*

Vakıf Hakkında

Datça

Hacı Bektaş Veli

Alevilik

KÜLTÜREL

* GÜNÜN SÖZÜ *
* SON DAKİKA *
Allahın Aslanı Hz. Ali 

Allah'ın aslanıydın karanlıklar devrinde. 
Sonra nur olup parladın âlemde. 
Bu gün; 
Bitmeyen bir enerjisin 
Semah eden gönüllerde, 
'Barış, sevgi, kardeşlik' diyen her dilde.

Muğla Datça Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı online ziyaretçi
ALEVİ ÖRGÜTLENMESİ..! ( İsmail Saçlı ) ALEVİ ÖRGÜTLENMESİ..! ( İsmail Saçlı )
Yüzyıllardır, dağınık ve birbirinden kopuk yada haberleşemeyen Alevi Bektaşi toplulukları, çağımızın iletişim araçlarını daha rahat kullanarak iletişim kurup İnançsal, Kültürel, Bölgesel faaliyetlerden haberdar olmaya ve ortaklaşa, işler yapmaya başladık.

15-20 yıl öncesine kadar ne internet siteleri, ne televizyonumuz , ne dergimiz, ne de gazetemiz vardı. Cem dergisini saymasak, bugünde çok var diyemeyiz ama ulusal yayın yapan birkaç tane var diyebiliriz. (Cem tv, Yol tv gibi).

Günümüzdeki örgütlenmemize kadar, Alevilikte ocak örgütlenmesini görüyoruz. Ocaklar; mürşit, pir, rehber ocakları buna bağlı talipler topluluğu el ele el hakka anlayışı ile sosyal düzeni de kurarak günümüze gelindi. Fakat ocaklar ve talipler kırsal köy ortamlarında yaşam bulduğu için şehirleşmeyle birlikte bu etki zayıfladı. Dede ile talip arasındaki bağda kısmen kopmuş oldu. 1950 li yıllardan sonra Aleviler şehre göç etmeye başladı. İş için, aş için otuz- kırk yıl Cem, Yol, Erkan görmeden bir kuşak yetişti. ALEVİ ÖRGÜTLENMESİ..! ( İsmail Saçlı )

Hepimizin bildiği gibi Aleviler tarih boyunca katliam, sürgün, asimilasyon yaşadı. Cumhuriyetle birlikte nefes almamıza rağmen Maraş, Çorum, Malatya, Sivas gibi kitlesel katliamlar görmemize rağmen bir araya gelemedik, Örgütlenemedik. Son yılardaki insanlık tarihinin en acı olayı diyebileceğimiz, Sivas madımak otelinde 37 insanın gündüz tv lerin canlı yayın yaparak, Devletin ve dünyanın gözleri önünde gerici güruh tarafından yakılmasıdır. Arkasından Gazi olayları ve biz Aleviler tepki göstererek tepki örgütlülüğü oluşturduk, şu anki derneklerimiz vakıflarımızın kuruluş tarihleri 1995 tarihinden itibarendir. Birkaç dergah ve Hacı Bektaşi Kültür Turizm Derneği, Pir Sultan Kültür Derneği hariç.

Kurumlarımız ekonomik sıkıntılar çekerken bir yandan da örgütlenme sıkıntısı yaşandı. İnsanlar ürkek ve korkak bu kurumlara üye olamadılar yada destek vermekte çekindiler.Özelikle, devlet kurumlarında çalışan canlarımız ve esnaflarımız kimliklerinin bilinmesi halinde işinden gücünden olacağı kaygısı vardı, haksızda değillerdi. Akademisyenlerimiz, aydınlarımız bu örgütlenmede yer almayınca, çıtayı yüksek tutamadık ya, köycülüğümüz yada bölgeciliğimiz ya siyasi delegelik hastalığımız yada geçmişte ki sol ben merkezci hastalığımız, örgütlüğümüze hakim oldu. Her kurum kendince bir Alevilik tarifi yaptı. Yada Alevilik çizdi. Herkes kendi kurumunun temsilcisidir. Fakat bazı örgüt başkanları kendini tüm Alevileri temsil ettiğini, Tv lerde beyan edince farklı Alevilik anlamları oluştu. Tabanımız bundan rahatsız oldu. 12 Eylül yasaları, Alevi kelimesini yasakladığı için, 95 yılından itibaren resmileşen derneklerimiz, Alevilik ismini alamadı. Pirlerin, uluların adlarına dernek kuruldu. Pir Sultan, Hacı Bektaşi Veli, Hubyar gibi aleviler çok başlı çok dağınık gibi gösterildi. Yol birdi, sorun ortaktı. Çözümü de ortak akılla çözmeliyiz.

ALEVİ ÖRGÜTLENMESİ..! ( İsmail Saçlı ) Sorunlarımızı çözerken karşılaştığımız engellemelere de bir başka Alevi kurumunu ve başkanını suçlamak bir alışkanlık oluştu. Ulularımızın, pirlerimizin anmalarında bile ortak organizasyonlarda bir araya gelmeyen örgütler oluştu. Aleviliğin Hak –Muhammed - Ali üçlemin de inançsal olarak ele alan siyasal talepler de anayasal hakkımızı savunan Alevilerin belli talepleri var. Türkiye de sadece pirler adına kurulu cemevleri yok. İki bine yakın köyler dede, cemevi var. Bunların sorunlarını da çözmenin yolu dernek, vakıf, cemevleri, köy dernekleri ortak çalışmalıdır. Onun için bizler köy yöre derneklerinin örgütlenmesine destek veriyoruz. Bu çalışma şu grubun, bu kişinin diye sekteye uğratılmamalı, desteklenmeli. Bölge temsilcilikleri oluşturuldu. Duyarlı herkes bu çalışmanın bir neferi olmalıdır. Cemevlerinin yasallaşması sorunun büyük bir bölümünü çözecektir. Dedelerin yetiştirilmesi genel bütçeden pay ayrılması zorunlu din dersleri seçmeli olması ve Aleviliğinde din, ahlak bilgisi derslerinde okutulması gibi kurumlarımız ekonomik sıkıntılarını aşamadığından bilimsel çalışma da yapamamaktadır. Personel giderleri, elektrik, doğalgaz vatandaşın yardımı ile bile karşılanamaz noktaya gelmiştir. Devlet inançlara eşit davranmalı. Hakkımız olan payı ayırmalıdır.

ALEVİ ÖRGÜTLENMESİ..! ( İsmail Saçlı ) Alevi toplumunu yüzyıllardır devlet yönetmedi. Şah İsmail’in kurduğu safavi devletini saymazsak devlet tecrübemiz oluşmadı. Alevilik inancındaki paylaşımımız, eşitliğimiz sen, ben yok, biz varızı icra edemedik. Bir olamadık. İri olalım, diri olalım diyoruz ama birliğimizi sağlamadık. İncinsen de incitme diyoruz. Birbirimizi çok incitiyoruz. 72 millete aynı nazarla bakarız diyoruz. Alevileri yani birbirimizi aynı gözle görüyoruz. Gücümüzü daha bilimsel daha araştırmacı yazılı belgeli çalışmalara yöneltmeliyiz. Artık birbirimizle tartışma zamanı değil. Cemevlerinin yapacağı işler bellidir. Alevi gençliğini yetiştirmenin yolu eğitim, burs ve yurtlar oluşturmaktan geçmektedir. Kafamızı da, kasamızı da birleştirmeliyiz. Kasamızda, bankamızda şu kadar para var deme yerine şurada, yurt başlattık deme zamanı gelmiştir. İş adamlarımız, esnaflarımız böyle çalışmalara destek olacaktır. Alevilik sadece cenaze kaldırmak, her Perşembe akşamları da cem tutmakla kendini anlatamaz. Kurumsallaşmanın şart olduğuna örgüt başkanları ve yöneticileri inanmalıdır. Tekkeci mantıktan kurtulmalıdır. Yazının sonuna gelmişken bir dilekle kapatıyorum. İnşallah bu ülke, bir de Alevi kimlikli bir başbakan tarafından yönetilir. Saygılarımla.

20.05.2010
İsmail Saçlı