�lu Tarihi, s: 219.

Ahmet Efl�ki- Ariflerin Menk�beleri(�ev. : T. Yaz�c�), H�rriyet Yay. �st. 1973, C: I, s: 370. (1959- 61 bask�s�yla �eviri fark� vard�r. Biz do�rusunu vermeye �al��t�k. )

Elvan �elebi- Men�k�bu�l- Kudsiye fi Men�s�bi�l- �nsiye(Haz. : �. E. Er�nsal- A. Y. Ocak), TTK Yay. �st. 1995, s: 169, beyit: 1994.

Geni� bilgi ve de�erlendirmeler i�in bkz: �zk�r�ml�(1990), s: 102.

Babailerle ilgili kitap yazan Abdullah Tekin bu savdad�r. Bkz: Ocak(1980), s: 27.

A. G�lp�narl�- Vilayetname, s: XXV( G�lp�narl��n�n verdi�i bilgilerden).

Fuat Bozkurt(Haz. )- Buyruk, �st. 1992, s: 52. Benzer ifade i�in bkz: Adil Ali Atalay(Haz. )- �mam Cafer- i Sad�k Buyru�u, Can Yay. �st. 1993, s: 61, 111.

Noyan(1987), s: 46.

Hakk� Sayg�(Haz. )- �eyh Safi Buyru�u ve Rumeli Baba�an(Bekta�i) Erk�nlar�, �st. 1996, s: 94.

A��kpa�ao�lu Tarihi, s: 223.

Bilgi i�in bkz: Ulusoy, s: 37.

Pe�evi �brahim Efendi- Pe�evi Tarihi(Haz. : B. S�tk� Baykal), K�lt�r Bak. Yay. Ank. 1981, C: I, s: 92.

Bilgi ve a��klamalar i�in bkz: Ulusoy, s: 37; Yal��n, s: 47.

III. Mustafa, III. Selim ve II. Mahmut�un ferman metinleri i�in bkz: Baki �z(Der. )- Alevilik �le �lgili Osmanl� Belgeleri, Can Yay. �st. 1995, 75 v. d. Belge: 66, 67, 68, 69, 70, 73).

Ferman i�in bkz: Ulusoy, s: 37; Baki �z- A. �. O. Belgeleri, s: 74(Belge: 65. )

1824(1240 H. ) tarihli ferman�n metni i�in bkz: Ulusoy, metin no: 9.

Cemaleddin Efendi�nin �M�dafaa�s�nda bu m�cadele t�m boyutlar�yla, vak�f ve mahkeme sicilleri verilerek anlat�l�r. Vak�f ve emlak�n soylar�na ait oldu�u kan�tlanmaya �al���l�r. (Bkz: M�dafaa). Ayr�ca vak�f ve mahkeme kararlar�yla ilgili belgeler i�in bkz: Baki �z- A. �. O. Belgeleri, s: 184 v. d. ( Belge no: 159, 160, 161. )

Geni� a��klamalar i�in bkz: Bayram(1987), s: 18 v. d. ; Bayram(1991), s: 62 v. d. , 83.

Yaman- Makalat, s: 21, 29; Co�an- H. �zbay(Sad. )- Makalat, s: 8, 19

Yaman- Makalat, s: 35; Co�an- Makalat, s: 71; Co�an- H. �zbay(Sad. )- Makalat, s: 43.

Yaman- Makalat, s: 37, 38; Co�an- Makalat, s: 74; Co�an- �zbay(Sad.)- Makalat, s: 44.

Co�an- Makalat, s: 8; Co�an- H. �zbay(Sad. )- Makalat, s: 5 v. d.

Co�an- Makalat, s: 12; Co�an- H. �zbay(Sad. )- Makalat, s: 10.

Co�an- Makalat, s: 35; Co�an- H. �zbay(Sad. )- Makalat, s: 23.

Co�an- Makalt, s: 39; Co�an- H. �zbay(Sad. )- Makalat, s: 25.

Co�an- Makalat, s: 54; Co�an- H. �zbay(Sad. )- Makalat, s: 33.

Hac� Bekta� Veli- Fevaid(Haz. Baki �z), Can Yay. �st. 1996, s: 75(���t: 91).

Baki �z(Haz. )- Fevaid, s: 75(���t: 92).

Baki �z(Haz. )- Fevaid, s: 76(���t: 94).

Bkz: Elvan �elebi, s: 169 v. d.

Bkz: Ahmet Eflaki, C: I, s: 370, 450.

Bkz: Vilayetname, Menak�b- � H�nk�r Hac� Bekta�- � Veli( Haz. A. G�lp�narl�), Remzi Kitabevi, �st. 1958. ; Ayr�ca �iirle�tirilmi�i i�in bkz: Hac� Bekta�- � Veli Manzum Vil�yetnamesi(Haz. B. Noyan), Can Yay. �st. 1966.

A��kpa�ao�lu- A��kpa�ao�lu Tarihi, Milli E�. Bak. Yay. �st. 1970, s: 219- 224 aras�.

Kaynak i�in bkz: Ocak(1996), s: 156.

A��kpa�ao�lu Tarihi, s: 223 v. d.

F. K�pr�l�- �Bekta�ili�in Men�eleri�, Cem Dergisi, Say�: 54, s: 9.

Bkz: Bayram(1991), s: 104; Birdo�an(1995), s: 307 v. d.

Olay�n bu yan�n� ele alan bir �al��mam�z i�in bkz: Baki �z- Alevili�in Tarihsel Konumu, Can Yay. �st. 1995, s: 113- 127 aras�. Ayr�ca bkz: Ocak(1992), s: 85 v. d. , 120 v. d. , 193 v. d.

A��kpa�ao�lu Tarihi, s: 223.

Bu kaynaklar ve ilgili al�nt�lar i�in bkz: �elebi Cemalettin Efendi�nin Savunmas�- Birdo�an haz. , s: 40; G�lp�narl�- Vilayetname, s: 128(a��klamalar b�l�m�); Ulusoy, s: 43.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 127 v. d. (a��klamalar b�l�m�).

Prof. �smail Hakk� Uzun�ar��l�- Osmanl� Devleti Te�kilat�nda Kapukulu Ocaklar�, TTK Yay. Ank. 1988, 3. bask�, C: I, s: 148.

Dr. Mikail Bayram- Bac�yan- � Rum, Konya 1987, s: 47 v. d. Bu bulgular ba�ka ara�t�rmac�larca da kabul edilir. Bkz: �zt�rk(1990), s: 89 v. d. ; F��lal�, s: 155.

Uzun�ar��l�(1988), C: I, s: 149 v. d.

Co�an- Makalat, s: XXVII v. d.

F��lal�, s: 154 v. d.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 128(a��klama b�l�m�).

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 91.

Dr. �rfan G�nd�z- Osmanl�larda Devlet/ Tekke M�nasebetleri, Seha Ne�riyat, �st. 1989, 3. bas�m, s: 133.

F��lal�, s: 154 v. d. ; Abd�lb�ki G�lp�narl�- Mevl�n� Cel�leddin, �nk�lap Kitabevi, �st. 1959, 3. bas�m, s: 152.

Anton Jozef Dierl- Anadolu Alevili�i, Ant Yay. �st. 1991, s: 54.

Kan�tlay�c� bilgiler i�in bkz: G�lp�narl�- Vilayetname, s: 127 v. d. (a��klama b�l�m�)

Hammer, C: I, s: 100; Kan�tlar ve belge i�in bkz: Birge, s: 85 v. d.

Geni� bilgiler i�in bkz: Uzun�ar��l�(1988), C: I, s: 168 v. d. , 175, 235.

Uzun�ar��l�(1988), C: I, s: 178.

Uzun�ar��l�(1988), C: I, s : 249, 375, 422, 511.

Uzun�ar��l�(1988), C: I, s: 254, 259.

Uzun�ar��l�(1988), C: I, s: 294 v. d.

Uzun�ar��l�(1988), C: I, s: 356, 623, 632.

Uzun�ar��l�(1988), C: I, s: 398, 621.

Uzun�ar��l�(1988), C: I , s: 422, 434 v. d. , 450.

Dierl, s: 63.

G�n�m�z ara�t�rmac�lar�n�n �o�u bu kan�ya kat�l�r ve savunurlar. Bu konu i�in �u �al��mam�za bkz: Baki �z- Alevili�in Tarihsel Konumu, Der Yay. �st. 1995, s: 120- 140 aras�. Ayr�ca bu sava kat�lan �al��malar i�in bkz: A. G�lp�narl�- Tarih Boyunca �slam Mezhepleri ve �iilik, Der Yay. �st. 1979, s: 170; �. Z. Eyubo�lu- B�t�n Y�nleriyle Bekta�ilik(Alevilik), Yeni ����r yay. �st. 1980, s: 130; �. Z. Eyubo�lu- �eyh Bedreddin ve Varidat, Der Yay. �st. 1980, s: 93; �apolyo, s: 314; Y�r�ko�lu, s: 55.

Brockelmann, s: 217; M. F. K�pr�l�- Osmanl� �mparatorlu�u�nun Kurulu�u, Ank. 1972, s: 49; M. F. K�pr�l�- Bizans M�esseselerinin Osmanl� M�esseselerine Tesiri, �t�ken Yay. �st. 1981, s: 22; Muammer Sencer- Osmanl�lar�da Din ve Devlet, Erk Yay. �st. 1974, s: 69; �rfan G�nd�z- Osmanl�larda Devlet/ Tekke M�nasebetleri, Seha Ne�riyat, �st. 1989, 3. bas�m, s: 3.

Bkz: Melikoff, s: 210.

A��kpa�ao�lu Tarihi, s: 219 v. d. ; Baki �z(1995), s: 122, 135; �zt�rk(1990), s: 76; Eyubo�lu(1980), s: 93 v. d. ; Y�r�ko�lu, s: 239 v. d. ; Bozkurt(1990), s: 29.

Geni� bilgi i�in bkz: Ocak(1992), s: 86 v. d. ; �apolyo, s: 124; Baki �z(1995), s: 136.

Bu t�r bir tarama i�in bkz: Prof. Ne�at �a�atay- Bir T�rk Kurumu Olan Ahilik, A. �. �lahiyat Fak. Yay. Ank. 1974, s: 98 v. d.

Prof. Toktam�� Ate�- Osmanl� Toplumunun Siyasal Yap�s�, Say Yay. �st. 1982, s: 95; G�lvahapo�lu, s: 58; Bozkurt(1990), s: 30.

G�nd�z, s: 15; Prof. Z. V. Togan- Umumi T�rk Tarihine Giri�, Enderun Kitabevi, �st. 1981, s: 371 v. d.

Bkz: G�lp�narl�- Vilayetname, s: 116 v. d. (a��klamalar b�l�m�); Ulusoy, s: 41.

Togan, s: 372; G�nd�z, s: 71.

Prof. �. H. Uzun�ar��l�- Osmanl� Tarihi, TTK Yay. Ank. 1972, 3. bask�, C: I, s: 259, 561; G�nd�z, s: 88.

Togan, s: 371, 380; Baki �z(1995), s: 140.

Baki �z(1995), s: 140.

Bilgi i�in bkz: Uzun�ar��l�(1972), C: I, s: 127, 581 v. d. ; Prof. M. Tayyib G�kbilgin- �Orhan�, �slam Ansiklopedisi, M. E�. Bak. Yay. C: IX, s: 405; G�nd�z, s: 17.

Bekta�i babas� Galip Baba�n�n 1930 y�l�nda �Yar�n Gazetesi�nde yay�nlanan yaz� dizisinden. Bkz: Sezgin(1990), s: 95 v. d.

A��klamalar ve kan�tlar i�in bkz: K�pr�l�(1966), s: 94; F. K�pr�l�- �Bekta��, �slam Ans. M. E. Bak. Yay. C: II, s: 461.

A��kpa�ao�lu Tarihi, s: 204 v. d.

Temren(1994), s: 67.

Temren(1994), s: 91 v. d. ; �amuro�lu(1991), s: 45.

Prof. Abdurrahman G�zel- �Hac�bekta�- � Veli, Bekta�ili�in Geli�mesi ve T�rk K�lt�r��, BTTD, Say�: 23, s: 58, Ocak 1987.

Birge, s: 66.

Temren(1994), s: 239 v. d. ; Bender(1991), s: 209.

Ocak(1996), s: 163, 167.

Birge, s: 64 v. d.

Birdo�an(1990), s: 153 v. d. ; Birdogan( �elebi Cemalettin Ef. ), s: 129(Birdo�an��n a��klamas�).

Er�z(1990), s: 61 v. d. ; Oytan, s: 374.

Bkz: Baha Sait Bey(Birdo�an), s: 21, 131, 141 v. d. ; �apolyo, s: 302.

�zt�rk(1990), s: 175 v. d.

Bkz: Atalay, s: 41; �zt�rk(1990), s: 183 v. d. ; Sunar, s: 38

Bkz: Atalay, s: 39 v. d. ; Noyan(1989), s: 114 v. d. ; �apolyo, s: 320 v. d. ; F��lal�, s: 196 v. d. ; Eyubo�lu(1980), s: 138; Er�z(1990), s: 62; Birge, s: 65; Sunar, s: 37.

Oytan, s: 6.

S�n�flamalar i�in bkz: Atalay, s: 13, 28 v. d. ; Zelyut(1990), s: 319 v. d. ; Eri�en- Samanc�gil, s: 89 v. d. ; Ulusoy, s: 35, 255 v. d. ; Oytan, s: 101, 374; Sezgin(1990), s: 75 v. d.

Geni� a��klamalar i�in bkz: Noyan(1987), s: 474 v. d. ; F. K�pr�l�- �Abdal Musa�, K�pr�l��den Se�meler(Der. : O. K�pr�l�), K�lt�r Bak. Yay. �st. 1972, s: 109- 123 aras�. ; Musa Seyirci- Abdal Musa Sultan, Der Yay. �st. 1992, s: 21 v. d. ; Prof. Abdurrahman G�zel- �Ya�ad��� Devirde �ki Teke �li�, Abdal Musa Sultan ve Velayetnamesi(Der. : Adil A. Atalay), Can Yay. �st. 1990, s: 75- 93 aras�. Evliya �elebi Abdal Musa�y� �Peygamber soyundan, Horasan erenlerinden, Hac� Bekta� Veli fukaras�ndan� olarak tan�t�r. Bkz: Evliya �elebi- Seyahatname, ��dal Ne�riyat, �st. 1985, C: IX, s: 19.

Bkz: A��kpa�ao�lu- A��kpa�ao�lu Tarihi, s: 223; Hoca Sadettin Efendi- Tac��t- Tevarih, K�lt�r Bak. Yay. �st. 1979, C: V, s: 11.

K�pr�l�- Abdal Musa makalesi, s: 121.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 17; Hasluck(Demirel), s: 16 v. d.

Birdo�an(1990), s: 223.

Zelyut(1990), s: 325.

Evli �elebi- Seyahatname, C: IX, s: 19 v. d.

Seyirci, s: 32 v. d.

Seyirci, s: 59- 64 aras�. Ayr�ca Sev�nd�k Dede i�in bkz: Evliya �elebi- Seyahatname, C: IX, s: 20.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 17, 79; Hasluck(Demirel), s: 16 v. d.

Evliya �elebi- Seyahatname, C: II, s: 418.

�a�da� kaynaklardaki bilgiler i�in bkz: A��kpa�ao�lu- A��kpa�ao�lu Tarihi, s: 50 v. d. ; Mehmet Ne�ri- Ne�ri Tarihi(Haz. : M. A. K�ymen), K�lt�r ve Tur. Bak. Yay. Ank. 1983, C: I, s: 83, 92.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 16; Hasluck(Demirel), s: 19.

A��kpa�ao�lu Tarihi, s: 220.

Prof. �mer L�tfi Barkan- ��stila Devirlerinin Kolonizat�r T�rk Dervi�leri ve Zaviyeler�, Cem Dergisi, Say�: 55, s: 10, Aral�k 1995.

Cevdet T�rkay- Osmanl� �mparatorlu�u�nda Oymaklar, A�iretler ve Cemaatler, �st. 1979, s: 373 v. d.

Bkz: Vilayetname- i Kolu A��k Hacim Sultan, Ayy�ld�z Yay. Ank. 1993.

Geni� a��klamalar i�in bkz: Noyan(1987), s: 459 v. d. ; Oytan, s: 179 v. d.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 17; Hasluck(Demirel), s: 20.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 18; Hasluck(Demirel), s: 18.

��zmir Kemalpa�a�daki Hamza Baba Dergah��, Nefes Dergisi, Say�: 9, s: 27. Temmuz 1994.

Veli Baba Oca��/Dergah� ve �menak�bname� i�in bkz: Do�. Bedri Noyan(Haz. )- Veli Baba Menak�bnamesi, Can Yay. �st. 1993.

Do�. Necmi �lker- ��zmir- Ya�hanelerdeki Bekta�i Mezar Kitabeleri( XIX. ve XX. Y�zy�l)�, IV. Ara�t�rma Sonu�lar� Toplant�s�, Ank. 1986, s: 1- 38 aras�.

Geni� a��klamalar i�in bkz: Do�. Bedri Noyan- ��zmir�de Yusuf �em�ettin Baba ve Karadutlu Dergah�, I, II, III�, Nefes Dergisi, Say�: 6, 7, 8, Nisan- May�s- Haziran 1994.

Bkz: Ocak(1992) s: 97; G�la� �z- �Dergahlar�n ��levi ve Sultan S�ca�ddin Veli�, Cem Dergisi, Say�: 54, s: 41 v. d. Kas�m 1995.

Vilayetnamesi i�in bkz: Prof. Orhan K�pr�l�(Haz. )- �Vilayetname- i Sultan �ucauddin�, TM. 1972. ; Prof. ��kr� El�in(Haz. )- �Bir �eyh ��caeddin Baba Velayetnamesi�, T�rk K�lt�r� Ara�t�rmalar�(Prof. Necati Akder�e Arma�an), XXII/1- 2, 1984, s: 199- 208; �Prof. ��kr� El�in(Haz. )- ��eyh ��caeddin Baba Velayetnamesi�, Halk Edebiyat� Ara�t�rmalar�, K�lt�r ve Tur. Bak. Yay. Ank. 1988, C: II, s: 97- 112; Nejat Birdo�an- �Sultan �ucaeddin ve Velayetnamesi�, Alevi Kaynaklar�, Kaynak Yay. �st. 1996, C: I, s: 121- 172 aras�.

Ocak(1992), s: 98; G�la� �z, a. g. y. Say�: 54, s: 42.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 16; Hasluck(Demirel), s: 20.

Bkz: Nevzat Alt�nta�- �Sultan ��caettin Veli�, Nefes Dergisi, Say�: 32, s: 23 v. d. Haziran 1996.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 81.

Birge, s: 43.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 82.

Noyan(1987), s: 458; Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 16; Hasluck(Demirel), s: 20.

Dr. M. Nuri Dersimi- Hat�rat�m, Stockholm 1986, s: 126 v. d.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 36, 81, 88 v. d. , 91; Noyan(1987), s: 470 v. d.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 81; Noyan(1987), s: 473.

Noyan(1987) s: 473.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 81; Noyan(1987), s: 472.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 81; Noyan(1987), s: 473.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 81, 89; Noyan(1987), s: 471.

Ocak(1996), s: 72 v. d.

Evliya �elebi- Seyahatname, C: II, s: 762 v. d.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 81; Noyan(1987), s: 472.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 81; Noyan(1987), s: 472.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 21, 36, 41, 49, 58, 60 v. d. , 70 v. d. , 81 v. d. , 90 v. d. ; Noyan(1987), s: 458 v. d.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 17; Hasluck(Demirel), s: 17.

K�pr�l�(1966), s: 221.

A��kpa�ao�lu Tarihi, s: 220.

Evliya �elebi- Seyahatname, C: VIII, s: 498.

Hoca Sadettin Efendi- Tac��t Tevarih, C: I, s: 130, C: V, s: 19; Prof. �. H. Uzun�ar��l�- Osmanl� Tarihi, Ank. 1972, C: I, s: 169; Ocak(1992), s: 92.

Hammer, C: I, s: 206; Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 14; Hasluck(Demirel), s: 21.

Evliya �elebi- Seyahatname, C: II, s: 524 v. d.

Evliya �elebi- Seyahatname, C: II, s: 403, 423.

Tac��t- Tevarih, C: V, s: 11.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 16; Hasluck(Demirel), s: 19.

Prof. Fuat K�pr�l�- ��slam Sufi Tarikatlerine T�rk- Mo�ol �amanl���n�n Tesiri�, Anadolu Alevili�i�nde Yol Ayr�m�(N. Birdo�an)�n�n i�inde, s: 496.

Noyan(1987), s: 464.

Ocak(1992), s: 70.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 81, 90.

Bkz: �Barak Baba� maddesi, Meydan Larousse, Sabah Yay. C: II, s: 549; Abdulbaki G�lp�narl�- Yunus Emre ve Tasavvuf, �st. 1961, s: 17.

Bkz: Noyan(1987), s: 464 v. d. ; Ocak(1992), s: 71; Birdo�an(1992), s: 53.

Prof. Z. Velidi Togan- Umumi T�rk Tarihine Giri�, Enderun Kitabevi, �st. 1981, 3. bas�m, s: 271.

�ztelli, �Barak Baba, Konya Sel�uklu h�k�mdarlar�ndan �kinci Keykavus�un o�ludur� der. Bkz: �ztelli(1971), s: XIX; Noyan�sa �Prenslik meselesi pek kuvvetli bir noktad�r. Barak Baba bir Sel�uklu prensidir� der. Bkz: Noyan(1987), s: 466.

Togan, s: 471.

G�zlemler i�in bkz: �ztelli(1971), s: XX v. d.

Bkz: �Baraklar� maddesi, Meydan Larousse Ans. Sabah Yay. C: II, s: 550.

G�lp�narl�(1961), s: 17, 26; Noyan(1987), s: 466 v. d. ; Ocak(1992), s: 70.

�ztelli(1971), s: XXII.

Bkz: Abd�lbaki G�lp�narl�- Yunus Emre ve Tasavvuf, �st. 1861, s: 43.

Togan, s: 271.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 13; Hasluck(Demirel), s: 15 v. d.

Evliya �elebi- Seyahatname, C: II, s: 710, 762; Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 13 v. d. ; Hasluck(Demirel), s: 15.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 16, 44; Hasluck(Demirel), s: 20, 79.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 44; Hasluck(Demirel), s: 78 v. d.

Konuya ili�kin geni� bilgi i�in bkz: Nejat Birdo�an- Alevi Kaynaklar�, Kaynak Yay. �st. 1996, C: I, s: 83- 120 aras�; �zk�r�ml�(1985), s: 86 v. d.; Murat K���k(R�p.)- �Bozk�ra Hayat Veren G�n�l Eri: Hasan Dede�, Cem Dergisi, Say�: 66, s: 26 v. d. May�s 1997

Bkz: Ocak(1992), s: 68 v. d.

Prof. Z. Velidi Togan- Umumi T�rk Tarihine Giri�, Enderun Kitabevi, �st. 1981, 3. bas�m, s: 271.

Togan, s: 267.

Bkz: Ahmet Eflaki- Ariflerin Menk�beleri, C: I, s: 204; K�pr�l�(1966), s: 180; G�lp�narl�(1959), s: 243 v. d. ; Ocak(1992), s: 66.

Geni� bilgi i�in bkz: Necdet Sakao�lu- �Seyyid Garip Musa Oca��� , Tarih ve Toplum Dergisi ve Ehlibeyt Dergisi, Say�: 18, s: 13 v. d. Kas�m 1989.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 79.

A��kpa�a Tarihi, s: 219; Tac��t Tevarih, C: V, s: 3; Ayr�ca ��akay�k Terc�mesi�nden naklen K�pr�l�(1966), s: 177 v. d. ; Noyan(1987), s: 433 v. d.

M�neccimba�� Ahmet Dede- M�neccimba�� Tarihi, Terc�man Yay. �st. C: I, s: 80.

Bkz: Noyan(1987), s: 434.

Bkz: Prof. Osman Turan- Sel�uklular Zaman�nda T�rkiye, �st. 1971, s: 642 v. d. ; Prof. Y. Y�cel- Prof. A. Sevim- T�rkiye Tarihi, Sabah Yay. , C: I, s: 145; Prof. Erdo�an Mer�il- M�sliman T�rk Devletleri Tarihi, TTK Yay. Ank. 1993, s: 166 v. d.

A��k Pa�a-y� Veli- Garipname (�ev. B: Noyan), Ard�� Yay. Ank. 1998.

A��kpa�ao�lu Tarihi, s: 220; Tac��t- Tevarih, C: V, s: 4 v. d. ; Bursal� Mehmet Tahir Ef, C: I, s: 42 v. d. ; Noyan(1987) s: 434 v. d.

A��kpa�ao�lu Tarihi, s: 220.

Bkz: G�lp�narl�- Vilayetname, s: 21, 48 v. d. Ayr�ca bkz: K�pr�l�(1966), s: 222 v. d.

Tac��t- Tevarih, C: V, s: 49.

Noyan(1987), s: 440.

Taptuklu toplulu�una il�kin ilk kay�tlara XIII. y. y�l eseri olan Ni�deli Kad� Ahmet�in �el- Veled- u� �efik�inde rastlan�l�r. Bu d�nem Anadolusu�nun topluluklar� aras�nda Taptuk Emre�ye ba�l� Taptuklular�dan da s�z edilir. Bkz: Osman Tuaran- � Sel�uklu T�rkiyesi Din Tarihine Dair Bir Kaynak�, s: 544.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 48 v. d. Di�er �Vilayetname� yazmalar�ndaki konuya il�kin benzer anlat�mlar i�in bkz: Noyan(1987), s: 444 v. d.

Akbank��n Yunus�un 650. y�ld�n�m� nedeniyle 1971�de d�zenledi�i seminere sunulan bildirilerden. Bkz: Eyubo�lu(1972), s: 356 v. d. (ek).

Zelyut(1990), s: 224.

K�pr�l�(1966) s: 240.

A. G�lp�narl�- Yunus Emre ve Tasavvuf, �st. 1961, s: 368.

A. G�lp�narl�- Yunus Emre, s: 20, 29.

�zt�rk(1990), s: 131 v. d.

Co�an- Makalat, s: XXXVI; Co�an(1995), s: 39 v. d. , 102.

Abd�lkadir Sezgin- �Hac� Bekta�- � Veli ve Bekta�ilik�, Alevilik �st�ne Ne Dediler(Der. C. �ener), Ant Yay. �st. 1990, s: 158.

Yunus�un kitaplar� bir�ok kez yay�nlanm��t�r. En yeni ve ele�tirel metinli olan� i�in bkz: Dr. Mustafa Tat��- Yunus Emre Divan�, Risalet��n- Nushiyye, Tenkitli Metin- III. , K�lt�r Bak. Yay. Ank. 1991.

K�pr�l�(1966), s: 252- 280 aras�.

K�pr�l�(1966), s: 280 v. d.

G�lp�narl�- Vilayetname, 50, 93 v. d.

G�lp�narl�(1959), s: 103.

Geni� bilgi i�in bkz: A. G�lp�narl�- Mevlana Celaleddin, �st. 1959, s: 66 v. d. ; Noyan(1987), s: 490 v. d.

Bkz: Do�. Mikail Bayram- Ahi Evren ve Ahi Te�kilat��n�n Kurulu�u, Konya 1991, s: 56 v. d. , 60 v. d. , 85. ; Birdo�an(1990), s: 82 v. d. ; Kaleli(1993), s: 30 v. d.

Baha Sait Bey(Birdo�an), s: 130.

Ulusoy, s: 72 v. d.

�apolyo, s: 320.

Hakk� Sayg�(Haz. )- Otman Baba ve Vilayetnamesi, �st. 1996, s: 8, 64.

Bkz: Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 19 v. d. , 79; Hasluck(Demirel), s: 25 v. d.

Geni� bilgi i�in bkz: Thierry Zarcone- �Merdivenk�y Tekkesi ve Osmanl� �mparatorlu�u�nun Bekta�i Co�rafyas��, Nefes Dergisi, Say�: 23, s: 17 v. d. Eyl�l 1995.

Geni� bilgi i�in bkz: Burhan Kocada�- �ahkulu Sultan Dergah� ve �stanbul Bekta�i Tekkeleri, Can Yay. �st. 1998, s: 20 v. d.; Melikoff, s: 239 v. d. ; Ekrem I��n- ��stanbul Bekta�ili�i- I, II�, Nefes Dergisi, Say�: 20, 21 Haziran- Temmuz 1995; Ekrem I��n- ��stanbul Bekta�i Tekkeleri�, Cem Dergisi, Say�: 62 Ocak 1997.

Melikoff, s: 235; Ekrem I��n- Nefes Dergisi, Say�: 20, 21; E. I��n- Cem Dergisi, Say�: 62;

E. I��n- Nefes Dergisi, Say�: 21, s: 27.

E. I��n- Nefes Dergisi, Say�: 20, 21; E. I��n- Cem Dergisi, Say�: 62.

E. I��n- Nefes Dergisi, Say�: 20, 21; Murat K���k��n Turgut Koca ile s�yle�isi, bkz: Cem Dergisi, Say�: 63, s: 21- 27 aras�, �ubat 1997.

E. I��n- Nefes Dergisi, Say�: 20, 21, Haz. - Temmuz 1995; Cem Dergisi, Say�: 62, s: 56, Ocak 1997(E. I��n�la �stanbul Bekta�i Tekkeleri �zerine s�yle�i); Cem Dergisi, Say�: 63, s: 26, �ubat 1997(Turgut Koca ile s�yle�iden).

E. I��n- Nefes Dergisi, Say�: 20, 21.

E. I��n- Nefes Dergisi, Say�: 20, 21; E. I��n- Cem Dergisi, Say�: 62, s: 57.

E. I��n- Nefes Dergisi, Say�: 20, s: 27; E. I��n- Cem Dergisi, Say�: 62, s: 56.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 18, 20, 91.

A��kpa�ao�lu Tarihi, s: 220; Noyan(1987), s: 511; K�pr�l�(1966), s: 220.

Hoca Sadettin Ef. - Tac��t Tevarih, C: V, s: 9.

Geni� bilgi i�in bkz: Mehmet Yaman- Karaca Ahmet Sultan Hazretleri, �st. 1989. ; Noyan(1987), s: 507- 516 aras�.

Evliya �elebi- Seyahatname, C: VIII, s: 509.

Yaman(1989), s: 135.

Yaman(1989), s: 79.

E. I��n- Nefes Dergisi, Say�: 20, 21; E. I��n- Cem Dergisi, Say�: 62.

E. I��n- Nefes Dergisi, Say�: 20, 21; E. I��n- Cem Dergisi, Say�: 62.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 20; Hasluck(Demirel), s: 27; Abdurrahim Dede- �Bat� Trakya�da Bekta�ilik ve Bekta�ilik Hakk�nda Ar�iv ve K�t�phanelerimizde Bulunan Yazma Eserler�, Hac� Bekta� Veli, Ank. 1977, s: 49 (Ba�. Ar. Gen. M�d. Deki 1827 tarihli �Bekta�i Zaviyeleri� adl� defterden).

Evliya �elebi- Seyahatname, C: III, s: 347- 365 aras�. Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 21; Hasluck(Demirel), s: 27.

Evliya �elebi- Seyahatname, C: III, s: 366.

Evliya �elebi- Seyahatname, C: III, s: 366.

Evliya �elebi- Seyahatname, C: VIII, s: 29 v. d.

Evliya �elebi- Seyahatname, C: VIII, s: 37 v. d. ; Abdurrahim Dede, s: 48.

Bkz: Baki �z- Osmanl��da Alevi Ayaklanmalar�, Ant Yay. �st. 1992, s: 93 v. d.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 20, 47, 80; Hasluck(Demirel), s: 27, 84; Abdurrah�m Dede, s: 49.

Refik Engin- �Trakya�da Bir Bekta�i Dergah�; Abdal Baba Dergah��, Nefes Dergisi, Say�: 24, s: 23 v. d. Ekim 1995.

Abdurrahim Dede, s: 49.

Hasluck(Koca- Erginsoy), s: 20, 47; Hasluck(Demirel), s: 27 v. d. , 84 v. d.

Abd�lbaki G�lp�narl�(Haz. )- Menak�b- � Hac� Bekta� Veli, Vilayetname, �nk�lap Kitabevi, �st. 1958.

G�lp�narl�- Vilayetname�ye �ns�zdeki a��klamalar�ndan. Bkz: s: III- XXXVI aras�. ; Ocak(1983), s: 5 v. d. ; Yal��n, s: 13 v. d.

Do�. Bedri Noyan- Hac� Bekta�- � Veli Manzum Vilayetnamesi, Can Yay. �st. 1996. �Vilayetname�ye ili�kin a��klamalar i�in giri� b�l�m�ne bkz: s: 13- 104 aras�.

Birdo�an(1990), s: 88; Birdo�an(1995), s: 310; G�lvahapo�lu, s: 74. Co�an- Makalat, s: L. Manisa K�t�phanesi 1311 no. da kay�tl� olan �Makalat� n�shas�n� Prof. �. H. Ertaylan bu adla yay�nlam��t�r. Bkz: �smail Hikmet Ertaylan- Hatipo�lu Bahr��l Hakay�k, �. �. Ed. Fak. �st. 1960.

Sefer Aytekin(Haz. )- Makalat, Emek Bas�mevi Yay. Ank. 1954.

Prof. Esat Co�an- Makalat, Seha Ne�riyat, �st. Tarihsiz. �Makalat�a ili�kin bkz: XLII- LII.

Mehmet Yaman(Haz. )- Makalat ve M�sl�manl�k, G�lbay Yay. �st. 1985.

Aziz Yal��n- Makalat- � Hac� Bekta� Veli, Der Yay. �st. 1993.

G�lp�narl�(1969), s: 273.

Bu yollu g�r�� i�in bkz: Eyubo�lu(1989), s: 65.

Co�an(1995) 44 v. d. ; Co�an(1995), s: 95 v. d.

Co�an- Makalat, s: XXXIX; Co�an(1995), s: 91 v. d

Prof. F. K�pr�l�- �Bekta�ili�in Men�eleri�, Cem Dergisi, Say�: 54, s: 9 Kas�m 1995; Noyan(1987), s: 33; G�lp�narl�(1969), s: 273; Kaleli(1993), s: 160 v. d.

F��lal�(1991), s: 159; Ayr�ca bkz: Noyan(1987), s: 33.

Temren(1995), s: 108.

�. �. - Hazreti H�nkar Hac� Bekta�- � Veli�nin Vasiyetn�mesi(Kitabu Fev�id), Dizgonca Matbaas�, �st. 1959.

Mehmet Yaman(Haz.)- H�nkar Hac� Bekta� Veli�nin Vasiyyetnamesi (Fevaid), Ayy�ld�z Yay. Ank. (tarihsiz).

Baki �z(Haz. )- Fevaid(Yararl� ���tler), Can yay. �st. 1996.

�Bekta�� mad. T�rk Ansiklopedisi, C: VI, s: 33.

Ulusoy, s: 11.

Bkz: Birdo�an(1990), s: 89; Birdo�an(1995), s: 312.

�Bekta� Veli�- Ana Britannica Ansiklopedisi, H�rriyet Yay. C: V, s: 71.

Bkz: Besim Atalay- Bekta�ilik ve Edebiyat�, Ant Yay. �st. 1991, s: 88; Burhan O�uz- �Anadolu Alevili�inin K�kenleri�, Alevilik �st�ne Ne Dediler(Der: C. �ener), Ant Yay. �st. 1990, s: 272; Noyan(1987), s: 336.

Hasluck(Demirel), s: 74 v. d. , 161 v. d.

Belge i�in bkz: Baki �z(Der)- Alevilik �le �lgili Osmanl� Belgeleri, s: 174; Birdo�an(1992), s: 280.

Abd�lkadir Sezgin- �Hac� Bekta�- � Veli ve Bekta�ilik�, Alevilik �st�ne Ne Dediler(Der. C. �ener), Ant Yay. �st. 1990, s: 200 v. d.

Melikoff(1993), s: 41.

Atalay, s: 14.

Sunar, s: 11, 23.

Bkz: G�lvahapo�lu, s: 36, 98, 102, 133 v. d. , 148 v. d.

Birdo�an(1990), s: 44.

M. Emin Lebe- �Hac� Bekta� T�rk�e �nanmakt�r�, Hac� Bekta� Veli, s: 74.

Bkz: Noyan(1987), s: 18, 24, 28, 31, 40, 73 v. d.

Baha Sait Bey(Birdo�an), s: 18 v. d. , 20, 22, 24, 25, 100, 102, 133.

Bkz: Akp�nar(1994), s: 155 v. d.

Co�an- Makalat, s: 77; H. �zbay(Sad. )- Makalat, s: 45; M. Yaman- Makalat ve M�sl�manl�k, s: 40.

Co�an- Makalat, s: 73; H. �zbay(Sad. )- Makalat, s: 43 v. d. ; Yaman- M. ve Makalat, s: 38.

Metin i�in bkz: Noyan(1987), s: 517; Birdo�an(1992), s: 61; Baki �z(1997), s: 63.

Bkz: Temren(1994), s: 191.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 17, 110.

Bkz: G�lp�narl�- Vilayetname, s: 53.

Hac� Bekta� bu anlay���n� �Hakikat Makamlar�� i�erisinde sayar. Bkz: Co�an- Makalat, s: 30; H. �zbay(Sad. )- Makalat, s: 20; Yaman- M. ve Makalat, s: 29. Ayr�ca a��klama ve yorumlar i�in bkz: Yal��n, s: 226; Noyan(1987), s: 8, 63, 187, 335. Cabbarkulu yazmalar�ndaki ayn� ifade i�in bkz: Noyan(1987), s: 63. Otman Baba�n�n ifadesi i�in bkz: Sayg�(1996), s: 75. �Buyruk� da Hac� Bekta��a dayanarak bu ilkeyi �Hakikat Kap�s�� i�erisinden sayar. Bkz: Bozkurt- Buyruk, s: 39, 128.

�Makalat� n�shalar� aras�nda �ok az farkl�l�klar varsa da hemen hemen t�m� ayn� yerleri yazarlar. Kar��la�t�rarak bkz: Co�an- Makalat, s: 84 v. d. ; H. �zbay(Sad. )- Makalat, s: 49; Yaman- M. ve Makalat, s: 42.

S�z i�in bkz: F��lal�(1991), s: 182; Yaman(1989), s: 65.

Yunus�un bu d���nceyi i�leyen dizeleri i�in bkz: Sebahattin Eyubo�lu- Yunus Emre, s: 29, 355; Kaygusuz(1995), C: I, s: 126, 162, 165, 167.

Temren(1994), s: 240.

Bkz: Prof. Niyazi �ktem- Laiklik, Din ve Alevilik Yaz�lar�, Der Yay. �st. 1995, s: 139- 158 aras�.

Temren(1994), s: 247.

Yunus�un bu alandaki g�r��lerini yans�tan dizeleri i�in bkz: Kaygusuz(1995), s: 164.

Noyan(1987), s: 79.

Bkz: Co�an(Haz. )- Makalat, s: 51; �zbay(Sad. ), s: 31; M. Yaman- M. ve Makalat, s: 23.

Bkz: Prof. F. K�pr�l�- W. Barthold- �slam Medeniyeti Tarihi, Diy. ��. Ba�. Yay. Ank. 1973, s: 89; Melikoff(1993), s: 86, 129.

Bkz: Hac� Bekta� Veli(Haz. Baki �z)- Fevaid, s: 30 v. d. (���t: 9)

Noyan(1987), s: 77 v. d.

Bkz: Co�an(Haz. )- Makalat, s: 7, 10; �zbay(Sad. ), s: 5, 7; M. Yaman- M. ve Makalat, s: 20. Ayr�ca bkz: Yal��n, s: 98.

Geni� a��klamalar ve yorumlar i�in bkz: Eyubo�lu(1989), s: 101 v. d. , 110 v. d. , 116 v. d.

F. Bozkurt- Buyruk, s: 43.

Kurallar i�in bkz: Oytan, s: 400 v. d. ; Sunar, s: 87. Bu tan�mlamalar�n benzeri Alevi �Buyruk�lar�ndan da yer al�r. Bkz: F. Bozkurt- Buyruk, s: 58. M�r�it, g�lbanklar�yla bu ilkeleri talibe/m�ride kazand�rmaya �al���r.

Bkz: Oytan, s: 400 v. d. ; Sunar, s: 87; Noyan(1987), s: 190; F. Bozkurt- Buyruk, s: 23.

Co�an(Haz. )- Makalat, s: 109; �zbay(Sad. )- Makalat, s: 62; M. Yaman- M. Makalat, s: 47. Ayr�ca bkz: Yal��n, s: 397 v. d.

Geni� a��klamalr i�in bkz: Temren(1994), s: 132 v. d. , 136 v. d. , 159 v. d. , 180 v. d. , 183 v. d. , 197 v. d. , 242 v. d.

Hac� Bekta� Veli(Haz. B. �z)- Fevaid, s: 58(���t: 65), 89.

Bkz: Co�an(Haz. )- Makalat, s: 102; �zbay(Sad. )- Makalat, s: 59; M. Yaman- M. ve Makalat, s: 45.

Hac� Bekta� Veli(Haz. B. �z)- Fevaid, s: 56(���t: 63).

Bkz: Co�an(Haz. )- Makalat, s: 29; �zbay(Sad. )- Makalat, s: 19; M. Yaman- M. Makalat, s: 21, 29, 34. �Makalat�taki ilgili b�l�mler ve a��klamalar i�in ayr�ca bkz: Yal��n, s: 127 v. d. , 218, 274, 285.

G�lvahapo�lu, s: 112.

H. Sayg�(Haz. )- Otman Baba ve Velayetnamesi, s: 34.

G�lp�narl�(1985), s: 141.

Bkz: Temren(1995), s: 7, 127.

Hac� Bekta� Veli(Haz. B. �z)- Fevaid, s: 56(���t: 62).

Bu kural �Hakikat��n makamlar� aras�nda say�l�r. Bkz: Co�an(Haz. )- Makalat, s: 30; �zbay(Sad. )- Makalat, s: 20; M. Yaman- M. ve Makalat, s: 29.

Hac� Bekta� Veli(Haz. B. �z)- Fevaid, s: 29(���t: 6).

H. Sayg�(Haz. )- Otman Baba ve Velayetnamesi, s: 66.

G�lvahapo�lu, s: 95 v. d.

Hac� Bekta� Veli(Haz. B. �z)- Fevaid, s: 25.

G�lp�narl�- Vilayetname, s: 37.

Eyubo�lu(1989), s: 27.

Hac� Bekta� Veli(Haz. B. �z)- Fevaid, s: 55(���t: 59), 86 v. d.

Bkz: Hac� Bekta� Veli(Haz. B. �z)- Fevaid, s: 21 v. d.

Bkz: Co�an(Haz. )- Makalat, s: 51; �zbay(Sad. )- Makalat, s: 31; M. Yaman- M. Makalat, s: 23.

Bkz: Co�an(Haz. )- Makalat, s: 20; �zbay(Sad. )- Makalat, s: 13; M. Yaman- M. ve Makalat, s: 27.

Bkz: Co�an(Haz. )- Makalat, s: 80; �zbay(Sad. )- Makalat, s: 47; M. Yaman- M. ve Makalat, s: 41.

Hac� Bekta� ��retisinin bu alandaki saptamalar� ve ��z�m �nerilerini �u kitab�nda bulabiliriz. Bkz: Co�an(Haz. )- Makalat, s: 65 v. d. ; �zbay(Sad. )- Makalat, s: 39 v. d. ; M. Yaman- M. ve Makalat, s: 38 v. d.

Ara�t�rmac� Y�r�ko�lu, Alevi- Bekta�ili�in �Kom�nistlik kavramlar� ve tohumlar i�erdi�i g�r���ndedir. Bkz: Y�r�ko�lu, s: 167; Zelyut, Alevi- Bekta�ili�in XX. y. y�l�n ilk �eyre�ine kadar s�ren d�nemini �K�y Sosyalizmi� � olarak adland�r�r. Bkz: R�za Zelyut- �Alevili�in Toplumsal �zellikleri�, Nefes Dergisi, Say�: 7, s: 20, May�s 1994.

Bkz: Yal��n, s: 66 v. d.

Hac� Bekta���n ilk �T�rk Kom�n��n� kuru�u i�in bkz: G�lvahapo�lu, s: 118.

Bkz: Kaygusuz(1995), C: I, s: 182. Belge i�in bkz: Birdo�an(1992), s: 272.

Bkz: Birdo�an(1992), s: 182.

Bkz: Noyan(1987), s: 92, 336.

Co�an(Haz. )- Makalat, s: 20; �zbay(Sad. )- Makalat, s: 14; M. Yaman- M. ve Makalat, s: 27.

Malatya Alevi �evrelerinde; �Bu s�zden d�nersen, bu ikrar� bozarsan, b�y�k k�z saklam�� kullardan ola m�s�n?� ve �Ayalini yal�n ayak gezdirmi� kullardan ola m�s�n?� bi�iminde �zdeyi� bi�imine d�n��m�� yeminler vard�r. Bkz: Er�z(1990), s: 290; Birdo�an(1990), s: 362.

�D�rt Kap� K�rk Makam� konusu haz�rlan�rken Hac� Bekta���n Co�an, �zbay ve Yaman��n haz�rlad�klar� �Makalat��yla B. �z��n haz�rlad��� �Fevaid�i temel al�nm��t�r. �Buyruk�lardan da F. Bozkurt�un haz�rlamas� olan�ndan yararlan�lm��t�r(s: 125 v. d. ). Ayr�ca �u �al��malardan yararlan�lm��t�r. Bkz: Birdo�an(1990), s: 324 v. d. ; Baha Sait Bey(Birdo�an), s: 115 v. d. ; Bender(1991), s: 226 v. d. ; Yal��n, s: 66 v. d. , 73 v. d. , 147 v. d. , 170 v. d. , 187 v. d. , 201 v. d. , 225 v. d. , 238 v. d. , 247 v. d. ; F��lal�, s: 168 v. d. , 1772 v. d. , 292; Sunar, s: 167 v. d. ; Kaleli(1995), s: 303 v. d. ; Korkmaz(1995), s: 33- 112 aras�.